Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

JET ATAMA...


karçiçeği_m

Önerilen İletiler

Yüksek Askeri Şûra’nın(YAŞ) başlamasına 24 saat kala bazı çevrelerin Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı’nı engellemek için cep telefonu mesajlarıyla başlattığı kampanyaya anında cevap verildi. Teamüllerin dışına çıkan Cumhurbaşkanı Sezer, Şûra başlamadan Büyükanıt’ın kararnamesini imzaladı.

 

ORGENERAL Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı’na getirilmesine karşı yürütülen çirkin kampanyaya hükümet ve Çankaya Köşkü’nün yanıtı jet atama kararnamesi oldu. Büyükanıt beklenenden 3 gün önce ve 30 Ağustos tarihi itibariyle Genelkurmay Başkanlığı’na atandı.

 

SMS’Lİ KAMPANYA

 

Yüksek Askeri Şûra toplantısına 24 saat kala Türkiye tarihinde ilk kez yaşanan bir karalama kampanyası başlatıldı. Önde gelen isimler ve kanaat önderlerine yollanan cep mesajlarında Orgeneral Yaşar Büyükanıt için "Yahudi olduğu" iddiasına yer verildi.

 

TURKCELL: YOLLAMADIK

 

"Genç Subaylar" imzalı bu mesajlarda Orgeneral Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olmasının Türk Silahlı Kuvvetleri’nin menfaatine olmayacağı görüşü savunuldu. Mesajlarda ilginç bir şekilde telefon numarası görünmezken sadece "R. Somoğlu" adlı bir isme yer verildi. Akşam saatlerinde bir açıklama yapma gereği duyan Turkcell, ’Mesaj merkezi’ aracılığıyla ilk mesajı alan abonelerine bir düzeltme mesajı geçti. Turkcell mesajında şöyle denildi:

 

"Bugün aldığınız mesajda Org.Y.Büyükanıt hak.aslı astarı olmayan iddiaları içeren mesaj firmamız ve ismi geçen R.Somoğlu tarafından gönderilmemiştir. Bilginize. Gönderen: Mesaj Servisi."

 

ACARER: İNTERNET KAFE OLABİLİR

 

Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Tayfur Acarer, Hürriyet’e yaptığı açıklamada bu mesajın muhtemelen internet aracılığı ile atılmış olacağını, internetten atılan mesajlarda telefon numarasının gözükmeyeceğini söyledi.

 

ÖZKÖK MÜ İSTEDİ

 

Hürriyet Ankara Bürosu’nun ulaştığı kaynaklar, erken atama kararının geçen hafta Harp Akademileri mezuniyet töreni sırasında alındığını anlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan toplantı vesilesiyle 27 Temmuz günü Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile görüştü. Erdoğan her iki görüşmede de Büyükanıt’ın atamasıyla ilgili kamuoyuna yansıyan iddiaları hatırlattı, "Artık bu mesele sadece hükümeti yıpratmakla kalmıyor, piyasaları bile geriyor" diye yakındı.

 

Orgeneral Özkök spekülasyonların önlenmesi ve Yüksek Askeri Şûra’da tansiyonun yükselmemesi için erken atama önerdi. Bakan Gönül, Genelkurmay Başkanı’nın erken atanması konusunda herhangi bir engel bulunmadığını vurguladı. Alınan karar dün uygulamaya konuldu.

 

KÖŞK’TEN ANINDA ONAY

 

Askeri teamüllere göre Yüksek Askeri Şûra toplantısının ardından 4 Ağustos Cuma günü Köşk’e yollanması beklenen Büyükanıt atama kararnamesi, dün Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında imzalandı ve Cumhurbaşkanı’nın onayına sunuldu. Saat 14.00 sularında Köşk’e ulaşan kararname hemen onaylandı ve atama kararı tek cümlelik bir duyuru ile kamuoyuna açıklandı.

 

Böylece Orgeneral Büyükanıt’ın ataması, Başbakan Erdoğan’ın 2 Ağustos’ta çıkacağı Malezya gezisi sonrasına da bırakılmamış oldu. Üst düzey bir askeri yetkili erken atamayla ilgili şunları söyledi: "Yaşar Paşa ile ilgili gereksiz bir takım spekülasyonlar vardı. Bu kararla, devlet bunların önüne geçti. Ayrıca Bakanlar Kurulu’nun ağustosta toplanmama riskine karşı da böyle bir önlem alınmış olabilir."

 

RAHATSIZLIK ARTTI

 

Başta Şemdinli davası olmak üzere Orgeneral Büyükanıt’la ilgili hem dinci basında, hem de bazı internet sitelerinde ortaya atılan iddialardan TSK komuta kademesinin rahatsızlığı artınca dünkü atama operasyonu gerçekleşti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NEDENDİR BİLİYORUM BU ATAMAYI DUYDUĞUMDANB BERİ NASIL CANIMIN NASIL SIKILDIĞINI BİR BEN BİR ALLAH BİLİR...Ülkemiz bir adım daha İsrailin güdümüne girdi , baykuşlara bayram olsun! (baykuşlardan kasıt sizler değilsiniz , zira siz işin gizli taraflarından bi haber yaşadığınız için o lafım buna çalışanlaraydı)

 

