Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Ne kadar ilginç aslında cennetteki şarap nehirleri ve sübyan huri kızları...

Acaba neden açıklar ve vicutlar belirgin birşekilde ifade ediliyor...

Bana hiç mantıklı gelmedi...

Teşekkürler sevgili bilimselci...

Sevgi ve saygılar.... :clover:

  • Cevaplar 134
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Arkadaslarin hepsi kendi capinda hakli genelleme yaparsak faliyetde olan dinleri kumandasi altinda yürütenin cekilmesidir kurulmus olan dinler sebebleri cok girmeyelim tanrilari cekilmistir semavi güc olmiyincada insanlar yönetimi ele almislar görünen köy kilavuz istemez, yoksa bir kac kavimi eskisi gibi gelip helak etse yanlislarda olsa konusamayiz.

Gönderi tarihi:

Arkadaslarin hepsi kendi capinda hakli genelleme yaparsak faliyetde olan dinleri kumandasi altinda yürütenin cekilmesidir kurulmus olan dinler sebebleri cok girmeyelim tanrilari cekilmistir semavi güc olmiyincada insanlar yönetimi ele almislar görünen köy kilavuz istemez, yoksa bir kac kavimi eskisi gibi gelip helak etse yanlislarda olsa konusamayiz.

 

Sizi anlayamadım..

Lütfen biraz daha açarmısınız sevgili lena..

Gönderi tarihi:

Sevgili dipnot tanrilar ve dinleri uzak doguda dahil, teknik gelisimli nerden geldikleri belli olmiyan bizim gibi insanlar, bütün din kitaplari celiskili olmasinin sebebide budur, yoksa tarif edilen mutlak bir güc hadi bizim dünyamiza geldi kitapda yazdirdi hata olabilirmi olamaz tabiki, bize huriler kadinlarada nuriler dense vay halimize sanki kadin insan deyilmi. Dolayisiyla dinler masal su an bir din ciksaya olamazki cobanin bile tv. si bilgisayari var.

Gönderi tarihi:

Sevgili dipnot tanrilar ve dinleri uzak doguda dahil, teknik gelisimli nerden geldikleri belli olmiyan bizim gibi insanlar, bütün din kitaplari celiskili olmasinin sebebide budur, yoksa tarif edilen mutlak bir güc hadi bizim dünyamiza geldi kitapda yazdirdi hata olabilirmi olamaz tabiki, bize huriler kadinlarada nuriler dense vay halimize sanki kadin insan deyilmi. Dolayisiyla dinler masal su an bir din ciksaya olamazki cobanin bile tv. si bilgisayari var.

Sevgili lena...

Yani insanlar artık uyandı demek istiyorsun...

Ve bu masallara inanmaz diyorsunuz doğrumu?...

Gönderi tarihi:
sürekli yazdığınız yazıları okudum üzüldüm birkaç merak ettiğim sorular niçin sürekli islam dini elştiriyosunuz başka din değilde biz inanıyoruz sayıyoruz güveniyoruz ve sonuna dek inanaçagız inanan

inanır inanmıyan kendi bilir saygılar

 

Sevgili İpek bilmiyorum takip ediyormusunuz ancak dinler tüm dünyada çatırdamaya başladı.İnsanlar artık daha akıllıca yaklaşıyorlar.Kanaatime göre en fazla 50 yıl diyelim din falan kalmayacak.Böylece de en büyük düşmanlık kin ayrım bitecek.Diyebilirsinizki din bitince herşey güllük gülistanlıkmı olacak? Olabilirde olmayabilirde ancak en büyük fayda insanlar bir yaratıcı imajına sırtını dayayamayacak daha araştırıcı olacak bu sayede şu an için bilinmez gözüken birçok problem çok daha kolay çözülecek.Kuranı bolca okuyun ve akıl mantık süzgecinden geçirin ve sorgulayın Sevgiler saygılar.

 

Sevgili dipnot tanrilar ve dinleri uzak doguda dahil, teknik gelisimli nerden geldikleri belli olmiyan bizim gibi insanlar, bütün din kitaplari celiskili olmasinin sebebide budur, yoksa tarif edilen mutlak bir güc hadi bizim dünyamiza geldi kitapda yazdirdi hata olabilirmi olamaz tabiki, bize huriler kadinlarada nuriler dense vay halimize sanki kadin insan deyilmi. Dolayisiyla dinler masal su an bir din ciksaya olamazki cobanin bile tv. si bilgisayari var.

 

Sevgili lena ağzınıza sağlık.

Gönderi tarihi:

Tamamiyla aynen tastikli dogru, ünüversteli genclerimizi görseniz hele.

 

Teşekkürler sevgili lena...

Nezaket gösterip cevapladınız beni...

Diğer taraftan sizinle sanıyorum birebir ilk yazışmamız oldu...

Katkı ve yorumları bekliyoruz ve farklı düşünmediğimizi görüyorum...

Dost sevgilerimle... :):clover:

Gönderi tarihi:

:clover:

Sevgili lena ağzınıza sağlık.

:( Ben daha önce yazdığım yazıda her hangı bir tartışma yapmak icin degil merak ettiğim konuyu sordum

ve cevabını aldım ben islam dinine inanıyorum ve güveniyorum ALLAHA ŞÜKÜR

Gönderi tarihi:

:clover:

:( Ben daha önce yazdığım yazıda her hangı bir tartışma yapmak icin degil merak ettiğim konuyu sordum

ve cevabını aldım ben islam dinine inanıyorum ve güveniyorum ALLAHA ŞÜKÜR

Evet tabiki inanabilirsin...

Özgür bir ülkede yaşıyorsunuz...

Ama bırakta müsbet bilimler ile yoğrulmuş ve buna gönül vermiş birileri olarak...

