Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Sen yenisin galiba!'
Öğrenciler otobüsten indikleri andan itibaren cemaat tehlikesi altında. Otogarda masalar açan, fakültelere otobüsler kaldıran ve fakültelerin önünde bekleyen kişilerce yardım vaatleri ile kandırılıyorlar. "Size şehrimizi gezdirelim. Kaydınıza yardım da ederiz. Bizimle kalmak isterseniz her ekonomik koşula uygun yurt ve odalarımız bulunmakta" diyalogları ile karşılaşan öğrenciler ve aileleri ise bu durumdan rahatsız.

Esnaf şikayetçi
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nin kayıtları esnasında otogara kurulan masadan çevredeki esnaf rahatsız oldu. Okula ulaşmak için taksiye binen bir öğrenciye taksi şoförü şunları söyledi: "Hiç ayrılmadan günlerdir buradalar. Sağa sola koşturup insanların kafalarını karıştırıyorlar. Kafalarındaki o türbanla millete masummuş rolü yaparak öğrencileri ağlarına düşürüyorlar.

'Kiminle görüşüyorum?'
Bülent Ecevit Üniversitesi çevresinde bulunan ve cemaatle kuvvetli bağları olan bir yurt tarafından Eğitim Fakültesine yerleşen tüm öğrencilerin tek tek arandığı tespit edildi. Aranan öğrencilerden birisi Aydınlık'a şöyle konuştu: "Akşam 21.30 sularında 0535 647 74 05 numaralı telefondan arandım. Telefonda karşımdaki bayan kaydımı yaptırıp yaptırmadığımı ve yaptırmadıysam kaydımda ve kalacak yer konusunda bana yardımcı olabileceğini söyledi. Ben de kaydımı yaptırdığımı ve bana nasıl ulaştıklarını sordum."

'Numaramı nereden buldunuz?'
Yurt tarafından aranan öğrenci anlatmaya şöyle devam etti: "Beni arayan kişiye numaramı nereden bulduğunu sordum. Önce kaydımı yaptırdığım Bülent Ecevit Üniversitesi, eğitim fakültesi öğrenci işlerinden aldığını söyledi. Ben de bunun yasal olmadığını ve gerçekten nereden ulaştıklarını sordum. Lafı çevirmeye çalışırken Milli Eğitim'den aldığını söyledi. Bunun da yasal olmadığını ve üniversitenin bu kuruma bağlı olmadığını söyledim. Numarama nereden ulaştığını ve kim olduğunu söylemesini bu işin peşini bırakmayacağımı belirttim. Israrlarıma rağmen kim olduğunu söylemedi."

Suç duyurusuna hazırlanıyor
Telefondaki bayanın kendisine, "Yardım istemiyorsan adam gibi söyle, neden bu kadar rahatsız oldun?" dediğini aktaran öğrenci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben de yurdun cemaat ile bağlantısı olduğunu bildiğimi belirterek bu işin peşini bırakmayacağımı ve benim gibi tuzağa düşürülmek istenen öğrencileri aramalarını istemediğimi belirttim. Ardından da konuyla ilgili benim gibi rahatsız olan bir çok öğrenci olduğunu, onlarla da iletişime geçerek suç duyurusunda bulunacağımı belirttim. Ardından telefon yüzüme kapandı."

Öğrenciler şimdi Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına bahsi geçen yurt ile ilgili suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.

 

Gözde TOPRAKLAR

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Aynı görüntüler diğer illerde de yaşanıyor. Bu da Boğaziçi üniversitesinde çekilen bir resim. Geçen seneye kadar bu tür faaliyetlere izin vermeyen B.Ü nin , bu sene bunlara, göz yumuyor olması da şaşırtıcı .

 

bu-fotograf-bilin-bakalim-nerede-cekildi

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Cemaatçiler ODTÜ'den kovuldu, yandaş medya kampanyaya başladı

cemaaticci.jpg

 

 

ODTÜ’de sabah saatlerinde öğrenci kayıt yeri Kültür ve Kongre Merkezi’nde AKP’nin gençlik kolu olan AK Gençlik stand açmak istedi. ODTÜ'lülerin tepkisi sonucu AKP'liler alanı terk etmek zorunda kaldı. Yine bugün ODTÜ'den kovulan cemaatçileri bahane edenler ise ODTÜ karşıtı kampanya açtı.

