Φ gunahkarr Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2005 kalbine danış iyilik kalbin uygun gördüğü ve yapılmasını onayladığı şeydiri günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana yap diye nice fetvalar verse bile içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir yukarıdaki aynı kitabdan alınmış bir hadistir günah için burada vicdanaa danışılması söylenmiş vicdan burada yargıç olabilir mi sorusu akla geliyor önce çünkü vicdan denilen unsur da oluşurken öncelikle aile çevresinden etkilenir.daha sonra öğretilenlere göre şekillenir.günaha vicdanın karar verdiğine göre vicdana öğretilenler günah çerçevesinin sınırlarını çizmeli.fakat bileceğiniz gibibireylerin vicdan anlayışının ne kadar ortak yanı olursa olsun ayrılıklar mevcuttur. yani günah kavramı göreceli midir ? cavap ewetse kimse cennete mi cehennememi gideceğini bilememesinin bununla çelişen bir yanı yoktur.cevap hayır ise inanan arkadaşlar yazıverin günahın sınırları ne imiş çiziverir misiniz? Alıntı
Φ milkyway Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 merhabalar... kainat; biçimler ile oluşmuş bir birleşik düzendir..ifadeden anlaşılacağı gibi kutupsallık esastır.birey, sürekli yani an içinde karar verme eylemi yapar. ya bir yaratıcı kabulü ile olayları akışına bırakır, ya da kararları ben veririm fikri ile eyleme geçer. bu seçimler bir seri farklı olayları kişinin hayatına sokar.her iki yolda da farklı sonuçlar alacağı ortadadır. burada bireyin temel kabulü kendisine kalmıştır. islam amentüsü, her bireyin kullanacağı programın ve kariyer alanının farklı olduğunu, insanların yardımlaşmak zorunda olduğunu söyler.. günah kavramı, yukarıda belirttiğim iki şıktan ikincisinin yani kararları ben veririm temel kabulünün bireyi yaratıcıdan uzaklaştırma mesafesidir.. yaratıcıyı red ettiği derecede birey daha geniş bir alanı kullanma durumunda olduğundan, hata yapma olasılığı fazlalaşır... tamamen kendi yorumumdur.. sevgiler Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 (düzenlenmiş) İnsan beyninin çok çok küçük bir kısmını kullanabilirken ne de ***** ne de ***** yorumlar yapabiliyor hayret ! Hep şöyle düşünmüşümdür ; gökyüzüne doğru uzanan ucu bucağı gözükmeyen bir merdiven ve biz merdivenleri tırmanırız ama nereye kadar gücümüzün yettiği yere kadar ya da artık oksijen alamadığımız yere kadar sonuçta bir şekilde merdivenin bir basamağında tıkanıp kalırız basamaklar hala devam etmektedir işte insan beynin kendimce tasviri budur.... İnsanın gerçeği buyken yani beyninin büyük kısmını kullanamazken ne diye bazı ukalalar kendini kasar anlamam inanan inanmıştır inanmayanın ise kendince sebebleri vardır eğer inançsız kişi iyiniyetle bunun sebeblerini araştırabilecek karakterde biriyse zamanla elbet düşüncelerinde değişmeler yaşayabilir ama maalesef bu forum sitesine geldiğimden beri inançsız arkadaşların bu iyi niyetten çok uzakta olduklarını adeta inanca olan öfkelerini kustukları bir meydana dönüştürdüklerini gözlemledim sorular soruyorlar yorumlar yapıyorlar ama aslında ne sordukları soruların cevaplarını merak dahi etmiyorlar çünkü amaç inançlı arkadaşların fikirlerini zedelemeye çalışmak kendi egolarını tatmin etmekten öte değil... Kendilerince zeki yorumlar yaptıklarını sanan ama onlara karşı acımsar tebessümleri göremeyen bu sözümona çok zeki arkadaşlar elbetteki bu açıklamalarımada cevap verecekler ve daha bir çok topicde **** bir şekilde inanca saldırmaya devam edeceklerdir. Onlara söyleyebileceğim tek şey GÜLÜNÇ olduklarıdır ve bir o kadarda ACINASI iyiniyetle sorulan her sorunun cevabını elimizden geldiğince vermeye çalışırım ama artniyetli insanlarla bundan sonra muhtap olmıycam bile saygılar... Tarih: 2 Eylül , 2005 Düzenleyen: Admin Alıntı
Φ canugur Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 Evet, sorun bu zaten sevgili forum arkadasim. Birileri havanda su dövmeye calisiyor ama bosuna. aynen dediginiz gibi kalkip ta: BILIMI DINLE ACIKLAMYA KALKARSANIZ, BASINIZ DAHA COK AGRIR. Kimse yürekten inanan insanin inancina dil atmadi. Ama inanc kisvesiyle bilimsel ayaklara girilirse, buna da akillica yanitlar verilir. Iste kimilerini sinirlendiren bu. Arkadasin biri kalikip kisisel inancina laf söylendigini iddia edebilir mi. Daha ayiramadiklari konu bu. Din sorgulanir, kisinin inanci ise asla sorgulanmaz. Ben de bilimsel konulari dinsel yöntemlerle izah etmeye calisan insanlara aynen cevap verebilirim. Ama neden inaniyorsun kardesim diyemem. haksiz miyim.? kavramlar biribirine karismis, ha babam de babam, sölyeniyor bazilari saygilar Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2005 Öncelikle gül ve armanın iletilerini ayakta alkışlıyorum. Aklınıza, klavyenize sağlık. Gelelim konuya. İlk önce konun başlığı yanlış, daha doğrusu o kitabın adı yanlış, yazarını irdelemeye de hiç gerek görmüyorum. Hangi ideolejiyle ve ne amaçla yazıldığı ve yazarının da ne olduğu bilinen bir kitap. Güya Kuran'ı Kerim Allah sözü değildir (haşa), güya Kuran'ı Kerim'i Hz HZ.hz.muhammed yazmış ve bazı sözleride bilerek yazmamış. arkadaşlar bu konuyla ilgili gelen iletiler parelelliğinde yazmaya devam edeceğim ama şuan bir şey söylemek istiyorum. Benim muhatap aldığım şahsiyetlerin elimdeki mizanı, mihenk taşı, Allahı bilmesidir. Saygılar... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.