Neden, niçin ve nasıl kelimelerini kullanarak inançlılara felsefenin nimetlerinden yararlanarak ve deamında mantığımız ile birşey sormayalım...

Haydı biz bunu beceremedik diyelim...

Fakat aşağıda sevgili lena çok güzel bir soru sormuş..

Lütfedip cevaplandırabilirmisiniz..

Islamdan evelki dinler sence nedir.

Gönderi tarihi:

Evet tabiki inanabilirsin...

Özgür bir ülkede yaşıyorsunuz...

Ama bırakta müsbet bilimler ile yoğrulmuş ve buna gönül vermiş birileri olarak...

Neden, niçin ve nasıl kelimelerini kullanarak inançlılara felsefenin nimetlerinden yararlanarak ve deamında mantığımız ile birşey sormayalım...

Haydı biz bunu beceremedik diyelim...

Fakat aşağıda sevgili lena çok güzel bir soru sormuş..

Lütfedip cevaplandırabilirmisiniz..

 

Bunları yüzlerce kez tekrarladılar sevgili Lena ve Dipnot.

Duymadınızmı ?

"Ben merkezli düşünce" ile.

Benim dinim (inancım), öncekilerden de sonrakilerden de en üstündür.

Benim Allahım (Tanrı bile değil) en üstündür.

Benim kitabım en üstündür.

Benim peygamberim en üstündür (herkesin, diğer peygamberlerin de efendisi)

Benim ahlakım/kültürüm en üstündür.

Benim devletim en üstündür.

Benim halkım en üstündür.

Benim aile kutsallığım en üstündür.

Bu böylece uzaaar gider.

Ben merkezli zihniyet, aynı üstünlüğü başkasına hiç tanımaz.

Gönderi tarihi:

Bu şekilde yani alaycı bir şekilde tartışlma olamaz..

Ben çekiliyorum..

 

xlark hades'e katılıyorum...

 

Tartışmada alay/dalga geçme durumu ortaya çıkmadan tartışsak daha verimli olur sanırsam.

 

Amaç burada egolarımızı tatmin etmekten, herşeyi ben bilirim havası yaratmaya çalışmaktan ziyade tartışılması tabu olan şeyleri tartışmak, şu veya bu nedenle (özellikle dinden çıkmak, inancı kaybetmek, şüphe duymak vs. gibi endişelerle) dile getirilememiş olan soruların cevabını bulmaya çalışmak.

 

 

Sayın BrainSlapper,

Tartışması yarım kalmış konuyu gündeme getirmiş olduğunuz için bende teşekkür ediyorum.

Yalnız arkadaşımız cennetteki maddeleri sayarken, hepsini saymış ama, şarap ırmakları, şarap dolu kadehleri ile göğsü yeni tomurcuklanmış sübyan kızları (kişiye 77 adet özel) unutmuş (!) galiba.

Nakil sırasında insanlara kötülük olsun diyemi unutulmuş.

 

Bilimselcinin analiz yeteneğini takdir ediyorum, fakat yukarıdaki postu, konunun mahiyetinin dağılmasına neden olmuş, malesef.

 

Konumuz, cennette neler var neler yok değil. Onun için ayrı bir post açabliriz.

 

Şayet Hacer-ül Esved cennet taşı ise, cennet şu anda mevcut olan, oradan buraya bişey gelmesi mümkün olan fiziki bir mekan mıdır?

 

Yoksa Hacer-ül Esved, atmosferdeki yanma sırasında kristalleşmiş ve kararmış olan bir göktaşı mıdır.

 

Kutsallık nasıl atfedilmiştir bu göktaşına? Muhammedden önce de var olduğuna göre, kutsallığı kim atfetmiştir? Mısır'ın eski didinde göktaşlarına atfedilen kutsallıkla ilgisi nedir?

 

"Semavi din" ifadesi ile "göktaşı" arasında bir bağ var mıdır? Semavi dinler esasen bir gökyüzü/göktaşı/güneş/ay/yıldız tapıcılığının şekilden -mümkün olduğunca - arındırılmış, mecazileştirilmiş şeklimidir?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Kabe'nin fiziksel özellikleri ve konumu

Kabe'nin geniş duvar yapısı kabaca bir küp biçimindedir.

Duvarlarında kullanılan taşlar Mekke tepelerindeki granit taşlardır.

Tavanı ahşaptandır.

Kâbe, kuzeydoğu duvarı 12.63; kuzeybatı duvarı 11.03; güneybatı duvarı 13.10; güneydoğu duvarı 11.22 ve yüksekliği 13 m olan 145 m² alan üzerine kurulmuştur.

Üzeri altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü (sitâre) ile örtülüdür. Örtüsü her sene hac mevsiminde yenilenmektedir.

 

Kâbe'nin köşeleri yaklaşık olarak dört ana yönü gösterir. Köşelerden her birinin ayrı ismi vardır. Doğu köşesine "Hacer-i Esved" veya "Şarki", kuzey köşesine "Irakî", batı köşesine "Şâmî" ve güney köşesine de "Yemânî" denir.

 

Bazı arkeolojik buluntular da ilk Kabe türü yapının şu anki Ankara Sivrihisar yakınlarında bulunan PENİSSUS tapınağının olduğunu ve bu tapınağın İSTHAR ve KYBLE adlı tanrıçalara adandığını söyler. Hatta Kabe nin bulunduğu yön olan Kıble nin kelime anlamı olarak KYBLE adlı tanrıçadan geldiğini çünkü ilk yapıldığında ana tanrıça olarak Anadoludan gönderilmesi üzerine tanrıçanın bulunduğu yerin mekansal tarifi olarak bu kelimenin değişime uğradığı düşünülür. *Kabe'nin küresel yer bulma sistemindeki yeri 21°25′24″N, 39°49′24″E.

