Φ arman Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2005 Ağıtlar zincirinin bir paslı halkasıyım sadece Rastlantısal sonuçların beşiğindeyim kendimce Maruf ilmin ışığında ararken gölgemi Anlamsız kelimelerin işkencesindeyim sessizce Nedensiz dünü, bugünü ve yarını.. Yaşıyorum Armanı. Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 Sen! Göbekli şişman taksici... Ne yaptın o gün hatırlar mısın? Ya da umursar mısın ? Bunca yıl sonra bile vicdanına salladığım onca küfrü hiç duyar mısın ? Şu an kim bilir ne yapmaktasın? Sırtın pek karnın tok nerelerde zıkkımlanmaktasın? Alkolün dibine batıp da yine direksiyon başına mı geçersin? Yollarda bir katil edasıyla yeni kurbanlar mı ararsın? Dön hele 10 yıl öncesine, bakıver bi geriye... Senin için önemsiz bir ayrıntı belki ama bizi alt üst ettiğin geceye... Hatırladın mı hani pis pis içmiştin... Hatırladın mı hani adi bir mahlukat gibiydin.. Gaz pedalına değil de yüreklere basar idin... Ayıl be adam! Aç şu kahrolası gözlerini.. Sağda bir otobüs durağı! Görmüyor musun? Gecenin koyu karanlığında parıldayan tazeyi farketmiyormusun? Abim o benim. Bilmiyormusun? Bilmiyorsun... Vuruyorsun ona, ezip geçiyorsun.. Annemin üzerine titrediği Babamın ilk göz ağrım dediği bedeni nasılda öldürüyorsun. Allah belanı versin! O benim abim... Henüz 22 sinde bir meleği öldürüyorsun. Onunla bir gelecek kurmayı düşünen insanları da beraberinde... Babasını, Anasını, Sözlüsünü ve birde benim onda olan yarımı... Sonra bir de utanmadan, kazaydı diyorsun... Sorumsuzluğuna kaza diyelim. Cahilliğine kaza diyelim. Alkolikliğine de kaza diyelim Ama ben sana cinayet derim. O gece bir kişiye değil bir geleceğe çarptın sen. O gece bir kişiyi değil hepimizi öldürdün sen. Ve Tanrı biliyor ya bunun hesabını vereceksin. Ya bu dünyada, ya da orada karşılaştığımızda... Haydi şimdi, yine zıkkımlan dalıver alkolün dibine İç yine içebildiğin kadar ve geçiver direksiyon başına Sür aracını tekrar ve tekrar dön o geceye Bak! Görüyormusun yine sağda beklemekte... Çarptığın adam değil bu kez, hesap günü seni izlemekte Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2005 ***** gülüş, yalan gözler Saklı niyet, düşük sözler Dön arkanı dön de bitsin Sal ruhundan bırak gitsin Acınası bakışlar, arada kalışlar Bencilliğin ardına nankör saklanışlar Dön arkanı dönde bitsin Sal ruhundan bırak gitsin... Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2005 Al işte! Sana akan ırmağım Al işte! Uzaklarda ki içilesi pınarım Kapında yatıp da bekleyen Siyah yeleli bir arslanım Bak işte! Yıldızlar altındayım Bak işte! Gecenin ortasındayım Ötüşen cırcır böceği misali Sana hasret sözlerin ardındayım Sev işte! Şu yorgun kalbimi Sev işte! Sana aşık serseriyi Son bir nefes daha vermeden Söz işte! Bitmeyecek sana duyduğum sevgi... Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2005 Aynı bardaktan içemeyeceğiz Ne suyu ne tatlı şarabı Şafakta öpüşemeyeceğiz Ve akşam çöktüğünde Pencereden bakamayacağız Sen güneşle soluyorsun Ben ay ile Ama aynı aşkla yanıyoruz ikimizde... Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2005 Karlı dağlar uçan kuşlar Aşık olan yanar ağlar Deli gönlüm durmaz arar Sevgilime selam söyle Yakınımda sinsi tuzak Bu aşk senden çok çok uzak Mutlu olmak bana yasak Sevgilime selam söyle Hikayeler rivayetler Bilinmeyen vilayetler Hasret dolu tüm sözcükler Sevgilime selam söyle Garip anam dinle babam Ben bu aşka durmam yanam Geçmiş günler soylu atam Sevgilime selam söyle.. Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2005 Umudumsun solsamda Seni hiç bulamasamda Hayalin hep yanımda Sarmış beni sormasanda Karanlık gözler şimdi Yakınlaştı ruhuma İçimde ki fırtına Kopar gider uzaklara Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2005 Ben düşüncede Yeryüzünü dolaşıyorum Sen düşünde gökyüzünü Ben ömrümde Ne yarıklar açıyorum Sen ağaçlar bedeninde Çatırdar kuru dallar Üstüme düşer yapraklar Gökdağ! Yıkılırmısın şimdi? Bak! Zambak üstünde ağlar Gör! Zambak üstünde ağlar... Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2005 Buğulu günlerim çok uzaklarda kaldı Erişilmez hayallerimin ilhamı Bugün artık yanımdasın.. Ellerini görebiliyorum ve kokluyorum saçlarını İnanası gelmiyor şu şaşkın aklımın Masallarda gezinen sanki bir küçük haylazım Beni önce benden aldın ve sonra bana kattın İsterik arzularımın tam ortasına attın Tanıdığım andan beri sevgilim seni Anladım ki ben hiç yaşamamışım kendimi Nasıl söylesem hani nasıl anlatsam Eski bir kitaptım yırtık ve dağınık Muradım oldun şimdi bu deli sana çok aşık.... Alıntı
Misafir alaTurka Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2005 ooooffff Askim, bu kadar mi güzel ifade eder insan duygularini Beni yine cok mutlu ettin, tesekkür ederim Askim Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2005 Aynalarım var çeşit, çeşit birbirinden farklı Kiminin çerçevesi gümüş kimininki tahta kaplı Bakarım her bir aynada kendime tek tek Kiminde tebessüm eder yüzüm kiminde gözlerim yaşlı Resimlerim var çizdiğim ve bir köşeye attığım Kiminde renkler var canlı kimine mürekkep damlattığım Bakarım bazen o resimlere ve yalnız kalmış çizgilere Kiminde acının izleri var kimine umudumu sakladığım... Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2005 Yakacaklar beni yalnızlık ateşinde Boğacaklar beni sensizlik denizinde Sen istemesen de ister bu deli gönül Ve sen farketmesende bekler seni bir ömür Gömecekler beni diri diri toprağa Kesecekler beni yazgımın kör bıçağıyla Sen anlamasanda anlar bu garip seni Sen umursamasanda çarpar bu kalbim deli deli Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2005 Durdu sanma ayaklarım, Yorulmadı bileklerim. Kırılsa da kanatlarım, Tükenmedi umutlarım. Bak işte düşe kalka, Dosta düşmana baka, Sağa sola çarpa çarpa, Sensiz de yürüyorum. Serçe gibi korumasız, Özgür ama savunmasız, İnadına inat sensiz, Ayaktayım direnç sonsuz. Bak işte düşe kalka, Dosta düşmana baka, Sağa sola çarpa çarpa, Sensiz de yürüyorum Cahit Sıtkı Tarancı anısına... Ben karlı dağların tozlu yolların acıların, yoklukların çocuğuyum çağımın