Φ kontrsağduyu Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2006 'Sonsuz Nur' haberi resmen yalanlandı Esenler Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu’nda, ‘Sonsuz Nur’ isimli kitabı okumayan öğrencilerin din kültürü dersinden sınıfta kaldığı yönündeki iddialar asılsız çıktı. Kitabı okumak istemediği için din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Sedat Çelebi’yi şikâyet eden ve Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi olduğu iddia edilen M.A.’nın gerçek isminin M.Ç. olduğu ve başka bir okulda okuduğu belirlendi. Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, geçtiğimiz hafta Akşam ve Güneş gazetelerinde Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi olduğu öne sürülen M.A.’nın iddiaları üzerine bir soruşturma başlattı. İsmi ve soyisminin ilk harfleri M.A. olan öğrencilerle velileri nezaretinde görüşüldü. Araştırma sonucunda habere konu olan öğrencinin Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu’nda değil, Esenler Engin Can Güre İlköğretim Okulu’nda kayıtlı olduğu ortaya çıktı. İsminin de M.A. değil M.Ç. olduğu öğrenilen öğrencinin, 8. sınıfta değil 6. sınıfta okuduğu belirtildi. M.Ç.’nin, 2005-2006 eğitim-öğretim yılında Hasip Dinçsoy’un 5. sınıfında öğrenim gördüğünü anlatan Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürü İlyas Tekin, öğrencinin sene sonunda okuldan ayrılarak şu an okuduğu okula geçtiğini söyledi. Tekin, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Sedat Çelebi’nin hiçbir zaman M.Ç.’nin dersine girmediğini ifade etti. Tekin, Akşam gazetesinde yer alan ‘Gülen’i oku, yıldızlı pekiyiyi kap’ ve ‘Okulda kafatası avı’ haberleri ile Güneş gazetesinde yayımlanan ‘Okulda rezalet’ ve ‘Bu nasıl okul Bakan Bey?’ başlıklı haberleri ‘tümüyle yalan, asılsız ve mantığa aykırı’ olmakla suçladı. Tekin, incelemeler neticesinde, öğretmen Çelebi’nin öğrencilere herhangi bir kitap ismi vermediğini, zorlama yapmadığını, Sonsuz Nur isimli kitabın alımı için para toplanmadığını ve kitabın satışının yapılmadığını da sözlerine ekledi. Güneş gazetesi ve Akşam gazetesini 29 Eylül tarihli haberlerinde, Esenler Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Sedat Çelebi’nin Fethullah Gülen’e ait Sonsuz Nur isimli kitabı ders geçmek için zorunlu kıldığı iddia edilmişti. 6 Ekim tarihli Akşam gazetesinde ise okul idaresinin M.A.’yı bulmak için okulda kafatası avı başlattığı öne sürülmüştü. Gazete, idarenin, öğrencilerin saçlarının ıslatılarak ve kafataslarını yoklayarak, gazetelerdeki öğrenciyi bulmaya çalıştıklarını da iddia etmişti. ---------------------------------------------------------------- 'Oruç terörü kaydı sildirdi' haberi de yalan çıktı Bugün bir gazetede çıkan, 'Oruç terörü kayıt sildirdi' haberinin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Okuldan ve kaldığı özel yurttan kaydını sildiren öğrenci, ailesini inandırmak için yalan söylediğini itiraf etti. Rize Üniversitesi Rize Meslek Yüksek Okulu Muhasebe Bölümü'ne bu yıl kayıt yaptıran Erdinç Eren, kalmak için özel bir yurdu tercih etti. Daha sonra şehre uyum sağlayamayan Eren, Rize'de okumaktan vazgeçip memleketine dönmeye karar verdi. Eren, 