Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Barışmam_Mustafa Yıldızdoğan

 

Küstürdü yar beni kırdı kalbimi

Düğün olsa bayram olsa barışmam

Bilemedi kıymetimi kadrimi

Ağlasa sararsa solsa barışmam

 

Vuslat diyarından etmişim firar

Ben bu ayrılıktan görsem de zarar

Gönlüm umuyor ya kararım karar

Özür dilemeye gelse barışmam

 

Feymani'm kar yağdı boran üstüne

Bina yapılır mı viran üstüne

Yemin etmedim ya Kur’an üstüne

Gayrı bundan sonra ölse barışmam.

  • Cevaplar 145
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Gece Yağmuru_Mustafa Yıldızdoğan

 

Her zaman böyleyim böyledir huyum

Gece yağmurunda silinir uykum

Dolar da boşalmaz şu gönül kuyum

Sızar anılara gece yağmuru

 

Ruhumda bulutlar başka biçimde

Bir hayal tufanı başlar içimde

Ben yağmurun yağmur benim peşimde

Gizli bir saklambaç gece yağmuru.

Gönderi tarihi:

Gidenler Dönmüyor Geri_Mustafa Yıldızdoğan

 

Canım tutuşuyor içim yanıyor,

Ayrılık ne zormuş,çekemiyorum.

Hasret can ucunda,sinem kanıyor,

Hayal girdabından,çıkamıyorum.

 

Gidenler dönmüyor geri,

Sevdan bir ateş çemberi,

O gittiğin günden beri,

Gör ne haldeyim.

 

Geceler yalnızlık,geceler tasa,

Nereye bakarsam,bürünür yasa

Canıma razıyım,günah olmasa

Yüreğimden seni sökemiyorum.

Gönderi tarihi:

Şeyh Şamil

 

Şamil; Kafkas dağının hürriyet güneşidir

Şamil’i bilmeyen atasını ne bilir

Şair diyor ki;

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır

Toprak; eğer uğrunda ölen varsa vatandır

Ben de diyorum ki;

Kur, Aras coştukça, Tuna, Volga taştıkça

Benim şarkılarım okunacak, türkülerim söylenecek

Hazar çalkalandıkça

Benim ay yıldızlı bayrağım dalgalanacak

 

Sormayın kimlerdenem, haralıyam a dostlar

Gönülden fırtınalı, boralıyam a dostlar

Gızıl bir kurşun aldım, yaralıyam a dostlar

 

Ağlama ey gözleri bulutlu yar

Ben bilerem senin elinde de kanlı bir libasın var

 

Bu şarkılar, türküler

Türk’ü söyler türküler

Yaşar kalpte ülküler

 

Bu ses; arslan sesidir

Bu ses; demir perdeyi damla damla eriten

Katerina, Petro’yu deli eden bir sestir

Bu ses; taa Kafkaslardan gelen

Şeyh Şamil’in sesidir

Şeyh Şamil’in sesidir

 

Alperen

Gönderi tarihi:

Bayramın Olsun

 

Elini öpecek anam olmadı

Gözümde akacak yaşım kalmadı

Bayramı bayrama kattım olmadı

Anasız bayramlar sizlerin olsun

 

Koşturdum ardından yetişemedim

Küçüktüm salına anam erişemedim

Bir daha seninle görüşemedim

Ana bayramınız mübarek olsun

 

Teneşir duşunu erken alacağım

Kabrinin yanına bende yatacağım

Geldiğimde her gün anam bayram yapacağım

Elini öpüşüm bayramın olsun

 

Kabrinin üstünde cennet bahçesi

Üçler, Mevlana’lar hakkın nefesi

Ziyaret edenler fatiha sesi

Anama gönderin bayramı olsun

 

Alperen

Gönderi tarihi:

Üniversite Kahvesi

 

