TRT çalışanları isyanda...!

[Φ Scaramouche]

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nun (TRT) KESK'e bağlı Haber-Sen üyesi çalışanları, "sansüre, kadrolaşmaya, baskıya ve giderek artan dini yayınlara" son vermek amacıyla yarın saat 12.30'da İstanbul Radyoevi'nde bir basın açıklaması yapacak. TRT çalışanlarına sivil toplum kuruluşlarının, aydınların ve diğer sendikaların da destek vereceği öğrenildi.

 

İlk kez 2002'de örgütlenen TRT çalışanları, basın toplantısı için el ilanı ve afişler hazırladılar. "Baskılara son" sloganıyla yola çıkan TRT'ciler, bir imza kampanyası başlatarak yayın içeriğinin değiştirilmesi için de mücadele edeceklerini açıkladılar. TRT çalışanları, hazırladıkları el ilanında "TRT yapımcıları programlarını özgürce yapmak istiyor. TRT muhabirleri, AKP propagandasına alet olmak istemiyor. TRT sanatçıları, sanatlarını özgürce icra etmek istiyor. TRT izleyicisi, her kesimin sesini, din, dil, mezhep, cinsiyet, sınıf ve siyaset farkı gözetilmeksizin o ekranda ve radyolarda görmek, duymak istiyor" dediler.

 

"TRT, halkla alay ediyor"

 

TRT'nin yasalara göre değil, siyasal tercihlere göre yönetildiği öne sürülen ilanda, oldukça ağır iddialara da yer verildi: "TRT, baskı, sansür ve kadrolaşma politikaları nedeniyle kamu hizmeti yayıncılığı görevini yerine getiremiyor. Hükümetin, tarikatların, cemaatlerin, TRT'deki ağırlığı her geçen gün artıyor. TRT yöneticileri, köy enstitüleri ile ilgili programı keyfi biçimde engellemeye kalkışmakta; Uğur Mumcu'nun sözlerini sansürlemekte; çok dinlenen bir radyo programının başarılı spikerini kişisel nedenlerle yayından çekmekte; haberlerde, bu ülkede herkes AKP'liymiş, hiç muhalefet yokmuş gibi davranmakta; AKP hükümetine yaranabilmek uğruna 'asgari ücretle geçinmenin yolları' gibi tuhaf haberlerle halkla alay etmekte; TRT ekranını hızla artan dini yayınlarla tekke televizyonuna dönüştürmekte; sanatsal üretimleri kısıtlamakta ve gerek sanatçılar, gerekse yayın personeline açıkça ayrımcılık ve baskı uygulamaktadır."

 

"Bu iş sansürü aştı"

 

TRT Muhabiri ve Haber-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Mehmet Demir de, yaptığı açıklamada, "Bu sadece ilk adım. TRT'de her zaman sansür vardı. Ancak bugün geldiğimiz noktada, iş sansürü falan aştı. Vatandaş TRT'ye baktığı zaman dini kanal olduğunu düşünüyor. Bütün konular, din penceresinden ele alınıyor. TRT, hiçbir zaman bu kadar kötü yönetilmemişti" dedi. TRT'de Haber - Sen'e bağlı olarak çalışan 1500 kişinin bulunduğu bildirildi.

 

Kaynak:www.haberturk.com

[Φ bozan]

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nun (TRT) KESK'e bağlı Haber-Sen üyesi çalışanları, "sansüre, kadrolaşmaya, baskıya ve giderek artan dini yayınlara" son vermek amacıyla yarın saat 12.30'da İstanbul Radyoevi'nde bir basın açıklaması yapacak. TRT çalışanlarına sivil toplum kuruluşlarının, aydınların ve diğer sendikaların da destek vereceği öğrenildi.

 

İlk kez 2002'de örgütlenen TRT çalışanları, basın toplantısı için el ilanı ve afişler hazırladılar. "Baskılara son" sloganıyla yola çıkan TRT'ciler, bir imza kampanyası başlatarak yayın içeriğinin değiştirilmesi için de mücadele edeceklerini açıkladılar. TRT çalışanları, hazırladıkları el ilanında "TRT yapımcıları programlarını özgürce yapmak istiyor. TRT muhabirleri, AKP propagandasına alet olmak istemiyor. TRT sanatçıları, sanatlarını özgürce icra etmek istiyor. TRT izleyicisi, her kesimin sesini, din, dil, mezhep, cinsiyet, sınıf ve siyaset farkı gözetilmeksizin o ekranda ve radyolarda görmek, duymak istiyor" dediler.

