Misafir skydavar Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2011 KATHIMERINI Yunanistan Türkiye hiçbir zaman Avrupa’nın bir taşrası olmayacaktır, çekici, cazip bir merkeze karşı aşağılık duygusu içinde bir çevre olmayacaktır. Hiçbir Türk milli lider bizimkiler gibi ‘Batı’ya aitiz’ şeklinde övünmeyi aklından dahi geçirmeyecektir. Kemalizm Türk devletinin batılılaşması için gerekli önşartları belirleyen harekettir. Ancak Batılılaşma kendinden menkul bir amaç, bir değer değildi. Büyük cesaret gerektiren, sosyal dönüşüm teşebbüsü idi. Batı’yı benimsemek Türkler için, istedikleri, programladıkları bir çağdaşlaşma idi, gözü kamaştıranı maymun gibi taklit etmek değil. Kemal, kökeni ve halkının tarihi için gurur duyuyordu. Biz en aşağı derecede rezil olmuş, uluslararası toplum için tehlike oluşturan ülkeyiz. 3500 yıldır bir medeniyet örneğini yaşama geçirmiş bir halk için çok ******, tarihi bir son. Bir Yunanlı Kemal’in bile, 3 nesil içinde Yunanistan’ın benliğini diriltmesi için gerekli sosyal değişimi başaracağı kesin değildir. Taki Berberakis Atina Elin Yunanı bile Mustafa Kemal gibi bir değerin farkındayken , bizim işbirlikçilerin Mustafa Kemal'i ve yaptıklarını karalamak için gösterdikleri çabayı , her geçen gün , daha fazla acıyla izliyorum. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2011 Ahlaki,vicdani,dini ,imani,haysiyet ve onuru olan herkes Atatürk'e sahip cikar Atatürk gibi birisinin tarihlerinde olmasini siddetle arzular.Atatürk bagimsizlik demektir.Atatürk,ahlak ve haysiyet demektir.Atatürk devrim demektir,devrimi sarigin geri gelmesi,türbanla kafalarin ambalajlanmasi olarak görmek irticadir,bu yola basvuranlar mürtecidir,Tahsili,kariyeti makami ne olursa olsun mürtecilikten kendisini soyutlayamaz.mürtecilik tahsille,makamla ortadan kalkmaz mürtecilik bir kültürdür.O kültürle yetismis olanlarin tahsili veya makami ne olursa olsun ileriye degil geriye dogru bakarlar. Bunlar insanlari domuz baglari ile baglayip canli canli gömenler,bunlar Madimak'ta insanlari diri diri yakanlar,bunlar sacini gösterdi diye anasi ile kizini taslayip öldürenlerdir.Bunlar insanliktan nasibini alamamis olanlardir.Bunlar gencecik bir subayin kafasini keserek meydanlarda dolastiran ve cumhuriyete karsi ayaklanan yobaz taifesidir.Bunlar ülkeyi bölmek icin her yola basvurmaktan geri adim atmayan,müsriklerle bu yolda ittifak yapmaktan gurur duyan,bu ülkeyi bölmek icin ayaklanan fasistlere,Ingiliz sahip cikan münafiklardir. Bunlar;"gaflet dalalet ve ihanet icinde olan bedhahlar"dir. saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 AKP'nin Ihsan Sener adli bir milletvekili;Istiklal savasi diye bir savas olmadigini,Yunanli'larin tarihlerinde Türkler'le bir savas olmadigini sehitliklerin de göstermelik oldugunu söyleyebilecek kadar akildan izandan ve vicdandan yoksun bir duruma gelmistir.Bu milletvekilinin hangi milleti temsil ettigini ona oy verenlerin sormasi gerekir bence. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni gayri mesru gösterme cabalari sadece birkac kendini bilmez onun bunun adami olan milletvekilleriyle sinirli degildir.Milletin alin teri vergileriyle üniversitelerde ögretim üyeligi yapan bircok isimde bu cabalarin icersindedir.Dünya tarihini acin hicbir sahifesinde kendi devletine karsi bu kadar yikici bu kadar asagilayici bu kadar ihanet icinde olanlarin yasadigi baska bir ülke göremezsiniz.Bu herhalde Türk Ulusunun kaderine yazilmis olan bir özelliktir.Muhakkak ki her milletten hain cikar,ajan cikar fakat bunlar marjinaldir,Türk Ulusu'nun icinden cikan bu hainlerin sayisi öyle birkac sözcügüyle gecistirilemez. Müslüman Türk olmayi,Türk olmaktan ayri gören bir zihniyet