Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hüzzam bir şarkı adın dudaklarımda.............


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Hüzzam bir şarkı adın dudaklarımda... diye başlayan fasit aşk cümleciklerine kurban etmeyeceğim seni. Adın kulaklarımda en soğuk rüzgarların iniltisini bile bastırıyor. Aşk nedir ey yâr? Ya vuslat? Ya kavuşmanın verdiği o rahatlık? Haydi artık patlayacaksa patlasın şu bomba, bu beklemeler canımı sıkıyor...

 

Seveceksen eğer insanı

Yüreğin bu kadar geniş ve

Bu kadar merhametli isen

Tut ellerimden

Sev beni

Aşkım bir ömürlük yanmalara susamışken

Tut ellerimi

Düşüyorum

 

Kendi hayatlarımızı kurtaramazken başkalarının hayatlarını kurtarmaya çalışmak bir yücelik belirtisi mi, yoksa acziyet alâmeti mi?

 

Hadi bir şarkı söyle bana. Hüzzam makamında olsun. Fasit aşk cümleciklerine ben kendimi adıyorum...

 

Aşk bir sanrı mı? Benim yüreğim konar mı öyle her çiçeğe? Ben neden her bahar aşık olamam?

 

Satamadım hüznümü firari akşamlara. Zemheri yangınlaradır isyanım...

 

Hayat üç paralık sakızlar gibi çiğneyip çiğneyip atıyor sevdaları. Tüketilmiş aşklar çöplüğü olmuş kalplerimiz. Neresinden tutsak elimizde kalıyor sevda denen illet...

 

Gerçek aşk nedir, sevmek gerekli midir, sen kimsin, ben seni neden seveyim?

 

Yakamoz arası birkaç şiir sarar mısın bana ey dürümcü? Bu akşam ölesiye açım yine aşka...

 

Köpüklü biralara inat bir bardak açık ve çok şekerli çay tadında

 

ŞEREFE! ! ! !

 

Şeref kimlerin elinde oyuncak? ? ?

 

Sevemem be güzelcim seni...çok geç artık...hangi kireç çözücü çözer bu yüreğin pasını? Işığa koşup da ölen sinekler gibi öyle bir bulanmışım ki ihanetlere ancak zehir paklar bu aşk yoksunu haini...

 

İnce hastalıkların modası geçeli çok oldu. Köhnemiş aşk sandallarında ciğerlerimi tüketecek sevda mikroplarını dezenfekte etmenin yollarını buldum artık. Her sonbahar yeniden ölür, her bahar yeniden dirilirim. Sebep lazım şiir yazmaya, yoksa nerede kaldı benim şairliğim? ? ?

 

Tutamam artık hayatın ucundan. Yakalayamam aşk denen illetin dinginliğini... kaçan trenlerin ardından bakmak üzmez artık beni...

 

Kabul et

 

“sevmek için erken

kaybetmek için çok geç

beni affet”

 

yâr ol, yâren ol, aşk ol, liman ol. Bak gözlerimin içine. ağlat beni. Belki yeniden sevebilirim o zaman. Nezleli burun çekişlerimin ardına sakladığım matemlerimi silebilirim. Say ki yaşanmamış aşklar efsanesinin baş kahramanıyım. Sana düşen atın atlayıp uzaklara aşk ateşini bulmaya giden şövalyenin rolüdür. Çağırma boşuna gelemem. Yorgunluklarımı sana söyleyemem...

 

Birileri çekiştiriyor yine eteğimden. Rüzgarlarda savuracak saçlarım hiç olmadı benim. Yüzüm kuru ayazlarda yangın, yüreğim neye olduğunu çok iyi bilerek kırgın ve kızgın... Bir aşktan daha yenik çıkacak kadar vaktim yok. Beni çağırıyorlar hiç durmadan. Gelemem diyorum, olmaz diyorlar; bitiremedim daha işlerimi diyorum, bitmez bu dünyanın işleri diyorlar; daha yaşanacak çok aşklarım var benim diyorum, yaşadıklarının ne hayrını gördün diyorlar... bu son diyorum bu son, beklemiyorlar...

