Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bu iyi..... O zaman yanlış anlamadıysam, şer-i hükümlerin günümüz sosyal hukuk devletiyle bağdaşmadığını, bu dönem için geçerli olamayacağını kabul etmiş oluyorsunuz.

bu bizim sistemimizin içerisine oturtulması biraz zor açıkcası. ama günümüz için geçerli değil dersen olayı çarpıtmış olursun. sana özet olarak şöyle söyliyeyim. şer-i hükümler sadece yazılı maddelerle sınırlı değildir. yargı yapan kişi kendi insiyatifini, kanaatini, düşünclerini de kullanır ve bunu yapacak olan kişiler üstün niteliklere sahip olan kişiler olmak zorundadır. aksi taktirde çok tehlikelidir. ama gerçek anlamda uygulanabildiği taktirde hiçbir şekilde haksızlıktan söz edilemez. bunun günümüz içinde geçmiş içinde bir farkı yoktur.

  • Cevaplar 110
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

atatürkün ateist oldugunu düşünmeleri.biz dindar diye düşünüp kendimizi rahatlatmıyoruz da o bakımdan B)

 

 

Bizim Atatürk'ün ateist olduğunu düşünüp kendimizi rahatlattığımızı neye dayanarak söyleyebiliyorsun o zaman?

Gönderi tarihi:

bu bizim sistemimizin içerisine oturtulması biraz zor açıkcası. ama günümüz için geçerli değil dersen olayı çarpıtmış olursun. sana özet olarak şöyle söyliyeyim. şer-i hükümler sadece yazılı maddelerle sınırlı değildir. yargı yapan kişi kendi insiyatifini, kanaatini, düşünclerini de kullanır ve bunu yapacak olan kişiler üstün niteliklere sahip olan kişiler olmak zorundadır. aksi taktirde çok tehlikelidir. ama gerçek anlamda uygulanabildiği taktirde hiçbir şekilde haksızlıktan söz edilemez. bunun günümüz içinde geçmiş içinde bir farkı yoktur.

 

 

Hırsızlık yapanın ellerinin kesilmesini adilce karşılıyorsan eğer, "Barbar" yakıştırmasını yapanlara karşı söyleyebilecek hiç bir şey bulamazsın. Günümüz için geçerli olmadığı konusunda ısrar ediyorum. Bu durumun ortaçağda insanların cadılıkla itham edilip yakılmalarından farkı yoktur. İnsanın yaptıklarından dolayı fiziksel zarara uğratma düşüncesi çağdışı bir düşüncedir. Hele hele uzuvlarının kesilmesi kabul edilebilir değildir. O yüzden de sadece, medeniyetle yakından uzaktan ilgisi olmayan teokratik islam devletleri dışında uygulanmazlar.

 

İşte din bu yüzden insanın kişisel gelişimini de engellemektedir. Dini inancı içerisinde yer aldığı için, mutlak doğru kabul edilmesi bunu engellemektedir.

Gönderi tarihi:

Hırsızlık yapanın ellerinin kesilmesini adilce karşılıyorsan eğer, "Barbar" yakıştırmasını yapanlara karşı söyleyebilecek hiç bir şey bulamazsın.

bak sana diyorumki üstün niteliklere sahip bir insanlar. yani okumuş, bilgili, iyi niyetli, objektif vs... böle bir insan ne yapılması gerektiğini senden benden daha iyi bilir. böle bir insan ne cadı diye birisini boğarak öldürür nede öcü diye.

 

İşte din bu yüzden insanın kişisel gelişimini de engellemektedir. Dini inancı içerisinde yer aldığı için, mutlak doğru kabul edilmesi bunu engellemektedir.

bunu defalarca tartıştık. dindeki hiçbir mutlak doğru insanın kişisel gelişimini etkilemez aksine olgunlaştırır, mesela oruç insanı olgunlaştırır ayrıyetten Kuran da sürekli olarak verilen örnekler insanı düşünmeye ve yorum yapmaya iter, insanın ahlakını geliştirir.verebiceğim örnekler o kadar çokki. şahsen ben böylesine güzel bir dinim olduğu için çok mutluyum.

 

şüphesiz Allah iyiyi ve doğru olanı emreder.

Gönderi tarihi:

Anlaşılan birileri yine bana fena kızmış. Baksanıza, ağzından salyalar saçarak saldırıyor. Karşındakiyle fikir tartışmasına girecek kadar yeterli değilsen, hakaret de edersin, küfür de... Neyse ben bunu arkadaşın cehaletine veriyorum. Umarım bu gibi şeyler tekrarlanmaz.

Gönderi tarihi:
Fikir nerede..

Hani..?

Ben iki aydır kayda değer hiç bir fikir göremedim..

Teorinizi savunamadınız..

................

 

Herşeye rağmen saygılar..

 

 

İşine geleni görüyor, gelmeyeni görmüyorsun kralx. "Teori" den kastın sanırım "evrim teorisi" . Bunu benim savunmama gerek yok zaten. Bütün bilim adamları savunuyor. ..........

Gönderi tarihi:

Hangi bilim adamlarıymış onlar..

Yazsana hüvviyetlerini..

Bu bilim adamları bilim çevrelerinde ne kadar dikkate alınıyor..

Bu bilim adamları çevrelerine ne kazandırmışlar..

Gönderi tarihi:

Hangi bilim adamlarıymış onlar..

Yazsana hüvviyetlerini..

Bu bilim adamları bilim çevrelerinde ne kadar dikkate alınıyor..

Bu bilim adamları çevrelerine ne kazandırmışlar..

