Zıplanacak içerik

BATIL İNANÇLAR... (Bu tür zırvalıklarla yaşamak kimisine hal cazip geliyor...

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Bilim Teknik 07.07.2006 / ZÜMRÜTTEN AKİSLER / A.M. Celal Şengör

Kara kedilerin talihsizliği yaşlı cadıların kedilerinin olduğuna, hattâ cadının bazan kara kedi kılığına girerek gizlendiğine inanılmasıymış.

 

Bazı Batıl İnançların Kökleri...

 

Tabiatın kucağında çalışan fizikî coğrafyacı, jeolog, zoolog, botanikçi gibi doğa bilimciler sık sık çalıştıkları yerlerde, çalıştıkları nesneler hakkında çevredeki insanların doğru olması mümkün olmayan inançları olduğuna hayretle şahit olurlar. Meselâ Türkiye'de gökkuşağının altından geçen bir kişinin cinsiyetini değiştireceği söylenir! Kara kedilerin uğursuz olduğu inancı ise çok daha yaygındır. Bunlar ve benzeri pek çoklarının nasıl ortaya çıktıklarını tahmin edebilsek bile belgeleyemeyiz. Bazılarının ise dayandıkları mitolojik hikâyeleri, masalları duymuşuzdur: Örneğin, Urfa'da Aynzeliha ve Halil-ür Rahman göllerinin İbrahim Peygamber'in atıldığı ateş, içindeki balıkların da ateşi besleyen odunlar olduğuna, bunların Tanrı emriyle değiştiklerine inanılır. Bu nedenle balıklar yöre halkınca kutsal sayılır.

 

Caltech'de misafir araştırıcı olduğum sene Pasadena'daki evimde bir akşam televizyonda bu tür inançlardan bazılarının kökenlerini tartışan ilginç bir program seyrettiydim. Oradan not ettiklerimi geçenlerde bir defterimin içinde buldum: Bunları bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum:

 

Belâdan korunmak için tahtaya vurmak âdeti, insanların ağaçların tanrılarla temas içinde olduklarına inandıkları, hattâ bizzat tanrı oldukları dönemlerden kalma bir âdetmiş. İnsan tahtaya vurarak, tahtanın içinden çıktığı ağacın tanrısıyla temas ettiğine inanırmış. Hristiyanlıkla beraber ağaç tanrıları gidip yerlerini İsa'nın babası alınca, bu sefer tahta, İsa'nın çarmıha gerildiği haçı temsil eden ve tahtaya vuranın İsa'nın yardımını talep ettiği bir sembole dönüşmüş.

 

Merdiven altından geçmenin uğursuzluk getirdiği inancının ise kutsal teslisi ihlâl etmek anlamına gelmesinden kaynaklandığı sanılıyor. Bu teslis, bilindiği gibi tâ çoktanrılı Mısır dinleriyle başlar (İsis-Osiris-Horus) ve aslında üç tanrılı bir din olan Hristiyanlıkla günümüze kadar gelir. Hristiyanlıkta kutsal teslis Tanrı-İsa-Kutsal Ruh olarak ifâde edilir. Ayrıca teslis Meryem-İsa-Yusuf'u da imâ edebilir. (Tabiî merdiven altından geçmenin merdivene çarpıp üzerindekini yere düşürmek veya merdiven üzerindeki kişi veya eşyanın alttan geçenin tepesine inmesi gibi pratik tehlikelerin de bu "uğursuzluk" inancının pekişmesinde rolü olabilir.)

 

Özellikle A. B. D. 'de ayın 13'ü Cuma tarihlerinin uğursuz olduğuna inanılır. (Pek çok Amerikan otelinde onüçüncü kat yoktur!) Neden? İsa'nın havâri Yahuda tarafından ihbarıyla neticelenen son yemekte onüç kişi vardı. (Ama yeni bulunan Yahuda İnciline inanmak gerekirse, bu ihbarı düzenleyen bizzat İsa'nın kendisiydi!) Üstelik Âdem ile Havva Cennetten Cuma günü kovulmuşlar, Nuh Tufanı Cuma günü olmuş, İsa Cuma günü çarmıha gerilmişti. Gel de ürkme. Neyse ki Müslümanların Cuma'yı kutsal gün ilân etmeleri bu talihsiz günün şöhretini en azından Müslüman kültür çevrelerinde kurtarmıştır. Salı'yı uğursuz addeden pek çok İstanbullu acaba bunun İstanbul'un Salı günü fethedilmiş olmasından kaynaklanan bir Bizans kalıntısı olduğunu bilir mi? Ayna kırmanın da uğursuzluk getireceğine inanılır. Bunun kökeni de ilkel insanların sâkin bir su sathında kendi yansımalarını görünce aslında ruhlarını gördüklerine inanmalarından kaynaklanıyormuş. Ayna da su sathı gibi imajımızı yansıttığı için insana ruhunu gösterdiği sanılmış, ruhu gösteren bir şeyin kırılması ise insanın ölmesini gerektiren bir olay olarak yorumlanmış. Zira aynayı kıranın, o aynaya akseden ruhu tahrip ettiğine inanılmış!