27 Eylül tarihinde kaldığı yurdun idarecilerinden izinsiz Ankara'ya ailesinin yanına gitti. Eren, kendi ifadesine göre, okuldan ayrılışına haklı bir gerekçe bulmak için de ailesine 'kaldığı yurtta oruç tutmadığı için bazı öğrenciler tarafından dövüldüğü' yalanını söyledi. Haberin devami icin tiklayiniz... http://www.zaman.com.tr/?bl=sondakika&...6&hn=356749 --------------------------------------------------------------- Ahmet Ünlü, iddiaları yalanladı: Kadınların olduğu denize girmedim Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Hürriyet Gazetesi’nde ve Arena programında yayınlanan görüntülere açıklık getirdi. Kendisi hakkındaki iddiaların tamamen uydurma olduğunu söyleyen Ünlü, yaptıklarının dine aykırı olmadığını belirtti. Ünlü, denize girdiği, güneşlendiği ve kiliseye gitmesinin yer aldığı görüntüleri şöyle açıkladı: “Denize girilmesine karşı çıkmadım. Kadın-erkek karışık olduğu yerde girilmesine karşı çıktım. Çıplak kadınların bulunduğu plajlarda gezmedim. Açık denizde yüzdüm. Kıbrıs’taki Salamış Otel isimli otelde havuz başında yemek yerken mayolu kadınların yüzdüğü iddia ediliyor. Otele yemek yemeye gittik. Ben içeri bile girmeden arabada iken, kadınların mayo ile restoranın içine girdiklerini öğrendik. Bunun üzerine uygun görmeyerek o otelden ayrıldık. Gittik bir büfede tost yedik. Buna kayınvalidem de şahittir. Tunus gezisinde Berberiler gösteri yaptı. Dansöz kadınlar gelirken biz dışarı çıktık. Kesinlikle dansözleri seyretmedim. Türkiye’ye getirdiğim de külliyen yalan. Hanımım yanımdayken nasıl getirebilirim? Cemaate ‘çocuklarını okula göndermemesi yönünde telkinde bulunduğum’ iddiası tamamen iftira. Mahmut Efendi kürsüden ‘herkes çocuğunu zorunlu eğitim çerçevesinde mutlaka okula gönderecek’ şeklinde fetva vermişti. Bu cemaatte kanunlara karşı kesinlikle bir durum olmamıştır. Biz de hem kanunlara hem de hocamızın tavsiyesine uyduk. Bütün çocuklarım okulludur. Millete de göndermeyin diye bir şey söylediğimiz yok. Bu arkadaş Beykoz’daki evime hiçbir zaman gelmedi. Eve girip plazma televizyonlar gördüğünü ileri sürüyor. Tamamen yalan, onun geldiği ev Çengelköy’de kayınpederime ait evdir. Bu ev de iki odalı bir evdi. Evimde plazma televizyon olduğu da yalandır. Kaldı ki ben ‘televizyon seyretmek haramdır’ şeklinde bir fetva vermedim. ‘Eşime 16 bin dolarlık saat hediye ettiğim’ iddiası da abartılı. Eşime aldığım saat beş bin dolarlıktı. 2 bin 500 dolarını ben verdim, 2 bin 500 dolarını ondan borç aldım ve taksitle ödedim. Ben lüksü seven bir adam değilim. Üzerimdeki elbise tam 10 yıl önce dikildi ve onu giyiyorum. Kiliseye gittim; ama 80 yaşındaki papaza Hz. Meryem’in ve Hz. İsa’nın Kur’an-ı Kerim’de nasıl yer aldığını anlattım.” Sağlamer: Bende para çok, görüntüleri satmadım ‘Cübbeli Ahmet Hoca'nın Malta'daki jet-sky'li fotoğrafını medyaya dağıttığı söylenen Mehmet Sağlamer ise para karşılığı şantaj iddialarının doğru olmadığını savundu. ‘Benim paraya ihtiyacım yok.' diyen Sağlamer, Volkswagen cipe bindiğini, değişik yerlerde evlerinin olduğunu belirtti. Sağlamer, görüntüleri cemaat içinden önde gelen kimselere verdiğini bildirdi. Görüntülerin bu kimseler tarafından servis