Bir kere Büyükanıtın sabetay olduğuı ispatlandı , onun aile kütüğüne bakıldı , delilleri ile kondu ortaya , neden gazeteler BELGESİZ TEKZİP EDİYORLAR??? Neymiş hiç görülmemiş bir karalama kampanyasıymışşşş..Sizin 10 yıldır Fetrhullah Gülene yaptığınız neydi peki he!!! HANGİ İDDAANIZ GERÇEK ÇIKTI HANİ??? Bir tane gösterin yahudi uşakları..olayları çarpıta çarpıta sizinde yakında çarpılacağınız yakındır

 

Zaten cumhuriyetin , hurriyetin , sabahın destek verdiği biride anca ONLARIN PATRONLARI GİBİDİR..Hatta o patronlarınında patronudur! Battı talihsiz ülkem

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir Zıplayan Dana

Başta Şemdinli davası olmak üzere Orgeneral Büyükanıt’la ilgili hem dinci basında, hem de bazı internet sitelerinde ortaya atılan iddialardan TSK komuta kademesinin rahatsızlığı artınca dünkü atama operasyonu gerçekleşti.

Ne kadar ilginç...

Ordu içindeki terör yaratan kesimleri destekleyen bir "Genelkurmay Başkanı"mız var artık.

Geçen günde bir General çıkıp "ben de bu tarz da eylemler yaptırtmıştım" dedi ve hakkında soruşturma dahi açılmadı...

Bu ülkenin çivisi çıkmış...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İSRAİL’deki BÜYÜK(K)ANIT!

 

 

 

Org. BÜYÜKANIT’ın kanındaki

 

‘Yahudi Soyu’ ve ‘Türklüğe İhanet’

 

mezarı İSRAİL’de bulunan ‘DEDESİ Mehmet YAŞAR Efendi’ den ...!

 

 

 

Büyükbabanın Kudüs Sürgünü

 

 

 

Org. Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ın büyükbabası (annesinin babası) Mehmet Yaşar Efendi ve anneannesi Safiye (asıl ismi Sifaye) Hanım, BÜYÜKANIT’ın annesi Fikriye ERYAŞAR’ın doğduğu 1905 yılında, Osmanlı toprakları içindeki Güney Ürdün’de yer alan Maan şehrinde yaşıyorlardı. Ortadoğu’da çalışmalarını yoğunlaştırmaya başlayan İngiliz istihbaratının ağırlık verdiği Maan şehri, Hicaz Demiryolu hattımızın en stratejik durağıydı. Bu stratejik önemden dolayı Lawrence, daha sonraki yıllarda istihbarat çalışmalarında Maan’ı merkez olarak kullanmış; bilahare meşhur Arap İsyanı bu şehirden başlamıştı. Bir devlet görevlisi olan büyükbaba Mehmet Yaşar Efendi, önce Maan’dan Anadolu’ya gönderilmiştir*.

 

 

 

Anadolu’ya gönderilen Mehmet Yaşar Efendi, 1908 tarihindeki II. Meşrutiyetin İlanı’ndan sonra, devlet güvenliği açısından sakıncalı görülerek, Ankara Altındağ bölgesinde kayıtlı olan nüfus kütüğüyle birlikte “Kudüs şehri, Babıhatta mahallesi, 573 numara”da zorunlu ikamete ve gözetime tabi tutulmak üzere sürgün edilmiştir.

 

 

 

Babıhatta mahallesi, o tarihlerde kullanılmakta olan Kudüs Hapishanesi’nin bitişiğinde ve genellikle sürgün gözetimi altında bulunanların ikamet ettirildiği bir mahalleydi. Mehmet Yaşar Efendi’nin Kudüs’te sürgünde bulunduğu dönemde, İtilaf Devletleri Çanakkale Savaşı’nı kaybetmiş; Çanakkale’yi geçemeyen İtilaf Devletlerinin başını çeken İngiltere de, Osmanlı Devleti’ne karşı Filistin Cephesi’ni açmıştı.

 

 

 

İçimizdeki Hainleri Kullanan Yahudi İstihbarat Örgütü: NİLİ

 

 

 

Çanakkale Savaşı’nda katır tugayları oluşturarak İngilizlere lojistik destek sağlayan yahudiler, Sina, Gazze ve Kudüs Muharebelerinde, İngiliz Ordusu’na istihbarat desteği sağlamışlardır. Özellikle Gazze Muharebeleri’nde büyük kayıplar yaşamaya başlayan İngilizler, sonunda, Osmanlı’nın cephe gerisindeki yahudilerce ulaştırılan bilgileri kullanarak, Osmanlı mevzilerini ve bataryalarını uçaklarla bombalamışlar ve böylelikle Osmanlı savunma hattını aşabilmişlerdir. Özellikle, müttefikimiz Alman subaylarının göz yumduğu Alman asıllı yahudilerin, Filistin Cephesi’nde İngilizler tarafından nasıl kullanıldıkları ve iki taraflı çalıştıkları hakkında, Genelkurmay Yayınlarından, Tuğg. Şükrü Mahmut Nedim’in “Filistin Savaşı” isimli eserinde bazı vakalarıyla bahsedilmektedir.

 

 

 

O dönemde NİLİ, Osmanlı Ordusu’nun içinden bilgi toplama güçlüğü çeken İngiliz-yahudi ittifakının kurduğu ve içlerinde fahişe kadınların görev aldığı bir istihbarat örgütüydü. NİLİ, Sarah Aaronson adında bir genç yahudi kadın casus tarafından işletiliyordu ve bazı kaynaklara göre örgütün 400 adet fahişesi vardı. Bunlar Osmanlı Ordusu’nda görevli bazı karaktersiz askerleri ve bazı direnişçi Arap milislerini baştan çıkararak, bunlardan bilgi sızdırıyorlardı.