 

 

Kralx, haksız olduğunu bildiğin bir konuda inatlaşmak hoş değildir. Sen önce H.Y'nın bilime ne kazandırdığına bak. Diğerleri belli zaten.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Offffffff. Bunu yapmak istemiyordum, ancak bana başka bir şans vermediniz. Sanırım bir başka foruma link vermek yasak. O yüzden mecburen kes-yapıştır yapacağım. Da Vinci nickli arkadaşın saptamış olduğu ********* :

 

-http://www.evrimcilerinitiraflari.com/04.htm-" adresindeki "Evrim Teorisinin Geçersizliği Hakkındaki İtiraflar" başlıklı sayfadaki alıntıları incelemekle başlıyorum.

 

1. Alıntı:

 

QUOTE

Prof. Derek Ager:

 

Öğrenci iken öğrendiğim bütün evrim hikayelerinin bugün doğru olmadıklarının anlaşılması oldukça önemli.26

 

26. Derek Ager, "The Nature of the Fossil Record." Proceedings of the Geological Association, Vol. 87, No:2, 1976, s. 132

 

 

AÇIKLAMA:

 

-http://www.infidels.org/library/modern/ken...2/saladin2.html- adresinde 10.5.1988'de Kenneth S. Saladin ile Duane T. Gish arasında yapılan bir tartışmada Saladin şunları söylemiş:

 

 

QUOTE

Dr. Gish fondly cites Derek Ager to make i.t sound like evolution is being debunked wholesale....

 

Uh, I couldn't find Ager's paper in the library anywhere and librarians on two campuses told me no such journal had ever existed as the one Gish cited. So finally I wrote to Ager, and I have his letter with me tonight, if you'd like to see i.t. Ager says first of all Gish got the name of the journal and the year of publication wrong. But then he did enclose the paper Gish meant to cite {14}. Now the complete sentence Dr. Gish often alludes to reads, "I.t must be significant that nearly all the evolutionary stories I learned as a student, from Trueman's Ostrea/Gryphaea to Carruthers' Zaphrentis delanouei, have now been debunked," which makes i.t sound like evolution wholesale has been debunked. Ager was only talking about the evolution of Ostraea, which is oyster-like bivalve molluscs, from Gryphaea, another bivalve, and saying that previous interpretations of their relationship have been mistaken.

 

 

Saladin burda aşağı yukarı şöyle diyo:

 

Dr. Gish, Derek Ager'den alıntı yaparak evrimi tamamen çürütülmüş gibi göstermeye çalışıyor.

 

Ager'in bu yazısını kütüphanede hiçbir yerde bulamadım, iki kampüsdeki kütüphane görevlileri bana Gish'in alıntı yaptığı şekilde bir dergi olmadığını söylediler. Sonuç olarak ben de Ager'e mektup yazdım. Eğer görmek isterseniz diye, Ager'in mektubunu yanımda getirdim. Ager ilk olarak Gish'in derginin adını ve yayımlanma tarihi yanlış verdiğini söylüyor. Daha sonra gerçek kaynağı veriyor (Derek V. Ager. 196. The nature of the fossil record. Proceedings of the Geologists' Association 87:131-160.). Şmdi Dr. Gish'in bahsettiği cümlenin tamamı şöyle: "Öğrenciyken, Trueman'ın Ostrea/Gryphaea evriminden ve Carruthers'ın Zaphrentis delanouei evrimine kadar neredeyse öğrendiğim tüm hikayelerin şimdi yanlış olduğunun öğrenilmesi önemli." Burda Ager Ostrea'nın Gryphaea'dan evrimiyle ilgili eskiden yapılan tahminlerin yanlış olduğundan bahsediyor.

 

 

Görüldüğü gibi Duane Gish, Derek Ager'den alıntı yaparken "I.t must be significant that nearly all the evolutionary stories I learned as a student, from Trueman's Ostrea/Gryphaea to Carruthers' Zaphrentis delanouei, have now been debunked" cümlesindeki koyu renkli bölümü kafasına göre atıyor ve geri kalan bölümü evrim ile ilgili herşeyin yanlış olduğu anlaşılmış gibi göstermek için kullanıyor. Peki Duane Gish kimdir? The Institute for Creation Research yani Yaratılış Araştırması Enstitüsü başkanı. Yani Türkiye'deki Bilimsel Araştırma Vakfı'nın yabancı versiyonu ve bilgi kaynağı. Yukardaki alıntısına baktığımızda alıntıyı aslında Derek Ager'in eserinden değil Duane Gish'den yaptığını görüyoruz. O da yabancı meslektaşı gibi bu yazıları insanları yanlış yönlendirmekte kullanıyor.

 

 

 

-http://www.evrimcilerinitiraflari.com/04.htm- adresinden devam ediyorum

 

2. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

 

Dr. Robert Milikan (Nobel ödüllü, ünlü bir evrimci):

 

Şu çok acıklı: Biz bilim adamları şu ana kadar hiçbir bilim adamının kanıtlayamadığı evrimi kanıtlamaya çalışıyoruz.27

 

27. SBS Vital Topics, David B. Loughran, Nisan 1996, Stewarton Bible School, Stewarton, Scotland, URL:-http://www.rmplc.co.uk/eduweb/sites/sbs777/vital/evolutio.html-

 

 

AÇIKLAMA:

 

Nerden başlasam bilemiyorum. İlk olarak verilen kaynak gerçek kaynak değil. Heralde sözün orijinalinin nerde geçtiğini bulamamış HY. Ben orijinal söze ve nerde geçtiğini vereyim:

 

 

QUOTE(Robert Millikan)

"The pathetic thing is that we have scientists who are trying to prove evolution, which no scientist can ever prove." (Millikan, Robert A., Nashville Banner, August 7, 1925)

 

Şimdi bu sözün gerçekte ne dediğine bakalım:

 

Üzücü olan şey hiçbir bilim adamının hiçbir zaman ispatlayamayacağı evrimi ispatlamaya çalışan bilim adamlarımız var.

