Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:
Bir İnsan, Bir Anadolusever, Bir Frankfurtlu Anarşist! "Bu işin arkasında ABD var"

O Erzincanlı bir Anadolu toprağı insanı.

trk0123.jpg

12 Eylül öncesinde çocukluğunu, gençliğini “adam gibi” yaşayamayan ve deyim yerinde ise o dönemler gülmeye hasret ve belki de gülmeyi her nedense ayıp saymış, devrimciliğe, erkekliğe sığdıramamış bir kuşağın çocuğu.

 

 

Adı Ali Ekber Koç. 31 yıldır Almanya’da yaşıyor. Siyasi rüzgarların, Anadolu’nun bir yerinden Avrupa’nın göbeğine savrulmuş ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan sayısız insandan biri.

Ekmek parasını Alman Posta İdaresi’nde dağıtım yaparak ve devletin yardımına tenüzzel etmeden çıkaran ve bundan da onur duyan Ali Ekber Koç, Türkiye’de bir dönemler, siyasi bir mücadele tünelinden geçmiş bir isim. Yani devrimci mücadelenin değirmeninde öğütülmüş bir isim.

 

 

“Devrim yapalım dedik ama devrimi de elimize yüzümüze bulaştırdık” diyor hafif gülümseyerek.

“Hepimiz bir şekilde törpülendik zaman içinde” diye ekliyor. Yaşamın gerçekleriyle yüz yüze kalınca, ev aile yaşamı çocuklar derken, hayata başka şekilde bakmasını da öğrenmeyi bilmiş.

Türkiye sevgisi tam 31 yıl önce kabarmış onda. Ayağı yaban toprağına bir yabancı gibi basınca anlamış memleket nedir? Yurt sevgisi nasıl bir şeydir?” diye.

Yabanda “öteki” olma duygusunu tadınca, Türkiye’yi hep özleyerek büyütmüş gönlünde.

O Anadolu’ya özgü beyefendi ve olduğu gibi, “özü neyse o” türü bir delikanlı. Saygılı, ağırbaşlı ve yardımsever. Ama haksızlığa karşı durmasını da çok iyi bilen bir isim. Bunu gerektiğinde yazdığı şiirlere yansıtıyor, bazen de içinde hep sıcak tuttuğu çocuksu bir anarşist ruhuna.

 

 

İşgalci Adam ve İşgalci ABD

 

ABD’yi hiç sevmemiş hayatı boyu. Hep kafa takmış. Hiç güvenmemiş. “Emperyalist emelleri olan bir süper güç bunlar” diyor. Çünkü bu süper gücün dünya uluslarına zulüm ettiğine inanıyor. “ABD=Sömürü” inancı, gençlik yıllarında da aynı imiş, bugün de. ABD, bir ülkeyi mi işgal etti? Veya bir coğrafyayı mı bombaladı? Ali Ekber Koç, bunu hep yüreğinde hisseden bir isim. “Haksızlığa tahammül edemiyorum” diyor ve nerede bir “ABD ve ABD emperyalizmi”ne karşı miting varsa, yangın yerine ilk giden itfaiyeci gibi, Ali Ekber Koç en ön saflarda.

Frankfurt’taki Amerikan Hava Yolları bürosu mu işgal edilecek? Ali Ekber Koç en başta. Sonuç? Biliyor ve onun için de hiç farketmiyor. Frankfurt karakollarında birkaç günlük gözaltı ve yine gecikmeli özgürlük... Ardından mahkemeler... mahkemeler derken, günün birinde yine serbest.

 

 

Serbest ama, Ali Ekber’in “haksızlığa karşı hep uyanık tuttuğu anarşist ruhu” sadece Almanya ile sınırlı değil. Belçika, Hollanda, Fransa gibi farklı coğrafyalarda da “ABD Zulmü”ne karşı hep ön saflarda olmuş. Polisten dayak yemiş, değişik ülkelerde hep “cesur ve haktan yana duruşu” ile zaman zaman gözaltına da alınmış. Yani dosyası oldukça kabarık.

Ya Neonaziler? Alman aşırı sağcılarının Ali Ekber Koç ile bir zorları var. Daha açıkçası işleri zor.

Günlerden yine öylesi bir gün. Frankfurt Römer Meydanı’na toplanan yüzü aşkın neonazi, kışkırtıcı bir miting yapıyor sıkı güvenlik önlemleri altında. Barikat barikat üstüne ve yüzlerce polis bölgede kuş uçurtmuyor.

Neonaziler, izinli ancak oldukça gerilim yükledikleri bu mitingde İslamiyet ile alay ediyor bir yandan Türkler’e, yabancılara. Ali Ekber Koç bu. Durur mu? Her üçünden de alınıyor.

 

 

İşte tam öylesi bir anda kendini tutamıyor.

Türk insanı ve bu toplumun inancına karşı pankart ve sloganlara öfkeleniyor ve birkaç demir barikatı ve onca polisi aşarak, freni patlamış bir ağır yük kamyonu gibi neonazilerin arasına dalıyor. Önüne kim gelirse, kimin elinden pankart sopasını kaparsa, “Allah ne verdiyse artık...” diyor. Hem de diğer eylemcilerin şaşkın bakışları ve büyük bir panik arasında.

“Bir an kendimi tutamadım. Dayanamadım. Benim dinime, benim ülkemin insanının inancına bu denli hakaret edecek adam daha anasından doğmamıştır” diyor.