 

 

 

Büyükbabanın Osmanlı Devleti’ne İhaneti

 

 

 

Kudüs-Babıhatta’ya sürgün gönderilen Mehmet Yaşar Efendi, maalesef burada da uslu durmamıştır. Özellikle dönmeler arasında haber kaynağı edinme arayışını sürdüren NİLİ, kısa zamanda Mehmet Yaşar Efendi’nin sürgün gönderilmiş bir dönme olduğunu öğrenmiş ve kendisiyle irtibata geçmiştir. Mehmet Yaşar Efendi, bir taraftan yahudi kızlarının cazibesiyle, diğer taraftan damarlarında taşıdığı yahudi kanının etkisiyle, Osmanlı Ordusu ve Arap milisleri hakkında topladığı istihbari bilgileri NİLİ ajanlarına sızdırmaya başlamıştır.

 

 

 

İçten bilgi akışını öğrenen Osmanlı Ordu İstihbaratı, bölgenin yerleşik Arap milislerinden de yararlanarak, NİLİ casusları ve üyelerine yönelik ciddi bir temizlik harekâtı başlatmıştır. Bu temizlik harekâtında, NİLİ casuslarıyla birlikte, çok sayıda asker ve milis de sorgulanıp suçlu bulunarak idam edilmiştir. Askeri sırları sızdırdığı tespit edilen Mehmet Yaşar Efendi de, bu temizlik harekâtından ileriki yıllarda nasibini almıştır. Mehmet Yaşar Efendi, biri milis olmak üzere iki Osmanlı İstihbarat Subayı tarafından, bir gece, birlikte olduğu ve görüştüğü bir NİLİ casusuyla birlikte evinden alınarak sorgulanmıştır. O gece kendilerinden önce alınmış olan Arap asıllı bir kişinin serbest bırakıldığı sorgulama neticesinde, hakkındaki kanaat kesinleşen Büyükbaba Mehmet Yaşar Efendi, birlikte yakalandığı (isimsiz, sadece kısa eşkal kayıtlı) NİLİ casusu ile birlikte Cehennem Vadisi’ne götürülmüş, infaz edilmiş ve ailesinin dini tören yapmasına müsaade edilmeden gömülmüştür.

 

 

 

Cehennem Vadisi, Osmanlı’nın Kudüs hâkimiyetinin son döneminde, vatana ihanet ve casusluk suçu işleyen kişilerin idam edilerek (intihar edenler de mevcuttur) gömüldüğü yer olarak tarihe geçmiştir.

 

Osmanlı-Arap İstihbaratı ile İngiliz-yahudi İstihbaratı arasındaki karşılıklı çetin faaliyetler ve infazlar, neredeyse İsrail’in kuruluşuna kadar devam etmiştir. Osmanlı 4. Ordu İstihbarat Şefi Filistinli Aziz Beg’in, NİLİ örgütünün faaliyetleri ve sorgulanan NİLİ üyeleri hakkında 1930 yılında yazdığı hatıratın yanı sıra, Babıhatta’nın ileri gelen ve o dönemde milis çalışmalarında bulunan Carallah sülalesinden Abdülhakim oğlu Raşid gibi kimselerin tuttuğu günlük benzeri çok sayıda kaynak da bulunmaktadır

 

İsrail Genelkurmayı’nın Org. BÜYÜKANIT’a Jesti !

 

İsrail’in ve yahudilerin en belirgin vasıflarından biri, geçmişte yahudiliğe hizmet edenlere, hatta onların soyundan gelen kimselere karşı duydukları vefa hisleridir. Filistin’de İsrail devletinin kurulmasında emeği geçenleri ve bu arada NİLİ üyelerini de araştıran İsrailli araştırmacıların, arşiv çalışmasında tespit ettiği isimlerin arasında Mehmet Yaşar Efendi’nin ismi de yer almaktadır.

 

İsrail Genelkurmayı, NİLİ üyeliği tespit edilen Mehmet Yaşar Efendi’nin mezarını yıllar sonra restore ettirmiş ve yapılan restorasyonu jest olarak göstermek üzere torun Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ı İsrail’e özel olarak davet etmiştir. Büyükbabası hakkındaki bilgiler ile bu mezarın varlığından, Türk kamuoyunun ve medyasının haberdar olmasından ciddi olarak endişe eden Org. BÜYÜKANIT, yahudi meslektaşlarından, geçmişine ait bu bilgilerin ve mezar yerinin sır olarak saklanmasını ve kamufle edilmesini rica etmiştir.

 

 

 

Bir şekilde bu bilgilerin duyulma ihtimaline karşı tedbir olarak, yıllarca çevresine, anne tarafından dedesinin Mescid-i Aksa’nın anahtarlarını taşıyan Kudüs imamlarının torunu olduğu ve dedesinin Kudüs’te şehit olduğu gibi asılsız bilgileri yaymıştır. Yine, kendisinin, dedesine atfedeceği boş veya sahte bir mezar yeri hazırladığı da bilinmektedir. Arka arkaya dört evlilik yaptıktan sonra, alkol bağımlısı olduğu için çocuklarını yetimhaneye veren babasından bile bahsederken “din görevlisiydi” diyebilen BÜYÜKANIT’ın, kimsenin tanımadığı dedeleri için “Kudüs İmamıydı” demesi aslında pek de garip değildir; yahudice gizlenme alışkanlığının gereğidir.