Beni doğuran annem

Bilemedim senden önce öleceğimi

Omuzlar üstünde yürürken

Hatırlatmak istemezdim sana doğum sancılarını

Neden anlatmadın bana

Yarasaların gece kan emdiklerini

Neden söylemedin sanki

Akreplerin zehirli kurşunu var diye

Haber ver arkadaşlarıma

Pusu kurdular yine üniversite kahvesine

 

Anne; gururlan artık

Bugün Cuma, Fatih Sultan Mehmet Han’la aynı saftayım

Tuna’ya özendim, Sakarya gibi kalktım ayağa da

Parmaklarımla yırttım kan damarlarımı

Bayrağımın rengi solmasın diye

Kız kardeşimin başörtüsünü ört, okuluna gitsin

Dışarısı zemheri, saçlarına soğuk değmesin

Seccadeni ört tabutuma da omuzlarımız üşümesin

 

Alperen

Gönderi tarihi:

Adımız Mehmet

 

Şemdinli dağlarında güneş

Çocuk kadar cılız ve benim kadar yorgun

Yaz günlerimin yaramaz çocuğu

Bu sana verdiğim son selam

Karları koynunda eritip

Baharlarda Fırat’ı emziren süt anam

Alnımdaki soğuk teri silemeden

Neden son yolculuğumu çaresiz seyredişin

Harran ovasının susuzluğuyla çatlayan dudaklarım

Diz kapağımda parlayan kurşun

Şimdi hücre tavanından daha yakın gökyüzü

Elimde tuttuğum yaram olmasa

Hilallere yıldız toplardım geceler boyu

 

Dokuz ışıklı al kanatlı sancağım

Hilal’li yıldızlar yar olsun sana

Adımız Mehmet, yaşımız yirmi

Hür dolaş göklerde, düşünme beni

Bendeki bu taze kan volkanlar gibi

Güneş bile solduramaz rengini

 

Ah kır çiçekleri

Nerde annemin ağzındaki gülsuyu kokan dualar

Çocukluğumu hatırladım yirmi yıl sonra

Arkadaşlarımla kartopu oynadığım okul bahçesine sor

Kardan adam yapamıyorum belki

Kanıma beyaz kardan ay yıldızlar işledim anne

Güneş bile utancından yüzünü çevirdi

 

Alperen

Gönderi tarihi:

Devlet millet tek bir yürek

Bayrak millet kutlu dilek

 

Başak başak çiçek çiçek

Umudumuz yeşerecek

Kan ter ile çıktık yola

Diz kırıp vermeyiz mola

 

Azat azat bütün Türkler azat

Azap azap bu hal bize azap

 

Soruların cevabıyız

Tarihlerin mirasıyız

Mazlumların hasretiyiz

Gönüllerin vuslatıyız

 

 

Atilla YILMAZ

Gönderi tarihi:

Kan tutunca yağız eri

Göğü dinle kün vaktidir

Tan yerinden İsrafil'in

Yiğitlere ün vaktidir

 

İzbesine girer yılan

Suya iner susuz ceylan

Şahlanır yüzbin küheylan

Sanılırki Hun vaktidir

 

Bellidir yol bellidir yön

Bellidir sağ sol arka ön

Ey Türk titre kendine dön

Denildiği gün vaktidir

Gitmez olsa da hoşuna

Sarıl milletin işine

Tükürüp durma boşuna

Saratların gün vaktidir

 

Yeter kanla kin yoğurman

Yetişir çile eğirmen

Hak'ka dönsün bu değirmen

Kına gibi un vaktidir

 

Atilla YILMAZ

Gönderi tarihi:

Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden

Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize

Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden

İtler bile gülecek kimsesizliğimize

 

Gidiyorum gönlümde acısı yanıkların

Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda

Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların

Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda

 

Atilla YILMAZ

Gönderi tarihi:

>> Mustafa Yıldızdoğan >> Gaziantep Yolu

Bahçalarda mor meni

Verem ettin sen beni

Nasıl verem olmayım

Eller sarıyor seni

 