gerisinde yaşadım küsme bana zaman yıldızlar arkadaşım kuşlar yoldaşım bir çiçeğim yapayalnız eğik durur başım gülme bana zaman tomurcuklarım henüz açmamış dikenlerim ermemiş çağına anamın ak sütü gibiyim saf, temiz, günahsız yaşıyorum anla beni zaman Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2005 Izdırabın üstüne yazılırken ismim Soğuk gölgeler gibi titredi bedenim Şafağı bekler saatler kamera der hayaller Bugün daha bir farklı ve isterik hasretim Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 YARIM GOFRET Sıkıca kavramıştı küçük çocuk annesinin elinden...Henüz 7 yaşında olmasına rağmen , annesiyle elele yürümek pek de işine gelmiyordu aslında. Ona göre o artık büyük bir çocuk sayılırdı. Hatta ne çocuğu ? Delikanlıydı o! Ama işte annesiyle her dışarı çıkışında, yinede elinden tutmak zorundaydı. Bahanesi trafikteki arabaların ürkütücü yol alışları olsa da, itiraf etmeliydi ki aslında hala annesinin sıcacık ellerini tutmak ona güven veriyordu. O gün akrabalarına gidiyorlardı. Annesi onu ve kardeşlerini pek sık misafirliğe götürürdü. Bayılırdı küçük çocuk bu gezmelere. Hele şimdi annesi bir tek onu yanında götürüyordu ki bu onun için ayrı bir gurur olmuştu. Ağabeyi ve kız kardeşi evde kalmışlardı. Her zaman düşündüğü şey tekrar aklına gelmişti. acaba en çok hangimizi seviyor? beni olmalı diye geçirdi içinden ve bu sevgi dolu tahmini daha da bir keyiflendirmişti kendisini. tabi beni seviyo yoksa beni götürürmüydü şimdi gezmeye... Afacan gülümsemesi yüzüne yayılır bir şekilde sevgiyle baktı annesinin yüzüne. Az sonra akrabalarının evine vardılar. İçerde onları karşılayan bir yaşlı teyze ve ikide abla vardı . Annesi yaşlı teyzeye yenge diye hitap ediyordu. Daha öncede gelmişlerdi bu teyzelere ama kadının adını hatırlayamıyordu bir türlü. Ablalar, küçük çocuğu samimi bir ilgiyle öpüp kucaklamışlardı ama bu öpüşme faslı çocuğun hiç hoşuna gitmemişti. Hiç sevmezdi başkalarının kendisini öpmelerinden ve hemen yanaklarını silerdi. Annesi bir çok defalar ona bunu yapmamasını söylese de o bu huyundan vazgeçememişti bir türlü. Ne sanıyordu bu ablalar kendisini ? Ne diye ona bebekmiş gibi davranıyorlardı ki? Bir delikanlıydı o! Hatta sınıfta bir kız arkadaşı bile vardı. Hem o yaz babası onu sünnet de ettirecekti.. Hayret bişi diye geçirdi içinden . Bazen şu büyükler çok görgüsüz olabiliyorlardı canım... Bir müddet sonra kadınlar koyu bir sohbete dalmışlardı bile.. O ise televizyon seyretmekle meşguldu ama çok sıkıcıydı televizyon. Hiç kendine göre programlar yoktu. Hayır oynamak istese evde ne bir çocuk ne de oyuncaklar vardı. Dışarı çıksam belki kapının önünde oynayan çocuklar olabilirdi diye düşündü. Tam bunları düşündüğü anda ablalardan kendisini en sulu öpeni yanına geldi ve ona daha önce hayatında hiç görmediği bir şey verdi. Bir gofret... Ama şimdiye dek yediği o bayat ve adi gofretlerden değil. Bir Alman gofretiydi bu. Taa Almanyalardan getirilmiş üstü çikolata kaplı, hemde bayağı büyükçe bir gofret. İşte şimdi keyfi yerine gelmişti, hatta o an