 

 

 

Ancak tarihçilerin bilebileceği bir gerçek vardır ki; Tarihi Aksa Camii’nin anahtarlarını, sahabe Nüseybe’nin soyundan gelen ve Kudüs eşrafından olan Nüseybe Oğulları geleneksel olarak elinde bulundurmaktadır. Ayrıca, Kudüs ahalisi Anadolu Türkleriyle aynı mezhepten değildir ve bu yüzden tarihi süreçte Kudüs imamları tamamen yerel halk arasından atanmışlardır. Hele hele, geçmişi karanlık ve ne idüğü belirsiz bir gizli yahudi sabetaycının Kudüs’e imam olduğuna dair hiçbir tarihi belge bulunmamaktadır.

 

 

 

Gerçi, şehitlerimizin cenaze namazında elini düz bağlamayı bile bilmeyen bir gizli yahudi sabetaycının, bu tür konuları bilmesi de zaten beklenemez**. Çünkü Org. BÜYÜKANIT, yahudilik dini ve sabetaylık tarikatına ait öğretileri, yirmi üç yaşına gelinceye kadar anneannesi Sifaye ERYAŞAR’dan, sonrası ablası Suzan BÜYÜKANIT’tan öğrene gelmiştir. Kimlik ve kişiliğinin gelişiminde en etkili olan iki kişi, şehit (!!?) dedenin eşi anneanne ve Türk Ordusu’nu ele geçirmeye azmetmiş küçük kardeşine kendisini adayan abladır***. “Yahudilik öğretisi”ni anneannesinden ve ablasından alan BÜYÜKANIT, provokasyonlarla uygulamaya koyduğu “ihanet öğretisi”ni de dedesinden miras almıştır.

 

 

 

Şimdi, gizli yahudi olduğunu belgelediğimiz ve soy kütüğü hakkındaki gerçekler karşısında cevap veremeyen BÜYÜKANIT’a tekrar meydan okuyoruz:

 

 

 

Yüreğin yetiyorsa, erkeksen, adamsan, bu metinde geçen bilgileri, ister sen yalanla veya isterse senin seçilmiş medyacılarından biri yalanlasın!

 

 

 

Bu yalanlamadan en fazla iki saat sonra, yine bu siteden yiyeceğin biri noter tasdikli, diğeri ise görüntülü iki Türk şamarına hazır ol!

 

 

 

Vurmadan önce iyice bir duyuralım ki, şaklaması kulaklarda yıllarca çınlasın!

 

 

 

 

 

(*) Mehmet Yaşar Efendi’nin Anadolu’ya gönderilme sebebinin, Maan’da artan İngiliz istihbarat faaliyetleriyle ilişkili olabileceğini tahmin etsek de, tarihçi akademisyen ülküdaşlarımız, Mehmet Yaşar Efendi’nin “Maan”da yaşadığı döneme ait net bulgular elde edemedikleri için, Anadolu’ya gönderilme gerekçesi metne konulmamıştır.

 

 

 

(**) Aziz Şehitlerimizin cenaze namazında sol elini sağ elinin üstüne koyarak ellerini ters bağlayan -ki belki de inancının gereği olarak kasıtlı yapmıştır, bunu bilemiyoruz- BÜYÜKANIT’ı temize çıkarmaya çalışan “seçilmiş medyacılar”, paşanın üzüntüsünden dolayı elini ters bağladığı hususunu haberlerine yorum olarak eklemişlerdi.

 

İşte burada sabrımız taştı: Sen kimsin de, şehidin anasından, babasından, ağasından, bacısından fazla üzüldün? Herkes elini düz bağladı da, bir tek sen ters bağladın, üçkâğıtçı! Sakın aklına, yahudilik davasının şehidi olan deden gelmiş ve onun için bu kadar çok üzülmüş olmayasın? Gerçekten o kadar üzülecek olsaydın, şehit cenazesi üretmek için gencecik fidanları kasıtlı olarak pusulara düşürttürmez, bunu yapanlardan bir kez olsun hesap sorar ve verilen şehitlerden dolayı kendini de sorgulardın. Ama sen, bunu yapmak yerine can dostun Reha TAŞKESEN’le başka dümenler çevirmeyi tercih ettin. Yakında, o ‘namussuz’un seni nasıl örnek aldığını bütün kamuoyuna duyuracağız.

 

 

 

(***) Türk gelenek ve görenekleriyle bağdaşmayan bu öğretiler yüzündendir ki; BÜYÜKANIT’ın can dostu ancak, Reha TAŞKESEN gibi, öğrencilerinin, astlarının ve meslektaş ailelerinin namusuna göz koyan bir “namussuz” olabilmektedir. Kirletici azınlık uşakları, bu onursuzluğu örtmek için intihar etmeleri gerekirken, bir de utanmadan gazetelere boy boy röportajlar vermektedirler ve Ordu’nun başına gelerek kendilerini korumasını umdukları azınlık “Efendi”lerine yağcılık yapmaktadırlar.

 

Tarih, bu namussuzluğu yapanlarla birlikte, savunanların da haysiyetlerinin yerle bir olacağına tanıklık edecektir. Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve Genç Subayları yetiştiren KUTSAL OKUL’umuzun adını kirletenler ve kirletenleri bugüne kadar himaye edenler, yaptıklarının bedelini en kısa zamanda ödeyeceklerdir.

