Φ pejmurde Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Bu dünyadaki varlığımızın temel amacı olarak neyi gördüğümüzle alakalı olsa gerek, kusura veya mükemmeliyete ihityacı. Allah, bu dünyaya sınav edilmek üzere gönderilidiğimizi (başka diğer amaçları da belirterek) Kuran'da bize bildiriyor. Evrene bu bakış açısından bakıldığında, evrenin şu anki hali, amaç edilenin yerine getirilmesi için her türlü araca sahip. Evren, sürekli işleşiyi, ortaya çıkışı ve madde olarak var oluşuyla mükemmeliği "anımsatmakta"; öngörülemezliği ve değişkenliği ile ise kusuru. İşte ortamı bu sınav edilişe elverişli kılanda evrenin olduğu hali. Yani Allah bizi sınav ediyorsa (ki inancım üzere ettiğine inanıyorum), bu sınavda "kopya çekmemize" izin vermeyecektir (Evrenin kusurlara müsait algılanabilir yapısıyla). Ancak bir yandan da bizlere kudretinin ve varlığının ip uçlarını vererek sezgilerimizi dürtüklemeye yöneltiyor. Her gün mucizeler görsek, Allah'ın varlığını bilimin ihtiyaç duyduğu derecede algılara yönelik bir netlikle kanıtlayan delillere ulaşabilsek, bu sınavın amacından sapma olmaz mıydı? güzel bir yaklaşım Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 “Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.„ (Enbiya Suresi, 32) Ayette belirtilen gökyüzünün bu özelliği, 20. yüzyıldaki bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yerküremizi çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son derece hayati işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili ufaklı pek çok gök taşını eriterek yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller. Atmosfer, bunun yanısıra, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre eder. İşin ilginç olan yanı, atmosferin sadece zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve radyo dalgalarını geçirmesidir. Bunların tümü yaşam için gerekli ışınlardır. Örneğin atmosfer tarafından belirli oranda geçmesine izin verilen ultraviyole ışınları, bitkilerin fotosentez yapmaları ve dolayısıyla tüm canlıların hayatta kalmaları açısından büyük önem taşır. Güneş tarafından yayılan şiddetli ultraviyole ışınlarının büyük bölümü, atmosferin ozon tabakasında süzülür ve Dünya yüzeyine yaşam için gerekli olan az bir kısmı ulaşır. Atmosferin koruyucu özelliği bunlarla da kalmaz. Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur. (yorumsuz) Saygılar.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 “Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.„ (Enbiya Suresi, 32) Ayette belirtilen gökyüzünün bu özelliği, 20. yüzyıldaki bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yerküremizi çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son derece hayati işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili ufaklı pek çok gök taşını eriterek yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller. Atmosfer, bunun yanısıra, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre eder. İşin ilginç olan yanı, atmosferin sadece zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve radyo dalgalarını geçirmesidir. Bunların tümü yaşam için gerekli ışınlardır. Örneğin atmosfer tarafından belirli oranda geçmesine izin verilen ultraviyole ışınları, bitkilerin fotosentez yapmaları ve dolayısıyla tüm canlıların hayatta kalmaları açısından büyük önem taşır. Güneş tarafından yayılan şiddetli ultraviyole ışınlarının büyük bölümü, atmosferin ozon tabakasında süzülür ve Dünya yüzeyine yaşam için gerekli olan az bir kısmı ulaşır. Atmosferin koruyucu özelliği bunlarla da kalmaz. Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur. (yorumsuz) Saygılar.. Yapma kralx.... Biraz daha araştır istersen. "7 kat gök" ifadesinin atmosfer tabakaları için kullanılmadığını sen de, ben de biliyoruz. "Yakın göğü yıldızlarla donattık" ifadesine ne diyeceksin? Sence yıldızlar atmosfer tabakalarının arasında mı? Boşa kürek çekiyorsun. "Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan......" (Yunus Suresi 3) "Şüphesiz gece ve gündüzün ardarda değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde......" (Yunus Suresi 6) "Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten......" (Ra'd Suresi 2) "Peygamberleri dedi ki:“Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?.." (İbrahim Suresi 10) "Allah’ın gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını görmedin mi?.."(İbrahim Suresi 19) "Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum. (Kehf 51) “Allah, çocuk edindi” dediler.O, bundan uzaktır. Hayır! Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ındır." (Bakara 116) "O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan......" (Bakara 22) "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır." (Fâtır 41) Şu ayetlere bir bak kralx. Hangisinde atmosfer tabakalarını kastediyor dersin? Ayrıca bir de şunlar vardı ; "O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik." (Lokman Suresi 10) Burada gökyüzünün bir tavan gibi görülmesinin gereği insanlar gökyüzünün nasıl olup da asılı gibi durduğunu merak ederlerdi. Bu ayet de bu inanışa atfen .Sözde insanlara hayranlık uyandıracak. "Bak biz gökleri direksiz yarattık." Halbuki gökleri (!!!) direkle yaratamazsınki . Zira gökyüzü dünya için bir tavan değildir. Bu inanışı gösteren bir kaç ayet daha var Kur'an'da. Artı yedi kat gök inancı... Gökler.......Bir gökten diğerine bir kapıyla geçersin. (Bkz.Mirac hadisleri) " ........İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir." (Hac Suresi 65) Gök yerin üzerine nasıl düşer arkadaşlar. Bunu hangi inançla bağdaştırabilirsiniz. Yanıtı basit: Bunun için göğü bir tavan gibi düşünmeniz yeterli. "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok." (Kaf Suresi 6-Elmalılı Hamdi Meali) Ancak bu ayet her ne hikmetse diyanet çevirisinde şu şekilde yer almış: "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur" (Kaf Suresi 6-Diyanet çevirisi) Yani rötuşlanmış.... Ne gereği varsa artık....Bu da gökyüzünün bir tavan gibi görüldüğünü pekiştiriyor. Yoksa neden çatlak, (Bir başka çeviride yarık) gibi ifadeler kullanılsın Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 İşte resmen ifade ediliyor anlantis ve marduklular savaşından sonra bozulan gökyüzü düzenini tekrar düzenlendiği. Dünyadaki anlantisliler savaşı kaybettiği halde marduk gezegenini yörüngeden saptırdı, tabi bizim dünyada başka bir kaç gezegende güneşin yörüngesinden çıkıp kaybulucaktık mardukda yaşıyan anunki ler bu düzeni tekrar kurdular, yam yam ın yazdığı ayetde bunu gösteriyor buyurun. "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır." (Fâtır 41) Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 İşte resmen ifade ediliyor anlantis ve marduklular savaşından sonra bozulan gökyüzü düzenini tekrar düzenlendiği. Dünyadaki anlantisliler savaşı kaybettiği halde marduk gezegenini yörüngeden saptırdı, tabi bizim dünyada başka bir kaç gezegende güneşin yörüngesinden çıkıp kaybulucaktık mardukda yaşıyan anunki ler bu düzeni tekrar kurdular, yam yam ın yazdığı ayetde bunu gösteriyor buyurun. "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır." (Fâtır 41) Lena burada ciddi konular konuşuyoruz. Sanırım sen bunları çizgi roman dergilerinden falan alıyorsun. Hayır söyliyeceklerini açık açık söylesen tamam, ama sen arada bir lafa katılıp acayip (başka ifade şekli bulamadım) şeyler yazıyorsun. Kusura bakma seni anlayamıyorum.... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Tamam karışmam. Sorun karışıp karışmaman değil. Sorun konuyla bağlantısız ve anlamsız (en azından ben bir bağ kuramadım) ifadeler. Yeterince açık yazmıyorsun... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Bir de şu ifadeler var ; "Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş(kıyamet kopmuş)tur.Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır." (Hâkka 13-17) "Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,Gök yarıldığı zaman,Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman," (Mürselat 7-11) Alıntı
Φ donna Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 ARKADASLAR BING BANG DIYE BAHSETTIGINIZ SEY "BIG BANG" DIR. SAYGIYLA VE HADDIM OLMAYARAK DUZELTIYORUM. Alıntı
Φ zaman Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 yav arkadaşlar bundan 1400 yıl önce hz. peygamber nasıl olduda dünyanın boşlukta havada durduğunu bildirdi. dünyanın ve gezegenlerin yörüngelerinden çıkınca hayatın kalmayacağını bildirdi sevgili yamyam önce sen bunları bir açıkla bakalım. ben akıl erdiremedim. bunlar ancak geçtiğimiz yüzyıl anlaşılmıştı.yedi kat göklerde yedi kat gökler Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2005 yav arkadaşlar bundan 1400 yıl önce hz. peygamber nasıl olduda dünyanın boşlukta havada durduğunu bildirdi. dünyanın ve gezegenlerin yörüngelerinden çıkınca hayatın kalmayacağını bildirdi sevgili yamyam önce sen bunları bir açıkla bakalım. ben akıl erdiremedim. bunlar ancak geçtiğimiz yüzyıl anlaşılmıştı.yedi kat göklerde yedi kat gökler Sen o ayetin aslında "yörünge" kelimesinin geçtiğini mi sanıyorsun? Güldürmeyin adamı yahu. Bunlar Kur'an'ı zamana uydurmak için yapılmış kelime oyunlarıdır. Ne yörüngesinden bahsediyorsun. Var mı göklerle(!!!) ilgili ayetler hakkında yorum yapabilecek biri? Alıntı