Gitmeliyim. Biraz sakinleşmeli, daha sağlıklı düşünmeli, hatta varsa eğer bunu bilen birilerinden sevmeyi öğrenmeliyim. Kal demeni bekleyemem güzelcim, gittiğimden bile haberin yok ki... cismim yine burada... ben yine cıvıltılarımla ortalığı şenlendiriyorum. Kırık kanadım her geçen gün iyileşiyor... ya sen? Sen ne alemdesin? ? ?

 

kaçan son trendir bu...

 

elveda aşklarım

elveda sancılarım

elveda ihanetlerim

elveda hıyanetliklerim

elveda gençliğim

elveda...

 

ı ıh... bu cümleler fazla arabesk oldu. Şöyle daha tumturaklı bir ifade bulmalı, daha karışık cümleler kurmalıyım ki insanlar benim bir türlü ne dediğimi anlayamasınlar... oysa giden de benim kalan da. Cümleler arabesk ya da kafa karıştıran cinsten ne fark eder... ben gidiyorum ya...

 

 

Al beni koynuna anne. Kokunu hatırlat bana. Nasıl kadın olunur, nasıl anne olunur, anlat... anlat hele babamla önce evlenip sonra ona nasıl aşık olduğunu... anne izin ver yine senin küçük sarı kızın olayım. Anne tut ellerimi...

 

anne ağlamak istiyorum, beceremiyorum. Bir tokat at yüzüme gözümden yaş fışkırtanından. Ağlamam gerek anne... gözlerim Karadeniz’den Akdeniz’e dopdolu, cümle denizlerin tuzu basılmış gönül yâreme. Tut ellerimden anne, düşüyorum. Ağlamak istiyorum...

 

...soğuk çıktı yine...

...Üşüyorum...

...Ay parlıyor...

...bu ne zemheridir bre...

...dansetmek istiyorum...

...Ay ışığında benimle dans eder misin?

...Edemezsiiiin........... adamın aklını alırım...

 

“ay karanlık, gece, vurdular beni

yarin çevresine sardılar beni”...

Gönderi tarihi:

*GÖNDERME...

 

-Buzlu bir rakı ziya-fet'inde,

aldı aklımı başımdan kurnaz'da..

Şimdi şöyle bir içimi izhar etsem

diyorum...

 

 

NİRAN!

Ba'd-ı Rev' Galeyan!

 

Aydınlık-ta olsa zaman,

Zemherir'de (Bre..Aman!)

nasıl Raks'etsin

İnsan!

 

"..öyle akkor-ki gözlerin.."

Gönderi tarihi:
Hüzzam bir şarkı adın dudaklarımda... diye başlayan fasit aşk cümleciklerine kurban etmeyeceğim seni. Adın kulaklarımda en soğuk rüzgarların iniltisini bile bastırıyor. Aşk nedir ey yâr? Ya vuslat? Ya kavuşmanın verdiği o rahatlık? Haydi artık patlayacaksa patlasın şu bomba, bu beklemeler canımı sıkıyor...

 

Seveceksen eğer insanı

Yüreğin bu kadar geniş ve

Bu kadar merhametli isen

Tut ellerimden

Sev beni

Aşkım bir ömürlük yanmalara susamışken

Tut ellerimi

Düşüyorum

 

Kendi hayatlarımızı kurtaramazken başkalarının hayatlarını kurtarmaya çalışmak bir yücelik belirtisi mi, yoksa acziyet alâmeti mi?

 

Hadi bir şarkı söyle bana. Hüzzam makamında olsun. Fasit aşk cümleciklerine ben kendimi adıyorum...

 

Aşk bir sanrı mı? Benim yüreğim konar mı öyle her çiçeğe? Ben neden her bahar aşık olamam?

 

Satamadım hüznümü firari akşamlara. Zemheri yangınlaradır isyanım...

 

Hayat üç paralık sakızlar gibi çiğneyip çiğneyip atıyor sevdaları. Tüketilmiş aşklar çöplüğü olmuş kalplerimiz. Neresinden tutsak elimizde kalıyor sevda denen illet...