 

 

Erdoğan'ın ODTÜ'ye işgal ordusu ile geldiği ve ODTÜ'lülerin Erdoğan'ı kitlesel olarak protesto ettiği günden beri ODTÜ düşmanlığına devam eden AKP'liler bu sefer kayıt gününde okulda stand açmak istedi. Ancak AKP'liler öğrencilerin tepkisi üzerine standı kaldırmak zorunda kaldılar.

Ancak bugün asıl tartışılan konu birçok üniversitede olduğu gibi ODTÜ'de de öğrencilerin peşine düşen cemaatçilerin okuldan kovulması oldu. ODTÜ'lüler ve ODTÜ hakkında "Bu yurtlarda fuhuş yapılıyor" gibi inanılmaz iftiralarla yeni kayıt yapmaya gelen öğrencileri okuldan soğutarak kendi yurtlarına çekmeye çalışan cemaatçilere tepki gösteren ODTÜ'lüler hem okullarına sahip çıktılar hem de cemaatçilerin ODTÜ'de gerici faaliyetlerini yürütmesine engel oldular.

Olayın videosu internete yüklenince yandaş medya ve AKP'liler bir anda mazlum rolüne bürünerek "ODTÜ'lüler başörtülülere saldırıyor" yalanı ile kampanya başlattılar. Fırsatını bulur bulmaz yalan ve iftiraya dayalı bu kampanyanın başlatılması ise aslında AKP'lilerin ve cemaatçilerin ODTÜ ve ODTÜ'lülere olan düşmanlığını bir kez daha gösterdi.

 

 

Zaman, Yeni Şafak gibi yandaş medyanın yanında Radikal gazetesinin de katıldığı "Başörtülü öğrenciye ODTÜ'lüler saldırdı" kampanyası ile dikkatler cemaatin okullardaki karanlık faaliyetlerinden başka yere çekilmeye, yine mağduriyet edebiyatı ile gerçekler gizlenmeye çalışıldı. Oysa videodaki "mağdur başörtülü de" cemaatçi olduğunu kabul ediyordu. Radikal'in bir süre sonra haberini tamamen değiştirerek "ODTÜ'lü öğrenciler, her kayıt döneminde ODTÜ yerleşkesine gelerek öğrencileri yurt bulma vaadiyle cemaatlere kazandırmaya çalışan türbanlı öğrencileri protesto etti." ifadelerini kullanması ise dikkat çekti.

Fikir Kulüpleri Federasyonu'nun bir süredir cemaatlerin öğrencilerin peşine nasıl takıldıklarını ifşa etmek adına yürüttükleri etkili çalışmalar soL'da da haber olmuştu.

 

FKF'nin yayın organı Yeni Yazılar'ın son sayısında ise ODTÜ öğrencilerinin cemaatler tarafından nasıl fişlendiği belgeleri ile ortaya konmuştu: 

 

Bir ODTÜ öğrencisi olan Ercan Bölükbaşı'nın bugünkü olaylarla ilgili söyledikleri ise oldukça çarpıcı ve fazla söze gerek bırakmıyor:

 

"ODTÜ’de AKP’nin sevilmediğini ufacık çocuklar bile bilir. Biz buradayız diye çıktıklarında tepki göreceklerini de… ODTÜ’de cemaatler de sevilmez. Yanlış anlamayın bu sevgisizlik platonik değil. Cemaatler de üyelerini ders sabahı servisle bırakır. Dersler bitince de servisle cemaat yurtlarına götürür. Ne bir dakika geç. Ne bir dakika erken. Dakiklerdir yani. Özel olarak örgütlenme görevi olmayanların okulun “normal” öğrencisiyle vakit geçirmesini istemezler.

 

Ben her gün AKP görüyorum. Televizyonlarda, gazetelerde, bilboardlarda… Elektrikten ve kağıttan. Ne kadar çabalasam da insan göremiyorum bakınca. Hele ki Haziran günlerinde insanların yüzlerine nişan alınan gaz bombalarını, sokaklarda öldürülen gençleri, Suriye ile savaş çıkma ihtimalini düşününce tüylerim ürperiyor. Haksız ve canice bir savaş, Türkiye ve Suriye halklarına karşı bir savaş, AKP’nin ve ABD’nin savaşı… Cemaatlerle ilgili düşününce yoruluyorum: İnsanlara dayattıkları yaşam, çıkar için her şeyi satmayı göze almış Amerika patentli bir “hizmet”. Sonra kayıt dönemini görmek. Tanımadıkları insanları arayarak onların maddi sıkıntılarından faydalanmaya çalışmaları, Merkür, Kuzey, Güven, Özen, Null kodları ile öğrencileri fişlemeleri… Nereden edindiklerini asla açıklamadıkları telefon numaraları… Düşününce midem bulanıyor. Kanıma dokunuyor.

