Çağlar öncesinde Kanuni Sultan Süleyman, Fransa kralı Fransuva’ya yazdığı mektuba şöyle başlar:

"Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı , Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım. Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Françesko’sun."

Ne kadar gurur verici ve gönül okşayıcı değil mi? İyi güzel de şunu anlayamıyorum:

***

Böyle büyük bir padişahı, Kanuni’yi, küçük düşürüyorlar diye malum diziye küfreden de sensin;

"Sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne Yahudiler ve ne de Hristiyanlar senden asla razı olmazlar." Ayet-i kerimesine ve "Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

Hadis-i şerifine rağmen ,İngiltere kraliçesinin sarayına girebilmek uğruna frak, smokin giyip papyon takarak kılıktan kılığa giren ve tarihini adeta yerin dibine batıran bir cumhurreisi ile övünen de…

***

"Şehitler ölmez, vatan bölünmez!" diye haykıran da sensin;

1915 olaylarının faturasını Türkiye Cumhuriyeti’ne çıkarmaya çalışan ve "Tazminat ve toprak talepleri için Ağrı, iyi bir peşinat olabilir." diyen Ermeni lobisi pusudayken;

Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan, "Ağrı dağı ne zaman bizim olacak?" diye soran Ermeni gencine:

"Bizim neslimiz Karabağ’ı Azeri işgalinden kurtarıp Ermenistan’a kattı, Ağrı

dağını katmak da sizin neslin görevi."

diye cevap vermişken, üstelik Ermenistan milli takımı formasında Ağrı Dağı simgesi varken Koçaryan’la kol kola, ağzı kulaklarında maç izleyen cumhurreisini alkışlayan da…

***

"Çocuğum dinini imanını öğrensin, başucumda Kur’an okusun." düşüncesiyle "kuran kursları, imam hatip okulları açılsın, yeni camiler yapılsın" diye hem gönlünü hem kesesini açan da sensin;

Çocuklarımızı gönderecekmişiz gibi Heybeliada Ruhban Okulu’nu eğitime açmaya hazırlanan, cemaati olmadığı halde Sümela Manastırı’nı, Akdamar ve Sivrihisar kiliselerini ayin ve ibadete açanları alkışlayan da …

***

Sivas olaylarında insanları diri diri yakanların avukatlarını, partisinin üst kademelerinde görevlendiren; bir çoğunu mebus yapan, ayrıca tüm Türkiye’nin başbakanı olduğunu unutarak seçim meydanlarında, referandum konuşmalarında açıkça mezhep ayrımcılığı yapan

"makamları o mezhebin mensuplarından temizleyeceğini"

söylediğinde onu alkışlayan; mezhebinden söz ettiği muhalefet liderine yuh çeken de sensin;

Aynı adamı,yarın kimler için hangi özürleri dileyecek ve bedelini kim ödeyecek diye düşünmeden "Dersim’ de (ki halkının nerdeyse tamamı o mezheptendir.) olanlar için özür diledi, ne demokrat adam" diyerek alkışlayan da sen…

***

İmralı’ya Apo rahat etsin diye saray yapan, yanına sohbet arkadaşı, maç arkadaşı gönderen; Karayılan’la kandilde görüşen, röportaj yapan gazetecileri uçağından hiç indirmeyen; Mit üst düzey yöneticilerinin Oslo’da PKK yöneticileriyle yaptıkları görüşmelerde:

"Mektubunuzu Apo’ya götürürüz ama ne olur kısa yazın. Size kısa yazmayı bir türlü öğretemedik. Adam satır satır okuyor."

dedikleri; yani hükümet-İmralı postacılığı yaptıkları açık olarak ortaya çıktığı halde:

"Müsteşarımı kimseye yedirtmem." diyerek ona sahip çıkanı alkışlayan da sensin;

Bunları yapan,yapılmasına fırsat sağlayan başkasıymış gibi "Kandile Apo’nun mektubunu götürüyorlar." diye "Apo’nun postacısı" diye avukatları hedef gösteren, tutuklanmalarına yol açan aynı kişiyi alkışlayan da...