 

 

http://tr.wikipedia.org/wiki/Kabe

Gönderi tarihi:
Ben daha önce yazdığım yazıda her hangı bir tartışma yapmak icin degil merak ettiğim konuyu sordum

ve cevabını aldım ben islam dinine inanıyorum ve güveniyorum ALLAHA ŞÜKÜR

 

Sevgili İpek..

İslam diğer dinleri özünde toplamıştır..

İslam tahrif edilmiş değildir..

Kabe put değildir..

Hacer-ül esved put değildir..

İslamda puta tapmak yoktur..

Kabeye yada Hacer-ül esved'e yüz sürenler manevi bir haz alırlar ve peygambern sünnetini yerine getirirler ki , şefaat ümidi vardır..

İslamla bilimleri aynı kefeye koyupta yöneltilen binbir türlü sorular kafanı çelmesin..

Bilki din fizik kimya biyoloji değildir..

İnsanların huzur ve refahı için vardır..

 

 

Sevgilerimle..

Gönderi tarihi:

Yine asıl mesele Kuran dışı kaynakları din edinmekten kaynaklanıyor. Kuran'daki Hac şöyledir:

 

"KURAN'DAKİ HAC

 

Kuran'daki Hac, 2Bakara Suresi 158, 189, 196, 198,199, 200, 203; 3Ali İmran Suresi 97; 5Maide Suresi 1,2, 95, 96, 97; 9Tevbe Suresi 3; 22Hac Suresi 25, 26, 27, 28, 29. ayetlerinden anlaşılır. Bu ayetler bize Hac hakkında gerekli bilgiyi verecektir. Kuran'ın bu ayetlerinin ışığında Haccı şöyle özetleyebiliriz:

 

1 Hac kelimesine sözlüklerde "kastedilmek" anlamı verilir. Kuransal bir terim olarak Hac, belli bir zaman diliminde belli ibadetleri de içeren Kabe'ye yapılan bir ziyarettir. 3Ali İmran Suresi 97. ayetten Haccın yapılmasının gücü yeten kullar üzerinde Allah'ın bir hakkı olduğunu öğreniyoruz. Ayetten Haccı, gücü yetenlerin yapacağı anlaşılır. Allah "gücü yetmek" deyimini açıklamamış, bu deyimin anlaşılmasını bize bırakmıştır. Mezhepler, "gücü yetmek" deyiminin anlamını kısıtlamaya çalışmışlardır. Allah'ın yapmadığı bir sınırlama kabul edilemez, gerekseydi Allah bunu yapardı. Bu deyimden esir olmamak da, maddi güç yeterliliği de, sağlıksal şartlar da anlaşılabilir. Fakat her şartta, sağlığın da, maddi gücün de hangi ölçüde "güç yetirme" kavramına dahil olup olmadığı izafi bir kavramdır. Kişiler, Allah'a kaşı sorumluluklarını, Allah'ın tüm şartları ve düşünceleri bildiğini, vicdani kanaatlerden de mesul olduklarını göz önünde bulundurup, "güç yetirme" kavramını en iyi şekilde değerlendirecek ve kendilerinin Hacca gitmeye güçlerinin yetip yetmediğine karar vereceklerdir.

 

2 Hac, İbrahim Peygamber döneminden beri yapılan bir ibadettir.(22Hac Suresi 26,27) Kabe'de Hz. İbrahim'in makamı ve apaçık deliller vardır. (3Ali İmran Suresi 97)

 

3 2 Bakara Suresi 197. ayette Haccın bilinen aylarda olduğu söylenir. üstelik "aylar" şeklinde çoğul bir ifade kullanılır. Oysa günümüzde hacılar, Haccın kısa bir süreye sıkıştırılması yüzünden kalabalıktan birbirlerini ezmekte, birçok ölüm vakası meydana gelmekte ve hacılar perişan olmaktadırlar. Hz. İbrahim döneminden beri uygulanan Haccın bilinen aylarda olduğu söylenir. Aynı ilkbahar denilince Mart, Nisan, Mayıs aylarının anlaşıldığı gibi, Hac aylarının da başta bu şekilde anlaşıldığını görüyoruz.

 

Hac aylarının bilinen aylarda olmasından kasıt, aynı zamanda bu ayların haram aylar olmasındandır. Haram aylarda savaşmak yasaktır. Bu yasak Hac görevinin yerine getirilmesine olanak sağlamaktadır. Kabe'nin etrafındaki kavimler haram aylara riayet ederek, Hac ibadetinin durmamasını, kendi çekişmelerinin kişileri Hacdan alıkoymamasını sağlamaktadırlar. Hz. İbrahim'den sonraki nesillerdeki putperestler de Kabe'nin koruyucusu olarak kendilerini görmüşler, haram ayları bozarak da olsa kısmen uymuşlardır, Haccı bir ticaret kaynağı olarak değerlendirmişler ve haram aylara da ticaretlerini kurtaran bir unsur olarak riayet etmişlerdir. (8Enfal Suresi 34, 35'ten ortak koşanların kendilerini Kabe'nin varisi olarak görmelerini anlayabiliriz.) Haram aylardan bahseden 2Bakara Suresi 194. ayetten iki ayet sonra Hacdan bahsedilmesinden, 2Bakara Suresi 217'de haram aylarda savaşmanın büyük suç olduğunun vurgulanmasından, Haccın yapıldığı bölgedeki Mescidi Haram'a ulaşılmasının engellenmesinden bahsedilmesinden, 5Maide Suresi 2'de haram ayın ve Hac ibadetindeki ihramın beraber anılmasından, yine aynı sure 97. ayette haram ayların ve Hacda ziyaret edilen Kabe'nin beraber anılmasından bilinen Hac aylarının haram aylar olduğu anlaşılır. Zaten bu ayların haramlığı da Hacla ilintilidir.