 

Gerçek aşk nedir, sevmek gerekli midir, sen kimsin, ben seni neden seveyim?

 

Yakamoz arası birkaç şiir sarar mısın bana ey dürümcü? Bu akşam ölesiye açım yine aşka...

 

Köpüklü biralara inat bir bardak açık ve çok şekerli çay tadında

 

ŞEREFE! ! ! !

 

Şeref kimlerin elinde oyuncak? ? ?

 

Sevemem be güzelcim seni...çok geç artık...hangi kireç çözücü çözer bu yüreğin pasını? Işığa koşup da ölen sinekler gibi öyle bir bulanmışım ki ihanetlere ancak zehir paklar bu aşk yoksunu haini...

 

İnce hastalıkların modası geçeli çok oldu. Köhnemiş aşk sandallarında ciğerlerimi tüketecek sevda mikroplarını dezenfekte etmenin yollarını buldum artık. Her sonbahar yeniden ölür, her bahar yeniden dirilirim. Sebep lazım şiir yazmaya, yoksa nerede kaldı benim şairliğim? ? ?

 

Tutamam artık hayatın ucundan. Yakalayamam aşk denen illetin dinginliğini... kaçan trenlerin ardından bakmak üzmez artık beni...

 

Kabul et

 

“sevmek için erken

kaybetmek için çok geç

beni affet”

 

yâr ol, yâren ol, aşk ol, liman ol. Bak gözlerimin içine. ağlat beni. Belki yeniden sevebilirim o zaman. Nezleli burun çekişlerimin ardına sakladığım matemlerimi silebilirim. Say ki yaşanmamış aşklar efsanesinin baş kahramanıyım. Sana düşen atın atlayıp uzaklara aşk ateşini bulmaya giden şövalyenin rolüdür. Çağırma boşuna gelemem. Yorgunluklarımı sana söyleyemem...

 

Birileri çekiştiriyor yine eteğimden. Rüzgarlarda savuracak saçlarım hiç olmadı benim. Yüzüm kuru ayazlarda yangın, yüreğim neye olduğunu çok iyi bilerek kırgın ve kızgın... Bir aşktan daha yenik çıkacak kadar vaktim yok. Beni çağırıyorlar hiç durmadan. Gelemem diyorum, olmaz diyorlar; bitiremedim daha işlerimi diyorum, bitmez bu dünyanın işleri diyorlar; daha yaşanacak çok aşklarım var benim diyorum, yaşadıklarının ne hayrını gördün diyorlar... bu son diyorum bu son, beklemiyorlar...

Gitmeliyim. Biraz sakinleşmeli, daha sağlıklı düşünmeli, hatta varsa eğer bunu bilen birilerinden sevmeyi öğrenmeliyim. Kal demeni bekleyemem güzelcim, gittiğimden bile haberin yok ki... cismim yine burada... ben yine cıvıltılarımla ortalığı şenlendiriyorum. Kırık kanadım her geçen gün iyileşiyor... ya sen? Sen ne alemdesin? ? ?

 

kaçan son trendir bu...

 

elveda aşklarım

elveda sancılarım

elveda ihanetlerim

elveda hıyanetliklerim

elveda gençliğim

elveda...

 

ı ıh... bu cümleler fazla arabesk oldu. Şöyle daha tumturaklı bir ifade bulmalı, daha karışık cümleler kurmalıyım ki insanlar benim bir türlü ne dediğimi anlayamasınlar... oysa giden de benim kalan da. Cümleler arabesk ya da kafa karıştıran cinsten ne fark eder... ben gidiyorum ya...

 

 

Al beni koynuna anne. Kokunu hatırlat bana. Nasıl kadın olunur, nasıl anne olunur, anlat... anlat hele babamla önce evlenip sonra ona nasıl aşık olduğunu... anne izin ver yine senin küçük sarı kızın olayım. Anne tut ellerimi...

 

anne ağlamak istiyorum, beceremiyorum. Bir tokat at yüzüme gözümden yaş fışkırtanından. Ağlamam gerek anne... gözlerim Karadeniz’den Akdeniz’e dopdolu, cümle denizlerin tuzu basılmış gönül yâreme. Tut ellerimden anne, düşüyorum. Ağlamak istiyorum...

