Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Islamdevleti.org / Esma Sıddık

09 Aralık 2012 Pazar

 

Allah Azze ve Celle'nin ilmi her şeyi ihata eder. İnsanoğlunun hangi fiilinin nasıl sonuçlanacağının ilmi sadece O'ndadır. Allah Azze ve Celle bu sonuçları bizlere bildirerek, uyarmıştır.

 

وَلَا تَفَرَّقُوا

 

"...Parçalanıp bölünmeyin." (Ali İmran: 103)

 

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Birlik rahmet, ayrılık felakettir." (Taberani)

 

Müslümanlar bugün felaketi yaşamaktadırlar. Müslümanların birliği bozulunca zayıflamışlar ve birbirlerine düşürülmüşlerdir. Ali Radiyallahu Anha şu öngörüde bulunmaktadır:

 

".... Birbirine düşenler de mutlaka mağlup olur. Mağlubun ise bütün hakları elinden alınır. Ve kendisine zulmedilir." (Taberi 4/67)

 

Ali Radiyallahu Anha'nın bu sözleri adeta Müslümanların bugünkü durumlarını resmetmektedir. Müslümanların birlikleri parçalanmış, zulme uğratılmışlardır. Müslümanların sözde liderleri ise, içerisinde "İslam" geçen çeşitli isimler altında, Müslümanları bir araya toplamaya çalışmaktadırlar. Fakat attıkları bu adımlarında en ufak bir samimiyet yoktur. Çünkü Allah Azze ve Celle, Müslümanların neyin etrafında toplanmaları gerektiğini Ali İmran suresi 103. ayetinde bildirmektedir.

 

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا

 

"Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın." (Ali İmran: 103)

 

Siyasilerin yaptıkları işler, Müslümanların önlerine engeller koymaktadır. Müslümanları gerçekten birleştirip, sağlam bir şekilde birbirlerine bağlayacak olan Allah Azze ve Celle'nin ipi yani İslam şeriatıdır. Şeriat ise sadece devlet eliyle hayata geçirilebilir. Dolayısıyla birliğin oluşabilmesi için devlet şarttır. Zira Rasulallah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in bize gösterdiği örnekte bu şekildedir. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Müslümanları Medine'de kurduğu devletin altında birleştirmiştir. Kendisinden sonrası için ise Müslümanların birliğini devam ettirecek "halifelerin" olacağından bahsetmiştir.

 

"...Fakat benden sonra peygamber gelmeyecek, birçok halifeler gelecektir." (Buhârî, Muslim)

 

Yani Allah Azze ve Celle'nin emrettiği birlik, siyasi birliktir. Bu siyasi birliğin adı ise İslam ideolojisine dayanan Hilafet devletidir.

 

Siyasi birliğin oluşmaması durumunda ne gibi sonuçların ortaya çıkacağı Enfal suresi, 73. ayette şöyle açıklanmaktadır:

 

وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ إِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الْأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ

 

"Kâfir olanlar da birbirinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsa­nız, yeryüzünde bir fitne ve büyük fesad olur." (Enfal: 73)

 

Bu ayeti kerimenin tefsiri, İmam Kurtubi'nin El-Camiu li-Ahkami'il Kur'an kitabında şu şekilde yapılmaktadır: "îbn İshak der ki: Yüce Allah, Muhacirlerle Ensarı yalnızca onları din hu­susunda birbirlerine veli (yardımcı ve destek) olmaya ehil kimseler olarak ta­yin etmiş, kâfirleri de birbirlerinin velileri olarak tespit etmiştir. Daha sonra yüce Allah; "Eğer siz bunu yapmazsanız..." diye buyurmaktadır ki bu da, mü'minleri bir kenara bırakarak kâfiri veli edinmesiyle olur. "Yeryüzünde bir fitne" yani, savaş sebebiyle mihnete duçar olmak; onunla birlikte ortaya çı­kan talan, sürgün ve esaretler baş gösterir "...ve büyük bir fesat olur." Büyük fesat ise şirkin ortaya çıkması, üstün gelmesidir."

 

Müslümanların sadece bir ruhani, ekonomik vs. birlik oluşturmaları doğru değildir. Yeterli de değildir ki bu zaten ortadadır. Gazze'ye İsrail'in yaptığı saldırıları tüm dünya kınadı, eleştirdi vs. Fakat uluslararası toplumun sadece endişelenmesi Filistin'deki Müslümanlar için hiçbir şey değiştirmedi. Onlar halen İsrail'in zulmü altında can vermekteler. Ve dünyanın gözünde onların canlarına o denli kıymetsiz ki İsrail'de yaklaşan her seçimde Filistinli Müslümanların öldürülmesi adeta bir gelenek haline gelmiştir artık. Öyle ki bu saldırılar, İsrail'de yaklaşan seçim kampanyalarının bir ayağını oluşturmaktadır. Zira ülke güvenliği açısından güçlü görünen lider oyları toplayacaktır.

 

İsrail'in saldırılarının diğer ayağı ise Filistin yönetiminin şu günlerde BM'de yeni statü, gözlemci statüsü talebi çalışması yürütmesinden duyduğu rahatsızlıktır. İsrail'in rahatsızlık duymasına rağmen Filistin'e talep ettiği statü verilmiştir.

