Türk Edebiyati'nin usta sairi Can Yücel'in Mugla'nin Datca ilcesi'ndeki mezari kimligi belirsiz kisi veya kisilerce saldiriya ugradi.

 

Naziler Almanya'da Yahudiler'e ait olan mezarlari tahrip eder ahlak disi saldirilarda bulunurlar.Insanlik düsmanlari o kadar tehlikelidir ki bunlar gözlerini bile kipmadan Ya allah diyerek insan bogazlayabilirler.Cünkü onlarin nezdinde insan onlardir.

 

Gecen cuma günü Can Yücel'in ölüm yildönümüydü.vasiyeti oldugu söylenip mezarina sarap dökmüslerdi.

 

Datca'nin nüslüman AKP ilce baskani Ahmet Sedat Deniz'de ubsarapli anmaya tepki göstermisti,ne de olsa müslümanlik vardi serde.

 

AKP müslüman ilce baskaninin göstermis oldugu bu hedef dogrultusunda baska birkac müslümanda mezari tahrip görevini üstlendi ve mezar tahrip edildi.

 

Insanin diyecegi geliyor;Atatürk'e düsmanligi ile bilinen Necip Fazil Kisakürek'in mezarina birileri acaba mesane doluluklarini bosaltsa nasil olurdu?

 

 

saygilarla

Bunlar yapan değil YIKAN..yapılmış ne varsa YIKAN..yerinede HİÇ bir şey koyamayan..A C İ Z L E R..

Bende hep şöyle düşünürdüm...

Bizim halkımız diriye saygı göstermez de ölüye saygı gösterir diye...

Meğer bu bile değişmiş....

Artık ne ölüye ne diriye ...

yazık be

Yobazlık yapanlarda suç yok denecek kadar azdır. Hatta yoktur denilebilir. Asıl suç, onu yobaz yetiştiren felsefelerde, ideolojilerde, düzenlerdedir.

Ucube diyerek heykel yiktiranlar,Put'tur diye baskalarinin inanc sembollerini dinamitleyenler,sarap döküldü diye Alman irkcilarini andiran bir vahsetle mezar tahrip ettirenlerden,insanlarin özgürlüklerini ellerinden almak adina her türlü yalana dolana sarilip despotluk yapanlara muhakkak ki ellerinde güc oldugu sürece kimse hesap soramayacaktir.Eger onlarin ilahi adalet diyerek herkesi tehdit ettikleri ilahi adalete inanclari olsaydi topragi kazip yedi kat dibine kendilerini gömerdiler.

 

Peygamberden sonra müslümanlar birbirine düstüler,cünkü onun bunun emrine girdiler.Kimi parasi cok olanin,kimi gücü cok olanin,kimi de düsmanimin düsmani dostumdur zihniyetinin eseri olarak ona buna yandas oldular.Acin Islam tarihini kan ve gözyasi görürsünüz,sanirsinizki bunlari müslüman olmayanlar müslümanlara reva gördüler.Hayir özellikle müslüman müslümani arkadan hancerledi.

 

Bugün müslüman kiligindaki Araplara bakin birbirini sevenini bulamazsiniz.Dün Inglizlerin atina binmistiler simdi Amerikan'nin ati daha güclü diyorlar.Bakin müslüman kiligindaki yöneticilere,ülkesine,milletine düsman olan hangi güc varsa onun kucaginda kendi öz milletine ve ülkesine ihanet etme yarisindadirlar.

 

Libya,Suriye,Misir bunlar üc yakin örnek.Bu ülkelerin liderleriyle kisa süre önce sarmas dolas olan,onlara kardas kardas diye sarilip yandas medya mansetlerinde Islam Birligi yalanlari ile saf yiginlari aldatanlar bugün onlarin karsisinda ABD'nin sövalyeligini üstlenmislerdir.Dün Ingiliz Kralicesinden bilmem ne ödülü aldi diye süpermen ilan edilen sahis aslinda kendi milletine ve ülkesine ihanetin en önde gelen sembolüdür.Ve bunlar müslüman kiliginda, bir ordu koruma esliginde Cuma namazlarina giden fakat asla müslüman olamamis sahislardir.Amaclari Türkiye'de ki Laik düzeni yikmak yani patronlarinin verdigi talimati yerine getirmektir.Patronlarida ABD'nin Pensilvnya eyaletinde CIA korumasi altinda yasayan aglamaktan öte hicbir meziyeti olmayan insanlik düsmani figurdur.

 

Can Yücel'in mezarini tahrip ettirdiler.önemlimi,bunlar peygamberin torunlarini sehit etmediler mi,bunlar Islamin en büyük isimlerinden olan Imami Azam Ebu Hanifeye yillarca iskence yapip öldürmediler mi?Islami bunlar, Hiristiyanligin cikarlari ugruna kan dökme dini yapmadilar mi?Bunlar,emperyalistlerin cikarlari dogrultusunda kendi ülkelerini bölme acilimlari yapanlar degil mi?Bunlar dünkü isgal gücü Ingilizlerin kucaginda oturup ellerine Kuran'i alip bu topraklari isgalden kurtarmaya calisanlari kafir ilan edenler degilmidir.Iste bunlar onlarin torunlaridir.Abdülmecid dedemiz diyerek bunu itiraf etmedilermi?

