Φ Scaramouche Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 DTP'den açık PKK beyanı DTP'nin 1'inci olağan kongresinde konuşan eşbaşkanlardan Tuğluk, terör örgütü PKK ile organik bağlarının açık itirafı sayılabilecek ifadaler kullandı: PKK ile araya mesafe konulamaz. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) 1'nci Olağan Büyük Kongresi'nde konuşan eşbaşkanlar Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, Kürt sorununun çözümünde PKK'yı adres gösterdiler. Tuğluk, "PKK ile aramıza mesafe koymamız mümkün değil" derken, Türk de, İngiltere ve İspanya'nın yaşadığı "IRA" ve "ETA" deneyiminin Türkiye'de uygulanmasını istedi. Kongre, Yargıtay Başsavcılığı'nın, siyasi partiler yasasına aykırı olduğu uyarısı doğrultusunda eşbaşkanlıktan genel başkanlık sistemine geçiş için dün Ankara Atatürk Spor Salonu'nda toplandı. ETA ve IRA örneği Ayrılıkçı örgütler ETA ve IRA'nın siyasi kanatlarından temsilcilerin de yer aldığı kongrede, açılış konuşmasını Türk yaptı. Dünyada iktidarların muhalif silahlı güçlerle çözüm arayışına girdiğine dikkat çeken Türk, örnek olarak ETA ve IRA'yı vererek, "Türkiye'deki Kürt sorunu bugüne dek çözümsüz bırakılmıştır. Kürtlerle diyalog, demokrasi güçleriyle buluşma zorunludur. Kürtler olmadan, Kürtlere rağmen bir çözüm gerçekçi olmayacaktır" dedi. PKK'nın aldığı eylemsizlik kararına bağlı kalarak silah bırakmasını isteyen Türk, hükümetin de demokratik çözüm süreci başlatması gerektiğini söyledi. Kürtlerle mücadele yasası olarak nitelendirdiği Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın geri çekilmesini isteyen Türk, Kürtlerin Meclis'teki temsilini engellediğini savunduğu seçim barajının kaldırılmasını ya da yüzde 3'e indirilmesini de talep etti. Konuşmasında, Abdullah Öcalan ile PKK'nın, Türkiye'nin bir realitesi olduğunu savunan Tuğluk da, şöyle devam etti: "Demokrasi ve barıştan söz eden herkes, PKK ile aramıza mesafe koymamızı istiyor. Oysa böyle bir şey mümkün değil, tam tersine, demokrasi ve barış için demokratik güçlerin ve toplumun PKK ile kendi arasına koyduğu mesafeyi kaldırması, örülen duvarları yıkması zorunludur. Barış stratejisi PKK'yı kapsama alanı dışında tutarak başarılı olamaz. PKK 30 yıl süren bir sürecin tarafıdır." Türk, genel başkan seçildi 701 delegenin oy kullandığı seçimlerde, Öcalan'ın 'Genel başkan kadın olmalı' isteğine rağmen, tek aday olan Ahmet Türk, 686 delegenin oyunu alarak genel başkan seçildi. 15 oy geçersiz sayıldı. Tuğluk'un eşbaşkan yetkileriyle donatılarak genel başkan yardımcısı olması bekleniyor. 'Gürültü yapmayın!' uyarısı Tuğluk'un "PKK'sız olmaz" mesajı vermesinin ardından salondakilerin "Öcalan" sloganları atması, kongrenin teröristbaşından uzak yapılması ısrarına rağmen temel çelişkiyi gözler önüne serdi. Divan, Öcalan sloganları atanları "gürültü yapmayın" şeklinde uyardı. NOTLAR # Eski DEP milletvekili Leyla Zana, davet edilmesine rağmen kongreye katılmadı. # İstiklal Marşı'nın okunmadığı kongrede, izleyiciler arasındaki bir kişi Kürt marşı okudu. Kongrenin başlangıcında yüzlerini kapatan bir grup genç, salonda Öcalan posteri dolaştırdı. # Kongreye katılan ETA ile IRA'nın siyasi kanat temsilcileri Gorka Elejaborrieta Diaz, Philip Mc Guigan ile Avrupa Özgür İttifakı Genel Müdür Yardımcısı Gonter Dauwen alkışlandı. # Konuşmasını Kürtçe yapan Avrupa Parlamentosu Üyesi Feleknaz Uca"İmralı Cezaevi'nin de kapatılması gerekiyor" dedi. # Alman Demokratik Sosyalizm Partisi Milletvekili Helin Evrim Baba, Öcalan'a "Sayın " diye hitap etti. Kaynak:Milliyet Şahit olduğumuz bunun gibi nice örneğe rağmen azınlık faşizanlığını