Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

GÖZLE GÖRÜNÜR TABLODAN, ACABA MEMNUN OLAN VAR MI?

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı – Arş. Yazar

 

FARKLI BİR BAKIŞ

 

[email protected]

 

Ülkemizde şu an, gözle görünür tablo, baştaki iktidar hariç, neredeyse herkesin, memnuniyetsizliğini, öyle ya da böyle, bir şekilde, ifade etmekte olduğunu, göstermektedir.

 

Ve bu gösterge de, maalesef artık bu başlığı, atma gereksinimini, haliyle haklı kılmaktadır.

 

Gelinen noktada, ülkemizin, en köklü kurumları, çok büyük bir yaşam mücadelesine, sürüklenmişlerdir.

 

Ülkemizin en büyük sivil platformları, büyük bir sinmişliğin suskunluğunu, artık gözle görünür bir netlikle, sergilemekteler.

 

Kemikleşmiş mozaiğimiz, bu güne dek, hiç olmadığı kadar, büyük bir çözülme ve kutuplaşmanın tamda içindedir.

 

Basınımızdan tutunda, en aydın insanlarımıza kadar, en bilinçli bireylerimiz bile, isteyerek ya da istemeyerek, farkındadır ya da değildir, çok büyük bir kutuplaşmanın, içine sürüklenmekte ve hatta sürüklenmiştir.

 

Belki de, bu ülke ve insanı, hiçbir zaman bu denli, paramparça olmamıştı…

 

Ekonomik açıdan durum, güncel medyada da yansıdığı üzere, hiç iç açıcı değildir.

 

Ki, birde Küresel ekonomik krize, öngörüden uzak ve tedbirsiz yakalanışımızı da, iktidarın hala bu gün bile, savunmaya devam ettiği de, göz önüne alınacak olunursa, artık gerisini de, siz düşünün.

 

Açılımlarla ilgili olar akta, açılıma konu olan hiçbir konuda, daha halla, gözle görünür bir adım, hakkıyla atılabilmiş değildir.

 

Bu konudaki, tüm belirsizliklerin de, ötesinde, ne Alevi vatandaşlarımız ve nede Kürt kökenli vatandaşlarımız bile, bu gidişattan yana ümitli değiller.

 

Avrupa Birliği’ne üyelikle ilgili süreçte de, birçok uzmanca, birbirinden farklı ortamlarda da, dile getirildiği üzere, sadece işimize gelen reformlara sarılıp, bütünü görmezden gelmek gibi, büyük bir keyfiyete, saplanıp kalınmıştır.

 

Komşularla ilişkilerin, sıfır sorun kısmına gelinecek olunursa da, evet şimdilik, sadece Arap ülkeleriyle, sıfır sorun ortamı var gibi, durmaktadır.

 

Yani, diğer birçok konuda da, olduğu gibi, bu konularda da, yarım yamalak ve izaha muhtaç bir ortam, hüküm sürmektedir.

 

Ermenistan, Azerbaycan ve İsrail’le olan ilişkiler sarmalını da, izlemeye devam ediyoruz…

 

Bu güne kadar, her iyi adımını dikkatle inceleyip, en hızlı takdiri hakkınca sunduğum iktidarımız, inşallah bir an önce, tüm bu hususları dikkate alır.

 

Zira dost acı söyler, seçimlere de sandığa da az kaldı…

 

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

 

Sanatçı - Arş. Yazar, Sinan Adıgüzel'in, Diğer Yazıları;

 

 

GÖZLE GÖRÜNÜR TABLODAN, ACABA MEMNUN OLAN VAR MI?

Gerçek Hayattan İzlenimler

DTP’nin kapatılması hiç kimse için süpriz olmadı

Dersim Katliamı

Farklı bir değerlendirme

Neleeer oluyooor böyleee...

Büyük resmi, biraz daha, farklı hissedebilmek

Küresel Ekonomik Krizin, Seyri

KKTC’ye, farklı bir bakış

Halk şiirinin, yurtdışındaki yüzü ve gurbetçi ozanlarımız

Açılımları Açarken, Gözden Kaçanlar

Sol yanımız, sancılıdır bizim

Ülkemiz de son durum

Büyük düşünen milletler, büyümeye muktedir olur

AÇILIMLARI AÇMANINDA, ARTIK VAKTİ GELMEDİ Mİ?

ÜLKEMİZ GERÇEKLİĞİNDEN, FARKLI BİR KESİT

Katsayı tartışmalarına, nasıl bir bakış açısıyla, yaklaşılmalı?