 

"TRT, halkla alay ediyor"

 

TRT'nin yasalara göre değil, siyasal tercihlere göre yönetildiği öne sürülen ilanda, oldukça ağır iddialara da yer verildi: "TRT, baskı, sansür ve kadrolaşma politikaları nedeniyle kamu hizmeti yayıncılığı görevini yerine getiremiyor. Hükümetin, tarikatların, cemaatlerin, TRT'deki ağırlığı her geçen gün artıyor. TRT yöneticileri, köy enstitüleri ile ilgili programı keyfi biçimde engellemeye kalkışmakta; Uğur Mumcu'nun sözlerini sansürlemekte; çok dinlenen bir radyo programının başarılı spikerini kişisel nedenlerle yayından çekmekte; haberlerde, bu ülkede herkes AKP'liymiş, hiç muhalefet yokmuş gibi davranmakta; AKP hükümetine yaranabilmek uğruna 'asgari ücretle geçinmenin yolları' gibi tuhaf haberlerle halkla alay etmekte; TRT ekranını hızla artan dini yayınlarla tekke televizyonuna dönüştürmekte; sanatsal üretimleri kısıtlamakta ve gerek sanatçılar, gerekse yayın personeline açıkça ayrımcılık ve baskı uygulamaktadır."

 

"Bu iş sansürü aştı"

 

TRT Muhabiri ve Haber-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Mehmet Demir de, yaptığı açıklamada, "Bu sadece ilk adım. TRT'de her zaman sansür vardı. Ancak bugün geldiğimiz noktada, iş sansürü falan aştı. Vatandaş TRT'ye baktığı zaman dini kanal olduğunu düşünüyor. Bütün konular, din penceresinden ele alınıyor. TRT, hiçbir zaman bu kadar kötü yönetilmemişti" dedi. TRT'de Haber - Sen'e bağlı olarak çalışan 1500 kişinin bulunduğu bildirildi.

 

Kaynak:www.haberturk.com

 

 

Al bir Köylü Dinci - faşist bürokrat kavgası daha.

Vallahi ne diyeyim ki bana göre hava hoş, ister tereteyi kapatsınlar ( Nerde besim Tibuk gibi bir cengaver ) ister teretede kırmızı noktalı 24 saat yayına geçsinler ister de sabahtan akşama kadar mevlüt okusunlar umurumda değil. Çünkü terete binlerce çalışanıyla dev bir yiyici. siz gençler bilmezsiniz ben anlatayım, her seçimle gelen yeni ikttidar köydeki akrabalarını taşır kamu kurunmlarına, yapacak iş çok, adam da çoktur da, iş yapacak adam yoktur böyle kurumlarda. Bu gerçeği görmeden meseleye yok senin programın yok benim programım çok yayınlansın diye dayanmak ahmaklıktır bana göre. Yoksa vallahi beni ilgilendiren hiçbirşey yok, ister donla denize girenleri gösterir bu terete ister de donluları terbiye eden faşistleri bana ne ?

Epey bir süredir söylüyorum artık bu kavga bitsin ya dinciler gitsin ya da jakobenler. kim kalırsa kalsın eskisinden iyi olmayacak çünkü. Alın size benden terete programı misalleri ;

 

Eğer Bürokratlar Köylüleri ısırıp atamamen refüze ederse şöyle bir akış olsun

sabah programları

8;00 ; Bir konu bir konuk '' konu Din denen afyon / konuk Muazzez ilmiye çığ''

9;00 ; Zaferden zafere '' Şanlı mehmetçiğin Kıbrıs müdafası ( Bu arada müdafa Avrupalılara göre istiladır haaa )

10;00 ; Gençlerle başbaşa ; 10 adımda cinsel sağlık '' Haydar Dümen''

11 ;00 ; Atatürk'ün Sevdiği yemekler '' Bolulu Güner Usta'dan''

12 ;00 ; İrtica ve geri kafalılık '' Rıza Zelyut sizlerle

13 ;00 ; Devrime giden yollar ''Belgesel'' Çe Gavera

ve bu akış böyle devam eder...

