Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2011 13 yıl Brüksel'de yapılan 67. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) toplantısında, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile aşırı sağcı Hollandalı parlamenter Barry Madlener arasında karikatür krizi yaşandı. Madlener Türkiye'deki basın özgürlüğünü eleştirirken, karikatüristlerin bile hapse girmekten korktuğunu öne sürdü. Hollandalı parlamenter, Türkiye'deki bir mizah dergisinde yayımlanan, namaz kılan insanları gösteren çerçeveletilmiş bir karikatürü Bağış'a vermek istedi. Bağış ise bunun üzerine, İngilizce olarak, "I don't need your gift. I have enough cartoons at home. You can take your cartoon and put it in your appropriate place" (Hediyene ihtiyacım yok. Evde yeteri kadar karikatürüm var. Karikatürünü alıp münasip bir yerine koyabilirsin) dedi.KAYNAK-VİDEO Acaba konu Atatürk olsaydı aynı tepkiyi verir miydi?
Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2011 13 yıl Kültür farki cok önemlidir.Hollandali parlamenter her ne kadar asiri sagcida olsa sonucta Türkiye'de basina karsi yürütülen baskidan bahsetmistir.Bagis ise aldigi kültür geregi ancak o sekilde bir cevap verebilmistir,daha kibarina ve o parlamenterin ideolojisine uygun bir yanit vermeye akli ve kültürü zaten yeterli degildir. Bagis'in basbakanida ayni kültür seviyesinde oldugu icin tencere kapak hesabidir bu.Türkiye'yi böyle sokak kültürü ile yetismis olanlarin yönetmesi gercekten cok acidir. saygilarla
Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2011 13 yıl Bu durum bana tarihte gelişen bir olayı hatırlattı. Devlet adamlığının nasıl olması gerektiğini göstermesi açısından oldukça güzel bir örnek: Yavuz Sultan Selim Han döneminde, İran hükümdarı Şah İsmail, kıymetli mücevherler ile dolu bir hediye sandığı gönderiyor, hünkâra. Sandık açılır. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkar. Fakat, sandık açılır açılmaz, etrafa pek fena bir koku yayılır. Önce, hiç kimse bir anlam veremez, nadide mücevherler ile dolu sandıktaki bu fena kokuya. Sonra, mesele anlaşılır. Sandığın dibine insan dışkısı doldurulmuş. Yani, Şah İsmail, aklı sıra, cihan padişahına hakaret ediyor… (!) Cihan padişahı emir verir, "herkes düşünsün, bu edepsizliğe, Osmanlı'nın şanına yakışacak şekilde bir mukabelede bulunmalıyız.“ Ve çözümü yine kendisi bulur. Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatılır. Sandığın içine, o zamanın en nefis gül kokulu lokumlarından hazırlanmış bir kutu yerleştirilir. Kutunun altına da, bir satırlık yazıdan ibaret pusula (not) iliştirilir. Hediye sandığı, itina ile süslendikten sonra, Şah İsmail'e gönderilir. Sandık, Şah'ın huzurunda açılır. Sandık açılır açılmaz, etrafa mis gibi gül kokusu yayılır. Mücevher vs. gibi hediyeler takdim edildikten sonra, Osmanlı Elçisi –Şah’ın tedirgin olmaması için, önce kendisi tatmak kaydıyla- büyük bir saygı ve nezaketle, Şah İsmail'e lokumdan ikram eder. Bilâhare, görevliler, huzurda bulunanlara teker teker ikram etmeye başlarlar, lokumdan. Şah, bütün bu olup bitenlere bir anlam veremez. Osmanlı Elçisi, Şah'ın şaşkınlığını gidermek için, lokum kutusunun altına iliştirilmiş mütevazı pusulayı uzatır. Pusulayı okuyan Şah'ın yüzünde, bu sefer, şaşkınlığın yerini büyük bir utanç ifâdesi alır; “ İsmail, herkes yediğinden ikram eder.”
Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2011 13 yıl Evet dogrudur herkes yediginden ikram eder herkes aldgi kültürle yasayip gider.Cani cikmadan huyu cikmaz insanin. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.