 

Bu saldırıların stratejik anlamları da vardır. Saldırılar ABD'de Obama'nın seçilmesinin ardından gerçekleşmiştir. İsrail, ABD'deki seçimler esnasında Obama'yı desteklememiştir. Lakin İsrail yanlış öngörüde bulunmuş, Obama tekrar seçilmiştir. İsrail, Obama'nın seçilmesiyle yalnız kalma korkusuna kapılmıştır. Ardından zulme uğrayan mazlum postuna bürünerek, bu saldırılar vasıtasıyla ABD'nin bir şekilde kendisini desteklemesini sağlamıştır.

 

Saldırıların diğer stratejik anlamı Suriye muhalefetinin uluslararası toplum tarafından tanınmaya başlanmasıyla Esad'ın izole edilmiş olmasıdır. Yani İsrail'in bölgedeki önemli bir koruyucusunu kaybedeceği korkusuyla, koruyucusuna uluslararası arenada nefes aldırmak ve Esad yönetiminin ömrünü uzatmak istemesidir.

 

İsrail'in, Mısır cumhurbaşkanı Mursi'yi de denemek istediği, saldırılar hakkında yapılan analizler arasında yerini almaktadır. Fakat Mısır ve İsrail'in herhangi bir çatışmaya girebileceği pek de beklenmemektedir. Zira bir çatışma çıkması halinde Mısır'a ABD'nin yaptığı 1,3 milyar dolarlık askeri yardımın tehlikeye girmesi söz konusudur.

 

Kısacası İsrail'in iç ve dış siyasetinin en önemli ayağı Filistinli kardeşlerimizi öldürmektir. İsimlerinde ‘İslam' geçen sözde birliklerin ise bu konuda yaptıkları ve yapabilecekleri hiç bir şey yoktur! Türkiye Cumhuriyeti de dahil olmak üzere,

 

İslam ülkelerinde Filistin için, ahlar ve vahlarla sadece diz dövmekten başka hiç bir hareketlilik görülmemektedir.

 

Sadece Filistin'de ki Müslümanların değil tüm İslam aleminin siyasi birliğe ihtiyacı vardır. Tüm Müslümanlar, Suriye'de olduğu gibi bu birliği arzulamaktadırlar. Müslümanlar Ümmet olduklarını, Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in Ümmeti olduklarını asla unutmadılar. Suriyeli Müslümanlar ise bugün Musa Aleyhisselam'ın kıssasını tekrar canlandırmaktadırlar.

 

فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِّن رَّبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى

 

"Ona gidin ve şöyle deyin: Şüphesiz biz Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını (serbest bırak ve) bizimle gönder. Onlara işkence etme. Sana Rabbinin katından bir mucize getirdik. Selam, doğru yola uyanlara olsun." (Taha: 47)

 

Suriyeli Müslümanlar, Harun Aleyhisselam ve Musa Aleyhisselam'ın Firavunun karşısında dimdik durdukları gibi, Esad zaliminin karşısında durmaktadırlar.

 

İki peygamberin firavuna götürdükleri TEK mesajı, aynı mesajı, korkusuzca Esad zalimine duyurmuşlardır. İki peygamberin firavuna, işkenceleri kesip İsrailoğullarını kendilerine teslim etmesi emriyle, Suriyeli cesur Müslümanların, Esad zaliminin ve Şebbihanın karşısına dikilmişler, işkenceleri kesip Suriye'yi kendilerine teslim etmelerini talep etmektedirler.

 

Buna karşın firavunun cümlelerine benzer cümleler, zalim liderlerin dillerinden dökülmektedir. Sanki yaptıkları eziyetleri haklı çıkaracakmış gibi: "Sizlere yiyecek, içecek vermedik mi?", "Ekmek verip bakmadık mı sizlere?" demektedirler.

 

Elbette firavun ve ordusunun denizde boğulduğu gibi, Esad ve ordusu da Allah'ın Azze ve Celle izniyle Müslümanların zaferi altında ezileceklerdir.

 

Ümmet siyasi birliğe hızlı adımlarla yürümektedir. Burada binbir komplolar çevrilmektedir. Batı ve ajanları tarafından ‘sahte Hilafet', ‘Osmanlının halefleri', ‘yeni Halife' fikirlerinin propagandaları yapılıyor olmasına rağmen, Allah Azze ve Celle'nin izniyle Ümmet bu oyunlara gelmeyecektir. Zira Ortadoğu eski Ortadoğu değildir. Müslümanlar kalplerinden korkuları söküp atmışlar, zincirleri kırmışlardır. Ümmet Hilafete yürümektedir!

 

Esma Sıddık

Gönderi tarihi:

Ümmet birlige degil bölüsmeye gidiyor bilmiyorum hangi gerekcelere dayanarak bu asilsiz iddia ortaya atiliyor ama bana kalirsa bu iddialari ortaya atanlardir ümmetin bölünmesine önayak olanlar.Libya'da müslümanlar birbirine düstü,Misirda müslümanlar birbirine düstü,vahabi mezhebi Suriye'ye ajanlarini göndermis ÖSO adi altinda müslüman kani akitiyor.Irak'ta müslümanlar mezhep savasi ile birbirini kiriyor Kuzeyin Kürdistan kuruluyor.Ve hala birileri cikiyor ümmet artik akillandi birlige gidiyor diye kehanette bulunuyorlar.Islam ümmetinin hali pür melali ortadayken böyle iddialarda bulunmak gercekleri perdelemektir.Gercek su ki:Müslümanlar dün oldugu gibi bugünde kendi iradelerine göre degil emperyalistlerin ve Emevi artigi müslüman düsmanlarinin akliyla hareket etmektedirler.

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.