 

Şimdi teorilerin kanıtlanmasıyla ilgili Prof. Dr. Cemal Yıldırım'ın Evrim Kuramı ve Bağnazlık kitabından bir alıntı yapmak istiyorum:

 

 

QUOTE(Prof. Dr. Cemal Yıldırım)

Bir kez bir olgu olarak evrimsel değişme çeşitli yollardan gözlenebilmektedir. Öyle olmasa bile, fosil ve canlı organizmaların gözlemsel özelliklerinde çıkarsanabilir bir olaydır, evrim. Sonra evrim düşüncesi bir hipotezden ileri bir kuram kimliği kazanmıştır; gözlem ve deney ürünü sayısız verilerle yoklanmış, doğrulanmış bir kuram! Yaratılışçılar bu sonuç karşısında kalınca ağız değiştirmekte, kuramın ispat edilmediğini ileri sürmektedirler. Doğrudur, evrim kuramı ispat edilmemiştir. Ama bilimde hiçbir kuramın ispatı verilmez, verilemez! İspat, mantık ve matematik çalışmalarına özgü bir "doğrulama" türüdür; bir savı bilimde olduğu gibi olgulara giderek yoklamayı değil, doğruluğu varsayılan kimi ilkelerden mantıksal çıkarsamayla doğrulamayı gerektirir. Evrim kuramı, fizik, astronomi, kimya gibi bilim dallarındaki herhangi bir kuram gibi birtakım olgusal veri ve ilişkilere açıklama sağladığı, çok sayıda güvenilir kanıtlara dayandığı için ayakta durmaktadır; yoksa belli bir inanca dayandığı için değil!

 

Kaynak: Evrim Kuramı ve Bağnazlık, -http://www.1001kitap.com/Bilim/Cemal_Yildi...rami/index.html-

 

 

Burda Cemal Yıldırım, Evrim Teorisinin neden sapa sağlam ayakta olduğunu, ispatın ne olduğunu ve neden Evrim Teorisinin ispatlanması diye birşey olmadığını açıklamaktadır.

 

Bir de Robert Millikan için yazılan şu sözlere bakalım:

 

 

QUOTE(HY)

Dr. Robert Milikan (Nobel ödüllü, ünlü bir evrimci)

 

 

1. Adamın soyadı Milikan değil Millikan.

 

2. Robert Milikan 1868-1953 yılları arasında yaşamıştır ve bu yazıyı 1925 yılında yazmıştır.

 

3. Kendisi bir fizikçidir ve Nobel Ödülünü de fizik alanında almıştır. Fizikten sonraki en önemli ilgi alanı din ve felsefedir (bkz. http://nobelprize.org/physics/laureates/19...likan-bio.html). Bu adam için "ünlü bir evrimci" demek sanırım ancak Bu sadece bu zatın aklına gelebilecek bir yanlış yönlendirmedir.

 

 

-http://www.evrimcilerinitiraflari.com/04.htm- adresinden devam ediyorum.

 

3. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

Dr. Albert Fleischman (Zoolog):

 

Çöküşte olan Darwin'in teorisi doğa aleminde ispatlanması gereken tek gerçek değildir. Bilimsel araştırmaların bir sonucu değildir, ama kesin olarak hayal gücünün bir ürünüdür.33

 

33. SBS Vital Topics, David B. Loughran, Nisan 1996, Stewarton Bible School, Stewarton, Scotland,

-http://www.rmplc.co.uk/eduweb/sites/sbs777/vital/evolutio.html- Scientists Speak About Evolution -1)

 

AÇIKLAMA:

 

1. Adamın soyadı Fleischman değil Fleischmann olacak.

 

2. Kaynak diye internet sitesi vermiş ama o sitelerdeki yazılarda ayrıca kaynak belirtilmemiş. Bu nasıl kaynak vermek HY bey?

 

3. Ronald Numbers'ın "The Creationists" yani "Yaratılışçılar" adlı kitabında şöyle bir bölüm var:

 

 

QUOTE(Ronald Numbers)

The one lone biologist [on the list] was Albert Fleischmann (1862 - 1942), a reputable but relatively obscure German zoologist who taught for decades at the University of Erlangen in Bavaria. In 1901 he published a scientific critique of organic evolution, Die Descendenztheorie, in which he rejected not only Darwinism but all theories of common organic descent.

 

Kaynak: Numbers, Ronald L., The Creationists: The Evolution of Scientific Creationism, New York: Knoph, 1992, p. 51 - 52.

 

 

Burda Albert Fleischmann'ın kimsesiz ve pek tanınmamış bir Alman zoolog olduğunu söylüyo. 1901 yılında organik evrimi eleştiren bir kitap yazdığını ve sadece Darwinizmi değil ortak organik soyu savunan tüm teorileri reddettiğini söylüyor. Yani Albert Fleischmann aslında evrimci falan değil tam tersine bir yaratılışçı.

 

Yani yaratılışçı birini evrimci diye tanıtıp onun sözlerini "evrimcilerin itirafları" adı aldında sunmak tam da HY'ye yakışır bir yanlışlık.