Ben sana yandım gelin

Yanağı allı gelin

Gaziantep yolunda

Öldürdün beni gelin

 

Bahçalarda meleme

Yar göğsün düğmeleme

Ölürsem kanlım sensin

Gözlerin sürmeleme

 

Ben sana yandım gelin

Yanağı allı gelin

Gaziantep yolunda

Öldürdün beni gelin

 

Bahçalarda saz olur

Gül açılır yaz olur

Ben yarime gül demem

Gülün ömrü az olur

 

Ben sana yandım gelin

Yanağı allı gelin

Gaziantep yolunda

Öldürdün beni gelin

Gönderi tarihi:

Altaylardan Tuna'ya Türk'ün ayak izi var

Gök bayrak boynu bükük hala kanayan yarası var

Oy nenni nenni nenni oy nenni yar

Aramızda dağlar uçurumlar var

 

Al bizi de sürü sen vatan ol da yürü sen

Kerkük durma yürü sen daha yolun yarısı var

Oy nenni nenni nenni oy nenni yar

Oyun oyun içinde nece edim yar

 

Garip durmak ar gelir sınırların dar gelir

Böyle durmak zor gelir Kıbrıs diye davamız var

Oy nenni nenni nenni oy nenni yar

Biz bunlarla kardeş olamayız yar

 

Zalime kaş çatacak düşmana kan kusacak

Sanma böyle susacak herşeyin bir sırası var

Oy nenni nenni nenni oy nenni yar

Türkler boyun eğmez kimselere yar

Oy nenni nenni nenni oy nenni yar

Birgün elbet hesap sorulacak yar

 

 

Atilla YILMAZ

Gönderi tarihi:

Gönülleri birleşenler selam sizlere

Uzaklarda dertleşenler selam sizlere

Selam sana hücrelerde benzi solan genç

Selam sana ey yılları heba olan genç

 

Ey ekmeği alınanlar selam sizlere

Ey rütbesi çalınanlar selam sizlere

Kardeş yahut arkadaştır diye evleri,

Ocakları dağıtılan Ülkü devleri,

Selam üstünüzde bütün bakışlar

Bir gün olur tarih elbet sizi alkışlar

 

Selam şanlı mazimize selam yarına

Selam zafer ordusunun silahlarına

Ey geçmişin yiğitleri selam sizlere

Ey yarının şehitleri selam sizlere

 

Gerçek unutmaki birgün senindir

Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir

 

Atilla YILMAZ

Gönderi tarihi:

Mustafa Yıldızdoğan >> Haydi Gençler

Geceyi yenmeliyiz

Şafağa ermeliyiz

Hedef güçlü Türkiye

El ele vermeliyiz

Haydi haydi gençler

 

Sevgiyle çıkın yola

Çalışmak yarış olsun

Öyle bir eselim ki

Rüzgarlar yarış olsun

 

Durmayın, yorulmayın

Bu zafer senin hakkın

Türkiye düğün dernek

Coşmalı bütün halkın

Haydi haydi gençler

Gönderi tarihi:

Mustafa Yıldızdoğan >> Yaşıyorum Öylesine

Sorma gülüm sorma

Bir garip haldeyim işte

Gitmeseydin diyorum

Gitmeseydin

Beni böyle bırakıp da yıkıp da

Sensiz kala kaldım ortalıkta

Tadı tuzu yok hayatın

Ortalık yangın yeri

Ortalık toz duman

Umutlarım, sıfırın altında erzurum

Gönlüm talan, gönlüm viran

Yaşıyorum öylesine

Yüreğin feryadını dile getir

Yanık türkülerde ara sevdaları

Kaybedilmiş ne varsa aşka dair

Türkülerdedir diyorum

Kapatıp gözlerimi dinliyorum

Yani yaşıyorum öylesine

 