 

Tevbe Suresi'nin 2. ve 36. ayetlerinden ise bu ayların arka arkaya gelen dört ay olduğunu anlıyoruz. 2Bakara Suresi 189. ayetten bu dört ayın Ay (kameri) takvimindeki "aylar" olduğunu anlarız. Yani Hac art arda gelen dört ayda yapılan bir ibadettir. Bu dört ay aynı zamanda içinde savaşılmasının haram olduğu aylardır. Bu ayların ilki "Hac Ay'ı" anlamına gelen “Zilhicce”dir. (Hac bu ayla başladığı için Haccın ilk ayının ismi Arapça'da Hac Ay'ı manasına gelen Zilhicce'dir.) 9Tevbe Suresi 3. ayette haram ayların ilk günü olan, Hacc'ın da ilk gününe "Hac günü" isminin verilmesi bunu teyit etmektedir. Zilhicce ilk ay olunca Zilhicce'yi takip eden Muharrem, Safer ve Rabiul Evvel diğer hac ayları olmaktadır. Burada enteresan ek bir delile de değinmek istiyoruz. RabiulEvvel Ay'ı iki kelimeden oluşan birleşik bir kelimedir. Rabiul kelimesi dört, Evvel kelimesi ise ilk demektir. Bu aydan sonra RabiulAhir Ay'ı gelmektedir ki bu ayın ismi Sonraki Dördüncü demektir. RabiulEvvel Ay'ı haram ayların dördüncü ve sonuncu ayı olduğu için bu ismi almıştır. Ay takviminin ilk Ay'ı Muharrem olduğu için, RebiulAhir Ay'ı takvim sırasındaki dördüncü aydır. Bu da bu ayın isminin neden sonraki (Ahir) Dördüncü (Rabiul) olduğunu açıklar. Eğer ki RabiülEvvel'in haram ayların dördüncü ayı olduğu anlaşılmazsa, RabiulAhir'in neden "sonraki" dördüncü anlamına geldiği açıklanamaz. Bu da haram ayların Zilhicce (Hac Ay'ı) ile başlayıp, dördüncü ay olan RabiulEvvel ile bittiğini bir kez daha kanıtlamaktadır. Hac bu dört ayda yapılabilen bir ibadettir. İnsanların birbirlerini ezip öldürmelerine yol açan mezheplerin insanların ölümüne yol açan Haccı tek aya sıkıştırma uygulaması bırakılıp, Kuran'ın izahlarına dönülmelidir. Kuran 9 Tevbe Suresi 37. ayette haram aylarla oynanmasını kötü bir fiil olarak takdim etmektedir. Ama öğüt alan nerede!

 

4 Hacda kavga, kötülüğe sapma, eşler arasında cinsel ilişki yoktur. (2Bakara Suresi 197) Hac kişinin davranışlarına dikkat ettiği, insanlarla bir araya geldiği bir ibadettir.

 

5 Hac ibadeti sırasında kişi kendisine helal olan bazı şeyleri de haram eder.(Eşlerin cinsel ilişkiye girmemesi gibi) Buna ihram denir. Hacının ihramda olması budur. İhramın sözlük manasından anlaşılan da budur. Fakat günümüzde belli bir elbiseye de ihram adı verilerek bu elbisenin giyilmesi farzlaştırılmıştır. Kuran'da sözlük anlamı dışında başka bir ihram anlaşılmamaktadır. Eğer Allah, Hacda böyle bir elbisenin giyilmesini isteseydi, onun giyilmesi gereken bir elbise olduğunu söyleyerek, şüpheye meydan vermeden bunu açıklardı. Böyle bir izahın olmaması ve bu kelimenin sözlük manasının, Kuran'daki anlatımla tam örtüşmesi yüzünden ihramın; belli bir süre içinde, belli şeylerin yasaklanması dışında bir manası olmadığını anlarız. İhram sırasında yasak olan şeylerin biri de avdır (5Maide Suresi 95). Bu av bir tek kara avını kapsar, hacılar deniz avını yiyebilirler ve yapabilirler.

 

6 Kim ihram sırasında kara avı yasağını bilerek çiğnerse, cezası öldürdüğü hayvanın bir benzerini Kabe'ye varacak bir kurbanlık yapmasıdır. Bu benzer kurbanı adaletli iki kişi belirler. Av yasağını çiğneyen kişi bunun yerine yoksulları doyurarak veya onun dengi oruç tutarak bu yasağı çiğnemesinin kefaretini yerine getirebilir. (5 Maide Suresi 95)

 

7 Umre, ziyaret etmek demektir. Haccın belli dönemde yapılmasına karşılık, umre her zaman yapılabilen bir ziyarettir. Hac da, umre de Allah için tamamlanmalıdır.(2Bakara Suresi 196) Yani siyasi propagandalar, menfaatler, köşe dönmeler, halkı kandırmalar değil, Allah'ın rızası Haccın da, umrenin de şartı olmalıdır. Bu ibadetleri yapmaları engellenenler kurban keser veya kestirirler. Kurban yerine varıncaya kadar başlar traş edilmez. Hasta ya da başından rahatsız olan oruç tutarak, sadaka vererek ya da kurban keserek fidye yoluna gider. Güvene kavuştuğunda Hacca kadar umre yapmak isteyen kolayına gelen bir kurbanı keser veya kestirir. Bunu bulamayan ise üçü Hacda, yedisi döndüğünde olmak üzere on gün oruç tutar.(Bu ailesi Mescidi Haram'da olmayanlar içindir.) Tüm bunlar 2Bakara Suresi 196. ayette geçer.