Gönderi tarihi:

4. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

P. Lemoine:

 

Evrim teorileri ile araştırma yapmayı seven gençlerimiz kandırıldı. Bütün dünyanın öğrenmeye devam ettiği bir dogma oluşturuldu. Zoologlar ya da botanikçiler yapılan hiçbir açıklamanın yeterli olmadığını saptamıştır. Bu özetten şu sonuç çıkmaktadır ki, evrimin gerçekleşmiş olması imkansızdır. 38

 

38. Introduction: De (Evolution), Encyclopedie Française, Vol.5 (1937) s.6

 

 

AÇIKLAMA:

 

1. Bir adamı evrimci olarak tanıtıyosun ve itiraf ediyor diyosun ama adamın adını yazmıyosun yazamıyorsun. Yoksa yabancı yaratılışçı sitelerde de adı yok ve sadece P. olarak geçtiği için mi böyle yaptın sen de?

 

Sen bulamamışsın ama ben biraz araştırdım ve buldum. Adamın adı Paul. Yani Paul Lemoine. 1878-1940 yılları arasında yaşamış ve Fransa'da bir dönem Ulusal Doğa Tarihi Müzesi Başkanlığı yapmış.

 

2. Şimdi bu adamın evrimci olduğunu nerden çıkardın HY amca? İlham mı geldi bir yerlerden yoksa yabancı yaratılışçılar öyle kullanmış ben de aynen alıp koyayım mı dedin?

 

Bu adam evrimci falan değil. Doğa bilimlerine ilgiliymiş ama asıl jeoloji konusunda çalışma yapmış. Aynı zamanda bir ateistmiş ama evrim teorisinin, evrimin gerçekleşmesi konusundaki açıklamalarının doğru olmadığını düşündüğü için evrim teorisini desteklemiyormuş. Yani adam evrimci falan değil. Yaptığı da itiraf falan deği lresmen evrim teorisini eleştirmek. Yani senin başlığında dediğin gibi "Evrimcilerin Evrim Teorisinin Geçersizliği Hakkındaki İtiraflar" gibi bir durum yok.

 

Kaynak: -http://www.talkorigins.org/faqs/ce/3/part12.html-

 

 

5. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

H. S. Lipson:

 

Eğer canlılık atomların, doğa güçlerinin ve radyasyonun karşılıklı etkileşimleri sonucunda oluşmamışsa nasıl oluşmuştur?.. Sanırım tek kabul edilebilir açıklamanın yaratılış olduğunu kabul etmeliyiz. Bundan ne kendim ne de fizikçiler hoşlanmamaktadır. Ancak eğer bir teoriyi bilimsel deliller destekliyorsa, o teoriyi sırf hoşlanmadığımız için reddedemeyiz. Aslında evrim bir anlamda bilimsel bir din haline geldi; hemen hemen bütün bilim adamları bunu kabul etti ve birçoğu onunla uyumlu olması için gözlemlerini eğip bükmeye hazırlandılar.

 

Evrim teorisinin yaşayan canlıların tüm özelliklerini sayabilme yeteneği beni daima teoriden kuşkulanmaya itmiştir (Örneğin zürafanın uzun boynu). Bu nedenle son 30 yıllık biyolojik araştırmaların Darwin'in teorisine uygun olup olmadığına baktım. Uygun olduğunu düşünmüyorum. Bana göre teori ayakta bile duramamaktadır.30

 

30. H. S. Lipson, "A Physicist Look at Evolution", Physics Bulletin, 31 (1980), s. 138

 

 

AÇIKLAMA:

 

1.Heralde yine yabancı yaratılışçıların sitelerinden aldığın için adamın adını öğrenememişsin. Ben senin yerine biraz araştırdım. Adam o kadar kenarda köşede kalmış biri ki bu biraz zor oldu. Ama sonunda başardım ve tam adının Henry Solomon Lipson olduğunu buldum.

 

2. Adam 1910-1991 yılları arasında yaşamış. Öncekilere de baktığınızda hepsinin eğitimlerini çok eski tarihlerde aldıklarını görebilirsiniz.

 

3. Adam fizikçi yani biyolojiyle falan akademik anlamda bir ilgisi yok.

 

4. Adamın yazdıklarına bakınca açıkça yaratılışçı olduğunu görebiliyoruz. Orijinal yazısında şöyle bir bölüm var: "I think, however, that we must go further than this and admit that the only acceptable explanation is creation." Bunu söyleyen birinin evrimci olduğunu iddia etmek okuduğunu anlamamaktır.

Gönderi tarihi:

Albert Fleischmann yaratılışçı olabilir ama evrim teorisini savunuyorsa ona da evrimci diyebiliriz..

Zaten hangi bir evrimci ihtisas yapmıştır..

Evrim diye ciddi bir bilim dalımı var da ihtisas yapsın..

Ayrıca verdiğin kaynaklar tatmin edici değil...

H.Y nin eserlerindeki evrim teorisini bilimsel olarak çökerten delillere antitez bulamamışsın..

Bunun neresi saptırma..

Yanlış yazılmış bir kaynak nasıl olurda binlerce kaynak kullanılarak hazırlanmış bu büyük araştırma projesini çöpe atar..

Gerçi o kaynağın da yanlışmı doğrumu yazıldığında tereddütüm var, bizzat tetkik edeceğim..

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Sonuncuda birşey unutmuşum onu da buraya ekliyorum:

 

5. Alıntıdaki cümlelerin aşağı yukarı karşılıklarını İngilizce olarak da buldum ama son cümle olan "Bana göre teori ayakta bile duramamaktadır" cümlesini yabancı yaratılışçılarda göremedim. Heralde o kadar şey yazdık sonuna bir de ben ekliyim şöyle kısa bir cümle diyerek böyle bir bomba patlatmış.