önümüze demokratik hak savunuculuğu,binlerce insanın ölümününe sepep olan bir terör örgütünü de meşru hakların savunucusu ve özgürlük savaşçıları olarak gösteren bir siyasi hareket ve onun savunucuları ne ölçüde samimi olabilir...Göz göre göre böyle bir ideolojiyi savunabilen bir bireyin fikir dünyası ne kadar sağlıklı olabilir inanın aklım almıyor...Amaç ve niyetin ne olduğu belliydi buson örnekler de belli gerçekliğin üstüne ispat edercesine yığılarak yeni kanıtlar yaratmaya devam ediyor...Burda beni asıl kızdıran bu siyasi partinin eş başkanlarının daha önce birçok basın organında Pkk ve İmralıyla resmi bir bağlantıların olmadıklarını söylemelerinden sonra önlerinde birkaç bin düşünce yoksunu terör sempizitanını görünce aşka gelip gerçek gerçek ve sinsi niyetlerini bu kadar aşikar bir şekilde dile getirebilmeleri... Muhtemelen riyakarlık, takiyyecilik ve ikiyüzlü siyaset anlayışı temelinde oluşturdakları ideolojik dogmalarının kendileri de farkında değiller ve davalarının haklılıklarından şüpheleri yok...Ne yaptığının ve neye hizmet ettiklerinin bilincinde olmayan bu kalabalıkla ilgili haberleri de kaşlarımı çatarak okumak artık bana mantıklı gelmiyor...Sonuçta ne yaptığının erkine erememiş savundu fikrin yanlışlığını kavrayamamış kitleye kızabilme hakkını kendinde göremiyorum...Onlara sadece acıyorum ve gerçekleri ve doğru olanı anlatmakta bu kadar yetersiz kalabildiğimiz için aslında kendime kızıyorum... Alıntı
Φ berceste Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 "Demokrasi ve barıştan söz eden herkes, PKK ile aramıza mesafe koymamızı istiyor. Oysa böyle bir şey mümkün değil, tam tersine, demokrasi ve barış için demokratik güçlerin ve toplumun PKK ile kendi arasına koyduğu mesafeyi kaldırması, örülen duvarları yıkması zorunludur. Barış stratejisi PKK'yı kapsama alanı dışında tutarak başarılı olamaz. PKK 30 yıl süren bir sürecin tarafıdır." Bu sözleri utanmadan sarfeden bir zihniyete ne denilebilir... Bu insanların mantığını anlamak gittikçe güçleşiyor! Ama belli olan bir şey var ki , bunlarda hep emperyalist güçlerin güdümünde gidiyor ve sözde! kendi haklarını savunduklarını sanan bu bir yıgın zihniyetsiz insan sadece bir piyon olarak kullanılıyor! Ve , Türkiyenin zaten oldum olası terimlerle başı belada..Bu konuda da aynı mevzuyu görüyoruz ne yazık ki... Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2006 işte bu adamlar cahil insanları kullanarak onları arkasına alarak bu sözleri söyleme cürretinde bulunuyorlar ama bizim milletimiz bu kadar cahil insan varken Africa da orda burda okul açmaya devam ediyor Alıntı
Φ hasan17 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 bana göre bunlar AB gircez diye devletimizin verdiği tavizlerdir bunlar ilk önce özgürlük yasası altında çıkan bu ülkeyi bölmek isteyenlerin gerçekleştirmek istediği planlar doğrultusunda gerçekleşmektedir.Bugün adam resmen çıkıyor diyor ki ben pkk ya destek veriyorum devleti resmen tehtid ediyor göstere göstere açıktan destek veriyor biz bunlara aman Ab BİŞEY DEMESİN DİYE SESİMİZİ ÇIKARAMIYORUZ. Bundan bi kaç sene önce illagal yolardan destek ararken şimdi pkk ya resmi ve yasal yoolardan destek veriyorlar buda benim çok kanıma dokunuyor siz dağda onlarla mücadele edeceksiniz bu ülkenin evlatlarını bu uğurda kanını akıtacak bi yandanda çıkardığığnız yasalarla istedği gibi ülkede cirit atacak orduyu tehtit edecek siz de tık neymiş çünkü biz AB giricez yoksa görüşmeler tehlikeye girebilirmiş bu görüşmeler bu birlik bizim milli değerlerimizden daha mı önemli ?????????? AB= Türkiyee= (uyan artık) Alıntı