 

Postacı Adamın İçindeki Büyük Dünya

 

Sonuç, Ali Ekber Koç izinli bir gösteriye şiddet yoluyla engel olmak gibi bir suç iddiasıyla gözaltına alınıyor. Gözaltı, şartlı salıverilme, dışardan mahkeme derken Ali Ekber Koç, bir şekilde kısa sürede yine özgürlüğüne kavuşuyor.

Bu söylediklerimiz Ali Ekber Koç’un inanılmaz bir Anadolu ve insan sevgisi yüklü ve şiirlerinde sıkça öne çıkarttığı yüreğinin bir köşesinde hep beslediği “haksızlığa karşı o anarşist bir çocuğun ruhu”ndan birkaç fotoğraf.

O Frankfurtlu bir postacı. Ancak büyük bir ciddiyetle yüklendiği bu uğraşı, onun için sadece onurlu bir ekmek kapısı.

 

 

Aslında gizli bir Türk kültür sanat elçisi de O. Tek başına adeta bir bölük süvari. 1987 yılından bu yana Frankfurt başta olmak üzere, Almanya’nın birçok büyük kentinde Anadolu müziklerini Avrupa’daki Türkler’e ve Türkiye’yi tanımak isteyen Almanlar’a getirmeyi misyon edinmiş bir isim. “Baba” sanatçıların rol aldığı, kalabalık kadrolu tiyatro turneleri de, ayrı bir sevda yerinde duramayan bu insanda.

Yılda üç beş organizasyonda onun imzası var. Tek başına bir ekip. Türk kültürünü Avrupa’ya açmak deyince, gözlerinin içi gülüyor. Postacılık mesaisi biter bitmez dinlenmeden yollara koyulup, program hangi şehirde olacak ise, o bölgeyi dört bir koldan tarıyor, afişler asıyor, el ilanları dağıtıyor, dernekleri, kahveleri ziyaret edip çok önemsediği kültürel etkinliği, konseri, tiyatroyu duyuruyor.

 

 

Akıl işi değil ama, bu Ali Ekber Koç için sanki bir misyonelerlik vazifesi. İnanılmaz bir hazla ve bir gram yüksünmeden, yağmur çamur, kar ve yorgunluk dinlemeden koşturup duruyor.

Bugüne kadar gerçekleştirdiği çok sayıda kalite yüklü programdan da hep alnının akıyla çıkmış.

Kiminde de becerememiş ve elbette zarar etmiş. Sanatçı ve sanat onuru diyerek, elini cebine atmış. Masraflarına bilet satış geliri yetişmeyince, boynunu büküp, belki çocuğunun boğazından kısıp borçlarını sessizce ödemiş. Ya sanatçıların ruh hali? Hele sanatçı kaprisli biriyse...

 

 

“Sormayın” diyor. “Neler yaşıyorum bazen neler...” Program başlama vakti yaklaşmasına rağmen, ya otel odasında uyuyan veya salona zil zurna sarhoş gelen bir ikisi sadece küçük birer örnek.

Sanata ve sanatçıya saygıdan ötürü “aramızda kalsın gerisi” diyor bir ricayla.

 

 

Onu anlamaya çalıştığımız için verdiğimiz sözü tutmak düşüyor bize. Yani bazı şeyleri yazmamak.

Ali Ekber, hayatının üçte ikilik bölümünü yabanda geçirmiş bir insan. Ancak Türkiye’yi adım adım izliyor. Biraz da kaygılı. Cumhuriyet’e, Mustafa Kemal’e sözüyle gözüyle saldıranlara öylesine öfkeli.

“Bu ülke kolay kurulmadı.” diyor. 87 yıllık Cumhuriyet’i sallamaya kalkanlar olduğunu iddia ederken, yine O Ali Ekber gibi, noktayı koyuyor: “Bu işin arkasında ABD var”

 

Allah Ne Verdiyse Artık!..

 

 

Son 4 yıldır Türkiye gündemini silkeleyen gözaltı ve tutuklamalar dalgasının perde arkasında Amerika’nın gizli oyunlarının olduğunu örnekliyor. Türkiye’nin içinden buna alet olanları da anlatıyor gözlerini büyüterek. “Arada birkaç kirli işe bulaşmış birileri belki olabilir, ama...”

“Ama...” diyor ve devam ediyor.

 

 

Türkiye’de Atatürk Cumhuriyeti’ne kendini adamış insanların, aydınların, siyasetçilerin, gazetecilerin, askerlerin suçsuz yere, birkaç yıldır içeride tutulmasına, hele Türk askerine yönelik yıpratma kampanyalarına karşı öfkesini dile getiriyor. Biz her ne kadar, “İyi güzel de, bak işte. Türkiye içindeki pislikleri temizliyor güllük gülüstanlık oluyor..” desek de fayda etmiyor.

Ali Ekber Koç, oldukça da inançlı ve kararlı. Yerinde duramıyor.

 

 

Sanki, tıpkı Frankfurt’un ünlü Römer Meydanı’nda Naziler’i sanki korumak üzere kurulmuş birkaç demirden barikatı aşıp, Türkiye üzerindeki kirli bir oyuna içerden alet olanların, küçük hesaplar uğruna kalemini, vicdanını, onurunu satanların üzerine, “dörtnala Uzak Asya'dan Akdeniz'e uzanan bir kısrak başı misali hazır, kararlı ve atlayacakmış gibi... Sanki gözü hiçbirşey görmüyor;

Sanki “Allah ne verdiyse...”

Bir Frankfurtlu Anarşist!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.