 

6. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

Prof. Cemal Yıldırım (Yerli evrim savunucularından, felsefe profesörü):

 

Hiçbir bilim adamı (Darwinist ya da neo-Darwinist olsun) evrim kuramının ispat edildiği düşüncesini ileri süremez.40

 

Doğrudur, evrim kuramı ispat edilememiştir.41

 

40. Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, Bilgi Yayınevi, Ocak 1989, s.56-57

41. Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, s.134

 

 

AÇIKLAMA:

 

Belki de yaptığı yanlışlıklar içinde ortaya çıkarması en kolay olanı budur. Çünkü hem bir Türk bilim adamının yazısını çarpıtıyor hem de o yazının geçtiği kitaba internet üzerinden bedava ulaşmak mümkün. Şimdi Evrim Kuramı ve Bağnazlık kitabında bu cümlelerin geçtikleri yerlere bakalım:

 

Evrim kuramını 'ispatsız kaldığı' gerekçesiyle bilim dışı saymak ne denli yanlışsa, tartışılmaz "bilimsel bir yasa" saymak da o denli yanlıştır. Hiçbir bilim adamı (Darwinci ya da yeni-Darwinci olsun) evrim kuramının ispat edildiği düşüncesini ileri süremez. Ne var ki, evrim kuramının sağlam olgusal verilere dayandığı gerçeği de yansız ve nesnel düşünen hiç kimsenin gözünden kaçmayacak kadar açıktır. (http://www.1001kitap.com/Bilim/Cemal_Yildirim/evrim_kurami/'>http://www.1001kitap.com/Bilim/Cemal_Yildirim/evrim_kurami/)

 

Bir kez bir olgu olarak evrimsel değişme çeşitli yollardan gözlenebilmektedir. Öyle olmasa bile, fosil ve canlı organizmaların gözlemsel özelliklerinde çıkarsanabilir bir olaydır, evrim. Sonra evrim düşüncesi bir hipotezden ileri bir kuram kimliği kazanmıştır; gözlem ve deney ürünü sayısız verilerle yoklanmış, doğrulanmış bir kuram! Yaratılışçılar bu sonuç karşısında kalınca ağız değiştirmekte, kuramın ispat edilmediğini ileri sürmektedirler. Doğrudur, evrim kuramı ispat edilmemiştir. Ama bilimde hiçbir kuramın ispatı verilmez, verilemez! İspat, mantık ve matematik çalışmalarına özgü bir 'doğrulama' türüdür; bir savı bilimde olduğu gibi olgulara giderek yoklamayı değil, doğruluğu varsayılan kimi ilkelerden mantıksal çıkarsamayla doğrulamayı gerektirir. Evrim kuramı, fizik, astronomi, kimya gibi bilim dallarındaki herhangi bir kuram gibi birtakım olgusal veri ve ilişkilere açıklama sağladığı, çok sayıda güvenilir kanıtlara dayandığı için ayakta durmaktadır; yoksa belli bir inanca dayandığı için değil! (http://www.1001kitap.com/Bilim/Cemal_Yildirim/evrim_kurami/)

 

 

Görüldüğü gibi, biribiriyle anlam bütünlüğünde olan cümlelerin arasından kafasına göre bir cümleyi seçiyor ve o cümleyi bütün yazı içinde taşımadığı bir anlam taşıyormuş gibi gösteriyor. Yukardaki yazıları okuyan herhangi biri o cümlelerin aslında tek başına okunduğundaki gibi bir anlam taşımadıklarını rahatça anlayabilir. İşte HY'nin yaptığı yanlışlık o cümleleri anlam bütünlüğü içinde bulunduğu cümlelerin içinden cımbızla çeker gibi almak ve insanları yanlış yöne sevk etmek için kullanmaktır.

 

Cemal Yıldırım burda Evrim Teorisinin ispat edilmemiş olmasının normal olduğunu, ispatın ne olduğunu ve Evrim Teorisinin neden sapa sağlam ayakta olduğunu güzelce anlatıyor. Sanırım daha fazla açıklamaya gerek yoktur.

 

 

Şimdi yeni bir sayfaya geçiyorum. -http://www.evrimcilerinitiraflari.com/05.htm- adresinde "Evrimcilerin, Teoriyi İdeolojik Olarak Savunduklarına Dair İtirafları" başlıklı sayfadaki alıntılara bakıyorum:

 

7. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

Prof. Cemal Yıldırım:

 

Darwinizm doğal seleksiyon tezini yoklanması gereksiz, doğruluğu apaçık bir ilke saydığı ölçüde bilimsel bir kuram olmaktan uzaklaşmakta, ideolojik bir öğreti kimliği kazanmaktadır.55

 

55. Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, Bilgi Yayınevi, Ocak 1989, s. 51

 

 

AÇIKLAMA:

 

Şimdi bu cümlenin kitapta geçtiği yere bakalım:

 

Darwincilik doğal seleksiyon tezini yoklanması gereksiz, doğruluğu apaçık bir ilke saydığı ölçüde bilimsel bir kuram olmaktan uzaklaşmakta, ideolojik bir öğreti kimliği kazanmaktadır. Ancak hemen belirtmeli ki, bu öğretisel eğilim geçmişte kalmış bir olaydır. Bugünkü anlamıyla "Darwincilik" bilimsel evrim kuramıyla özdeştir.