----------------------------------------------------------

Kurşad hareketininn sitesinden , bence burda yazan açıklamaların hepsi ne yazikki doğrudur..Hatta bir çok şey de eksiktir..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte Yahudiliğin Resmi Belgesi!

 

Sitemiz 20 Aralık 2005 tarihinde, sabit belgelere dayanarak Org. Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ın “SABETAY” olduğunu ispat etmiş; ülkemizin güvenliği ve bekası açısından tarihi bir görevi yerine getirmiştir.

BÜYÜKANIT ise şimdiye kadar,

kızına sabetay geleneğe uygun şekilde isim koymasıyla,

kızını özellikle bir yahudiyle evlendirmesiyle,

İsrail lobileriyle içli dışlı olmasıyla,

İsrail işgaline karşı direnen Hamas’ı yahudi ırkdaşlarına yaranacak şekilde terörist örgüt olarak ilan etmesiyle,

darbe zemini için kardeş kavgasını körükleyecek provokasyonlara karışmasıyla,

İsrail lobileri aracılığıyla Türk Genelkurmayını felç etmek isteyen ABD’den icazet madalyası almasıyla,

Mezarı İsrail’de bulunan yahudi dedesinin mezarını Yahudi ritüellerine uygun olarak ziyaret etmesiyle,

“sabetay” olmasının yanı sıra, aynı zamanda “SABETAYCI” olduğunu da göstermiştir.

 

Şerefli Kahraman Türk Ordusu’nun -normal şartlarda- Genelkurmay Başkanı adaylarından biri olduğu halde, yahudilik inancının gereğini yerine getirmek için namusu ve tek çocuğu olan kızını özellikle bir yahudiyle evlendiren BÜYÜKANIT, elbette, Genelkurmay Başkanı olduktan sonra, yine yahudiliğin Arz-ı Mev’ud hayalini gerçekleştirmek için, namusumuz olan kutsal Anadolu topraklarını, İsrail ordusunun ayakları altına sermekten çekinmeyecektir.

 

Sabetayları İsrail’de ikamet ettirmek yerine, gerekli desteği sağlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumlarına sızmalarını ve Türk ekonomisini ele geçirmelerini sağlamak, İsrail’in bir devlet politikasıdır.

 

Ayrıca, kütük bilgilerini değiştirmek, bilgilerinde değişiklik yapılan kütükleri başka yerlere aktarmak ve eski kütük bilgilerini taşıyan defterler üzerinde tahrifat ve tahribat yaptırmak da, yahudi oldukları belgeli olan sabetaycıların bir gizlenme politikasıdır.

 

Bahsedilen yasadışı gizlenme yöntemine örnek olarak, Org. Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ın dünürü Sevim CAYMAZ’ın annesi, 1321 (Rumi) yılı İstanbul doğumlu, Merkado-Ester kızı, 31504865642 TC kimlik numaralı*, Sara (Melahat) ÖZCANDAN’ın**, resmi ‘vukuatlı nüfus örnekleri’ EKTEDİR.

(1-Damad Ercan Caymaz’ın anneannesi SARA Özcandan’ın nüfus kütüğü BELGESİ için TIKLAYINIZ

2-MELAHAT ÖZCANDAN olduktan sonraki nüfus kütüğü BELGESİ için TIKLAYINIZ)

3-Damadın Annesi SEVİM CAYMAZ'ın nüfus kütüğü BELGESİ için TIKLAYINIZ)

 

 

Yazının ekinde yayınladığımız resmi belgelerde de görüleceği üzere, BÜYÜKANIT’ın damadı Ercan CAYMAZ’ın anneannesi olan Sara (Melahat) ÖZCANDAN, önce İstanbul Beşiktaş Ortaköy Nüfusu kütüğündeki isim (SARA’yı MELAHAT yapmış) ve din (MUSEVİ) bilgilerini değiştirmiş, sonra bu kütüğü Üsküdar Tabaklar Nüfusuna naklettirmiş ve daha sonra da kanunları çiğneyerek, kocasının eski nüfus bilgilerinin kayıtlı olduğu İstanbul Üsküdar Tabaklar Nüfusu kütüğündeki 1. cilt 34. sayfasını da yırttırmıştır.

(*) Asıl TC kimlik numarası: 27304954150

(**) Sahte ismi: Melahat ÖZCANDAN

---------------------------------------------------

Gelsinler bunuda yalanlasınlar hadi bakalım!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşar Büyük Anıtın Yahudi olduğu vs iddiası , külliyen bir yalandır.

 

bu yobaz kaynakların hiç bir belgeye dayanmayan boş iddialarıdır. bu zevzekler Atatürkünde yahudi olduğunu iddia etmiştir.

 

bunlar yani yobazlar korktukları kim varsa, Yahudi ilan ederler.

 

Maser

 

Yaşar Büyükanıt bu güne kadar Müslüman Ülkelerle değil görevi boyunca. PKK terörüyle savaşmıştır. Bahsettiğin kişi sen evinde huzurlu bir şekilde oturuyorsan, Bunun mimarları arasındadır.

 

Teröre karşı verilen savaşın en başarılı ve en faal paşası için " Yahudinin Biri" demek, ancak vatan hainlerine yakışan bir cümledir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşar Büyükanıt bu güne kadar Müslüman Ülkelerle değil görevi boyunca. PKK terörüyle savaşmıştır. Bahsettiğin kişi sen evinde huzurlu bir şekilde oturuyorsan, Bunun mimarları arasındadır.