 

8 Kurbanların üzerine Allah'ın adı anılır ve bunlardan yoksullara verilir ve yenir. (22Hac Suresi 28) Hac ibadeti yapılırken kirlerden arınılmalı, adaklar yerine getirilmelidir. (22Hac Suresi 29) Kirleri arındırmak genel bir ifade olduğundan birçok insanın buluşma yeri olan Hacda, her türlü hijyen kuralına dikkat etmek iyi olur. Mescidi Haram'a saçların kısaltılmış, ya da traş edilmiş olarak girilmesinden bahseden 48Fetih Suresi 27. ayet de bu çerçevede değerlendirilebilir. Kabe'nin tavafı (çevresinde yürünmesi) böylece temiz bir şekilde yerine getirilecektir. (22 Hac Suresi 29) Kabe'nin temiz tutulması, böylece Hac ibadetinin yapıldığı yerin de temiz olması iyi olur. (22Hac Suresi 26)

 

9 Arafat'tan ayrılıp topluca inilince Meşari Haram'da Allah'ı hatırlamak (zikir) lazımdır. Bu hatırlama Allah'ın bize öğrettiği şekilde olmalıdır. (2Bakara Suresi 198) Allah'ı nasıl hatırlayacağımızı (zikredeceğimizi), Allah bize Kuran'da öğrettiğine göre, bu hatırlama faaliyeti de Kuran'a uygun olacaktır.

 

10 Sonra insanların topluca akın ettiği yerden akın edilip Allah'tan bağışlanma dilenmelidir.(2Bakara Suresi 199)

 

11 Gerekli ibadetler bitince Allah'ı kuvvetli bir biçimde hatırlamak (zikretmek) gerekir.(2Bakara Suresi 200)

12 Sayılı günlerde Allah hatırlanır. İsteyen iki gün içinde işini bitirir, isteyen daha geniş bir zamana işini yayar. (2Bakara Suresi 203)

 

13 Bakara Suresi 158. ayette Safa ile Merve'yi ziyaret etmenin bir sakıncası olmadığı söylenir. Oysa Kuran'ın bu beyanına karşın bu iki tepenin arasında koşmanın farz olduğu mezhepçi uydurmacılar tarafından uydurulmuştur. Yaşlı, sağlıksız birçok kişi farz olmayan bu zorlukla karşı karşıya getirilmiş, daha sonra bunların para karşılığı arabalar ve sedyelerle taşınması şeklinde yeni bir para kapısıyla birilerinin cebi doldurulmuştur. Bu uydurmanın cep doldurma hedefi için yapıldığı kanaatindeyiz. Bu ziyaret mecburi olmayan bir ziyarettir. Fakat ayetin ifadesiyle bir sakıncası da yoktur.

 

14 Şeytan taşlama diye bir faaliyetin Hacla hiç bir ilgisi yoktur. Kişilerin birbirini en çok ezdiği ve ölümlerin en çok olduğu yer, Hac ibadetine sokuşturulan bu uydurmanın yapılmaya çalışıldığı yerdir. Bu saçma uydurmanın atılması, Haccın dört aya yayılması ve Safa ile Merve arasında koşturmanın farz olmadığının gösterilmesiyle, yani Hac ibadetinin de Kuran'daki aslına döndürülmesiyle, Hac insanları öldüren, perişan eden bir ibadet olmaktan çıkacaktır. Hacerül Esved denilen taşın etrafında yapılan gariplikler ve bir taşı selamlamak için insanların birbirlerini ezmesi de Kuran'da yoktur. Kadının tek başına Hacca gidemeyeceği de, kadının her türlü seyahat haklarını kısıtlayan, dine fatura edilmeye çalışılan, ama dinde yeri olmayan bir yalandır. Hacda güzel koku sürülemeyeceği, dikişli elbise giyilmeyeceği de Kuran'da yer almayan ifadelerdir. Hacdan gelen veya başka bir yerden gelen zemzem suyu, koku, takke, seccadenin özel sevaplar getireceği, kutsallığı şeklindeki izahlar da hep uydurmadır. Temel prensibimiz olan Kuran'ın izahlarını baş üstüne koymak, geri kalan izahları çöpe atmak, Kuran'a göre, yani dine göre Haccın anlaşılmasını sağlayacaktır. "

 

(Kurandakidin sitesinden alınmıştır)

 

Selam ve sevgiler.

Gönderi tarihi:

Sevgili İpek..

İslam diğer dinleri özünde toplamıştır..

İslam tahrif edilmiş değildir..

Kabe put değildir..

Hacer-ül esved put değildir..

İslamda puta tapmak yoktur..

Kabeye yada Hacer-ül esved'e yüz sürenler manevi bir haz alırlar ve peygambern sünnetini yerine getirirler ki , şefaat ümidi vardır..

İslamla bilimleri aynı kefeye koyupta yöneltilen binbir türlü sorular kafanı çelmesin..

Bilki din fizik kimya biyoloji değildir..

İnsanların huzur ve refahı için vardır..

Sevgilerimle..

 

Sevgili Kral bana kendi kurandan anladığınızla kabe ve hacerül esved i anlatırmısın kendi fikrin olsun.Eksik olsun hayal olsun ne olursa olsun önce bu iki objeyi aydınlığa çıkaralım.Nedir ne için yapılmıştır kim yapmıştır ne zaman yapılmıştır Allah hakikaten ordamı oturur.Tartışalım

 

Ayrıca o çekiliyorumuda kendi payıma kabul etmiyorum.Senin gibi düşüncesini içinden geçeni yazan insanlara herzaman ihtiyaç var saygılar. :clover:

Gönderi tarihi:

Sevgili İpek..