Bir dönüm nokası niteliğinde ki, Nabucco projesi ve dış siyasetimiz

Asker’e, sivil mahkemelerde, yargılama yolu açan, yeni yasa hamlesi

Gizemli taşların, bir o kadar gizemli dünyası

Kuran-ı azümşan’dan, altın öğütler

Ülkemiz gündemi ile ilgili, en kısa ve en öz, yorum

İran'nın normalleşmeye olan mesafesi, makul mü?

AB üyelik yolundaki Türkiye’nin, daha hala, tartıştıkları gündeme bakın

Yıkım üstüne yıkım yaşanırken, sosyal devlet anlayışı, kış uykusunda mı?

Dünyanın gündemi, siyahi Başbakan’dan mesajlar ve dış siyasetimiz

Dünyada olup bitenler ve biz insanoğlu

Farklı etnik kimlikte olanlar, ülkemizden kovuldu

Değinebildiklerim ve daha söylemek istediklerim

'İster terör, ister güneydoğu, ister kürt meselesi deyin, bu Türkiye'nin birinci sorunudur, halledilmesi lazımdır'

Yiğidin hakkınıda vermeli

Yeniden atağa geçen, keneler ve kırım - Kongo kanamalı ateşi

Son sürat akan, ülkemiz gündemi ve yeni kabine

Dünya ve ülkemizde, küresel ekonomik krizin seyri

Yoksa gerçekten insan insanın kurdu mudur?

Dünya gündemi ve hız kesmeyen domuz gribi

Has bahçeden derilenler

Yeni Anayasa çalışmaları ve Cumhurbaşkanlığının süresi

Ermenistan'la ilişkilerimiz ve 1 Mayıs işçi bayramı

23 Nisan, Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı

Ergenekon davası ve Ermenistan’la ilişkilerimiz

Engellilerin problemlerine, kulak tıkamayalım

ABD Başkanı Barak Obama'nın, Türkiye ziyareti

Ülkemiz gündeminde, öne çıkan gelişmeler

İşte şimdi, ülkemizin gerçek gündemine, dönmenin vaktidir

Yerel seçim sonuçlarının analizi

İşte yine bir yerel seçim ve söz hakkı milletin

Türkiye'nin, yeni dış politika, manevraları

Nevruz Bayramı

İki farklı Türkiye resmi

Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?

Yabancı atasözlerinden bir demet

İlerimi, gerimi yoksa bir ileri, iki gerimi?

ABD - Türkiye, AB - Türkiye, Bölgesel ve Küresel'de Türkiye

Acaba gerçekten, ne yapmak istediğimizin, farkındamıyız?

İslam'dan bir kesit (10)

Türkiye'de, sol ve sol'da birlik

Aslında olması gerekenler

Karamsar olmamak eldemi?

Şu olup bitenlere hak verebilmek gerçekten çok zor

Şu seçim sürecinde yaşananların, ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış

Görünen köyde, kılavuza ne hacet, efendi...

Ülkemiz gündemine farklı bir bakış

Nasrettin Hoca'nın hayatı ve düşündüren fıkraları

Dünya ve Dünya gündemine dair izlenimler

Eğitim sistemimiz ve eğitim sistemimizdeki aksaklıklar

Hala en büyük problemimiz küresel kriz

Yerel seçimlere doğru giderken...

Tüm Dünya ile birlikte ülkemizinde kaybedecek zamanı yok

Bir ülke deneme tahtasına çevrilmemelidir

Siyaset her zaman için ince ayar gerektirir

Şeyh Edebali'nin zamana yenilmeyen öğütleri

Belkide insan olmak en üstün kimliktir

İslam'dan bir Kesit (9)

Küresel dünyanın gereği küresel bakıştır

Sanat'ta sadece sanat değildir

Ergenekon yargılaması durmak, durulmak bilmiyor

Türkiye'nin dünyada ve bölgesinde ki, rolüne dair

Ülkemizede adım adım değişmesi gerekenler

Nihayet Başkan Bush, sahneyi, Barak Obama'ya bıraktı

Global ekonomik kriz ne aşamadadır?

Avrupa Birliği'ne üyelik en vazgeçilmez önceliğimiz midir?