 

Eğer Köylüler Bürokratları dürtüklerse

8;00 ; Mehter marşı ile açılış

9;00 ; Belgesel '' İmamhatipler ve imamhatipliler

10;00 ; İlim saati '' Tefsirlerde uzay bilimi ve izahı '' HY'dan

11;00 ; Bitmeyen çile, Başımın örtüsü, Prof Hayrettin karaman'dan

12;00 ; Yakarış '' Taksime cami namusumuzdur, Erbakan'dan

ve bu akış da böyle devam eder.

dediğim gibi ben zaten bu gerzoların her ikisini de ne okurum ne izlerim, zira bilim sana sunulan yanlışlar değil senin aradığın doğrulardır.

yiyin ulan birbirinizi yiyin de alem kavga görsün, bir kaç bomba daha patlasın, bir kaç masum daha ölsün ve gerzo millet hala meselenin ne olduğunu nalamasın. Bu ülke garip bir ülke millet ne versen yiyor , yani adam diyor ki resmen ulan ben bu haberleri bir yerimden uydurdum onu bile yiyor buy millet. her neyse sizi bu sonu gelmeyen gerzekçe kavgaya emanet ediyorum.

Hepinize saygılar sevgiler...

bozan

[Φ gugukcuk]

Sevgili bozan,çok matrak olan birşey sormak istiyorum size.

 

Bu kadar okumuşluk ve derinlik,sürekli ters dönüşümler ve belirsizlik,anlaşılamamanın kızgınlığı,içinizdeki isyan yada herbir şey sizi huzurlu ve mutlu kılmıyor. Onu anlayabiliyorum da anlayamadığım tek şey nasıl katlanabiliyorsunuz?

Ben pek beceremiyorum da:)

[Φ tan_vakti]

TRT’nin Atatürkçüleri...

 

 

SİZİN hissedarı olduğunuz ulusal yayın yapan televizyon-radyo şirketiniz var mı?..

 

Belki farkında değilsiniz ama var. Şu TRT’nin 70 milyonda birine sahipsiniz.

 

Benim de hissem var.

 

Her ulusal varlıkta olduğu gibi ortağız.

 

*

 

Ama o bizim değil.

 

TRT’yi AKP’nin yayın organı yaptılar.

 

Dergáh kültürünü, sofuluğu, dincilerin sözcülüğünü yaparken, diyelim ki müzikte bile modern-çağdaş tavırlı sanatçıları kışalayıp, Türkiye yetmiyormuş gibi Fransa’ya, ABD’ye dahi tasavvuf müziği yapmaya koşuyorlar.

 

TRT yayınları tüm laik-Atatürkçü kesimlere kapalı.

 

İçinde iktidardan, ekonomiden, olup-bitenlerden biraz olsun "yakınma" olan hiçbir haber TRT’de yer almıyor.

 

Ekranları, oranın asıl sahibi halk katmanlarının sesine kapattılar.

 

TRT’nin "Türkiye"yi anlatan ilk harf "T"si çoktandır gitti, geriye "RT" kaldı ki, bu da Recep Tayyip’i ifade etmeye yetiyor.

 

*

 

Peki, TRT’de çalışan 8 bin "Atatürkçü" nerede?..

 

Niçin sesleri çıkmıyor?..

 

Niçin tepkileri yok?..

 

TRT’de yıllarca çalışmış, yıllarca TRT’ci olmaktan gurur duymuş, maaş almış ve her fırsatta "Atatürkçü" olduğunu söylemiş arkadaşların neden sesi-sedası duyulmuyor?..

 

TRT, bağımsızlığının ve özgürlüğünün mücadelesini vere vere, birçok kavganın içinden tüm "Türkiye’nin sesi" olarak çıkıp gelmiş bir kurum. Elbette laik cumhuriyetin inançlı-dindar insanlarına hizmet ede ede, ama laik Cumhuriyet’in de sesi ola ola...

 

Mustafa Kemal devrimlerine karşı başkaldırının yayın organı olabilir mi TRT?..

 

Nerede 8 bin "Atatürkçü"?..

 

Sinmiş, sessiz, tepkisiz...