 

Bu hissiyatla gidiyorum ben her gün ODTÜ’ye. Öfkeyle karışık umut… İşte orada bir anne yanınıza gelip kızımı “İpek-Koza ve benzeri yurdundan 3 kere aradılar, şimdi de burada karşımıza çıktılar. ODTÜ yurtlarında fuhuş yapıldığını, kızların bebek düşürdüğünü söylüyorlar” dediğinde kusura bakmayın sessiz kalan insanlığını, onurunu kaybetmiştir benim için. ODTÜ Öğrencileri işte öfkenin umuda dönüşmesidir burada. İstediği alçaklığı istediği gibi yapacağını sananlara verilebilecek en anlamlı yanıttır.

Gururla,"

 

 

http://www.youtube.com/watch?v=SX2f0sdPMgg

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Cemaat tuzağı teşhir ediliyor

 

cemaatyurt34536457.jpg

 

FKF, üniversite kayıt dönemlerinde cemaatlerin 'üniversiteli avı'nı teşhir etmeye yönelik çalışma başlattı. Öğrenciler, kurulan tuzaklara karşı uyarılıyor. FKF, cemaatlerin üniversiteye yeni başlayacak öğrencilerin iletişim bilgilerine ne düzeyde sahip olduğunu ve onları nasıl avlamaya çalıştığını açığa çıkarıyor.

 

 

(soL - Haber Merkezi) Cemaatler, her yıl kayıt dönemlerinde, barınma sorunları yaşayan yeni öğrencilere yurt sağlama bahanesiyle “öğrenci avı” yürütüyor. Birkaç hafta önce Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF), bu yılki kayıt günlerinde cemaatlere karşı bir dayanışma ve iletişim kampanyası yapacağını duyurmuştu. FKF, bu kampanyayla bağlantılı olarak, “cemaat tuzağını” da teşhir etmeye başladı.

 

FKF, geçtiğimiz haftalarda, öğrencileri cemaatlerin eline bırakmamak için “Kayıt, İletişim ve Dayanışma Merkezi” kurduğunu duyurmuş ve yeni üniversitelileri dayanışmaya çağırmıştı. FKF, şimdi de bu kampanya kapsamında cemaatlerin üniversiteye yeni başlayacak öğrencilerin iletişim bilgilerine ne düzeyde sahip olduğunu ve onları nasıl avlamaya çalıştığını teşhir etmeye başladı.

 

Telefon numaraları hukuksuzca ele geçiriliyor

 

FKF tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Yıllardır üniversiteye başlayacak öğrencilerin telefon numaralarını çeşitli kurumlardan hukuksuzca ele geçiren cemaat örgütlenmeleri, olanaksızlıklar nedeniyle kendine muhtaç ettiği gençleri kendi karanlık çıkar ilişkilerinin içine hapsetmeye çalışıyor. Ülkenin aydınlık gençleri için bir çıkar yol var, dayanışmayı FKF ile büyütelim. Dayanışmamıza olan ihtiyacı gösterebilmemiz için cemaatlerden gelen aramalarda yaptığınız konuşmalarınızı bize yazabilirsiniz” denildi. Ayrıca, açıklamada, “üniversiteli avına çıkan cemaat kurumlarına” sorulabilecek sorular da belirtildi. Sorular arasında şunlar bulunuyor:

“İletişim bilgilerimi ve nereyi kazandığımın bilgisini nereden aldınız? Yurdunuzu/evinizi nereden finanse ediyorsunuz? Yurtta/evde kalacaklara nasıl bir yaşam tarzı dayatıyorsunuz? Bu ülkenin gençliğinin size muhtaç olduğunu mu sanıyorsunuz?”

 

‘Telefonumu nereden buldular?’