Φ berceste Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 işte bu adamlar cahil insanları kullanarak onları arkasına alarak bu sözleri söyleme cürretinde bulunuyorlar ama bizim milletimiz bu kadar cahil insan varken Africa da orda burda okul açmaya devam ediyor Pardon ama ne alaka... Neyysee... Alıntı
Φ tan_vakti Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 İhanet kongresi Kürtçü, bölücü Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Ankara'daki 1. Olağan Kongresi, onların "küstahlıklarının" ve "ihanetinin", bizim de "gafletimizin" canlı tablosu idi. Kongrede, İstiklal Marşının söylenmesini, hatta çalınmasını beklemek hayaldi. Salonda, göstermelik Türk Bayrağı varsa bile, PKK bayraklarından, APO sloganlarından görülemeyecek kadar -ustalıkla- kamufle edilmişti. Bu kongre, Türk milletine, üniter TC Devletine karşı açık ve pervasız bir "meydan okuma" gösterisi idi… TALEPLER DTP eş başkanları, Aysel Tuğluk ve Ahmet (neden-nasıl) Türk'ün, yaptıkları konuşmalarda ileri sürdükleri ve çılgınca alkışlanan talepler, Anayasanın herhalde İspanya'da Bask ve Katalan'larınkine benzer "Konfederal" bir yapı için değiştirilmesi… APO'ya ve diğerlerine genel af... Terörle Mücadele Yasası'nın geri çekilmesi, Seçim ve Siyasi Partiler yasalarının değiştirilmesi vb.. "talepleri", küstahlık değilse, Tuğluk'un ve "sözde" Türk'ün PKK konusundaki meydan okumaları, yasalara göre cezalandırılması gereken "ihanet" belgeleridir. İki eş başkan "PKK ile aramıza mesafe koymamız mümkün değil… Demokrasi ve barış için, demokratik güçlerin ve toplumun (Devletin) PKK ile arasındaki mesafeyi kaldırması zorunludur" diyorlar. Türkçe'ye çevirisi; "TC Devleti artık, PKK'yı tanımaya mecburdur"… Niçin şaşıyoruz? DEP-DEHAP-HADEP derken, bölücüleri, emellerinin ne olduğunu, bile bile "demokratik katılım" uğruna, meşrulaştırarak siyasete ve TBMM'ye sokmanın, bazı Türk partilerinin geçmişte bunlarla işbirliği yapmalarının -ve şimdi de yapmaya hazırlanmalarının- kaçınılmaz neticeleri bunlar. Sözde, özde aydınlarımızın, İspanya'da, Bask ve Katalan özerkliğini Güneydoğu için örnek göstermeleri, bölücülere ve ihanetlerine umut vermez mi? Asıl "derin gaflet" yüzünden, bugün DTP saflarında toplanan bölge Belediye Başkanlarının topunun PKK yanlısı daha doğrusu "adamı" oldukları ve bölgenin PKK'nın egemenliği altında, APO'nun da asıl güç ve lider olduğu belli idi… PKK'nın etkinliğini ve gücünü kaybettiği de kongrede patlayan bir efsane balonu! Eşkıyabaşının, İmralı'dan hâlâ kaşına kaşına, güya Türk-Kürt demokratik uzlaşması, hakikatte üniter devleti ortadan kaldırmak için ahkam kesecek kadar "canlı" bırakılması da, "milli" gafletimizin ve hükümetlerin basiretsizliklerinin neticesidir. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı DTP kongresindeki manzara ve sözler üzerine inceleme başlatmış. Bakalım DTP hakkında gereken yapılacak mı? İktidar AB'ye rağmen buna cesaret eder mi? Ankara'daki AB temsilcisi Kretschmer de, herhalde Şemdinli konusunda teftişlerde bulunmak üzere gittiği Van'da Tuğluk ve "Türk"ün "PKK ile aramıza mesafe koyamayız" sözlerini "not etmek" lütfunda bulunmuşlar! Türkiye'deki ilk uğrakları Diyarbakır olan ve bölücüleri teşvik edenler AB yetkilileri değil midir? Bölücüleri PKK'yı "şımartan" hatta kışkırtan?.. Bunlar karşısında, AB hayali uğruna "uyum yasalarıyla" Kürt devletine zemin hazırlanmasına ve terörle mücadelenin güçleştirilmesine razı olan iktidar bu Avrupalılara hadlerini bildiremedi. Böyle olunca DTP kongresindeki ihanete niçin şaşıyoruz! selam ve saygılarımla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.