 

Can Yücel'in mezarini tahrip ettiler,yenisi yapilir önemli degil,bunlar icini hurafelerle,kizilderili ve Yahudi inanclariyla doldura doldura Islamin icine ettiler,iste asil önemli olan budur.

 

 

saygilarla

İnsanlığın en kadim düşmanı olan dogma, ilerleyen çağa sülük gibi tutunmak, insanlığın zihnini emmek için kirli bir savaş vermekte.

 

Bu savaşta en büyük silahı, "doğruluğu tartışılmaz, çünkü zaten doğrudur. Doğru olup olmadığı araştırılamaz, düşünülemez, yasaktır. Araştıran, düşünen ebediyen yanar" şeklinde empoze edilmiş ve insanlık zihninden bir türlü temizlenemeyen beyin virüsüdür. Bu akıl katili virüs, genlerini bir çok kişinin beyin hücrelerine enjekte etmiş, bir parçaları haline gelmiştir. Ondan kurtulmaları çok zordur.

 

Bin dört yüz sene önce peygamber Muhammed'in "müslüman olmayı kabul etmeyenleri yakaladığınız yerde öldürün. Öldürmek istemediklerinizi sürgün edin" emrini vermesiyle dogmanın başlattığı son insanlık karşıtı saldırı, kızıl sultan Abdülhamit'in İstanbul'da sivil hafiyelerine peçe takmayan kadınların yüzüne kezzap attırması ile sürmüştür. Bu kadim savaşa en şanlı direniş vatan şairi Namık Kemal'den gelmiş ve kendi adlandırması ile "hürriyet kavgası" (*) uğruna zindanda can veren bu büyük kahraman insan hakkında dogma çirkin yakıştırmalar ile öldürdükten sonra da onun ruhuna karşı savaş vermeyi, ondan korkmayı sürdürmüştür.

 

Bugün dogma arkasına dünyanın en büyük gücünü, ABD yi alarak son şansını kullanmakta, insanlık zihnini emmek için son savaşını vermektedir. Dogmanın amansız karşıtları yine zindanlara atılıyor, öldürülüyor. Yine dogma savaşının tartışmasız en büyük lideri Atatürk'ün anısından ölesiye korkuluyor ve karalanmaya, yok edilmeye çalışılıyor.

 

Bu savaşta insanlığın yanında olmak bir görevdir...

 

(*) ne gam, pür,ateş-i hevl olsa da gavgaa,yı hürriyet!

kaçarmı mert olan bir can için meydan-ı gayretten

 

felek, her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin

dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten

 

ne efsunkar imişsin sen ey didar-ı hürriyet,

esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten

 

kilab-ı zulme kaldı gezdiğin nazende sahralar

uyan ey yareli şir-i jiyan bu hab-ı gafletten

 

Evet, "bir can için" kaçmamış ve "kilabı zulmün" zindanında canını vermiştir. "habı gafletten" uyanmak ise bize kalmıştır.

İnsanlığın en kadim düşmanı olan dogma, ilerleyen çağa sülük gibi tutunmak, insanlığın zihnini emmek için kirli bir savaş vermekte.

 

Bu savaşta en büyük silahı, "doğruluğu tartışılmaz, çünkü zaten doğrudur. Doğru olup olmadığı araştırılamaz, düşünülemez, yasaktır. Araştıran, düşünen ebediyen yanar" şeklinde empoze edilmiş ve insanlık zihninden bir türlü temizlenemeyen beyin virüsüdür. Bu akıl katili virüs, genlerini bir çok kişinin beyin hücrelerine enjekte etmiş, bir parçaları haline gelmiştir. Ondan kurtulmaları çok zordur.

Yobazlık yapanlarda suç yok denecek kadar azdır. Hatta yoktur denilebilir. Asıl suç, onu yobaz yetiştiren felsefelerde, ideolojilerde, düzenlerdedir.

 

Söylemek istediğim, "asıl suçlu doğmatik ideoloji ve felsefelerle kurulmuş düzenlerdir" sözünü daha da açmışsın. Teşekkürler Sn. Demirefe

 

İnsanların bilincini de vicdanını(kişilik) da oluşturan öğretilerdir, algılarıdır..

İnsanların bilincini de vicdanını(kişilik) da oluşturan öğretilerdir.

İmza: demirefe

 

("altına imzamı atarım" klasiğine düşmeyeyim diye böyle yazdım.)

 

Bu son derece doğru olmanın ötesinde, çok önemli bir belirleme, dogmanın teslim aldığı vicdan, kendisi gibi düşünmeyeni yok etmeyi görev sayar ve bunun karşılığında ebediyen hurilerin kucağında olmayı hayal eder.

 

Artık buna hâla vicdan demek doğru oluyorsa...

yok arkadaş bizim millet akıllanmaz