 

Cadılık Hristiyan âleminde hem günah hem de uğursuzluk sayılır. Nedeni, büyücülüğün kılise faaliyetine rakip olmasıdır. Dolayısıyla kılise, büyücülüğü ve cadılığı lânetlemiştir. Solakların ısrarla salak yapılmaya çalışılması da solak olanların şeytan tarafından elde edilmiş olmalarına inanılmasındanmış. Bu yüzden sinistral kelimesi hem sol, hem de uğursuz, karanlık, tehlikeli anlamlarına gelir. (Son bir yoklamada Türk halkının soldan giderek uzaklaştığı tesbit edilmiş. Şimdi anladınız mı neden!!!) Doğum günü pastası ise tanrıça Artemis'in pastasından geliyor. Eğer doğum günü olanlar dikilen mumları bir nefeste söndürebilirlerse Artemis'in takdirini (yardımını) kazanıyorlarmış.

 

Bilimin bir faydası da bu tür zırvalıkların köklerini aydınlatıp, yaşamımızın kararmasına engel olmasıdır. Ama bu tür zırvalıklarla yaşamak kimisine cazip geliyor...

.

Gönderi tarihi:
Belâdan korunmak için tahtaya vurmak âdeti

 

Merdiven altından geçmenin uğursuzluk getirdiği

 

ve başkasının elinden bıçak almama var birde...

 

Ve işin traji-komik yanı hala bunlara inanan ve bunlara göre hayatını sürdüren insanlar var...

Hatta bunları çoğaltmakta mümkün sanırım...

 

Ben etrafımda yapan görmesem de yapıldığını duyuyorum..

Gülsem mi ağlasam mı diyorum...

 

Allah akıl fikir versin...

Gönderi tarihi:

Ya şahıt olduğum,daha doğrusu bizim planımız olan olay anlatacağım...

 

yakınlarımda bı hoca olduğunu söyleyıp duruyorlardı..bızde arkadaşla gidelim bı işi çözelım dedık tabıkı,malum arkadaşta sosyolog..

 

Ya girdik içeri bi sıra bı sıra..bayanlarda var erkekler de ..bayanlara anlatıyor,işte bu süper,yuvasını düzeltmiş,çok şe bılırmış,suya bakarmış..

 

....

 

neyse gırdık içeri..Arkadaşım da öğretmen ve evli. :excl: .diyalog aynen söyle

 

arkadaşım:hocam ne işe girebıldım,ne evlenebildim

 

hoca:ya senın kısmetın kapalı,işin de olmayacak,eşinde(bışeylere bakıp dıyo,bu arada da gözleriyle de bızı süzüyo yani) :sweatingbullets:

 

arkadaşım:ne yapmam gerekıyor

 

hoca:bı kilid al kandıl gecesı getır,kısmetını açıcam.yoksa evlenemzsın,işe de gıremezsın

 

biz tabıkı şaşkın :blink:

 

 

 

ee naparsın,işte şarlatanlık,insanların umutlarını çalan böyle insanlara ınanılmasın artık..

 

ve müşterıler nasıl övgü içerisinde..hoca dedikleri ise bıraz saf olsak afedersınız ama bize cınsel tacızde bulunacaktı da :angry:

 

işte şahıt olduğum bir olay,bu hikaye yada kurgu değil,olayı bizzat yaşadım :excl:

Gönderi tarihi:

Batıl inançlar metafizik olgulardır,

Tarihin önceliğinden bu güne kadar değişmeden gelmiş olanlar var.

Bilimin etkilediği yada bilime uyulmaya çalışılıp evrilmiş inançlar da var.

Metafizik olguların tümü bilime göre batıl inançlardır.

 

Bilimin doğrulamadığı kavramların, olguların tümü tarihin ilk dönemlerinden beri,

değişerek günümüze kadar gelmiş olanlar, batıl inançlardan geri kalmıyor.

 

Bizler Tanrının oğlu kavramına ne kadar batıl inanç diyorsak,

Diğerleri de bastonun yılan olmasına o kadar batıl inanç diyor.

 

Bizler vaftiz olayına ne kadar batıl diyorsak.

El oğluda ay'ın ikiye bölünmesine batıl diyor.

 

Yüzlerce inanç türü ve onların yüzlerce batıl kuralları.

Herkes bir diğerinin inancına batıl diyor.

 

Pekte batıl gözükmeyen yüzlerce inanç üretilebilir.

Ama sonuçta yine batıl olacaktır.

 

Bu misaller uzaaaar gider.

Önemli olan bir kavramın temelinin pozitif değerler olması.

Yoksa inançların hepisi batıldır.

 

Hep, ben merkezli egolar neticede.

Benim inancım, batıl olamaz.

Senin inancın, batıl inanç...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.