***

Seni yoksul bırakıp senden çaldıklarıyla senin karnını yarım yamalak doyuranları aziz mertebesine yücelten de sensin;

Aç kalmanın nedenlerini sorgulayanları, gözünü açmaya, gerçekleri anlatmaya çalışanları "dinsiz, imansız, bilmem ne!" diye yerin dibine batıran da…

***

Ben seni bir türlü tanıyamadım.

Sen seni tanıyorsan ne olur söyle.

SAHİ SEN KİMSİN?

 

SALİH ALTUN

Salih Altun'un yazisi gerceklerin tam bir özetidir.

O yazinin icinde bahsedilen ve bugün Türkiye'yi yöneten kisinin gercekten kim oldugunu biz bugüne kadar adam gibi irdeledik mi?

Onun kimlerin hesabina calistigini icraatlarindan da mi anlamadik?Bu kadar mi izanimiz körlesmisti?

Neden bir ordu koruma esliginde cuma namazlarina giden bu adamin müslümanligin hangi mezhebinden oldugunu kendimize sorup,müslümanlikta teshirciligin en büyük günahlardan oldugunu ve bu adamin cuma namazlariyla kendini teshir ettigini de mi anlamaktan yoksunduk?

Dünyanin arsivlerinde gerek ta 1700'lü yillardan baslayarak Cumhuriyete kadar uzanan ve gerekse cumhuriyet döneminden bugüne kadar Güneydogu'da Kürtcü fasistlerin ve onlarin basindaki dincilerin amaclarinin sadece Osmanli'yi ve de Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek oldugunu,Osmanli'da degil ama cumhuriyet tarihinde ilk defa devlet tarafindan bölücülügün destek buldugunu eskiyalara devlet tarafindan sahip cikildigini ve bunun asla demokrasi degil tamamen Türkiye Cumhuriyeti'nin yikimi icin bir ugras oldugunu bunu yapaninda hem Laiklik,hem Atatürk ve hem de Cumhuriyet düsmani oldugunu hala mi anlayamadik?

 

Kimlere yetki verdigimizin bir nebze olsun acaba bilincindemiyiz,kuyumuzu kazanlara alkis tuttugumuzu ne zaman idrak edecegiz eger simdi degilse?Bu nasil bir uykudur ki 60 yildir bu cumhuriyeti yikmak icin verilen cabalarin ve ,döndürülen dolaplarin gürültüsü bizi hala uyandiramadi.Bu nasil bir neme lazimcilik ki 90 yil önce bu cumhuriyeti iclerine sindirememis , isgalcilerin tohumlari iel beslenmis olanlarin uzantilari bugün Türkiye'yi yönetmekte ve millette ki aymazligin verdigi piskinlikle hergecen gün cüretlerini arttirmakta ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm degerlerine küfretmektedirler.

 

Türkiye Cumhuriyeti'nin yikilmasi görevini üstlenmis olanlar,tarihi inkar etmekle,eskiyayi savunmakla kalmiyor ayni zamanda o eskiyayi kahraman ilan ediyorlar.Vicdan ve cesaret sahibi bir aydin cikipta bu adamlarin yüzlerine tüküremiyor onlara "SIZ BÖLÜCÜSÜNÜZ SIZ YALANCISINIZ SIZ FASISTSINIZ" "diyemiyor.

 

Türkiye bir aydin ihaneti ile karsi karsiyadir.Bu ihanetin en taze örnegini RIze Üniversitesinde gözlemliyoruz.Üniversite yönetimi toplanarak üniversite'nin Rize Üniversitesi olan adinin Erdogan üniversitesi olarak degistirilmesine oy birligiyle karar verdiler.Bu skandal Türkiye'deki aydin ihanetinin hangi oranlara yükseldigini bize anlatmaya yeter.

 

saygilarla