Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2011 13 yıl Neşet Ertaş'tan Nihat Doğan'a Nasıl Düştü Bu Ülke? Magazin dünyasının klasik zibidilikleri arasında sıradan bir vaka olabilirdi. Ankara'da bakan, düğün, seks, "sanatçı", hayat kadını kelimelerinin yanyana geldiği ne ilk , ne de son vaka bu. Bu haltı yiyenin ve haltın derecesine göre gerekirse devlet kurumları bile seferber olabilir örtbas etmek için. Ülkeye hizmet etme ideali ile göreve başlayıp, otel odasında kanlı çarşaf toplayıp, travestilere eskortluk yapmak zorunda kalan güvenlik bürokratlarına sorun bu hikayeleri. Nihat Doğan'ın hikayesi çerez kalır. Aç adamın ambara düşmesi hikayeleridir bunlar. Yerken dozu kaçırır, yedikçe daha fazlasını ister Kendini "feylezof" zanneden , bir de utanmadan kendini Arif Sağ'lar, Neşet Ertaş'lar, Musa Eroğlu'lar ve Aşık Veysel'lerle aynı kefeye koyan Nihat Doğan vakası ise bir magazin konusu değildir. Nihat Doğan gibiler Türkiye'de her yeri ele geçirmiş olan vasatlar cuntasının ikoncanıdır. Aslında küreyi ele geçiren vasatlığın Türkiye şubesidir. İnsanlığı aptallaştıran ve sürüleştiren küreseller, toplumların önüne bu tarz oyun malzemeleri koyarak , insan fıtratının en has ürünü olması gereken düşünceyi, duyguyu ve edebi sıradanlaştırmakta, basitleştirmekte ve içini boşaltmaktadırlar. Canlı yayında jenital bölgesine ağda yaptıracak kadar kendini mallaştıran Kardashian kardeşleri ABD'nin vitrininde tutan küresel vasatlığın Türkiye'deki şubesinin portföyü Nihat Doğan gibilerle dolu. Aşık Veysel'i , Neşet Ertaş'ı , Arif Sağ'ı doğuran toprağın vıcıklaştığı noktada ortalığa sıçrarlar ve üstünüze başınızı aşağıdakine benzer sözlerle kirletirler... -ahlaki değerlere aykırı- skandalı çıkanlar devlet televizyonunda program yapıyor, anchormanlar sunuculuk yapıyor… Ama Nihat Doğan hemen asılıyor… Bu statükocu, ulusalcı bir takım medyanın bana karşı Faşistçe saldırısıdır… Ahmet Hakan bana siyasi açıdan yüklenmiş, kendisi Yalçın Küçük’ün kankası Soner Yalçın ile el ele kol kola olan birisi, Ahmet Hakan’ın bana yüklenmesi şimdiye kadar gördüğüm yüklenmelerin en kötüsü, en önemlisi… “Başbakana Sesleniyorum” İnternet yasasının mutlaka çıkaralım. Sosyal Medya denen ırkçı saldırıların çok olduğu, yalan yanlışın sınırsız olduğu bu canavarı dizginleyelim. Ben Anadolu çocuğuyum… Türkücüler suçlu mu, türkücü denince bunun içinde Arif Sağ, Aşık Veysel'de var… Türkücüler kötüymüş gibi gösteriliyor…" Bu sözlerin kokusu ağırdır. Nihat Doğan'ın ağız kokusu değildir bu. Bu çürümüş bir toplumun kokusudur. Tayyip Erdoğan'ın başbakan, Yiğit Bulut'un gazeteci yazar olduğu bir ülkede, Nihat Doğan da böyle "türkücü" olur elbet. Doktora tezinin kopya olduğu ortaya çıkınca bunu yayınlayanları "Ergenekoncu" olmakla suçlayan Ömer Dinçer'in Başbakanlık Müsteşarı/Bakan olduğu memlekette, Nihat Doğan da "statükocu ulusalcı medyanın faşistçe saldırısından" bahsetmeye başlar. "Statüko" ve "faşisti" bir başka cümlede kullan deseniz kullanamaz. "Nihat Doğan sakal gibidir, kestikçe daha gür çıkar" şeklinde yumurtlayıp tahrif ettiği sözün tarihte hangi vesile ile söylendiğini bilmez. O her türlü akıldan, iz'andan ve edepten muaf örnek bir ikoncandır. Yiğit Bulut'un utanmadan Başbakandan