için o abla kendisini bir kez daha öpse kızmayacaktı bile... Sevinç içinde annesinin yanına gitti. Annesinden dışarı çıkma iznini koparan küçük çocuk için bu misafirlik artık pek bir keyifli hale gelmişti. Dışarı çıktığında oynayan çocuklar görememişti ama olsun o da biraz dolaşır bu arada afiyetle gofretini de yerdi. Öylede yaptı. Gofretinin ambalajını büyük bir özenle açan çocuk ilk ısırıktan sonra kesinlikle daha önce böyle bir lezzeti tanımadığını bir kez daha anladı. Gerçekten de çok tatlıydı bu gofret. Acaba diye düşündü... Acaba hepsini yemesemiydi? Yarısınını daha sonra mı yeseydi? Evet evet öyle yapmalı dedi içinden. Derken bir anda tüm dikkati arkadan gelen ağlama sesine toplandı. Başını çevirdiğinde duvar dibine sinmiş küçük bir çocuk gördü. Ağlıyordu.. Ama onun asıl ilgisini çeken çocuğun ağlayışından çok kıyafetleriydi.. Üstü başı yırtık pırtık çocuğun ayakkabıları da yoktu. Çocuk bir yandan ağlarken diğer yandan eliyle gofreti işaret ediyordu.. Ne?! Gofretimi istiyor? Ağlayan çocuk karnım açç diye söylenince de iyice emin olmuştu artık.. Çocuk gofretini istiyordu. Ama bu gofret benim diye bir itiraz geçirdiyse de içinden çok çabuk bir anda kaplayıvermişti içini bir başka garip duygu. Üzülmüştü...Sakladığı gofretini ağlayan çocuğa verdi ve senin olsun demeyi de ihmal etmedi. Ağlayan küçük çocuk az sonra hıçkırıklarına hakim olmaya çalışarak büyük bir iştahla yemeye başladı gofreti... Ya o ? O mu? O artık kesin olarak emindi, biliyordu... O artık büyüyordu, delikanlı oluyordu.. Anneciğim diye geçirdi içinden.. Anneme anlatmalıyım bunu diye düşündü ve sevin içerisinde koşmaya başladı... Annesine... Sevgilisine... ARMAN Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 Tak! Tak!Tak! Kimse yok mu ? Çaldığım bu kapının Açılması bu kadar zor mu ? Tak! Tak!Tak! Dışarısı soğuk ve ayaz Ellerim üşüyor ve ayaklarım yorgun İçerde bekler beni özlediğim yaz Tak! Tak!Tak! Rahatsızmı ediyorum? Gölgelerden sıyrıldım da geldim Hiç mi umursanmıyorum? Tak! Tak!Tak! Yoruldum artık aç kapıyı Yılların yükü var sırtımda Ne olur alma ahımı Tak! Tak!Tak! Artık alamıyorum nefes Hissedemiyorum nabzımı Ve çıkmıyor ağzımdan tek bir ses Tak! Tak!Tak! Ben değilim bu kez kapıyı çalan Ben az önce öldüm eşiğinde Şimdi kapını çalan Bana söylediğin onca yalan... Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Yeniliş / Edip Cansever Açılmamış bir şarap şişesiydim Ki öyle kaldım Acımı köpürtmedim İçime sağdım Gözyaşlarımı göstermedim Ki sildim Özgürlüğüm beni tutsak düşürdü Başaramadım İçimde kara kara bulutlar sallandı Ki sallandılar Dışarı yağamadım Ve yenildim ve sustum. SEVGİLER.... Alıntı