yapisi mevcuttur.Artik Türklerin degil müslümanlarin dönemidir diyen zihniyet Müslüman olmakla Türk olmayi ayri birer kategoride görmektedir.Yani müslümanan Türk degilsin,Türksen müslümanliga karsisin anlami cikar bundan.Ne var ki eger bu begenmedikleri Türkler olmasaydi müslümanlar veya müslümanlik Arabistan'in susuz cöllerinde kurumaya mahkumdu. Kurtulus Savasi ve Yunanli'larla verdigimiz savaslar,tüm dünya tarihlerinde ve hatta Yunan tarihinde yerini almistir.Bunu inkar etmek gercegi kabullenmemektir.Allahi inkar edebilirsiniz cünkü onu sekil olarak görmüyorsunuz ama Kurtulus Savasi'ni inkar etmek o savasi hazmedememis olmak demektir. Kurtulus Savasini inkar edenlerin bugün nasil ABD/AB kapilarinda yüz sürdüklerini görüyoruz.ABD'nin adami olmaktan gurur duyanlar muhakkak ki Kurtulus Savasi'ni da inkar edeceklerdir. Asagida üc farkli isimden üc ayri vecize yazdim:Bunlari okuyun ve bugün Kurtulus Savasini inkar edenlerin,TürkiyeCumhuriyeti Devleti'ne gayri mesru devlet diyenlerin,Tunceli'nde ki eskiyayi kahraman ilan eedenlerin kimlerin ve hangi amaclarina hizmet ettiklerini siz degerlendirin: " BOP ile Türkiye dahil 22 ülkenin sinirlari ve rejimleri degisecektir-CONDOLEEZZA RICE,ABD eski Disisleri Bakani" "Türkiye'de cumhuriyetin sonu geldi,kesinlikle laik sistemi degistirmek istiyoruz-ABDULLAH GÜL,SIMDIKI CUMHURBASKANI" "Biz Büyük Ortadogu Projesi'nin es baskanlarindan biriyiz,görevimizi yapiyoruz-RECEP TAYYIB ERDOGAN-BASBAKAN" saygilarla Alıntı
Φ morbezelye Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 AK Parti'nin ilahiyatçı milletvekili İhsan Şener, TBMM'deki konuşmasında "Biliyor musunuz, Yunanlıların Türklerle savaşı yok. Bütün şehitlikler temsili" sözlerine Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'den şok yanıt geldi... İstiklal savaşı filan yok, hepsi dümen! başlıklı yazısında Özdil çarpıcı cümleler ile Büyük taaruz sürecini Türk, Yunan, İngiliz askerlerin gözünden anlattı. Punta'da bayram vardı. Yunan ordusu Pasaport'tan karaya çıkmış, İzmir Metropoliti Hrisostomos etekleri zil çala çala koşmuş, haçıyla takdis edip, "evlatlarım, ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız" diyerek yere kapanmış ve ilk ayak basan Yunan albayının çizmelerini öpüyordu. * Aniden... Uzun boylu, siyah takım elbiseli bi delikanlı fırladı ortaya, elinde revolver. Bastı tetiğe, trak trak trak! Efsun alayının sancaktarı karpuz gibi düştü atının sırtından. Panik... Baktılar ki, tek kişi, sarıverdiler etrafını, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine denk gelirse, orasına... Hasan Tahsin'di o çılgın Türk. Henüz 30'unda. * Hükümetimiz "bu tür şayialara ehemmiyet vermeyin" diyordu hâlâ... Teori'yle pratik'in kesiştiği insan ise, vakit tamam demişti, Anadolu'ya geçiyoruz. Böyle başladı macera. * Ateşten gömleği giymişti ulus, aktı gitti, aylar yıllar, canlar... Takvimler 30 Ağustos 1922'yi gösterdiğinde, yer gök yarılıyor, şöyle yazıyordu hatıra defterine Yüzbaşı Kanellopulos, "Türk topçusu susmuyor, titreyerek güneşin batmasını bekliyoruz." * Onun batmasını beklediği güneş, bizim için doğuyordu aslında... Çıktı bi kayanın üstüne Mustafa Kemal, haykırdı karanlığa, "Eyy Hacıanesti nerdesin, gel de kurtar ordularını!" * Kudurmuştu Ali Kemal... Büyük gazeteci! Kin kusuyordu köşesinden, "bu millici mahluklar kadar başları ezilesi yılanlar hayal edilemez, düşmanlar onlardan bin kere iyidir..." * O "mahluk"lardan biriydi İzmirli süvari teğmen Yıldırım... 18 yaşında. Vurulmuştu. 