Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2013 12 yıl 'Park şimdi çiçek gibi' oldu mu?Temizlenmiş' Gezi Parkı'nda polisler banklara, çimenlere uzanmıştı dün. Her şey bunu yapabilmek için başladı. Ama gittiği yönü görmüyor musunuz?O kadar zor yazıyorum ki. Çünkü biliyorum aklını ve vicdanını ipoteklemiş olan için yazdıklarımız da söylediklerimiz de bir komplonun, bir oyunun parçası olacak. Fotoğraflara inandıramayacağız, can havliyle kayıt tuşuna basılmış videolara ikna edemeyeceğiz. Hatta bakmayacaklar bile. Tenezzül etmeyecekler. Fikirlerini değiştirmekten korkacaklar. Taksim’den Mecidiyeköy’e kadar gaz bulutu içinde sürülen insanların terörist olduğuna inanan ‘Oh’ diyecek. Çoluk çocukla, aralarında yaralılarla, soluksuz kalanlarla dolu bir otelin içine biber gazı atmanın anlamı üzerine samimiyetle bir an düşünseler, soracakları sorulardan mı korkuyorlar? Bir otele girip insanların maskelerini, gazın acısını bir lokma azaltan solüsyonları toplamak, beyaz önlükleriyle doktorları arkadan kelepçelemek, bunlar üzerine düşünmek gerçekten fikrinizi değiştirebilir, bakmayın o zaman. Hangi güven? İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gezi Parkı direnişçileriyle buluştuğunda, “Amacım sizi oradan çıkmaya ikna etmek değil, yanlış anlamayın. Sadece birbirimizi dinleyelim, bu önemli” demişti. Dinler gibi de yaptı. Sabaha dek süren o buluşmayı yazdığımın ertesi günü aradı Vali. “Gençler orada basın yok diye güvende hissederek konuştular” dedi. Ortada etik açıdan doğru olmayan bir şey bulunmadığını, kendimi özellikle gizlemediğimi, bilakis böyle buluşmaların kayda geçmesindeki kamu yararını anlatmaya çalıştım. Şimdi sorayım: Güven mi? Daha önceki doğru olmayan yönlendirmeleri için ikna etmeye çalıştığı insanların güveni mi? Birlikte poz verip pazar günü için Park’ta buluşmaya sözleştiği gençlerin güvenliği mi? İçlerinden “Sizin güvenliğinizi biz sağlarız. Yeter ki gelin ve oradaki ruhu anlayın” diyen bile çıkmıştı. Pazar günü ‘boşaltılmış’ parkta polislerle yapabilirdi heveslendiği pikniği. Çünkü o buluştuğu insanlar gibi binlercesi kimi fiziken, kimi ruhu yaralı, ‘temizlenmişlerdi’. Pazar sabahı görebildiğim kadarıyla Gezi Parkı hüzün vericiydi. Belli ki üç güne yıkılacak inşaat kalıntılarındaki yazılmalar bile silinmiş, içerde tek bir kâğıt parçası bırakılmamış, hummalı bir çiçeklendirme faaliyeti sürüyordu. Bir polisin “Şimdi çiçek gibi oldu” dediği parkın banklarına, çimenlik kısımlarına polisler uzanmıştı. Yatıp ağaçların arasından gökyüzüne bakıyorlardı, gülüşerek muhabbet ediyorlardı. Park güzeldir. Her şey tam da bunları yapabilmek için başlamıştı zaten. Yoğun gazdan kaçarken dahi bostana ektiklerine basmamaya çalışan binlerce insan bunu istiyordu. Bunu görmediniz, bütün görmediklerinize birleşti. İtirazınız yok mu? Ben savaş muhabiri değilim. Taksim’de bu yazıyı yazdığım binanın üst katına çığlıklar geliyor, sirenler, sloganlar yükseliyor, “Yapmaaa” diye bağıran kadın sesleri duyuyorum, ağzımda maskeyle yazı yazmaya çalışıyorum. Bu hal, normal bir hal değil. Park temizlendi diyelim, herkes de döndü evine bu akşam. Siz AK Parti seçmenleri, ‘bunun’ üzerinde yükselen bir iktidara edecek lafınız yok mu? Gidin oyunuzu verin, çok da sevin partinizi ama ‘diğerlerine’ yönelmiş açık nefrete, bu ‘hale’ hiç mi itirazınız yok? Gerçekten bu mu istediğiniz? Misal yaralı sayısını yazınca “İnşallah seni ne zaman yaralı göreceğiz” diyenlerin azınlıkta olmasını ümit ediyorum, bir ses umuyorum. Yazıyı akşamüstü 18.00’de yollarken sonrasından gerçekten korkuyorum. Bunu görmüyor musunuz?Pınar Öğünç - Radikal
Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2013 12 yıl Kurtulus Savasinda ulu önder Mustafa Kemal Atatürk;düsmanin ele gecirdigi tepelerin tekrar geri alinmasi icin o bölglerde görevli komutanlara emir verdi.Türkiye'nin bir tepesi'nin düsman tarafindan ele gecirilmesi demek namusa tecavüz demekti.Görev alip ta o tepelerden kendi birliklerini zafere ulastiramayan onurlu komutanlar vardi ki bunlar intihar ettiler.Intihar nedeni "Milletin namusunu kurtaramamis olmakti" Kurtulus Savasi SEVR ile ülkemizi isgal eden yabanci ülke ordularina karsi bir savasti.Kanlariyla canlariyla bu vatani bizler icin savunanlara minnet ve sükranlarimi bildirmeyi borc sayarim.Bayrak icin,din icin,vatan icin namus ve haysiyet icin,verilen bu savasta yabanci ülke askerlerine vatan topraklarini cigneten satilmislar bu savasi verenlere karsi olmadik ahlaksizliklarla,ihanetle mücadele veriyordular.Ve hepsinin agzinda sloganlasmis bir din iman sömürüsü vardi.Ne idügü belirsiz kimin gayri sahih nesebi olan birisi kendini Allahin halifesi ilan etmis ve onun pesine takilmis olan birtakim soysuzlarda Padisahim sen cok yasa sloganlariyla yalakalik görevlerini yerine getiriyordular. Taksim Gezi direnisi Türk milleti'nin namusuna göz dikmis olanlara karsi olusturulmus bir cepheydi.ABD'nin usakligina soyunup,ABD'nin bölgedeki cikarlari icin müslümani müslümana kirdiran bir diktatör yetismisti ülkemizde.Sen Alevisin,sen sünnisin sen bizdensin sen degilsin ayristirmaciligi ile 2002 yilindan bu yana Türk milleti birbirine düsman hale getirildi.Diktatöre verilen misyon buydu.Önce milleti dinli dinsiz diye ayristiracaksin.Sonra müslüman-Türk diye ayristiracaksin.Sonra bu topraklarin namusu icin mücadele veren kahramanlara ahlaka sigmayan iftiralarla onlari gözden düsürmeye calisacaksin bu ugurda Hacli dostlarida onlara yardimci olacaktilar.Daha sonra gayrimesru devletin simgesi olan T.C.yi kaldiracaksin,Atatürk'ün veciz söylemlerini sileceksin.Eli kanli terör örgütü PKK ile pazarlik yapip barisacak ve PKK ile isbirligi yaparak Türklerin gücünü kiracaksin.Bu ugurda Türkiye'nin silahli kuvvetleride sana yardimci olacaklardir.Milli olan ne varsa yasaklayacaksin hatta Atatürk posteri Türk bayragi tasiyanlara asla taviz vermeyeceksin. Iste diktatöre verilen misyon buydu. Kurtulus Savasinda ki tepe ile Taksim'in ne alakasi var diyenler olacaktir.Var hem de cok var...! Kurtulus Savasinda düsmanin ele gecirdigi tepeler Türklerin tepeleriydi.Taksim Direnisi'de TAKSIM'i yok etmek anlamini degistirmek,iceriginden saptirip sembol olma özelligini ortadan kaldirmak isteyenlere karsi bir direnisti.Bu meydani ele gecirmek isteyenler Kurtulus Savasinda o tepeleri ele geciren düsman birlikleri örnegi gibiydiler.Tüm silahlariyla öldüresiye saldirdilar kahramanlara.Kadin,bebek yasli hasta demediler.Ellerinde kiliclar Hac sembolü olan bayraklariyla donanmis kanli Hacli ordulari gibi Türklere saldirdilar.Istanbul'u kimyasal silahlarla zehirlediler.Özel olarak egittikleri polis ordusuyla zaten diktatör ülkede kendisine karsi olabilcek her türlü kipirdanmayi bastirmayi hedefliyordu.Kendisine karsi ayaklanan özgürlük isteyen halki zorbalikla yok etmek icin bilenmis olan diktatörün polisi bu yolda herseyi göze almisti.Öldürmek yaralamak,mahvetmek icin zorbaya hizmet veriyordular.Zorbanin tahtini kurtarmak adina bu polis ordusu her zulmü reva görüyordu Türklere.Aynen Hacli ordularinin kilictan gecirdigi yüzbinlerce Türk gibi.Bu polis ordusu ve onun isbirlikcisi olan jandarma Türklere karsi bu acimasiz operasyonlari yaparken,diktatör bindirilmis kitalara nutuk atiyordu.Bursa'dan,Eskisehir'den,Tekirdag,Edirne,Kocaeli, ve daha bircok ilden otobüs ve gemilerle yandas tasidilar diktatörü alkislatmak ve Türkleri ezmek icin.Bayraklar yere serildi üzerine kirli alinlarini koyarak Allahi bir ez daha aldatmayi denediler.Diktatörün polis ordusunun Türk bayraklarini yerlerde süründürmesi ile Türklere karsi birlesen güclerin TÜRK BAYRAKLARIni cigneyerek namaz kilmalari cok manidardi.Bunlari gördükten sonra Türk olmaktan gurur duydum.Düsmanimin kimler oldugunu daha net olarak algiladim. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.