 

Bazı öğrencilerin FKF’ye anlattıkları, öğrencilerin hangi okulu kazandıkları ve telefonları gibi kişisel bilgilerine kolayca ulaşıldığını gösteriyor.

 

Üniversiteyi yeni kazanmış bazı öğrenciler, cemaatlerin kendilerini nasıl avlamaya çalıştığını ortaya koyan deneyimlerini FKF’ye aktardı. Bu deneyimler, cemaatlerin öğrencilerin iletişim bilgilerine ne düzeyde sahip olduğunu açıkça gösteriyor. Deneyimlerden bazıları şöyle:

“Bugün ev telefonum çaldı. Bir kadın Başak Kız Yurtları’ndan aradığını; ismimi, soyismimi, kazandığım bölümü ve puanımı söyledi. ‘Öncelikle tebrik ederim yurda çıkmayı düşünür müsün dedi.’ ‘Evet şu sıralar ücret araştırıyordum’ dediğimde Gölbaşı’nda evleri olduğunu hiçbir ücret ödemeden konaklayabileceğimi söyledi.

 

Cemaatle uzaktan yakından alakam yok ama işleyişlerini bildiğimden cemaatten aradıklarını anladım. Kadına ‘cemaatle’ bir alakası var mı peki bu evlerin diye sordum ‘evet’ cevabını alınca benim cemaatle işim olmaz deyip telefonu kapattım.”

 

“Selam arkadaşlar, az önce benim de cep numaramı arayıp Bolu’dan hayırlı olsun dedikten sonra Muradiye Eğitim Kurumu’ndan aradıklarını söylediler cep telefonumu nereden buldunuz dediğimde o konu hakkında bilgi verecek yetkide olmadığını söyledi. Ben de ‘cemaatlerle işim olmaz pislik gerici cemaatçiler’ dedikten sonra bir dolu şey söyleyip sinirle yüzüne kapattım telefonu.”

 

“Adamlar beni aradı yurt veya kalacak yer ayarladınız mı diye, başvurduk dedim. Eğer çıkmazsa biz sizi ağırlarız’ dedi. Öncelikle biz cemaatçiyiz diye lafa başladı.”

 

“Bugün birkaç saat önce evden aradılar beni, FEM Dershaneleri’nden aradıklarını söylediler yalnız ben hiç oraya gitmedim herhangi bir iletişim bilgim de onlarda yok sınavlarına dahi girmedim. Kazandığım yeri söyleyerek tebrik ettiler ve cuma günü buluşup, tanışacağız, gelir misin’ dediler.”

 

“Beni de 2 gün evvel cepten aradılar. Sesinden öğrenci olduğunu tahmin ettiğim bir kız kazandığım yeri söyleyerek beni tebrik etti. ‘Ankara Melek İpek Kız Yurdu’ndan arıyorum’ dedi. Yurdu yaptıran kişinin Gülen’e yakınlığıyla bilinen Koza İpek Holding’in kurucusu Ali İpek olduğunu belirtmek isterim.”

 

“Beni de dün akşamüstü aradılar Körfez Dershanesi’nden. Adımı, soyadımı, kazandığım bölümü söylediler. Kayıt için ne zaman gideceğimi sordular, telefondaki bayan ‘ben de seninle geleceğim, kalacak yer ayarlayacağız’ dedi.”

 

“Samsun’dan cemaat yurdu önce annemi aradı, Mersin FEM dershanesinde toplantı yapacağını söyledi ve beni sordu. Annem numaramı vermedi, kapattılar ardından hemen beni aradı, aynı şeyleri bana söyledi. Amaçları önce çocukları aramayarak ailelere durumu haber vermek, çocuğun istememe durumunu engellemek…”

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Cemaat’in ODTÜ operasyonu ifşa oldu!

cemaat_odtu_fkf_ic.jpg

 

Fikir Kulüpleri Federasyonu'nun yayını Yeni Yazılar'ın son sayısında, Cemaat’in ODTÜ'deki öğrencileri fişleme belgelerine yer verildi. Cemaatçiler, üniversite öğrencilerini “Kuzey, Güven, Merkür, Özen” gibi etiketlerle listeleyerek fişliyor.

 

Gülen Cemaati'nin üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrencilere yönelik fişleme çalışmalarına, bir yenisi daha eklendi. Fikir Kulüpleri Federasyonu'nun yayını Yeni Yazılar'ın son sayısında, Cemaat’in ODTÜ öğrencilerine yönelik çalışmalarına ilişkin ulaşılan bir belgeye yer verildi.