 

 

Görüldüğü gibi bir sonraki cümleyi almayıp sadece o cümleyi alarak insanları yanlış yönlendirmeye çalışıyor. Aslında o kadar bariz ki yorum yapmaya bile gerek yok. Sadece kitapta geçen bölümü vermek bile yeterli diye düşünüyorum.

 

 

 

-http://www.evrimcilerinitiraflari.com/08.htm- adresinde "Evrimcilerin Möleküler Evrimin Çıkmazı ile İlgili İtirafları" başlıklı sayfadaki alıntılara bakalım:

 

8. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

Miller Deneyinin Geçersizliği İle İlgili İtiraflar

 

Dr. Leslie Orgel:

 

Son derece kompleks yapılara sahip olan proteinlerin ve nükleik asitlerin (RNA ve DNA) aynı yerde ve aynı zamanda rastlantısal olarak oluşmaları aşırı derecede ihtimal dışıdır. Ama bunların birisi olmadan diğerini elde etmek de mümkün değildir. Dolayısıyla insan, yaşamın kimyasal yollarla ortaya çıkmasının asla mümkün olmadığı sonucuna varmak zorunda kalmaktadır.7

 

7 Leslie E. Orgel, "The Origin of Life on Earth", Scientific American, cilt 271, Ekim 1994, s. 78

 

9. Alıntı:

 

QUOTE(HY)

RNA Dünyası Tezinin İmkansızlığı İle İlgili İtirafları

 

Dr. Leslie Orgel:

 

Bu senaryonun oluşabilmesi için, ilkel dünyadaki RNA'nın bugün mevcut olmayan iki özelliğinin olmuş olması gerekmektedir: Proteinlerin yardımı olmaksızın kendini kopyalayabilme özelliği ve protein sentezinin her aşamasını gerçekleştirebilme özelliği.140

 

140. Leslie E. Orgel, "The Origin of Life on the Earth", Scientific American, Ekim 1994, c. 271, s. 78

 

 

AÇIKLAMA:

 

Şimdi ilk olarak bu cümlelerin orijinal makalede nasıl geçtiğine bir bakalım:

 

 

QUOTE(Leslie E. Orgel @ "The Origin of Life on Earth", Scientific American, vol. 271, October 1994)

I.t is extremely improbable that proteins and nucleic acids, both of which are structurally complex, arose spontaneously in the same place at the same time. Yet i.t also seems impossible to have one without the other. And so, at first glance, one might have to conclude that life could never, in fact, have originated by chemical means.

 

İlk cümlenin çevirinsinde bir sorun yok ama ikinci cümlede geçen "at first glance" sözü nedense HY tarafından pek kale alınmamış. "at first glance" ilk bakışta anlamına gelir. Yani aslında ikinci cümlenin karşılığı şöyle olmalı: "Dolayısıyla ilk bakışta insan, yaşamın kimyasal yollarla ortaya çıkmasının asla mümkün olmadığı sonucuna varmak zorunda kalmaktadır." Burdaki "ilk bakışta" sözünü görünce insanın aklına o cümledeki şeyin aslında doğru olmadığını makalenin devaımda anlatacağı geliyor. Acaba öyle mi? Makale şöyle devam ediyor:

 

 

QUOTE(Leslie E. Orgel @ "The Origin of Life on Earth", Scientific American, vol. 271, October 1994)

In the late 1960s Carl R. Woese of the University of Illinois, Francis Crick, then at the Medical Research Council in England, and I (working at the Salk Institute for Biological Studies in San Diego) independently suggested a way out of this difficulty. We proposed that RNA might well have come first and established what is now called the RNA world - a world in which RNA catalyzed all the reactions necessary for a precursor of life's last common ancestor to survive and replicate. We also posited that RNA could subsequently have developed the ability to link amino acids together into proteins. This scenario could have occurred, we noted, if prebiotic RNA had two properties not evident today: a capacity to replicate without the help of proteins and an ability to catalyze every step of protein synthesis.

 

There were a few reasons why we favored RNA over DNA as the originator of the genetic system, even though DNA is now the main repository of hereditary information. One consideration was that the ribonucleotides in RNA are more readily synthesized than are the deoxyribonucleotides in DNA. Moreover, i.t was easy to envision ways that DNA could evolve from RNA and then, being more stable, take over RNA's role as the guardian of heredity. We suspected that RNA came before proteins in part because we had difficulty composing any scenario in which proteins could replicate in the absence of nucleic acids.

 

During the past 10 years, a fair amount of evidence has lent credence to the idea that the hypothetical RNA world did exist and lead to the advent of life based on DNA, RNA and protein. Notably, in 1983 Thomas R. Cech of the University of Colorado at Boulder and, independently, Sidney Altman of Yale University discovered the first known ribozymes, enzymes made of RNA. Until then, proteins were thought to carry out all catalytic reactions in contemporary organisms. Indeed, the term "enzyme" is usually reserved for proteins. The first ribozymes identified could do little more than cut and join preexisting RNA. Nevertheless, the fact that they behaved like enzymes added weight to the notion that ancient RNA might also have been catalytic.

 

Leslie E. Orgel'in burda yazdıklarıyla ilgili kısaca birkaç noktaya değineyim:

 

- Bu yazıda ilk olarak RNA'nın kendiliğinden oluşmuş olabileceği ve amino asitleri birleştirerek proteinlerin oluşumuna sebep olabileceği anlatılıyor. Ayrıca 1983'te birbirinden bağımsız olarak iki araştırmacının bilinen ilk ribozom ve enzimlerin RNA'lardan oluştuğunu keşfettiğini söylüyor.

