Φ morbezelye Gönderi tarihi: 2 Mart , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Mart , 2012 Diyarbakır'da Abdullah Öcalan için açlık grevinde bulunan partili belediye başkanlarını ziyaret eden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan, BDP ve KCK ile müzakerelerin yürütülmesini istedi. "BDP’liler bu yolların açılması için dışarıda, cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırıyor. Türkiye’nin batı yakası ve Ankara’nın duyarsızlığı karşısında bedenlerimizi ölüme yatırıyoruz. Dışarıda siyaset yapmasına izin verilmeyen arkadaşlarımız cezaevlerindeki dört duvarı demokratik eylemleri için engel olarak görmüyor. Tutuklu vekiller, açlık grevinde risk sınırına doğru ilerlemeye başladı. Ama, maalesef bu ülkede cezaevinde milletvekili yokmuş, açlık grevinde değilmiş gibi davranılıyor. 1990’lı yıllarda uygulanan baskıyı bugün AKP uyguluyor" dedi. ’Kürtler, Kürdistanı bu ülkeye pay etmişlerdir’ Demirtaş, yaptıkları etkinlik ve eylemlerin başka canlar yanmasın, artık kan akmasın diye yapılan eylemler olduğunu söyledi. Demirtaş, "Bunun doğru anlaşılması lazımdır. Ama bazı çevreler biz ne kadar birlikte yaşamaktan yana isek, onlar da Kürtlerin ayrılmasını istiyor. Bunların arasında hükümet de yer almaktadır. Hükümet, bu politikalarla Kürtler bu ülkeden ayrılsın diye elinden geleni yapmaktadır. Kürtler duygu düzeyinde devletten kopmuştur. Biz bu ülkede sığıntı değiliz. Ülkenin asli unsurlarıyız. Kürtler kendi anavatanları olan Kürdistan’ı bu ülkeye pay etmişlerdir. Bu ülkede Kürtlerin eşit yurttaş olma hakkı vardır. Ana dilde eğitim yapmalı, dilini kamusal alanda rahatlıkla kullanmalıdır" dedi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Mart , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Mart , 2012 Türkiye,AKP'nin eline verildigi tarih itibariyle isgal dönemine girmis icerden yikilmistir.1919'la baslayan Kurtulus Savasi 1938'de bitmis,1940'li yillara kadar kendini getirebilmis ve 1950 ile artik teslim olmak üzereyken 1960 Devrimi ile tekrar canlanmis fakat bir defa gövdeyi kemirmeye baslamis olan kurtlar bu canlanmaya karsi isbirligi halinde karsi koyarak Türkiye'yi bugünkü konumuna getirmislerdir. Abdullah Gül, Anayasaya göre,Türkiye Cumhuriyetinin birligini temsil etmektedir ve de bununla yükümlüdür.Ancak 2008 yilinda,Gül'ün:"Kürt sorunu Türkiye'nin birinci sorunudur"seklinde vermis oldugu aciklama,bize Gül'ün bu aciklamasinin izaha muhtac oldugunu göstermisti.Hele de bu sorunun Devlet katinda mutabakat buldugunu söylemis olmasi cok baglayici bir nitelikteydi.Böyle sifreli mesajlar veriliyor olmasi Kürtler konusunda bir rol paylasiminin yapildigini akla getirmisti. Kürt acilimi adi altinda yapilan tüm görüsmeler,pazarliklar tamamen Türkiye'nin birligine karsi sabotajlardi.Iktidar ve Cumhurbaskani'nin bu sabotajlarin icinde bizzat yer almalarinin tek bir anlami vardi. Terör örgütünü mesrulastirmayi amaclayan bu acilim meyvesini Habur'da verdi.Basbakanin emri ve talimati ile Habur'a gelen teröristler,birer kahraman gibi karsilanmakla kalmamis ayni zamanda Adalet Bakani tarafindan görevlendirilen özel yetkili savci ve hakimle bu teröristler adam basi 7 dakikada aklanmis ve merasimler esliginde memleketlerine götürülmüslerdir.Halkin tepkisinin dozunun arttigini gören iktidar geri adim atmis ve "biz böyle olsun dememistik"gibi ipe sapa gelmez savunmalarla tavsan kirmasi yapmaya baslamislardir. Eger,gercekci bir gözle bakmayi arzu ediyorsak görecegimiz manzara,Türkiye'nin formel olarak bölünmüs oldugudur.Bu bölünmenin haritalari,planlari,sinirlari,yönetim sekli hemen hersey tasarlanmis ve beklemededir.Arada bir PKK farkli kimliklerdeki PKK sözcüleri tarafindan bunlar zaten dile getirilmektedir,bu sözcülerden birisi Baydemir'dir.Yani daha Türkcesi;Baydemir,PKK'nin isteklerini Türk hükümetine aktarirken bunu sanki kendi özgür fikirleriymis seklinde yapmaktadir gercekte ise,PKK'nin istek listesinde ne varsa onu aciklamaktadir.Örnegin;"Kürtlerin kendi ordusu,polisi vb,gibi" Basbakanin son zamanlarda pek dillendirmedigi ancak beyninin bir tarafinda beklettigi baskanlik ve eyalet sistemini,basbakan dan sonra en cok konusan BDP'dir.Bu da gösteriyor ki bu iki odakta ayni yönde bir yürüyüs bir calisma var.Ancak ayni yönde yapilan bu calismalar taktik hatasi nedeniyle BDP'nin dezavantajina dönüsüyor.Iste KCK tutuklamalari vs gibi. Basbakanin,"yolumuzun üzerinde bir inek yatiyor,hedefimize ulasmamizi engelliyor,yavas yavas hedefimize ulasacagiz"diye bir söylemi vardir.Bu söylemden hersey cikarilabilir.Yani cok acik bir konusma.Bir hedefe gitmek istiyorlar ancak birileri bunlari engelliyor o zaman yavas yavas bu hedefe varmak icin sabirli olmalari gerekiyor.Hedefin ne oldugunu son 6 yilda anladik anlayacagimiz kadar,hedefe varmalarinada fazla bir mesafe kalmadi,cünkü tüm engeller teker teker elimine edildi.Özetle;Kürdistan icin Erdogan'in önünde hicbir engel yoktur su an itibariyle.BDP ve Kürtcülerin iktidarla catismalari veya öyle görülmeleri yukarida degindigim gibi tamamen bir taktik hatasindan kaynaklaniyor,Yani Kürtcüler acele ettikce bu ters tepiyor. Erdogan'in basbakan,Gül'ün cumhurbaskani olmasi tamamen bir planin sonucudur.Cankaya'ya ciktigi günden beri tek bir yasa tasarisini veto etmemekle Gül neye ve kimlere hizmet icin orada oldugunu bizzat kendisi yaptigi icraatla ortaya koyuyor.Cumhurbaskaninin yaptigi icraatin Türkiye'nin cikarlarina olmadigini ispat etmeye gerek yok hersey ortadadir. saygilarla Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.