 

Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun kayıt dayanışması sırasında ulaştığı belgeler, öğrencilerin tek tek listelendiğini gösterdi. Belgelerde üniversiteyi yeni kazanan öğrencilerin Kuzey, Güven, Merkür, Özen şeklinde kategorize edildiği görüldü. Listede yer alan ayrıntılı bilgiler Cemaat’in öğrencileri nasıl fişlediğini de gözler önüne serdi.

 

Yeni Yazılar'ın son sayısında

 

Kuzey, Güven, Merkür ve Özen gibi sıfatlarla anılan öğrencilerin isimlerinin bir liste haline getirildiği, isim, adres, telefon gibi bilgilerinin Cemaat kadrolarına ulaştırıldığı ve üniversite kayıt günleri sırasında her bir öğrenciye ulaşmak için özel çalışma yürütüldüğü görülüyor. İsimlerin yanına düşülen sıfatlar ve Cemaat’in ODTÜ'ye yönelik kuşatmasına ilişkin tüm detaylara, Yeni Yazılar'ın son sayısında yer veriliyor.

 

‘Enkaz nesil’ demişlerdi

 

Fethullah Gülen, daha önce Haziran’da Gezi Parkı’nın yıkılmasına yönelik tepki ile başlayıp tüm ülkeyi saran bir isyana dönüşen eylemlerin başını çeken 90’lılar için “çerik çürük bir hale gelmiş, enkaz halindeki nesil” nitelemesinde bulunmuştu. Gülen, sokağa çıkan gençlik için şu ifadeleri kullanmıştı:

 

“Başıboş nesiller yetişti; ne doğru, ne yanlış onu bilmeyen nesiller yetişti. Biz umursamazlık içinde baktık. Çok defa onları hafife aldık. ‘Bir avuç’ dedik onlara.. Ve onlar da azgın, esirmiş insanlar gibi sağa sola saldırdılar.”

 

Yeni Yazılar'ın Cemaat belgesine de yer verilen yeni sayısı, okuyucuyla buluşmaya başladı. 

 

1.jpg

 

1.jpg    2.jpg

Gönderi tarihi:
  • Yazar

ODTÜ'de yaşananlar üzerine,Öğrenci Kollektiflerinden açıklama geldi.Buyrunuz.

ODTÜ'de cemaat ve AK Gençlik üyelerinin üniversitede stant açması üzerine üniversitelilerin ve ailelerin üniversiteden çıkarılmasını istemesi ile basında çıkan "türbanlılara saldırdılar" başlıklı karalama haberlerlerine yönelik Öğrenci Kolektifleri'nden bir açıklama geldi 

"Ak Gençlik ve Fethullah Gülen cemaati’nden özür dileriz(!)

Özür dileriz, sizlerden binlerce kere özür dileriz!

Herkesin fikirlerini özgürce dile getirdiği ODTÜ’den sizleri kovduğumuz için özür dileriz!
Ethem’in katillerini aklayan hizmetin hakimlerini unutmayıp, belediye başkanınızın vurulduğu yere “polislerimize teşekkür ederiz” pankartı attığınızı yoksayıp, “daha fazla Ethem’in ölmesini” dilemenize mani olduğumuz için özür dileriz!

Ulvi özgürlük anlayışınızın hikmetini anlayamayıp, sıra arkadaşlarımızın hapislerde olduğunu düşünüp, onlara duyduğumuz özlemi suratınıza haykırıp, sahte özgürlük söylemleriyle sizlerin demokratik haklarınızı engellediğiniz için özür dileriz!

Gezi Parkı’na gelip bizlere zincir olan annelerimizi nasıl copladığınızı unutmayıp, yanınızda dövizler taşıyıp ve size hiçbir zarar vermeden özgürlüklerinizi engellediğimiz için özür dileriz!

Yurda ihtiyacı olan muhtaç aileleri kandırıp, beyin yıkama yurtlarında ve medeniyetten uzak evlerinizde örümcek beyinlerinizle, Anadolu’nun dört bir yanından gelen gençleri Amerikan hizmetindeki hareketinize katma özgürlüğünüzü engellediğiniz için özür dileriz.