 

- Burda bahsi geçen RNA'nın mesajın başındaki "9. Alıntı"da dediği gibi şimdiki RNA'dan farklı özelliklere sahip olduğunu ama son 10 yıldaki araştırmalarda böyle bir RNA'nın var olduğuna dair hatrı sayılır miktarda kanıt elde edildiğini söylüyor.

 

Yani Leslie E. Orgel "RNA Dünyası Hipotezi"ni (RNA World hypothesis) savunuyor. Yani ilk olarak RNA'nın kendiliğinden oluşmuş olabileceğini ve protein, ribozom, enzimler gibi şeylerin RNA sayesinde oluşabileceğini ve yaşamın bu şekilde kendiliğinden oluşabileceğini savunuyor.

 

 

SONUÇ:

 

1. Leslie E. Orgel ilk alıntıda Miller-Urey deneyinin geçersizliğiyle ilgili hiçbir şey söylemiyor. Proteinlerin, RNA ve DNA'nın aynı anda aynı yerde kendiliğin oluşmasının neredeyse imkansız olduğunu söylüyor. Ama Miller-Urey deneyi o zamanki ilkel atmosfer tahminlerine göre DNA ve RNA'nın yapı taşları olan nükleik asitlerin kendiliğinden oluşabileceğini göstermiştir. Leslie E. Orgel de zaten buna karşı çıkmıyor. Ama HY öyle olmasını istiyor heralde.

 

2. 1953 yılındaki Miller-Urey deneyinde ilkel atmosfer koşlullarında var olduğu düşünülen bazı gazların yanlış olarak kullanıldığı doğru ama o zaman için öyle olduğu tahmin ediliyordu ama öyle olmadığı daha sonradan öğrenildi ve yeni bilgilerle aynı deney birçok kişi tarafından yenilendi ve yine aynı sonuca ulaşıldı. Örnek olarak, Pavlovskaia ve Peynskii tarafından Rusya'da; Heyns, Walter, Meyer tarafından Almanya'da; Abelson tarafından ABD'de. (Ümit Sayın, "Dünyada Organik Yaşamın Başlangıcı")

 

3. RNA Dünyası Hipotezinin en önemli savunucularından biri olan Leslie E. Orgel'in RNA Dünyası Hipotezini savunmak için yazdığı makaledi sözlerinin "RNA Dünyası Tezinin İmkansızlığı İle İlgili İtirafları" bölümünde kullanılması da çok ilginç olmuş. Tam da HY'ye yakışır türden bir yanlışlık.

Gönderi tarihi:

Cevabım bir üsttedir..

Aynen tekrar ediyorum..

 

Albert Fleischmann yaratılışçı olabilir ama evrim teorisini savunuyorsa ona da evrimci diyebiliriz..

Zaten hangi bir evrimci ihtisas yapmıştır..

Evrim diye ciddi bir bilim dalımı var da ihtisas yapsın..

Ayrıca verdiğin kaynaklar tatmin edici değil...

H.Y nin eserlerindeki evrim teorisini bilimsel olarak çökerten delillere antitez bulamamışsın..

Bunun neresi saptırma..

Yanlış yazılmış bir kaynak nasıl olurda binlerce kaynak kullanılarak hazırlanmış bu büyük araştırma projesini çöpe atar..

Gerçi o kaynağın da yanlışmı doğrumu yazıldığında tereddütüm var, bizzat tetkik edeceğim..

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:
Albert Fleischmann yaratılışçı olabilir ama evrim teorisini savunuyorsa ona da evrimci diyebiliriz..

Zaten hangi bir evrimci ihtisas yapmıştır..

Evrim diye ciddi bir bilim dalımı var da ihtisas yapsın..

Ayrıca verdiğin kaynaklar tatmin edici değil...

H.Y nin eserlerindeki evrim teorisini bilimsel olarak çökerten delillere antitez bulamamışsın..

Bunun neresi saptırma..

Yanlış yazılmış bir kaynak nasıl olurda binlerce kaynak kullanılarak hazırlanmış bu büyük araştırma projesini çöpe atar..

Gerçi o kaynağın da yanlışmı doğrumu yazıldığında tereddütüm var, bizzat tetkik edeceğim..

 

Saygılar...

 

 

Çok erken yazmışsın kralx... Halbuki devam ediyordum..

 

 

HY'nin "Evrimcilerin İtirafları" isimli kitabından bir alıntı:

 

10. Alıntı:

 

QUOTE(HY @ Evrimcilerin İtirafları, s. 17)

Francis Darwin (Charles Darwin'in oğlu)

Babamın kafası kesinlikle bilimsel değildi ve bilgisini genel kanunlar altında genelleştirmeyi denemedi. Ancak onun yaptığı karşısına çıkan hemen hemen herşey için bir teori üretmekti. Onun bilgisinin bana birşey kazandırdırdığını üşünmüyorum.22

 

22 Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.I, New York:D. Appleton and Company, 1888, s. 19

 

 

AÇIKLAMA:

 

Şimdi ilk olarak bu alıntının kitapta geçtiği bölüme bakalım:

 

QUOTE(Francis Darwin @ The Life and Letters of Charles Darwin, New York, D. Appleton & Co., 1905, s. 19)

"My father's mind was not scientific, and he did not try to generalize his knowledge under general laws; yet he formed a theory for almost everything which occurred. I do not think I gained much from him intellectually; but his example ought to have been of much moral service to all his children. One of his golden rules (a hard one to follow) was, 'Never become the friend of any one whom you cannot respect.'"