Yüce dağların eteklerinden

Toprağın göz yaşlarıyla

Bulutları sinesine çekmiş

Hoyrat mı hoyrat

Haşin mi haşin

Ferman dinlemez

Akıp giden su gibi sevdim seni

Farzet ki çağlar ötesi

Farzet ki insan yüzü görmemiş

Yani kirlenmemiş

Temiz tertemiz

Gönlüm gibi, sevgim gibi

Sana olan aşkım gibi

Çoşuyorum, taşıyorum

Nice bentler aşıyorum

Seni arıyorum bulamıyorum

Yaşıyorum öylesine

 

Savaş meydanında yenik düşmüş bir ordunun

Sağ kalmış tek yaralı askeri gibi

Kan revan vücudum

Üstüme çevrilmiş binlerce namlu

Yalvarmamı bekleyen adi gülüşlü suratlara

Tükürüyorum çatlamış dudaklarımla

Koşuyorumi düşüyorum

Vatanım vatanım diyorum

Vatanımı soluyorum

Bir bayrak gibi

Seni arıyorum bulamıyorum

Yani yaşıyorum öylesine

 

Yıkılmış etrafımda bütün duvarlar

Karda kışta kalmış

Kolu kanadı kırık

Küçük bir serçe gibi

Uçuyorum, konuyorum

Üşüyorum, donuyorum, gücüm tükeniyor

Yoruluyorum

Seni arıyorum bulamıyorum

Yani yaşıyorum öylesine

 

Hayatın sihri bozuldu

Silindi bütün renkler

Sensizim, yalnızım

Bir garip haldeyim anlayacağın

Ama yine seni arıyorum

Andıkça yanıyorum

Yaprak gibi dökülüyorum

Sinemi sensiz dağlıyorum

Ağlamak yakışmaz amma artık ağlıyorum

Seni bir serçenin göz yaşları kadar

Çok ama çok seviyorum

Hani serçeler ağladığı vakit ölüyormuş ya

Son bir nefes

Alıyorum, veriyorum, alıyorum

Seni arıyorum bulamıyorum

Yani yaşıyorum öylesine

Gönderi tarihi:

Osman Öztunç Yarınım Yok

Ben suçluyum bilirim

Türkülerim susmadı

Ne bıçaklar değdide

Sözlerimi kesmedi

Ne bıçaklar değdide

Şiirimi kesmedi

 

Ah bu bildim bileli

Gecem günüm çileli

Bugünüm hep belalı

Yarınım yok unutma

 

Her kelime her hece

Burda kalsın böylece

Beni unut bu gece

Yarınım yok unutma

 

Bir yağmura bıraktım

Göz yaşımı kanımı

Artık hazin ve dağlar

Sardı dört bir yanımı

 

Yolcu gibi gör beni

Uzaklara sür beni

İstersen sen vur beni

Yarınım yok unutma

 

Ölümcül bir yaram var

Ne günüm ne sıram var

Kısacık bir sürem var

Yarınım yok unutma

Gönderi tarihi:

GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN

 

Selam nurlu sabaha Gök Girsin Kızıl Çıksın

Selam kutlu dergaha Gök Girsin Kızıl Çıksın

Budunumu satarsam Türklüğe su katarsam

İte kemik atarsam Gök Girsin Kızıl Çıksın

Terlemese göynekler sürçerse ak toynaklar

Yüz bulursa oynaklar Gök Girsin Kızıl Çıksın

Kuran deva her derde düş kurduk perde perde

Sırt dayarsam namerde Gök Girsin Kızıl Çıksın

Anayurt Tanrı Dağı hazırlansa hep yağı

Terk edersen Başbuğ'u Gök Girsin Kızıl Çıksın

Yürümessem hak yolda erimessem hak yolda

Çürümezsem hak yolda Gök Girsin Kızıl Çıksın

Gönderi tarihi:

Satan Satana

 

Günaydın Türkiye,

Günaydın Millet,

 