40 derece ateşli olmasına rağmen hastaneden kaçmış, cepheye koşmuş, bugün kendi adını taşıyan Küçükköy İstasyonu'nu almaya çalışırken, son nefesini vermiş, bahçesine gömülmüştü. * Yıldırım toprağa düşerken, 30 kadar Yunan askeri girdi, savunmasız Kuzuluk Köyü'ne... Gözleri Fatma'ya takıldı, 15'inde... "Taze incir gibi" dediler, sırıtarak... Kaçtı Fatma, evine kapandı, kapıyı kilitledi. Omuzladılar. Açılmadı. Yakalım dediler, evi yakalım, nasıl olsa çıkar. Çaktılar kibriti. Alev alev. Çıkmadı kardeşim. Çıkmadı Fatma. * Teğmen Şevket, Uşak'tan geçiyordu o sırada... Sakarya'da şehit olan Yüzbaşı Basri'nin anacığı yakaladı kolundan, "Basrim nerde?" diye sordu. İçi çekildi Şevket'in, boğazı düğümlendi... "Arkadan geliyor ana" dedi. Söyleyemedi gerçeği... Ve, ömrünün sonuna kadar unutamadı bu yalanını, "kendimi asla affetmedim" diye yazdı, o güne dair hatırasını. * "Bastır parayı, askerlikten yırt" yoktu o zamanlar... Allah kısmet ederse, romanını yazmak istediğim, Albay "deli" Halit, belinin sağında "namuslu" dediği tabancasını, belinin solunda "namussuz" dediği tabancasını taşıyordu. İşgalciye "namuslu"yla sıkıyor, işgalciden korkup geri kaçana "namussuz"u gösteriyordu, "tercih senin yiğidim, istersen buyur kaçmayı dene!" * "Deli"ren biri daha vardı... İstanbul'daki işgal kuvvetleri komutanı General Charpy, öfkeden deliye dönmüştü. Yırttı elindeki haritayı, fırlattı duvara, "bu hızla yarın İzmir'e girerler" dedi. İnanamıyordu. 250 bin kişilik devasa ordu, hayalet gibi çıkıp, bi ordan bi burdan dalan, hızar gibi biçen Fahrettin Altay komutasındaki süvari tarafından lokma lokma bölünüyordu. * Kaçıyordu Yunan. Ecel peşinde. * Ve, 9 Eylül. Hava mis. İzmir'in dağlarında çiçekler açıyordu. Bornova'dan boşaldılar aşağıya doğru, dörtnala. Sonradan adı Kahramanlar olan semte geldiler. Ödenecek "bedel" vardı daha... İkinci Tümen Dördüncü Alay'dan Konyalı Mehmet, Akşehirli Hakkı, Avanoslu Ahmet, düştüler oracıkta. Bugün, anıtları var orada. "Vatan ve namus" yazıyor altında. * İzmir'e ilk giren süvari olma "şeref"i, İzmirli soyadını alan, Yüzbaşı Şeref'e nasip oldu. Bismillah ilk iş, koştu Şeref, Hasan Tahsin'in düştüğü yere, Hükümet Konağı'nın alnı kabağına dikti al sancağı... Asteğmen Besim, Kadifekale'ye varmıştı bile. * Minarelerden ezan sesi yükselirken, Belkahve'deydi, Mustafa Kemal, seyrediyordu. * İşgal edildiği gün, bir ulusun Kurtuluş Savaşı'nı başlatan, işgali bittiği gün, o ulusun Kurtuluş Savaşı'nı bitiren, dünyada bu özelliğe sahip tek şehir, İzmir'i... Seyrediyordu. * Ağır ağır karardı hava. Kavuniçi top gibi gömüldü körfeze güneş, usuuul usul... Nif'te, kendisi için hazırlanan bağevine gitti. Tek kat, taş, penceresiz, gaz lambasının cılız ışığıyla aydınlanan, buram buram Ege kokan bağevine... Etrafında, Celal Bayar'ın "Galip Hoca" lakabıyla dağlarda örgütlediği efeler... Yorgundu. Yemek getirdiler. Yemedi. Cıgara çıkardı. Kahve istedi. "Biliyor musun İsmet" dedi... "Bir rüya görmüş gibiyim." * Karabasanla başlayan, 3 yıl 3 ay 22 gün süren, mucizeyle biten bir rüya... Sona ermişti. * Taa ki... AKP'nin ilahiyatçı mebusu İhsan Şener, TBMM çatısı altında, "biliyor musunuz" diye başlayıp, "Yunanlıların Türklerle savaşı yok. Bütün şehitlikler temsili" diyene kadar. * Yasu vre! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Basbakan böyle milletvekillerini partisinde barindirmakla aslinda kendi görüslerinide itiraf etmis oluyor.Ayni görüsleri paylasmayan bir basbakan bu sözler üzerine cok ani olarak tepkisini gösterir ve gerekeni yapar.Demek ki Cumhuriyete karsi olan savas, tarihi inkar etmeyide kapsamaktadir.Zaten eskiyaya sahip cikmak bile bu savasin boyutlarini bizlere anlatiyor.Bu milletvekilinin sözlerine karsi kendi partisinden bir tepki gelmemis olmasida tüm AKP'nin hangi amac icin var oldugunu gözler önüne sermektedir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.