Φ şiirlrimle gömülecek adım Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2005 selam lar ben ferhat karaagac: işte burda yazdığım ilk şiir im: GİDİYORUM BEN GİDİYORUM BİLMEDİĞİM BİR VAKİTTE , BİLMEDİĞİM BİR VAKTE. SAKIN ARAMAYIN BENİ DAĞLARIN ETEKLERİNDE UNUTMAYIN O GÜZEL GÖZLERİ İNSANI DERİNDEN VURAN SESİNİ. GİDİYORUM SAKIN ARAMAYIN BENİ DAĞLARIN ETEKLERİNDE, MAHŞERDE ,MEZARDA TOPRAKLARIN DERİNLİKLERİNDE BİR GÜN GELDİ ÖNÜME KORKUYORUM YALNIZIM DERİNLERDE BELKİ BİR GÜN KURTULACAĞIM DİYE DUA EDİYORUM ALLAH'A ELBET BİR GÜN GELECEĞİM YA TABUTLA YA SİLAHLA, YA KORKUTACAĞIM ,YA ÜZECEK. UNUTMA BEN GİDİYORUM,ARAMAYIN BENİ DAĞLARIN ETEKLERİNDE.. İSTEMESEMDE ANLAMASAMDA ELBET VUCUDUM TOPRAGA GİRECEK, GÖZLERİM HUDUDA BAKACAK YA GÖRECEĞİM YA GÖRMEYECEĞİM;O BENİ ANLAYACAK... Alıntı
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 GELME.. baktığın yerde karanlık bir tomurcuk bırakıyorum çarşılar avuçlarında aykırı sokakların lisanı adımlarında gelme, geldiğinde her şey yitiriyor kendini vurgun: ölümlerin en kostağı vurgun ölümlerden kaçgun yanımız konaklarda boğulmuş eski bir ana şöyle buyurur: sen seç kendine bir hayat ve öylesine yaşa, nasılsa kaldığın yerden vurgun sürdürür ve hep bak kendine birörnek aynalara asi bir suret bırak baktıkça gözlerin kendini öldürür... MURATHAN MUNGAN Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Hasretinle konuştu hayallerim Aklımda hep senli dizelerim Sakladığım onca sözün ardından Rahatça senin oldu tüm kelimelerim Ezgidir sesin kulağıma fısıldanan Tertemiz aşkımla benim sana yanan İnancımsa hiç sarsılmadı aşkım Mutlu olıcaz bebeğim ne olur biraz dayan Sevmeyi yeni baştan öğrettin bana Anlamım oldun ve anlattım bende sana Nankör değilim belki saf ve biraz dikkattsiz Ama anladın dimi nasıl sana susadığımı kana kana Demelerim oldun bebeğim En kıymet verdiğim değerim Lakin zor geçsede sensiz zaman İstediğim her şey sensin sevgilim Yemin ederim İstediğim ve beklediğim Mutluyum, Hasretim ve sana deliyim Alıntı
Misafir alaTurka Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2005 Hasretinle konuştu hayallerim Aklımda hep senli dizelerim Sakladığım onca sözün ardından Rahatça senin oldu tüm kelimelerim Ezgidir sesin kulağıma fısıldanan Tertemiz aşkımla benim sana yanan İnancımsa hiç sarsılmadı aşkım Mutlu olıcaz bebeğim ne olur biraz dayan Sevmeyi yeni baştan öğrettin bana Anlamım oldun ve anlattım bende sana Nankör değilim belki saf ve biraz dikkattsiz Ama anladın dimi nasıl sana susadığımı kana kana Demelerim oldun bebeğim En kıymet verdiğim değerim Lakin zor geçsede sensiz zaman İstediğim her şey sensin sevgilim Yemin ederim İstediğim ve beklediğim Mutluyum, Hasretim ve sana deliyim offf Askim yaaa seni deli gibi seviyorum!!!! Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Güç bir yola çıktık ikimizde cesurca Eller kavuşmasada yürekler buluştu hasret hazanında Lazımsın sen bana ve biliyorum bende sana Anlıyorsun beni ve istiyorsun gelmeyi Rahat bırakmasada meşguliyet saatleri seni Ta uzaklardan hayal ediyorum bir meleğin gözlerini Issızlığımda yankılanır o meleğin sesi Kopup geleceksin bir gün ve senin olacak bu deli... Alıntı
Φ SÜNGÜ Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 tebrikler hepsi çok güzel Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2005 tebrikler hepsi çok güzel Teşekkürler tarafından takdir edilmekte güzel.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.