İslam diğer dinleri özünde toplamıştır..

İslam tahrif edilmiş değildir..

Kabe put değildir..

Hacer-ül esved put değildir..

İslamda puta tapmak yoktur..

Kabeye yada Hacer-ül esved'e yüz sürenler manevi bir haz alırlar ve peygambern sünnetini yerine getirirler ki , şefaat ümidi vardır..

İslamla bilimleri aynı kefeye koyupta yöneltilen binbir türlü sorular kafanı çelmesin..

Bilki din fizik kimya biyoloji değildir..

İnsanların huzur ve refahı için vardır..

Sevgilerimle..

:) sevgili Xlark Tadeş

ilgine çok teşekkür ederim benim kafamı hic şey celemez hangi soruya cevap verecegimi bilirim senin fikirlerine katılıyorum saygılar sevgiler

Gönderi tarihi:
6 Kim ihram sırasında kara avı yasağını bilerek çiğnerse, cezası öldürdüğü hayvanın bir benzerini Kabe'ye varacak bir kurbanlık yapmasıdır. Bu benzer kurbanı adaletli iki kişi belirler. Av yasağını çiğneyen kişi bunun yerine yoksulları doyurarak veya onun dengi oruç tutarak bu yasağı çiğnemesinin kefaretini yerine getirebilir. (5 Maide Suresi 95)

 

Sn Emre Bu yazıyı aldığınız site neyin ne olduğunu bilmeden yazmış öncelikle eski hac döneminde ihram diye bir kıyafet yoktur.

 

Asıl mevzumuza gelirsek

 

maide/94 Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azab vardır.

 

 

 

maide/95 Ey iman edenler, siz ihramlıyken avı öldürmeyin. Sizden kim onu kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse, cezası, hayvandan öldürdüğünün bir benzeridir. Buna da, Kabe'ye ulaşmış bir kurbanlık olarak içinizden adalet sahibi iki kişi hükmedecektir. Veya yoksulları doyurmak veya onun dengi oruç tutmak olan bir keffaret vardır. Böylelikle işlediğinin vebalini tadmış olsun. Allah geçmişte olanı bağışladı. Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah üstün ve güçlü olandır, öc sahibidir.

 

 

maide/96 Deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) dolaşanlara bir yarar olarak helal kılındı. İhramlı olduğunuz sürece kara avı ise size haram kılınmıştır. O'na (götürülüp) toplanacağınız Allah'tan korkup-sakının.

 

 

Evet sayın emre bu üç ayetin ışığı altındada ihram denen olayın hayvanların yavrulama dönemindeki avlanma yasağından bahsettiğini anlayabiliriz yani bu ayetlerde geçen ihram (avlanma yasağıdır) yoksa o hac da giyilen giysi ile alakası yoktur.O elbisede insan uydurmasıdır.Ayrıca maide 96 yeryüzünde dolaşan insanlara balık avının helal olduğunu bildirir.Şimdi şurda bir soru soralım kendimize

 

1-) Mekkede deniz varmı?

 

2-) İnsanlar hep ihramlamı gezmekte?

Gönderi tarihi:
Allah hakikaten ordamı oturur.Tartışalım

Allah zamandan ve mekandan münezzehtir..

lala kaede oturur tanımlamasını ilk kez sizden duyuyorum..

İslamda böyle bir inanç yoktur..

Kabe islam dininin fiziksel sembolü ve tüm dünya müslümanlarının bir hikmet, bir konsantrasyon yada bilmediğim çeşitli sebepler için aynı yöne yöneliş için bir kutsal yapıdır..

Hac için toplanma merkezi..

Tüm dünya müslümanlarının bir araya geldiği kutsal mekan..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Kabe islam dininin fiziksel sembolü ve tüm dünya müslümanlarının bir hikmet, bir konsantrasyon yada bilmediğim çeşitli sebepler için aynı yöne yöneliş için bir kutsal yapıdır..

 

Sevgili Kral insanlar neden aynı yöne yönelmek istemişler bunun kaynağı Kuran'i mi İnsani mi Sizce kabeyi kim yapmıştır ne için yapmıştır? Bunun kaynağı kuranda varmıdır? Ayrıca Allahın zamandan mekandan münezzeh olmasını nasıl açıklayabiliyorsunuz.Birçok müslüman kabe yi ve camileri Allahın evi diye görür sebebi nedir sizce.

Gönderi tarihi:
Sevgili Kral insanlar neden aynı yöne yönelmek istemişler bunun kaynağı Kuran'i mi İnsani mi Sizce kabeyi kim yapmıştır ne için yapmıştır? Bunun kaynağı kuranda varmıdır? Ayrıca Allahın zamandan mekandan münezzeh olmasını nasıl açıklayabiliyorsunuz.Birçok müslüman kabe yi ve camileri Allahın evi diye görür sebebi nedir sizce.

Aynı yöne yönelmeyi insanlar değil Allah istemiştir..

İlgili ayet şöyledir..

"(Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir." (Bakara / 144.) Kur'an-ı Kerim'de Kâbe'yi inşa edenin Hz. İbrahim ile oğlu İsmail olduğu bildirilir..

İnsanlar Kabeye yönelmekle Kabeye tapmış olmazlar..

Zaten oraya dönmelerini Allah istemiştir..

Allah'ın zamandan ve mekandan münezzeh olması burada uzun sürer..

Müstakil bir başlık altında ele alınmalıdır..

Gerçi bu konuyla ilgili bir çok başlık var..

Biraz göz atarsn bulursun..