 

Burda dikkat ederseniz yazının tırnak işaretleri içinde olduğunu görürsünüz. Kitapta burdan önceki sayfalara göz attığınızda önceki 5-10 sayfa boyunca tırnak işaretleriyle ayrılmış pek çok kısa bölüm görürsünüz. Bu bölümlerde bir kişi "My father" yani "Babam" diyerek birini anlatır. Yine bu bölümlerde insanların o kişiye "Doctor Darwin" yani "Doktor Darwin" dediğini görüyoruz. Bu bölümler nerde başlıyor diye biraz geri gittiğimizde 11. sayfada şöyle bir bölümle karşılaşıyoruz:

 

QUOTE(Francis Darwin @ The Life and Letters of Charles Darwin, New York, D. Appleton & Co., 1905, s. 11)

What follows was added by Charles Darwin to his autobiographical 'Recollections,' and was written about 1877 or 1878.

 

"I may here add a few pages about my father, who was in many ways a remarkable man."

 

Burdan da anlaşılabileceği gibi 11. sayfadaki o bölümden itibaren Charles Darwin'in kendi otobiyografisi için (1877 veya 1878 yılında) babası "Doctor" Robert Waring Darwin (1786'da Leiden Üniversitesinden Tıp Doktoru ünvanı almıştır) için yazdıkları koyulmuş. Zaten "The Life and Letters of Charles Darwin" kitabının ilk bölümü "The Darwin Family" yani "Darwin Ailesi" başlıklıdır ve bu bölümde Darwin Ailesinin fertleri tanıtılır. HY'nin kitabında geçen bölüm de Charles Darwin'in babası Robert Waring Darwin ile ilgili yazdıklarıdır.

 

Görüldüğü gibi yine HY insanların gözünde Charles Darwin'in değerini düşürmek için aslında onun için söylenmemiş bir sözü sanki onun için söylenmiş gibi göstermeye çalışıyor. Yine insanları yanlış yönlendiriyor

 

Cevabım bir üsttedir..

Aynen tekrar ediyorum..

 

Albert Fleischmann yaratılışçı olabilir ama evrim teorisini savunuyorsa ona da evrimci diyebiliriz..

Zaten hangi bir evrimci ihtisas yapmıştır..

Evrim diye ciddi bir bilim dalımı var da ihtisas yapsın..

Ayrıca verdiğin kaynaklar tatmin edici değil...

H.Y nin eserlerindeki evrim teorisini bilimsel olarak çökerten delillere antitez bulamamışsın..

Bunun neresi saptırma..

Yanlış yazılmış bir kaynak nasıl olurda binlerce kaynak kullanılarak hazırlanmış bu büyük araştırma projesini çöpe atar..

Gerçi o kaynağın da yanlışmı doğrumu yazıldığında tereddütüm var, bizzat tetkik edeceğim..

 

Saygılar...

 

 

Kralx, önce oku sonra yorum yap. Bir insan hem "yaratılışçı" hem de "evrimci" nasıl olabilir. Fleischmann evrim teorisini savunmuyor, bilakis eleştiriyor. Ama H.Y. adamı evrimci gibi gösterip, olaya itiraf süsü katıyor. Hala anlayamadın mı?

Gönderi tarihi:
aslında evrim konusunun kapanması lazm şimdiye kadar ama neyse.

 

H.Y'nın konularını bilimsel gerçekler gibi göstermenize karşılık, bu adamın yanlışlarını sadece küçük bir bölümünü buraya aktardım. Siz zaten bunları biliyordunuz, ancak bu forumu ziyaret eden, ve bunları bilmeyenler için önemliydi. Bir daha bana H.Y. ismi ile gelmeyin...

Gönderi tarihi:

Be kardeşim anlamıyorsunki anlatayım..

Bizler H.Y yi tek kaynak olarak göstermedik, fakat onu da kaynak olarak kullandık..

Bana göre H.Y kaynaklı ve diğer kaynaklı iletilerimizde en küçük bir çarptırma yada yalan yoktur..

Biz sizin yazılarınızı okurken, yazının içeriğine bakıyoruz, kaynağa değil..

Eğer kaynağa baksaydık, sizin kaynaklarınız toptan saptırılmış kaynaklardır..

Zaten fikirlerinizde hiç mantıklı değil..

Size şunu tavsiye ediyorum...

Sadece yazılan yada copy-paste yapılan yazının mantıklı olup olmadığına yoğunlaşın..

Falanca şahsın kişiliği şuymuş buymuş, şu konuyu saptırmış bu konuyu saptırmış diyeceğinize, yazılan iletinin içinde saptırma bulun..

 

Örneğil Ali sahtekar birisi ama doğru bir cümle söylüyor, biz Ali sahtekar diye, cümlesi yalanmı dicez..

O zaman aptallık etmiş olmazmıyız...

Şimdi H.Y yi kapatalım..

Fikirleri tartışalım..

Buyrun..

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Ali, 10 cümlenin 9 unda yalan söylüyorsa, Ali'yi kaale almayacağız. Durum bundan ibarettir. Siz Ali'nin yalan söylemediğini iddia ediyordunuz, ben ise sahtekar olduğunu. "Göster" dediniz, gösterdim. Ali bahsi kapanmıştır. Fikirleri tartışmaya devam....

Gönderi tarihi:

Sana göre kapanmıştır, ben kapatmıyorum..

Ali 99 kez yalanda söylese, doğru cümlesi gene doğrudur..

Adı üstünde doğrudur..

Kaldıkı yalan söylemesi de size....

Fikirleri tartışmaya elbette devam..

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.