 

RT’nin sadece gidip-geleni olacaklar ve olanları seyredecekler...

 

Öyle mi?..

 

Biz gazeteciler-yayıncılar böyle sinip... Böyle en yüce değerlerimiz elimizden alındığında razı olursak.....

 

Çevirirsek başımızı, görmemezlikten gelirsek...

 

Nasıl bakarız çocukların yüzüne?..

 

Nasıl?..

 

Bekir COŞKUN Hürriyet

 

 

saygılarımla.

[Φ bozan]

Sevgili bozan,çok matrak olan birşey sormak istiyorum size.

 

Bu kadar okumuşluk ve derinlik,sürekli ters dönüşümler ve belirsizlik,anlaşılamamanın kızgınlığı,içinizdeki isyan yada herbir şey sizi huzurlu ve mutlu kılmıyor. Onu anlayabiliyorum da anlayamadığım tek şey nasıl katlanabiliyorsunuz?

Ben pek beceremiyorum da:)

 

 

Sevgili Gugukçuk. Son derece mutlu ve son derece huzurluyum. Çünkü aşağıda yazacağım gerçekleri kabullenmiş bir kişiyim ;

1. Bu ülkede gerzolara anlamasa da hiçbir zaman irticai ( Soldanca anlamda, dinciler alınmasın ) bir rejim, düzen sistem ne moksa gelemez, gelebilemez. Bu bizim çok büyük istihbari güçlerimiz olduğundan, topuımuzdan tankımızdan değil ama buna en başta bize bu cennet vatanı aralarında bölüşemedikleri için emanet eden kefere izin vermez, verebilemez. Bu maşanın bir ucu.

2. Bu ülkede hiçbir zaman ırkçı bir düzen,s istem falan da gelemez. Her ne kadar paşanın Milliyetçilik ilkesini bu manada anlayan gerzolar çıksa da ( ki böyle olmadığını meşhur Şimşek romanı sahibi Üstad Peyami safa yıllar önce yazmıştı da kim okudu ki ) böyle bir rejim de bu ülkede olabilemez, bunun ne alt yapısı vardır ne de üst yapısı.

3. Bu ülkede hiçbir zaman komün ya da türevleri bir idari sistem de gelebilemez. İşte bu yüzden ;

Devlet dediğimiz sistem bu noktaları elinde tutar. Yeri geldiği zaman Dinci köylülere, Faşistler ya da sırasında Aşırı sola karşı mkullanmak için bu köşe başlarını tutar. Doğrudur bu ideolojiler yapısı gereği bazan kontrolden çıkabilir, ve bazı masumların kanı dökülebilir amma bunlar da rejim zayiatıdır.

 

Şimdi sevgili Gugukçuk, yerine göre bu makaslarla iş yapılır, mühim olan makası yanlış tutmamaktır, ya da makası yanlış yerinden tutan kaybeder ama kazanan hep Lokantacı olur. Bunu Mahir abi yıllardır yazıyor, yukarıdaki ideolojilerden birini al tut, takım tutar gibi, yani lokantadaki hangi yemeği yersen ye kazanan hep Lokantacı olacaktır.

Hal böyle olunca Yok İrtica hortlamış, Yok Milliyetçilik azmış, Yok Kızıl Komün artmış falan filen bunlar hep süslü yemeklerdir, Yersen yani.

İşte bundan naşi benim çim hep rahattır, senin de için rahat olsun, bırak yesinler birbirlerini, İster denize donla girenler kazansın, ister üstsüz girenler.

Ve şunu asla unutma , yok bomba patlamış, yok terör azmış, yok tarikatlar bilmem ne yapmış, BU Ülkenin Polisi var, Jandarması var, Miti var, Jitemi var, Polis özel harekat var, Jöh var var da var yani Milyonluk ordunun yapamadığını benim ihcim , benim göylüm, benim şeherlim mi yapacak. Sen evine ekmek götürmeye bak, bu arada vatana evlat yetiştir, pazar günleri tatil yap, gazete oku, falan yani. Yok ben illa bir moklar yapim diyorsan kitap oku. Bak platon tavsiye ederim, ya da Kant. Biraz daha bizden olsun istiyorsan, Şebusteri oku ya da Heyakilunnur'u oku. ama gaza gelme, pazara gitme.

bozan