 

Teröre karşı verilen savaşın en başarılı ve en faal paşası için " Yahudinin Biri" demek, ancak vatan hainlerine yakışan bir cümledir.

 

Selam CYRANO, uzun zaman oldu görüşmeyeli... Ben Yaşar Büyükanıt'ın terörö karşı verdiği savaşta hangi kazanımları sağlamış onu merak ettim. Nasıl faal bir vakıaymış ki bu teröristlerden 1 bizden dört ölüyor. Bir de şemdinli davası vardı... Kardeşim, savcıya neden görevden el çektirildi. Eğer gerçekten paşa suçsuzsaydı, yargılama yapılıp beraat etseydi. Devlet Memurları hakkında kendilerine hakaret edildiğinde kişi bu hakaretini ispatlarsa sorumlu olmaz...Bırakılsaydı da savcı bunu araştırsaydı. Hadi diyelim askeri savcının yetkisine giren bir konuydu...Askeri savcı araştırma yapaydı...Kusura bakmayın, ben kişinin yahudi, hrıstiyan olmasına değil yaptıklarına bakarım.

 

Açıkçası şemdinli vakıası benim gözümde paşanın bittiği andır. Bakın, Şemdinli de herşey bir uydurma da olabilir. Paşayı karalamak da isteyebilirler (böyle bir faaliyetin hangi saiki olabilir bilmiyorum ama olduğunu varsayalım) bunun çözümü iddianameyi hazırlayanı Savcılık mesleğinde bugüne kadar görülmemiş bir şekilde savcıyı görevden el çektirerek değil, yargılama sonucunda beraat ederek yapmalıdır. Eğer adli mahkemelerinize güven/e/miyorsanız askeri mahkemeler ne güne duruyor. Yok eğer, Büyükanıt onlarada güven/e/miyorsa işte o daha tehlikelidir.

 

Bir de dikkat edildi mi, asker sanki yargıdan bağımsız, hukuk üstü bir kurum, bir mit halini aldı bu karardan sonra. Artık hangi savcı bir paşa hakkında iddianame hazırlayabilir biri bana söylesin...Ben savcı olsam, paşa gözümün önünde bir çocuğa tecavüz edip ondan sonra başını taşla ezse (bu kadar ağır bir örnek vererek kimseye kötü gözle bakılmasını temin etmeye çalışmıyorum, sadece aklımızı başımıza almaya sevk etmeye çabalıyorum) ve bunu 10'larca kişi görse dahi ben paşaya karşı dava aç/a/mam...Buna dilin kemiği olmadığı için ..t korkusu diyebilirsiniz...

 

Askeriye içerisinde paşa konumuna gelmiş kişiler birer makineden çıkmış gibi seri üretim halini almış zihin yapılarını sahipmiş gibi gelir bana her zaman... Bu sebeple Ahmet Paşa ile Mehmet Paşa'nın Genelkurmay olması arasında bu zamana kadar benim açımdan bir anlam farklılığı olmazdı ama Bu paşamız hukuka ve yargılamaya karşı durmuştur ve bu sebeple diğerlerinden farklı ve negatif bir yeri işgal ediyor benim kafamda...

 

selam ve saygı ile

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şemdinli olayının mimarı Yaşar Büyükanıt geldi en tepemize oturdu hadi bakalım vatana millete hayırlı olsun diyeceğim ama ne kadar hayırlı olur ne kadar şerli olur Allah bilir.

Gerçi ben Şemdinli olayında çokta büyütülecek birşeyde görmedim bunlar herzaman olan olaylardı sadece burda ki fark bu olayın birinin çıkıp bunları yüksek sesle söylemesiydi yani duyulmasıydı.

Yaşar Büyükanıt yahudi kökenli olduğu yolunda birsürü yazılar çıktı olabilir Türkiye Cumhuriyetinde belli başlı mevkilere gelen kişilerin büyük bir çoğunluğu zaten bunlardan isterseniz Soner Yalçın'ın Efendi kitabını bir okuyun hatta kitab öyle bir izlenim bırakıyor ki Sabetayisler dışında ülkemizde söz hakkı olan bile yok.Fakat ben Yaşar Büyükanıtın yahudi olduğunun belgelendiğini söyleyen bir yazıyı okudum başlı başına yanlış birkere Sabetay Sevinin müslüman olduğunu söyledikten sonra Mehmet adını aldığı söylüyorlar yanlış Mehmet değil Aziz efendi adını almıştır güya Sabetayistlerde Mehmet adı geleneksel bir isimmiş ve Paşanın ailesinde bu isim çok yaygın hatta kendi ön adıda Mehmet olduğu için yahudidir etiketi yedi başlı başına saçma bir fikir yani bir isimden yola çıkarak üstelik yanlış bir isimden yola çıkarak belgelendiğini idda etmek.

Hatta isterseniz yanın bir kopyasını çıkarabilirim size.