edildiğini ve kendisine, ‘Biz bu görüntüleri şu kanala verdik ve para aldık. Sen de yaşadıklarını anlat.' denildiğini belirterek şöyle devam etti: “Ben hiçbir şekilde kendilerine şantaj yapmadım. Başkalarının yapıp yapmadığını da bilmiyorum. Televizyonlarla da para karşılığı pazarlık yapmadım. Benim bu paraya ihtiyacım yok. Cipim, Mercedes'im ve evlerim var. Bir TV kanalına, getirin 15 bin dolar görüntüleri vereyim diyerek başımdan savdım.” Hürriyet iyi çalışıyor gene anlaşılan ! ---------------------------------------------------------------- Milli Eğitim, yalan haberleri kitaplaştırıyor Sürekli eleştirilerin odağında yer alan Milli Eğitim Bakanlığı, ilginç bir çalışma yürütüyor. Günde 1 milyon insanın ziyaret ettiği internet sitesinde yanlış haber ve yorumlara cevap veren bakanlık, şimdi bunları bir kitapta topluyor. ‘Küçük Puntolu Haberlere Büyük Puntolu Cevaplar' adıyla yayınlanması beklenen kitapta yanlış bulunan 200 habere yer veriliyor. “www.meb.gov.tr” adresinden yayınlanan tekzip metinlerinden oluşacak kitabın içeriğinde “Haberin aslı nedir? Köşe yazarları ne yazmış? Bakanlık nasıl bir açıklama göndermiş? Köşe yazarı bunu nasıl kullanmış?” sorularının cevabı da olacak. Gazetecilik mesleğinde duayenleşmiş birçok köşe yazarının yorumlarının yer aldığı kitapta, ‘Bekleyelim görelim’, ‘Manzara-i umumiye’, ‘İstifalar fuhuştan’, ‘Uzattığı eli ısırdılar’ bazı köşe yazılarının başlıkları. Kitaba girecek haberlerden bazılarının başlıkları ise şöyle: ‘Müslüman değilim diyen derse girmez’, ‘Bir Ali Dibo da MEB'de’, ‘İNSAF’, ‘Bakan tavsiye etmiş’ ve ‘Çelik kendini tekzip etti’, ‘Rezaletin adresi Gölbaşı’, ‘Müdür odasında taciz sahneleri’. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Kenan Şahin, Türkiye'nin yarısına hitap ettiği için gazetelerde MEB ile ilgili çok sayıda haber ve yorum yer aldığını söyledi. Eğitim muhabirleriyle problem yaşamadıklarını anlatan Şahin, "Eğitim muhabirleri oldukça tecrübeli. Bugüne kadar bilmedikleri bir konu olduğu zaman mutlaka telefon açıp bana ya da ilgililere sordular. Biz çoğunlukla köşe yazarlarının yanlış bilgi veya eksik bilgiden kaynaklanan yorumlarına tekzip yazıyoruz." dedi. Şahin, gazete ve köşe yazarlarının, yaptıkları yanlış haberlerden sonra tekzip metni yayınlamaktan kaçındıklarını ifade ederek, bu sebeple tekzip metinlerini ilk önce kendi internet sayfalarında yayınladıklarını, şimdi de bir kitapta topladıklarını kaydetti. Kitabın bitme aşamasında olduğunu, izinler çıktığında basımına geçileceğini aktaran Şahin, “Türkiye'de medyanın tekzipleri yayınlama sıklığını biliyorsunuz, çoğunlukla yayınlamazlar. Biz de bir çözüm olarak internette yayınladık. İnternet sayfamız günde 1 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Yalan haberlere bir başka çözüm olarak bunları bir kitap haline getirmeye karar verdik. İsmi ‘Küçük Puntolu Haberlere Büyük Puntolu Cevaplar' olan kitap üzerinde halen çalışıyoruz. Üç dört ayaklı bir kitapçık olacak. 200 kadar yalanlamamızı bu kitapta toplayacağız.” diye konuştu. Milli Eğitim Yalan Haberleri ciltlendiriyor olacaktı aslında haber KAYNAK ZAMAN Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.