Daha radikal olanlarınızın, aynı yurt ve ev yöntemleriyle bizleri El Kaide militanı olarak yetiştirip, bellerimize bombalar bağlayıp kendimizi havaya uçuracak kadar bağnazlaştırma özgürlüğünüzü engelledik, özür dileriz!

Ali İsmail’in kanı elinizden kurumadan, elinizde çivili sopalarla sokak ortalarında bizleri nasıl linç ettiğinizi hatırlayıp, daha fazla Ali İsmail ölmesin diye sizi kapı dışarı ettiğimiz için özür dileriz!

Abdocanlarımızın, Mehmetlerimizin, Medenilerimizin katillerini bulamayan iktidarınızı sorgulayıp bizi faili meşhur biçimde katletme özgürlüğünüze izin vermediğimiz için özür dileriz!

ODTÜ yurtlarında, onlarca güzel şey paylaştığımız yurtlarda fuhuş yaptığımızı iddia etme özgürlüğünüzü engelledik özür dileriz!

Bizleri Suriye’de ölmeye gönderecek savaş planlarınıza ikna etmek için üniversitelerimizde yuvalanmaya çalışmanıza ve bizi öldürtme özgürlüğünüzü engellediğimiz için özür dileriz!

Kurmaylarınız çıktıkları her yerde hakaret ederken sineye çekip “buna da şükür” demeyip, size kafa tuttuğumuz ve rahatça memleketin içine etme özgürlüğünüzü elinizden aldığımız için özür dileriz.

Yıllardır karalamak için elinizden geleni yaptığınız, ama bir türlü, bir ağacı kadar gözümüzde değer kazanamadığınız ODTÜ’de hiçbir şey olmamış gibi bizle demokrasicilik oynama özgürlüğünüzü engelledik, gerçekten çok özür dileriz!

Gözlerimizi çıkartıp bizi kör etme, sakat bırakma, hastanelik etme özgürlüklerinizin hepsine birden karşı çıkıp, can güvenliğimizi koruma gafletine düşerek, yarın bir gün bizi boğazlayacak olanları şimdiden okulumuzdan kovup, bizim çöplüğümüzde palazlanma özgürlüğünüzü elinizden aldığımız için çok özür dileriz!

Ellerinde palalarıyla sokaklarda bizi doğramaya kalkan canilere nasıl yargı kalkanıyla sahip çıktığınızı görüp, onurumuza yediremediğimiz ve hıncını bu uygulamaların mimarı olan partinizden ve cemaatinizden alarak, bizi kesip biçme özgürlüğünüzü elinizden aldığımız için özür dileriz!

Çoluk çocuk demeden etrafı gaza boğup, destan yazan polislerinizin kafayı sıyırdığını ve öfkeden kudurduğunu hatırlatarak, rahat rahat sokakta bize işkence etme özgürlüğünüzü engellediğimiz için özür dileriz!

Biz anlamıyoruz çünkü Suriye’ye füzeyle, Türkiye’ye gaz bombasıyla gelen o müthiş demokrasi ve özgürlüğünüzü! Kusura bakmayın, kafamız kalın galiba bizim. Özgürlük diyince; parklarda yapılan forumlar, rengarenk merdivenler, dayanışmayla örülen hayatlar, barış çığlıkları, kardeşlik ve eşitlik de geliyor aklımıza. Biz, sandıkta yenenin, yenilenlere zulmettiği gerçek özgürlük anlayışına uzak yetiştirilmiş, hocaefendinin tabiriyle kurtarılması gereken gençleriz.

Özgürlüğün erbabı liberal efendilerimiz sizlerden de özür dileriz! Biz sizin kadar da bilmiyoruz özgürlüğü.

Ama herkese kötü bir haberimiz var, biz sizin özgürlük diye tariflediğiniz şeyi anlamayacağız. Demokratik kullar olmak yerine, sizin özgürlüğünüze düşman, demokrasiden anlamayan YURTTAŞ olmak istiyoruz.

Biz basit düşünüyoruz. “Özgürlük, bir başkasının özgürlüğünü kısıtladığınız zaman sonra erer” diye öğretti ilkokul hocalarımız. Sizin özgürlüğünüz, Ali İsmailleri döverek öldürdüğünüz gün bitti! Tersine ikna olmadığımız ve olmayacağımız için özür dileriz!"

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.