Bu gaflet delalet hatta hıyanet

Yutan yutana yutan yutana,

Yutan yutana yutan yutana

 

Bu rüzgarlar sahte baslar rotasız,

Bu rüzgarlar sahte baslar rotasız

Bana ne diyerek dertsiz tasasız

yatan yatana yatan yatana,

yatan yatana yatan yatana

 

Kanadı kırılmış kartal yatıyor,

Kanadı kırılmış kartal yatıyor

Baykuşlar ortada nara atıyor

Yazık vatana yazık Vatana,

 

Bağır tellal bağır her şey bedava,

Bağır tellal bağır her şey bedava,

Hürriyet Bedava, Vatan bedava

Satan Satana, Satan Satana,

Satan Satana, Satan Satana,

Satan Satana, Satan Satana

 

Belki de hayır, burda belkilerin yeri yok

Kesin ama kes kesin bunlar aklına sok

Çözülemeyen onca sorun dert çok

Çok kork bizden çözümlere karnımız tok

Siyaseti kendine kabul edeceğine

Millet gaf yapıp uyutan milleti

Hiç kimse görmedi bu sekil ihaneti

Peşkeş çekip Memleketi !!

 

Satan Satana, Satan Satana,

Satan Satana, Satan Satana,

Satan Satana, Satan Satana,

Satan Satana, Satan Satana.

 

Mustafa Yıldızdoğan

Gönderi tarihi:

Her Gece

Doğmaz şu güneş doğmaz,

Doğup ta sabah olmaz

Bende ki bu feryadı

kimseler duymaz

 

Her gece artık yeter

Her gece dünden beter

Her gece seni düşünmek

Her gece hasretin tüter

 

Gece çökünce gece,

Gece olur işkence

Gözlerimde gözlerin,

Yüreğimde kelepçe

 

Mustafa Yıldızdoğan

Gönderi tarihi:

Aşk Militanı

 

Aşk yağıyor İstanbul'a

Hasret beni kavuruyor

Ben hala aşk militanı

Karakol beni arıyor

Aşk yağıyor İstanbul'a....

 

Aşk yağıyor İstanbul'a

Hasretimi vuruyorum

Martılar çığlık atıyor

Aşk için kuduruyorum

Aşk yağıyor İstanbul'a....

Karakol beni arıyor

Aşk için kuduruyorum

Aşk yağıyor İstanbul'a....

 

Aşk yağıyor İstanbul'a

Kar yağarken gençliğime

Sırtımda pusu izleri

Düşümde yarin gözleri

Aşk yağıyor İstanbul'a...

 

Ahmet Şafak

Gönderi tarihi:

Döneriz Elbet

 

Yardan uzak, candan uzak

Senden uzak olmuşuz

Bağcu saymışlar da bizi

gülden uzak kalmuşuz

Kalır mıyız gayri yolda

Çiçeğimiz artık dalda

Açar olmuş ey sevdanın

Şerre yasak olmuşuz

 

Dağları aşarız elbet

Sel olur taşarız elbet

Hangi güç tutacak bizi

Gün gelir döneriz elbet

Ah anam ak ellerinden öperiz elbet

 

Güller bizlere biz güllere

Hasret kalsak ne olur

Vatan deyip derdimize

Bin dert katsak ne olur

Tanır mıyız gayri engel

Ödemişiz bunca bedel

Neler bitti bu da biter

Kara sevda olmuşuz

 

Ahmet Şafak

Gönderi tarihi:

Tamam

 

Tamam, ben anlamam aşktan meşkten

Tamam, çıkmışım aşk denilen köşkten

Tamam kalmışım bir başıma

Doymadım şu genç yaşıma

Düşmüşüm bir kavganın ortasına

 

Tamam, sen seversin hem çok seversin

Tamam, benim için vefasız dersin

Tamam, oysa sevmek feda etmektir

Bazen çok sevip de gitmektir

Yetinmektir düşle bir gülüşle

Tamam

 