 

...soğuk çıktı yine...

...Üşüyorum...

...Ay parlıyor...

...bu ne zemheridir bre...

...dansetmek istiyorum...

...Ay ışığında benimle dans eder misin?

...Edemezsiiiin........... adamın aklını alırım...

 

“ay karanlık, gece, vurdular beni

yarin çevresine sardılar beni”...

 

çok etkiledi beni bu yazı..sağol paylaştığın için

Gönderi tarihi:

elleirne sağlık buzlu rakı

 

 

sizinde yüreğinize sağlık arkadaşım :D selam görüşmeyeli nasılsınız...iyisinizdir umarım.. -_-

Gönderi tarihi:

Bir gün ararsan beni

Anıların solmuş yapraklarında

Sebep ne olursa olsun

Düş yollara

 

 

Bekliyor olacağım s e n i...

 

Nurten Altınok

 

Gönderi tarihi:

*GÖNDERME...

 

-Buzlu bir rakı ziya-fet'inde,

aldı aklımı başımdan kurnaz'da..

Şimdi şöyle bir içimi izhar etsem

diyorum...

NİRAN!

Ba'd-ı Rev' Galeyan!

 

Aydınlık-ta olsa zaman,

Zemherir'de (Bre..Aman!)

nasıl Raks'etsin

İnsan!

 

"..öyle akkor-ki gözlerin.."

 

adın bir siyanür dudaklarımda,

söylememeliyim

biliyorum.

yavaş yavaş sızarken damarlarıma

daha birkez bile öpmeden seni

ölmek istemiyorum.....

  • 1 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

Neden bu yıkkınlık?

Oysa sabrını dağlara tırnaklarınla kazımıştın sen

Burada geceler çok soğuk sensiz...sensiz hep üşüdüm ben..

Oysa ben yanıyorum diyordun..öyle diyormuş tuttuğun yıldız falları..

Öfkeli kan rüzgarları titretiyor tenimi

Ben şaşkın, tükenmiş, perişan haykırıyorum hala..

Gözlerini, sevdanı, öfkeni yazıyorum

Utansın gökyüzü, utansın yıldızlar, utansın insanlık

Boyun büken ağaçlar, açmayan çiçekler

Korkaklar utansın...ben utanmıyorum...

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:
adın bir siyanür dudaklarımda,

söylememeliyim

biliyorum.

yavaş yavaş sızarken damarlarıma

daha birkez bile öpmeden seni

ölmek istemiyorum.....

 

 

aşkın acısını anlat deseler heralde bu mısralar yeterdi anlatmaya :clover:

Gönderi tarihi:

bırak açmasın çiçekler

gelmesin bahar

sen türkülerini söyle

ne çıkar

doğmasın güneş

bırak gitsin gidecekse böyle

hüzünleri yak

sevmene bak... :clover:

Gönderi tarihi:

her yarım esirgenmiş bir günahı tanımlarken bu akşam

ayazlarını da al, sırmalarını da dökülen yüzün

 

bende toy bir atın ilk düşüş ağrısı

ilki onca şeyin kilitli kalsın

 

söylesem

açılırdı ya kapısı susmaların

sustum

söylemek sana kaldı

 

:clover:

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Bu gemi ne zamandır burada

Çoktan boşaltmış yükünü

Gece de olmuş, rıhtım da bomboş

Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa

Arkada, güvertede

Ah, neresinden baksam sessizlik gene.

 

Yürürüm usuldan, girerim bir meyhaneye

İçerde üç beş kişi

Yalnızlık üç beş kişi

Bir kadeh rakı söylerim kendime

Bir kadeh rakı daha söylerim kendime

-Söyle be! ne zamandır burda bu gemi

-Denizin değil hüznün üstünde.

 

Belki yarın gidecek

Bir anı gelecek bir başka anının yerine.

 

İnsan bazen ağlamaz mı bakıp bakıp kendine.

  • 2 hafta sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.