Özellikle din felsefesi bölümüne baklamısın..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Bazı arkeolojik buluntular da ilk Kabe türü yapının şu anki Ankara Sivrihisar yakınlarında bulunan PENİSSUS tapınağının olduğunu ve bu tapınağın İSTHAR ve KYBLE adlı tanrıçalara adandığını söyler. Hatta Kabe nin bulunduğu yön olan Kıble nin kelime anlamı olarak KYBLE adlı tanrıçadan geldiğini çünkü ilk yapıldığında ana tanrıça olarak Anadoludan gönderilmesi üzerine tanrıçanın bulunduğu yerin mekansal tarifi olarak bu kelimenin değişime uğradığı düşünülür. *Kabe'nin küresel yer bulma sistemindeki yeri 21°25′24″N, 39°49′24″E.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Kabe

 

Konu Haceriül Esved'den Kabe'yi kapsayacak kadar genişledi. Ancak güzel bir tartışma oluyor.

 

Bence sevgili karakuta güzel bir bilgi post etmiş. Devamını araştırınca başka ipuçları da var Wikipedia'da.

 

Kibele

Cybele

 

Kibele figürünün kökeni Anadolu'da çok eski dönemlere dayanır. Örneğin Hitit ve Hurrianlar tarafından tapınılan Kubaba, tartışmalı da olsa, çok sonraları oluşacak Kibele'ye öncülük eden figürlerden biri sayılır. En yaygın kullanımı Frig uygarlığındadır.

 

Peki Kubaba kimdir, neyin nesidir?

 

Wikipedia'da Kubaba maddesinin Türkçesi yok. İngilizcesinde, Sümerlerin krallar listesindeki tek kraliçe adı deniyor. Sonra'dan bu kraliçenin, zamanla özellikle Kuzey Mezopotamya ve Anadoluda Ana Tanrıça figürü olarak kullanılmaya başlandığı ve en zirve noktasına Frigler döneminde ulaştığı yazıyor.

 

Burada önemli iki ipucu var:

 

1. Kybele, sözü kıble sözünün kökeni olabilir.

2. Kybele sözünün kökeni olan Kubaba, Kabe sözünün kökeni olabilir.[/b]

 

Ama burada ilginç olan şudur:

 

Hem Kabe, hem de Kıble sözünün kökeni aynı olabilir, yani Kubaba, yani Kybele olabilir. Yine ne ilginç rastlantıdır (yeva tarihi sürecin gerçeğidir ki) bugün Kabe, Kıble'dir.

 

Buradan çıkartılabilecek sonuç bence şudur:

 

Kabe, Hz. İbrahim tarafından yapılmış olabilir. Yapılmamış da olabilir. Bu aşamada, kimin yaptığı sorusunu sonraya bırakabiliriz. Hz. İbrahim tarafından yapıldığını varsayalım. Bunda dikkat çekici bir husus var, bütün semitik dinlere göre Hz. İbahim Kuzey Mezopotamyalıdır, yani Kybele kültünün yaygın olduğu bölgenin insanıdır. Kabe'yi inşa eden kişi başkası ise ve sonradan bir yahudi liderini honore etmek için inşaası ona atfedilmişse dahi, Kybele kültünün yaygın olduğu Anadolu veya Kuzey Mezopotamya'dan gelmiş olması ihtimali güçlüdür. Hz. İbrahim veya Hz. ibrahim olduğu varsayılan Kuzey Mezopotamyalı kişinin ana ilahe Kybele'ye atfen bir mabed yaptığı ileri sürülebilir.

 

Peki aynı şekilde, Hacer-ül Esved'in Kabe'ye konuş tarihini ve ona etfedilen kutsallığın temellerini bulabilirmiyiz acaba?

 

Öye yandan, müslüma arkadaşlardan henüz bir yanıt gelmedi şu soruya:

 

1. Şayet Hacer-ül Esved cennet taşı ise, cennet şu anda mevcut olan, oradan buraya bişey gelmesi mümkün olan bir mekan mıdır? Ordan bişey gelebiliyorsa, burdan de gidebilir, teorik olarak yane, değil mi ama?

 

2. "Yoksa Hacer-ül Esved gökten gelen bir göktaşıdır da, cennet geldi mi sanılmaktadır? Uzayın derinlikleri Cennet mi sanılmaktadır? (Yok cennet uzayın derinliklerinde sanılmıyor, orda biryerlerde olduğu kabul ediliyorsa, bugün teknoloji elvermiyorsa da, teorik olarak buradan oraya gitmek mümkündür.)

 

3. Semavi din" ifadesi ile "göktaşı" arasında bir bağ var mıdır? Semavi dinler esasen bir gökyüzü/göktaşı/güneş/ay/yıldız tapıcılığının şekilden -mümkün olduğunca, zira hala Hacer-ül Esved gibi mecazi anlama büründürülememiş bir madde var ortada - arındırılmış, mecazileştirilmiş şekli midir?

 

Ortada ak ve kara gibi bir seçenek vardır. Ortası yoktur.

a. Ya hacer-ül esved cennet taşıdır, bu durumda yukarıda sayılan 1. seçeneği kabul etmek gerekir.

 

b. veya hacer-ül esved sıradan bir göktaşıdır, ancak kutsal sanılmakta ve saygı duyulmaktadır.

 

c. yada sayın GılgaMmeŞ'in dediği gibi, hacer-ül esved sıradan bir göktaşıdır, bilinmeyen bir hatırası vardır.

 

Konuyu açan arkadaşıma bir misal arz edeyim:

 

Diyelimki birisini çok seviyorum hatta aşığım, görmeden duramayacak kadar!

 

Sevdiğim kişiyle gezdiğim tozduğum yerler , hatta elini sürdüğü yerler benim için,''çok kıymetli birer hatıra ''olur, değil mi?Evet.Hatta rivayet edilirki mecnun , leylanın mahallesinde gördüğü bir köpeğe rastlayınca tutup, ''Leylanın gezdiği yerleri görmüştür'' diyerek, köpeğin gözlerini öpmüştür...