Bilirim, yüreğim adam olmaz bilirim

Bilirim hem severim yoluna ölürüm

Olmuşum düş gezgini bir düş avcısı

Bendeki doğacak güzel günlerin sancısı

Yolumdan döndüremezler beni

Giden gitsin, aramam gideni

Seversen böyle hesapsız sev beni

Tut elimi, ver elini, sevmişim bir kez seni

Tamam

 

Ben aşktan anlamam haa

Oysa bir bıçak değmiş gibi bölünmüş düşlerim

Gayri iflah olmayız

Sen bir yerde ben bir dar da

Eski bir vatan kadar uzağız işte

Destanlar kadar yakın

Uzat ellerini cano yarama dokun

Belki böyle sevmemeli bir insan

sevmemeli bu zaman da

böyle ölümüne erkekçesine

bir kartal olmamalı ömrün doruklarında

Böyle kanadı kırık zemheride çırılçıplak

Gel de bu vahşi yanını

Bu en asil yanını

Kolaysa bırak cano

Kolaysa bırak

 

Ahmet Şafak

Gönderi tarihi:

Anka Kuşu

 

Avcı topla tuzağını Anka kuşu avlanamaz

Dünyalar kan kırmızısı gözlerime bakılmaz

Kararlı adımların ıslak ayak seslerin

Yağmurları içtiler yırtık ayak izlerin

 

Gözlerim düşünürken gökyüzünü mavisini

Kurşunlar küstürüyor kuşların sevgisini

Kararlı adımların ıslak ayak seslerin

Yağmurları içtiler yırtık ayak izlerin

 

Alperen

Gönderi tarihi:

Azat Meydanları

 

Tanklar ile yürüdüler

Karanfiller arasından

Çiçek gibi gençleri

Kopardılar analardan

 

Şafak vakti yürüdüler

Azat meydanlarına

Güneş doğmadı daha

Azat meydanlarına

 

Sen bu ağacın son yaprağısın

Sen bir basamaksın ve haykırışsın

Dumanlı bir vakit kınalı ellerin ağıtısın

Bir tekbir duydum son nefesimde

Hazar dalgalandı, gök parçalandı

Ve toprak sarsıldı yer yer

Öz oğlumu vurdunuz diye

 

Dökülürken üstüme

Annemin gözyaşları

Gece karanlığını

Ateş böceği sardı

 

Elde çiçek tozları

Kalbime sıcak bakın

Toplanın etrafına

Şehit olmuş canların

 

Şafak vakti yürüdüler

Azat meydanlarına

Güneş doğmadı daha

Azat meydanlarına

 

Anne sevinin, sevinin artık

Eve dönemedik diye üzülme

Ağıtlar yakıp ta sürme yüzüne

Sevinin, biz meydanlarda ölsek de

Siz sanmayın, şehit kanı kalır yerlerde

Bir önder çıkacaktır elbet

Bizleri bekliyor simdi

Hilal’in gösterdiği şehirde

Ben huzur bulacağım

Ve karanfiller yetişecek üzerimizde

 

Gözlerimi açmayın

Yaklaşırken ölüme

Yer ayırın topraktan

Açan karanfillere

 

Alperen

Gönderi tarihi:

Miting Meydanında

 

Miting meydanında bir ihtiyar adam

Hüzünlüydü ama, ağlamıyordu.

 

Ve bir ihtiyar miting meydanında

Gözleri acıdan dehşetle yanmakta

Kaç zamandır dokunamamıştı saçlarına

Kaç zamandır görmemişti yüzünü

Buluştular,

Rüzgarın savrulduğu bir meydanda

Siren sesleri arasında

Yiğidim yerde yatıyordu upuzun

İhtiyar ayakta duruyordu dimdik

Ama ikisi de ölmüştü

 

Miting meydanında bir ihtiyar adam

Hüzünlüydü ama, ağlamıyordu.

 

Alperen

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.