İnternet'in sansürlenmesini isteyebildiği bir ülkede... Zamparalığını eline yüzüne bulaştıran Nihat Doğan da, İnternet'e sansür ister. Uçkurunu toplayamadığı noktada, kendisini Somali'ye götürüp devlet sanatçısı muamelesi yapan Başbakanından uçkurunun perdelenmesini talep eder. Nihat Doğan'ın uçkuru değildir bu. Bu ülkenin en derin çukurudur. Vasatlığın küstahlıkla, gücün zavallılıkla harman olup bataklık gibi fokurdadığı bir çukur. Aşık Veysel gibi bir dağdan , Nihat Doğan gibi bir çukura nasıl yuvarlandık bilmiyoruz. Anadolu gibi bir toprak nasıl olur da bu kadar vıcıklaşabilir kestiremiyoruz. Seyrediyoruz. Gülerek, ağlayarak, kahrolarak, utanarak... Yüzlerce yıldan beri bu toprakları vasata çiğnetmemek için şehitler düşen yüz binlerden... Türkülerini, bu topraklarda esaret/sansür çağrısı için değil özgürlük çağrısı için söyleyenlerden... Utanıyoruz... Anadoluyu Nihat Doğan'ın "türkücü" olabildiği küresel bir pavyona dönüştürenlerin asla utanmayacağı kadar. Açık İstihbarat
Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2011 13 yıl Yukaridaki yaziya hak vermemek alkislamamak ne mümkün. Ülkemizin icine düsürüldügü bu acinacak durumu saniyorum ki biz hak ettik.Cünkü biz televole nesli yetistiren bir toplumuz.Cumhuriyeti seven koruyan bir nesil degil Nihat Dogan,Hülya Avsar ve onun gibileri koruyan bir nesil yetistiriyoruz. Risale-i n nur okuyanlarin cennete gidecegini vaad eden zihniyet bu ülkede yasakken müslümanlik baski altinda diye yirtiniyordular.Simdi ise Kuran-a sirk kosan bir nesil yetisiyor Türkiye'de. Nihat Dogan kim ki sanati olabilsin.Sanatcilar dün Van icin biraraya gelmistiler,aralarinda Nihat Dogan benzeri kimse yoktu demek ki Nihat Dogan gibilerini gercek sanatcilar degil bu cumhuriyetin mezarini kazanlar bastaci ediyor. Televizyon kanallari,sabah 9 öglen 12-13'e kadar ki zamanini Seda Sayan ve onun gibilere ayiriyorsa bu milletten sagduyulu bir tercih beklenemez. Haber bültenlerinde bültenin ücte birlik zamani Erdogan ve partisine ayriliyorsa bu milletten basiretli bir oy bekleyemezsiniz. Her ipini koparanin sanatci sayildigi ülkemizde Nihat Dogan gibilerinin kameralar karsisinda naralar atmasindan kimse sasirmasin,Nihat Dogan degil onu nara atarken millete seyrettirenler utanmalidir. Kredi kartlarini insanlarin olmazsa olmazi yapan siyaset,insanlara, kredi kartlariyla her istediklerini alarak "allah razi olsun hükümetten"dedirterek nasil siyasi cikar sagliyorsa,Nihat Dogan gibi siradan bile olmayan cigirtkanlarida sanatci kimligine sokarak siyasi amacina ulasiyor.Fazil Say'i dinleyenler Nihat Dogan'i dinlemez,Nihat Dogan'i dinleyenlerin orani Fazil Say'a bakarak daha yüksek oldugu icin rant amacli yayinlar yapan TV kanallarinda Nihat Dogan'lari daha cok görürüz. Ben yurt disinda cok bulundum,inanin ki oralarda Allah razi olsun Merkel'den veya Sarkozy'den veyahutta Berlusconu'den diyen bir yalakaya ratlamadim hele de bir sarkiciya.Oralarda basbakanlar halkin arasindadir surlarla cevrili villalarda oturmazlar.Bugüne kadar yukarida saydigim isimlerden hicbrinin elini öpmek icin bir vatandasin veya bir bürokratin egildigini görmedim,Bizde ise tamamen bunun tersidir.Nedendir acaba? saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.