Φ zaman Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2005 sen işte ancak böyle ayetleri çarpıtmakla ancak yetenirsin. kardeşim bak ayet çok açık. biz yeryüzünü stünsuz bir şekilde havada tutyoruz. desteksiz birşekilde ayetin tam mealini sana bulurum. allah dünya ile ayın arasındaki mesafeyi ve gidiş gelişlerini sizin için yarattım. buyuruyor. gecenin ve gündüzün birbirine karışması ve günlerin uzayıp kısalmasında nice hikmetler vardır diyor. bunlar yalan mı? o zamanda bunlar uydurulmuş öylemi... şimdide biz bunları günümüze duyarladık ha... dünyayı yörüngeyemi soktuk. gece ve gündüzlerin uzunluğunumu ayarladık... yada buna benzer anlamlar mı verdik kuranı kerime bak allah k.kerimde iki denizin birbirine karışmadığı belirtmiş. bunu 10 sene kadar önce kaptan custau bulmuştu. buna ne dersin. o zamanda denizcilik bu kadar ileride değildi... biz körü körüne bağlanmıyoruz dostum bu gibi şeylere... ateş olmayan yerden duman çıkmaz "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır." (Fâtır 41) Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 sen işte ancak böyle ayetleri çarpıtmakla ancak yetenirsin. kardeşim bak ayet çok açık. biz yeryüzünü stünsuz bir şekilde havada tutyoruz. desteksiz birşekilde ayetin tam mealini sana bulurum. allah dünya ile ayın arasındaki mesafeyi ve gidiş gelişlerini sizin için yarattım. buyuruyor. gecenin ve gündüzün birbirine karışması ve günlerin uzayıp kısalmasında nice hikmetler vardır diyor. bunlar yalan mı? o zamanda bunlar uydurulmuş öylemi... şimdide biz bunları günümüze duyarladık ha... dünyayı yörüngeyemi soktuk. gece ve gündüzlerin uzunluğunumu ayarladık... yada buna benzer anlamlar mı verdik kuranı kerime bak allah k.kerimde iki denizin birbirine karışmadığı belirtmiş. bunu 10 sene kadar önce kaptan custau bulmuştu. buna ne dersin. o zamanda denizcilik bu kadar ileride değildi... biz körü körüne bağlanmıyoruz dostum bu gibi şeylere... ateş olmayan yerden duman çıkmaz "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır." (Fâtır 41) Yahu hikmet bunun neresinde? Gece mi bilinmiyordu, gündüz mü? Yoksa ay mı görünmüyordu? Saçma sapan konuşmayın. Üstelik tatlı su ile tuzlu suyun karışmadığı Muhammed'den çok önce de biliniyordu. Gökler (!!!) hakkında hala yorum bekliyorum.... Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Gökler hakkında yazdığımda beni dışladınız. Alıntı
Φ zaman Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 sevgili lena ben kişisel olarak yazınla ilgili seni dışlamadım belirteyim. yam yam sana gelince denizde tatlı su olduğu ne zaman görülmüş bu kadar ülke gezdim ben görmedim. (görgüsüzlüğümü bağışla) gecede gündüzde biliniyordu... ancak uzayıp kısaldıkları bilinsede bunun dünyanın hareketiyle oluduğunu allah bildirmiştir dünyanın uzay boşluğunda olduğunuda stünsüz bir şekilde havada tuttuğunu belirtmesinden anlıyorum. peki peygamber bunu havada olan neyi gördüde söyledi... onu geçelim ben sana başka birşey soracam ama aklın karışır önce bunları cevapla bakalım... Alıntı
Φ lena Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2005 Siz dğil zaman , yamyam araya girdiğimde burda ciddi şeyler konuşuyoruz demişti. Belki şimdi anlaşılmıyor ama bir gün anlaşılıcak, dünyadaki anlantislerle marduk gezegeninin savaşı ve sonrası gökyüzünün onarımı kuranda geçiyor. Neden evvelki dinlerde geçmez sebeb, neden kuran ve peyganber son deniliyor neden mayalar aniden iz bırakmadan kaybuldular. Sizin arzunuz kayıtsız şartsız Allahı kabul edilmesi, tamam kabul etdik pekiği 1400 senedir Allah bizi terkettimi hiç bir ibaresi görülmüyor ya cebraile ne oldu bilmiyorum düşünmek normalmi bunları yoksa kafayımı yedik. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2005 Sevgili arkadaşlar astro fiziğin ulaştığı son nokta, evrenin yaklaşık 15 milyar yıl önce sıfır dan, yoktan bir patlamayla oluştuğunu ve genişlemekte olduğunu ıspatlamıştır.. Ayette geçen "Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz." ifadesi de Kuran'ı Kerim'in evrensel ve tüm zamanlara hitap eden bir kitap olduğunu göstermektedir.. "Birinci göğü yıldızlarla donattık" ifadesi de 1. göğün görünen kısmını, yani başınızı kaldırdığınızdaki gördüğünüz manzarayı kastetmiş olabilir.. Belkide bu muazzam büyüklükteki evrende 1. gökten kastettiği atmosfer değildir.. Belki bu büyük karşısında atmosferin bahis konusu bile olamayacağı içindir.. En doğrusunu gene Allah bilir.. Ateistlerin bu denli mücadeleleri makul karşılanmalıdır.. Onlar da aksini söylemeye mecburlardır.. Çünkü biz inanıyoruz, onlar inanmıyorlar.. Saygılar.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.