Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2006 19 yıl FRANSA, İNGİLTERE, YUNANİSTAN ve TÜRKİYE Fransa’da milyonlarca işçi, öğrenci, kamu emekçisi, her kategoriden emekçiler “genel grev”deydi. Lise ve üniversite öğrencilerinin boykot, işgal ve yüzbinlerin katıldığı miting ve gösterilerle, haftalardır sürdürdüğü, toplumun öteki kesimlerinden de destek bulan eylemleri, sendikaların da katılımıyla dün, 1 günlük bir genel greve dönüşerek yeni bir aşamaya girdi. 26 yaşından küçüklerin işten atılmasını kolaylaştıran yasaya karşı girişilen ve 1 günlük genel grevle de “taçlanmış” bulunan mücadele elbette ki, sermayenin emeğin haklarına yönelttiği uluslararası saldırıya karşı girişilen mücadelenin ön cephesi, en ileri mevzisi olması bakımından da son derece önemlidir. Hükümetin bugüne kadar uzlaşma önerilerini reddetmesine işçiler ve öğrenciler genel grevle yanıt verdiler ve hükümetin bu uyarıyı dikkate almaması durumunda öğrenci örgütleri ve sendikalar, eylemlerin etkinliğinin ve kapsamının daha da genişletileceğini açıklıyorlar. Fransa Hükümeti’nin genel grevden hangi sonucu çıkaracağını da yakında göreceğiz. Öte yanda dün İngiltere’de birbuçuk milyon dolayında işçi de genel greve gitti. İngiltere’nin Yerel Belediye Emeklilik Ödeneği’ne göre çalışanların emeklilik hakkının gasp edilmesine karşı, dokuz sendika grev çağrısı yaptı. Greve yaklaşık 1,5 milyon emekçinin katılması bekleniyor. Elbette ki Fransa’da ve İngiltere’de öğrencilerin, işçilerin mücadele hattını kurdukları mevzi, “referandum için sandık koymak”tan çok ileri bir mevzidir ve burada bir kıyaslama yapmak; bu kıyaslamadan Türkiye’deki mücadeleyi “önemsiz görme” sonucu çıkarmak, hem yersiz hem de yanlıştır. Ama bugün üç ülkede de (Yunanistan’daki banka çalışanlarının grevi ile Amerika’da göçmenlerin gösterileri de aynı kategoriden eylemler olarak görülebilir) saldırının kaynağı olduğu kadar mücadelenin hedefi de ortak. Saldırının kaynağı sermaye güçlerinin işçi sınıfı ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelttikleri büyük saldırının bir parçası olmasıdır; mücadelenin hedefi de bu saldırıyı, şu ya da bu alanda ama mutlaka geri püskürtmektir. Bu yüzden de Fransa ve İngiltere’deki (Özellikle de Fransa’daki mücadelenin uluslararası bir etki uyandırması ve uluslarası planda sonuçlar doğurması kuvvetli ihtimal olduğu unutulmadan) grevler bir “nihai hamle” olmadığı gibi, referandum da ancak bugün; bu saldırıya karşı mücadele için bir dayanak olarak ele alındığı, daha ileri mevziler için bir nefes toplama olduğu ölçüde anlamlıdır. Yunanistan’da banka grevi Yunanistan’da banka emekçileri dün 24 saatlik grev yaptı. Banka Çalışanları Sendikası (OTOE); toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması ve hükümetin toplu pazarlık sisteminin yasal çerçevesinde yapmak istediği değişiklikleri protesto için eyleme geçti. Türkiye’de ise; pazartesi gününden beri AKP iktidarının sağlığı tamamen paralı hale getiren GSS yasasına karşı TTB, KESK ve DİSK’in çağrısıyla bir “referandum” yapılıyor. Kentlerin çeşitli yerlerine, işyerlerine, hastanelere... konan sandıklarda; halkın Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın çıkarılmak istenmesine karşı “hayır mesajı” vermesi bekleniyor. Ve sandık başlarında halkın bilgilendirilmesi için çıkarılacak yasaların içeriğini açıklayan bildiri, broşür vb. materyaller dağıtılıyor. Çünkü sermaye hükümetleri ve parlamentoları için işçi sınıfı ve emekçilerin haklarına yönelik saldırı; stratejik anlamı olan, bu yüzden de öyle kolayca geri adım atmayacakları yöneliştir. Onun içindir ki; emek mücadelesi cephesi de kendi stratejisini buna göre belirlemek, her adımını bir sonraki adımını güçlendirecek bir hamle olarak görmek durumundadır.
Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 19 yıl Yazar Fransız Gençliğinden Blokaj Eylemleri 06 Nisan 2006 - Fransa’nın başkenti Paris’te lise ve üniversite öğrencileri bir kez daha sokaklara çıkarak yeni istihdam yasaının geri çekilmesini istedi. Öğrenciler tren garına giden yolları kısa süreli kapattıktan sonra yürüyüşe geçti. Yaklaşık 2 bin öğrenci CPE kontratının geri çekilmesi için Saint-Lazare garı önündeki yolları kısa süreli kapattıktan sonra öğrenci sendikalarının çağrısı üzerine saat 14.30’dan itibaren yürüyüşe geçtiler. ‘’Chirac, Villepin ve Sarkozy, sizin deneme süreniz bitti’’ sloganını atan göstericiler eylemlerini rasgele sokaklara girerek devam ettirdi. Bu sabah saatlerinde de Paris’in iki büyük tren garı öğrenciler tarafından bloke edildi. Yaklaşık 50 öğrenci ilkin bir saat boyunca Doğu Garı’nı (Gare de l’Est) kapattı. Daha sonra yaklaşık 200 öğrenci Kuzey Garı’na (Gare du Nord) giderek blokaj eyleminde bulundu. Çok sayıda polisi eylem yerine gelirken, öğrenciler gardan çıkarak sokaklarda eylemlerine devam etti. Ayrıca Fransa’nın Dordogne bölgesi lise öğrencileri CPE kontratına karşı protesto eylemleri düzenlerken, bu bölgedeki Périgueux kentinde tüm liselerde öğrencilerin eylemleri nedeniyle eğitim durdu. Sarlat’ta ise 1200 öğrencinin eğitim gördüşü tek lise 300 eğrenci tarafından bloke edildi. Öte yandan Fransız işçi ve öğrenci sendikalarının iktidar partisi UMP ile görüşmeleri halen devam ediyor. Ancak hükümet kontrat konusunda henüz tavrını belirlemiş durumda değil. Sendikalar 17 Nisan’a kadar kontratın geri çekilmesi uyarısında bulundu. Kaynak: ANF
Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 19 yıl Yazar 'Şimdi Başlıyoruz' Almanya'da metalciler, patronların görüşmelere yanaşmamasına karşı uyarılarına Baden Württemberg eyaletinde de devam ediyor. Gerçekleştirilen uyarı grevlerine onbinlerce işçi katılarak IG Metall'in taleplerinin arkasında durmasını istedi. Dün eyalet çapında 28 bin metal emekçisinin katıldığı eylemlerin en güçlüleri DaimlerChrysler Sindelfingen ve Porsche Zuffenhausen'da yapıldı. İki fabrikada yapılan eylemlere toplam 17 bin 500 işçi katıldı. Sabah saat 9.00 da Porsche'de 3 bin işçi iş bırakarak toplu halde fabrika önünde yapılan mitinge katıldı. Burada işçilere hitaben coşkulu bir konuşma yapan İşçi Temsilciliği (BR) Başkanı Uwe Hück yoğun alkışlarla desteklendi. Sindelfingen Mercedes işçileri saat 10.00'da iş bırakarak üç no'lu kapıda toplandılar. Bir hafta önce aynı yerde yapılan mitinge 12 bin bu kez ise 15 bin işçi katılmıştı. Mitingde, "Şimdi başlıyoruz" sloganı durmaksızın atıldı. Ver.di Baden Württemberg Başkanı Sbylle Stamm Mercedes işçilerine 8 haftasını geride bırakan grevlerini hatırlatarak, mücadelenin birleştirilmesine dikkat çekip "Sizlerin grevi bizimde grevimizdir" dedi. Genç işçilerin coşkusu mitingde ayrı bir havanın esmesine neden oldu. İşçiler, kadınlar ve gençler coşkulu bir şekilde sendikacıların konuşmalarını dinlediler. IG Metall İkinci Başkanı Berthold Huber ise, 21.yüzyılda esnek çalışmanın daha fazla işsizlik getireceğini söyledi. İşverenlerin şu ana kadar hiçbir öneriyle gelmediklerini, böyle devam ederse Paskalya'nın ardından daha değişik eylemlere başvurmalarının kaçınılmaz olduğunu belirtti. Saat 11.00 sıralarında başlayan hafif yağmur mitingin kısa sürmesine neden oldu. Yapılan konuşmaların ardında 15 bin işçi tekrar işbaşı yapmayarak dağıldı. Ergün Lümali: (BR/Mercedes) Bizler sendikamızın gerçekçi taleplerini sonuna kadar destekleyeceğiz. Almanya'da hayat pahalılığının yanında bizlerin talebi olan yüzde 5 neden çok görülüyor. İşverenler "hep bana" diyorlar. Ayrıca Baden Württemberg de bizim üç ayrı önemli talebimiz var. Saat başı beş dakikalık mola hakkı. Kaç kişiyle kaç araba yapılır. Bu konuda bizim de düşüncemiz alınıyor. Her işçiye işveren tarafından 26.65 (tassarruf) veriliyor. İşçiler mücadele ile kazandıkları bu haklarından kesinlikle geri adım atmayacaklar. Bunu fabrikada işçilerle yaptığımız sohbetten hareketle söylüyorum. Kaynak: Evrensel Avrupa
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.