 

Şimdi elinizi ,hala yerinde duruyor ise, vicdanlarınıza koyup söyleyin, Allah'ın ''işaretim'' dediği bir maddeyi, O gönderdi diyerek , öpüp koklamanın putçulukla bir alakası var mıdır!

 

Bu saçma ve dikkatsiz nazarla, yeryüzünde bulunan ''Tüm Leylalar'' put olmuyor mu?

 

Her aşık insanda birer putperest...

 

Yazıktır beyler! Ne az düşünüyorsunuz!

Bu durumda, bugün için bilinmeyen, ancak kutsallaşmasına neden olan hatırası nedir?

 

Saygılarımla.

Gönderi tarihi:
ALINTI(GıLgaMeŞ @ Nov 8 2006, 12:25 AM)

 

Konuyu açan arkadaşıma bir misal arz edeyim:

 

Diyelimki birisini çok seviyorum hatta aşığım, görmeden duramayacak kadar!

 

Sevdiğim kişiyle gezdiğim tozduğum yerler , hatta elini sürdüğü yerler benim için,''çok kıymetli birer hatıra ''olur, değil mi?Evet.Hatta rivayet edilirki mecnun , leylanın mahallesinde gördüğü bir köpeğe rastlayınca tutup, ''Leylanın gezdiği yerleri görmüştür'' diyerek, köpeğin gözlerini öpmüştür...

 

Şimdi elinizi ,hala yerinde duruyor ise, vicdanlarınıza koyup söyleyin, Allah'ın ''işaretim'' dediği bir maddeyi, O gönderdi diyerek , öpüp koklamanın putçulukla bir alakası var mıdır!

 

Bu saçma ve dikkatsiz nazarla, yeryüzünde bulunan ''Tüm Leylalar'' put olmuyor mu?

 

Her aşık insanda birer putperest...

 

Yazıktır beyler! Ne az düşünüyorsunuz!

 

Zaten yeryüzünde hiç bir din mensubu putperest olduğunu kabul etmez.Bir budiste gidip sorun niye buda heykeline tapıyorsnuz diye, size vereceği cevap aynıdır.İşaret ve sembol diyecektir.Bir hıristiyanda kutsallaştırdığı haç için aynı şeyleri söyeleyecektir. Hatta ve hatta inek,i kutsal sayanlar bile.

 

İslam inanırları,sembol,işaret, simge gibi anlamlarla bir takım nesnelere kutsallık yüklemekle, diğer dinlerle aynı paralelde olmalarına rağmen,kendilerini putperestliğin dışında tutmaları sadece kendi bakış açılarını yansıtır.Bu sadece müslümanlar için geçerli değildir. Hiç bir din mensubu zaten putperst olarak nitelendirilmeyi kabul etmez

 

Meseleye tüm dinlerden bağımsız bakan biri için,bir nese kutsallaştırıldığı andan itibaren, ve birde üstelik dini ritüellerde saygı duyuluyorsa putlaştırımıştır.

 

Dikkat edelim putperest, nesnenin kendisine değil,sembolize ettiğine tapar.Kuran, şu ayetlerde bu putperest anlatımı çok güzel ifade der.

 

Enbiya

 

51. Ve lekad ateyna ibrahıme ruşdehu min kablü ve künna bihı alimın

51- And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik Biz onu biliyorduk.

 

 

 

52. İz kale li ebıhi ve kavmihı ma hazihit teemasılülletı entüm leha akifun

52- O zaman o, babasına ve kavmine: "Bu saygı gösterdiğiniz semboller/temsiller nedir?" demişti

 

 

53. Kau vecedna abaena leha abidın

53- Onlar: "Biz atalarımızı bunlara tapar bulduk" dediler.

 

 

Maide 5/90- Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.

 

Kuran bir taraftan bu şekilde putperstlik hakkında doğru kriteler veriirken, başka ayetlerde kendsini yalanlayarak, kabeyi, safa ve merveyi kutsalllaştırıp,bunlar hakkında dini ritüeller emretmesi,kurandaki bir çok çelişkilerden sace biridir.

 

Tüm bunlar şunu göstermektedir.İslam, arap putperstliğinin devamıdır. Yapılan şey ise yüzlerce putun teke indirilmesidir.Zira bunu kuran ayetlerinde de görmek mümkündür.

 

 

Ankebut 61 Andolsun ki onlara: "Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah" derler. O halde nasıl çevrilip döndürülüyorlar?

 

Zuhruf 87 Andolsun onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette "Allah" derler. O halde nasıl çeviriliyorlar?

 

 

Zuhruf 9 Andolsun ki, onlara gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan; "Onları şüphesiz güçlü olan, her şeyi bilen Allah yarattı" derler.

 

Ankebut 63 Andolsun ki onlara: "Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah" derler. De ki: (Öyleyse) hamd da Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (söyledikleri üzerinde) düşünmezler.

 

El lah,a inanan bu insanların onu temsilen yüzlerce putu vardı. Muhammed hepsini kırıp en büyüğü olan kabeyi bırakmıştır.

Gönderi tarihi:

Bilimselcinin analiz yeteneğini takdir ediyorum, fakat yukarıdaki postu, konunun mahiyetinin dağılmasına neden olmuş, malesef.

Ben bilimselcinin kişiliğini tanıdım aşağı yukarı...

Ve çelişkiyi yakaladığında vurguklamadan geçemez...

Kaldıki konuyu dağıttığıda düşünülemez...

Cennetten hacerülesvedle birlikte gelenlerin eksikliğini tamamlamış...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.