Bir ileri iki geri, bir yönetim anlayışımız olamaz

Ergenekon çıkmazı ve kan rengi Ortadogu'ya devam

İslam'dan bir kesit (8)

Atasözleri'mizden düşündüren bir demet

Ergenekon çıkmazı ve kan rengi Orta Doğu'da son durum

Türkiye'de tarım ve hayvancılığın son durumu

Ergenekon davası aldı başını gidiyor

Ortadoğu, bu gidişle daha neler görecek

Filistin, İsrail çekişmesinden düşündüren ayrıntılar

2009 yeni yılında, dünyanın genel nabzı

İSRAİL VE FİLİSTİN'İN BİTMEK BİLMEYEN SAVAŞI

Oldukça ilginç duran, bir Türkiye resmi

Halk şiiri ve halk şiirinde başkaldırı

Küresel iklim bozuklukları ve su sorunları

İslamdan bir kesit (7)

Dünya gündemine ilişkin özet değerlendirmeler

1915 Ermeni'lerine ilişkin hız kesmeyen tartışmalar

Babaerenlerden düşündüren esintiler

Türkiye kabuğunu kırma yoluna gitmelidir

Dokuz günlük tatil ve sonrası gündem

İslamdan bir kesit

Barışsa her gün bayram, hak için canbaş kurban

Dünya gündeminde öne çıkanlar…

Evliyaların sertçesmesinden altın öğütler

Ülkemize özgü duran gündem maddeleri

Söz konusu olan seçimlerse gerisi teferuattır

İslamdan bir kesit (5)

Dünya ve ülkemiz gündeminde öne çıkanlar

Bilgelerin dilinden vecizler

Ortadoğu'dan, Irak'a ve Türkiye'den, Kuzey Irak'a

Muhalefet'te süt'ten çıkmış ak kaşık değil

24 Kasım öğretmenler günü

İslamdan bir kesit (4)

Resmi oluşturan değişkenler

2-B Arazilerine ilişkin olarak

Ne söyleyeceğini bilmiyor insan

Hayvanlar ve hayvan hakları

Dünyada ve ülkemizde son durum

İslamdan bir kesit (3)

Devlet'i yönetmek zor iştir zor

Sokak çocuklarının son durumu

Barak Obama ve etkileşimleri

Uzlaşı ve hoşgörü

Hem Mustafa, Hem Kemal, Hem de Atatürk

AB RAPORU VE NELER DEĞİŞMELİ

İslamdan bir kesit (2)

Kriz yönetimi

ABD,'den, AB.'ye ve Türkiye'den, Kıbrıs' a

Çatırdayan sağlık sistemi

Cumhuriyet Bayramı

Krizler ve öngörü

İslamdan bir kesit (1)

Ergenekon ve Türban

Nereye kadar

Yine bir kış

Makul olan

Yuh yuh

Küresel ve yöresel

Büyüteçle Bakmalı (2)

Büyüteçle Bakmalı (1)

Kadın hakları

Aslında herşey çok açık

Mertlik Bozuldu

Felaket Senaryoları

Afalayan Gündem

Tiyatro ve Yeşilçam

Bektaşi fıkraları

Ülkemiz Kanıyor

Uluslararası arenadaki duruşumuz

Toki ve inşaatları

İşte Yine Bir Bayram

Tespit

Gönderi tarihi:

BÜYÜK ÇELİŞKİ …

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı – Arş. Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

 

Günümüz Türkiye’sine, tüm önyargılardan arınmış olarak, şöyle geniş bir pencereden, adam akıllı bakacak olursanız, yaşanan büyük çelişki çıkmazlarının içinde, boğulmama imkânsızlığını, sizinde iliklerinize kadar solumamanız, imkânsız gibi duracaktır…

 

Bir yandan, demokrasinin gerçek işlerliğinden bahseden ve bu yöndeymiş gibi duran bir iktidar var, diğer taraftan, yine tüm ihlalleri de, yine direkt bu söylemi ortaya koymaya çalışırken, yine kendinin sergilemesi…

 

Bir yanda, Laik bir Türkiye ve onun en olmazsa olmaz, Yargı’sı, Ordu’su vb… varken, diğer tarafta, AB standartları ve Açılım adı altında ama aslında, tam tersi bir yöne doğru, kontrolsüz ve son sürat hızlı bir gidiş…

 

Yalnız, sakın ola, bu kurumlarımızda ki, güncelleme gecikmeleri ve bazı kurumlarda iddia edildiği üzere, hatalar ya da kusurlar ya da kusurluların olabileceği gerçeğini de, göz ardı ettiğimiz, düşünülmesin…

 

Sonra, ülkemiz de, yine kontrolsüz bir kadrolaşma ve gözle görülür bazı yolsuzlukların ya geciktirilmesi ya, ya da hasıraltı edilmeye çalışılması vb. ide, söz konusudur…

 

Bir yandan, garibi gureba ve doğmamış yetimin hakkı nağmesi ve diğer taraftan da, artık feryadına, dünyanın diğer ucundan dahi, tepkiler oluşturma noktasındaki, tekel işçilerinin çaresizliği…

 

Bu tablo karşısın da, demek ki, çözümsüzlük çözüm politikasına doğru da, iktidarımız yönelmeye başladı, ya, ya da hemen, hemen her yerde boy salmış olan, olağandışı kutuplaşma, garibi gureba ve doğmamış yetimi de, kapsamaya başladı diye de, düşünmemek maalesef elde değil…

 

Bunların yanı sıra, bu iktidar döneminde izlenen, Dış politikada da, tutarlı ve istikrarlı bir bütünlükten bahsedebilmekte, maalesef mümkün değildir…

 

Sonuç olarak, şu anki iktidarın artılarla başladığı yolculuğu, gelinen noktada, yeni bir güven tazeleme (seçim) mecburiyetine doğru, yol almaya devam etmektedir.