 

Sonuçta öyle yada böyle Yaşar Büyükanıt görevde hakkında konuşup yorum yapmak için bence erken zaman gösterecek zaten nasıl bir paşa olduğunu her yazılana ve çizilenede kulak asmayalım bekleyelim görelim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NEDENDİR BİLİYORUM BU ATAMAYI DUYDUĞUMDANB BERİ NASIL CANIMIN NASIL SIKILDIĞINI BİR BEN BİR ALLAH BİLİR...Ülkemiz bir adım daha İsrailin güdümüne girdi , baykuşlara bayram olsun! (baykuşlardan kasıt sizler değilsiniz , zira siz işin gizli taraflarından bi haber yaşadığınız için o lafım buna çalışanlaraydı)

 

Bir kere Büyükanıtın sabetay olduğuı ispatlandı , onun aile kütüğüne bakıldı , delilleri ile kondu ortaya , neden gazeteler BELGESİZ TEKZİP EDİYORLAR??? Neymiş hiç görülmemiş bir karalama kampanyasıymışşşş..Sizin 10 yıldır Fetrhullah Gülene yaptığınız neydi peki he!!! HANGİ İDDAANIZ GERÇEK ÇIKTI HANİ??? Bir tane gösterin yahudi uşakları..olayları çarpıta çarpıta sizinde yakında çarpılacağınız yakındır

 

Zaten cumhuriyetin , hurriyetin , sabahın destek verdiği biride anca ONLARIN PATRONLARI GİBİDİR..Hatta o patronlarınında patronudur! Battı talihsiz ülkem

nedenin ben söyleyim

 

çünkü sen şeriatçısın bunu diğer topicte anlamıştık

 

bir şeriatçının tepeden ırnağa laik birisinin gen.kur.bşk. olma yolunda ki adıma sevinmesi normal olmazdı zaten....

 

sen merak etme herkes fethullah güleni de biliyor Büyükanıtı da...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

nedenin ben söyleyim

 

çünkü sen şeriatçısın bunu diğer topicte anlamıştık

 

bir şeriatçının tepeden ırnağa laik birisinin gen.kur.bşk. olma yolunda ki adıma sevinmesi normal olmazdı zaten....

 

sen merak etme herkes fethullah güleni de biliyor Büyükanıtı da...

 

 

 

arkadaşlar yokluğumda ne çok şey değişmiş böyle...bu ne açık yüreklilik arkadaşım.helal valla ne diyim. ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

nedenin ben söyleyim

 

çünkü sen şeriatçısın bunu diğer topicte anlamıştık

 

bir şeriatçının tepeden ırnağa laik birisinin gen.kur.bşk. olma yolunda ki adıma sevinmesi normal olmazdı zaten....

 

sen merak etme herkes fethullah güleni de biliyor Büyükanıtı da...

 

siz ilk önce öğrendiniz mi şeriatın ne olduğunu , sen demiyormuydun benim kuran okuyup okumamam önemli değil , o kitaplarıda insanlarıda bilmeme gerek yok gibisinden diyen??? Önce onu öğren böyle şurdan burdan duyduğun çarpıtma şeyler yüzünden zarardan başka bişeye çalışmıyorsunuz!

 

Laikliğin keşke ne olduğunu neden rejimimize sokulduğunu bilseniz gam yemiyecem , her şeyi çarpıtan yahudi idallerini oturtmaya çalışanlara demek inandınız!!! Bakın o zaman bu memlekete bir gram hayır gelecek mi , sizler farkında olmadan yada bilerek ülkemizi batırmaya resmen uğraşıyorsunuz..!

 

Sizin bu kadar yahudileri sevdiğinizi açıkçası bilmiyordum ne çekti acaba , biz bunlara derin devlet diyoruz belgeler sunuyoruz hala daha at gözlüklerini çıkartmıyorlar..Halbuki onlar sizinde düşmanınızdır..

 

Ayrıca F.Güleni kimsenin bilmediği o kadaarrrrr aşina ki anlatamam , öbür başlığa gel istediğini sor , yada sorunlara verilen cevağları görde biraz doğru düzgün bişeyler öğren

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Selam CYRANO, uzun zaman oldu görüşmeyeli... Ben Yaşar Büyükanıt'ın terörö karşı verdiği savaşta hangi kazanımları sağlamış onu merak ettim. Nasıl faal bir vakıaymış ki bu teröristlerden 1 bizden dört ölüyor. Bir de şemdinli davası vardı... Kardeşim, savcıya neden görevden el çektirildi. Eğer gerçekten paşa suçsuzsaydı, yargılama yapılıp beraat etseydi. Devlet Memurları hakkında kendilerine hakaret edildiğinde kişi bu hakaretini ispatlarsa sorumlu olmaz...Bırakılsaydı da savcı bunu araştırsaydı. Hadi diyelim askeri savcının yetkisine giren bir konuydu...Askeri savcı araştırma yapaydı...Kusura bakmayın, ben kişinin yahudi, hrıstiyan olmasına değil yaptıklarına bakarım.

 

Açıkçası şemdinli vakıası benim gözümde paşanın bittiği andır. Bakın, Şemdinli de herşey bir uydurma da olabilir. Paşayı karalamak da isteyebilirler (böyle bir faaliyetin hangi saiki olabilir bilmiyorum ama olduğunu varsayalım) bunun çözümü iddianameyi hazırlayanı Savcılık mesleğinde bugüne kadar görülmemiş bir şekilde savcıyı görevden el çektirerek değil, yargılama sonucunda beraat ederek yapmalıdır. Eğer adli mahkemelerinize güven/e/miyorsanız askeri mahkemeler ne güne duruyor. Yok eğer, Büyükanıt onlarada güven/e/miyorsa işte o daha tehlikelidir.

 

Bir de dikkat edildi mi, asker sanki yargıdan bağımsız, hukuk üstü bir kurum, bir mit halini aldı bu karardan sonra. Artık hangi savcı bir paşa hakkında iddianame hazırlayabilir biri bana söylesin...Ben savcı olsam, paşa gözümün önünde bir çocuğa tecavüz edip ondan sonra başını taşla ezse (bu kadar ağır bir örnek vererek kimseye kötü gözle bakılmasını temin etmeye çalışmıyorum, sadece aklımızı başımıza almaya sevk etmeye çabalıyorum) ve bunu 10'larca kişi görse dahi ben paşaya karşı dava aç/a/mam...Buna dilin kemiği olmadığı için ..t korkusu diyebilirsiniz...

 

Askeriye içerisinde paşa konumuna gelmiş kişiler birer makineden çıkmış gibi seri üretim halini almış zihin yapılarını sahipmiş gibi gelir bana her zaman... Bu sebeple Ahmet Paşa ile Mehmet Paşa'nın Genelkurmay olması arasında bu zamana kadar benim açımdan bir anlam farklılığı olmazdı ama Bu paşamız hukuka ve yargılamaya karşı durmuştur ve bu sebeple diğerlerinden farklı ve negatif bir yeri işgal ediyor benim kafamda...

 

selam ve saygı ile

 

Öncelikle unutmamak gerekir dimi. Şemdinli İddianamesini okuyan ve inceleyen o yandan bu yandan, yerli , yabancı bütün hukukçuların, tartışmasız olarak İddianamenin siyasi bir iddianame olduğu ve paşanın kellesini almak için hazırlandığını açık olarak belirtmiştir.

 

Savcının meslekten ihracına karşı çıkan bütün hukukçular da. İddianamernin siyasal ve maksatlı olduğunu kabul edip, cezanın ağır olduğunu söylemiştir. Ancak en son AKP hükümeti tarafından düzenlenen Hakimler ve Savcılar kanunun bu tür bir suça verdiği ceza budur.

 

 

Büyükanıt Paşa nın teröre karşı ne yaptığına gelince. Sanırım sen Türkiye de yaşamıyorsun. 1999 dan sonra. 2004 yılına kadar artık PKK terör saldırıları bu ülkede tektük münferit vakalar haline gelmişti. PKK nın Türkiyedeki dağ kadrosunun %90 ı sınırlar dışına atılmış, Kuzey Irak taki iki büyük kampı Zaho da dahil basılıp yok edilmiş, PKK nın artık bölgede etkin bir silahlı güç vasfını kaybetmesi sonucu. Talabani ve Barzani tarafından da saldırıya uğramış. Nihayetinde onun ve kadrolarının ülkelerinde barınmasına ses çıkarmayan ülkeler Elebaşları Apo dahil sınır dışı etmişlerdi.

 

Büyükanıt Paşa bu başarılardan sonra " biz askeri olarak yapılması gereken herşeyi yaptık. Sıra artık siyasilerde" demişti. Ancak siyasiler üstlerine düşeni yapmadılar. Memleket üstünde eğerti duran uyum yasaları, OHAL 'in sansayonel biçimde kaldırılıp, askerinin kontrolunde olan bölgeleri emniyet kontrolune geçirilmesi. ancak emniyetin askeriyenin bu konudaki başarısını devam ettirememesi. Irak'ta başlayan ABD müdahelesinden sonra. bölgede PKK nın yeniden mevzilenmesi ve abd tarafından desteklenmesi. Türkiyenin bu konuda pasif diplomasi yöntemini tercih etmesi sonucu ortada olan tablo doğmuştur.

 

Açıklamalarında AB ve ABD ye en sert mesajları vermesiyle ünlü paşaya yapılan yakıştırmalar, tamamiyle onun Atatürk çü kimliğinden olan korkunun eseridir. Çok eski ve klasik bir taktik olarak. Gerici basın ve çevreler tarafından karalama kampanyaları başlatılmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

siz ilk önce öğrendiniz mi şeriatın ne olduğunu , sen demiyormuydun benim kuran okuyup okumamam önemli değil , o kitaplarıda insanlarıda bilmeme gerek yok gibisinden diyen??? Önce onu öğren böyle şurdan burdan duyduğun çarpıtma şeyler yüzünden zarardan başka bişeye çalışmıyorsunuz!

 

Laikliğin keşke ne olduğunu neden rejimimize sokulduğunu bilseniz gam yemiyecem , her şeyi çarpıtan yahudi idallerini oturtmaya çalışanlara demek inandınız!!! Bakın o zaman bu memlekete bir gram hayır gelecek mi , sizler farkında olmadan yada bilerek ülkemizi batırmaya resmen uğraşıyorsunuz..!

 

Sizin bu kadar yahudileri sevdiğinizi açıkçası bilmiyordum ne çekti acaba , biz bunlara derin devlet diyoruz belgeler sunuyoruz hala daha at gözlüklerini çıkartmıyorlar..Halbuki onlar sizinde düşmanınızdır..

 

Ayrıca F.Güleni kimsenin bilmediği o kadaarrrrr aşina ki anlatamam , öbür başlığa gel istediğini sor , yada sorunlara verilen cevağları görde biraz doğru düzgün bişeyler öğren

 

lafı çarpıtan sensin ben sana dedim ki kurandan tarif ettiğin insanlar nerde bana göster asıl şeriatçılar nerde

 

ben daha görmedim bildiğim şeriatçıların hepsinin adı tarihe kanlı harflerle yazılmıştır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.