 

Hadi hayırlısı…

 

02/03/2010 - 13:28

Gönderi tarihi:

AL BİRİNİ, VUR BİRİNE

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı – Arş. Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

[email protected]

 

Her zamanki gibi deyim yerindeyse, ülkemiz gündemi allak bulak, herşey arap saçına dönmüş bir vaziyetedir.

 

Aslında çözümünü, aklıbaşında sıradan bireylerin dahi, rahatlıkla bilebileceği cinsten sorunlar, niye bu kadar çözümsüzlüğe doğru itilir, maalesef bir türlü anlaşılamamaktadır.

 

Hemen hemen hepsi eğitimli, koca koca adamlar, neden böyle memeleket meselesi herşeyi, bunca anlamsız bir ısrarla, sürekli kavga konusu yaparlar, gerçekten anlamak olanaksız gibidir.

 

Memleketi ve bizi yöneten, iktidarından muhalefetine tüm büyüklerimizin, bu kadar birbirine yabancı, bunca uzlaşıdan bihaber ve kavgacı duruşlarını ve tutumlarını, anlayabilmek, gerçekten oldukça zor...

 

Ne diyelim, Allah ülkemiz insanına sabır ve dayanma gücü versin...

 

Bakıyorsunuz konular, yıllardır konuşulan, en bilindik başlıklara sahip kronik meseleler, neden tartışmalara, sürtüşmelere ve anlamsız kavgalara harcayacağınız zamanı, bu kronikleşen problemlerin çözümü yönünde, kullanmazsınız.

 

Ülkemizde açılımı gerektiren, kronikleşmiş meseleler varsa, neden el ele çözmez ve neden bu ülkeye ortak uzlaşı ile layığı olduğu en tarafsız ve doğru metni, sunmazsınız.

 

Bu ülkede, analar ağlıyorsa, ağlayan tüm analar, hepimizin anası bacısı vb. değilmi, nasıl böyle bir tablo görmezden gelinir.

 

Özgürlüklerin ve eğitim düzeyinin yükselmesi, insanımıza çokmu, bunu, nasıl böyle yürekli ve mert bir topluma, çok görürsünüz.

 

Dokunulmazlıkları yıllardır, bunca konuşulduğu halde, neden bir türlü kaldırmazsınız, temiz ve şeffaf bir siyaset, bu kadarmı zor, bu kadar mı rahatsız edici duruyor.

 

Yıllardır tekrar edip duran ve gerek ülkemiz ve gereksede insanımız için, bir kara leke oluşturan, tüm faili meçhuller vb. neden hakkıyla aydınlatılmaz.

 

Neden, ülkemizdeki her organ, hakkıyla kendi işine odaklanmaz ve neden en anayasal organlar, bu gün saygınlığına gölge düşürebilecek tablolara, sürüklenmeye çalışılır.

 

Yine laiklikle, dini yada cami ile kışlayı, bunca kavgalı göstermek, kime ne fayda sağlar.

 

Yine tüm vatandaşlarımızı, hiç bir ayrım gözetmeden ve ne iç ve nede dış tehdit olarak algılamadan, tarafsız ve her anlamda gerçekten eşit bireyler olarak almak, bu kadar mı zor.

 

 

Cumhurbaşkanlığı süresi ve yeni anayasa konusunu, okuyucularım bilir, önceki yazılarıda ele almıştım.

 

 

Yine tekrar etmekte fayda varmıdır bilinmez, yani say say hep aynı bilindik meseleler işte...

 

Hiç kimse kusura bakmasın, bu günki tabloların çözümsüzlüğünde, iktidarından, muhalefetine tüm yönetenlerimizin, hiçte azımsanmayacak payı var, onun için hiç kimse, boşu boşuna masumu oynamasın...

 

Hadi hayırlısı...

 

09/04/2010 - 12:47

Gönderi tarihi:

YAZIK BU ÜLKEYE, BUNCASI REVAMI

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı – Arş. Yazar

 

FARKLI BİR BAKIŞ

 

[email protected]

 

Ta başından, birleştirici paydalardan, ne kadar da uzak düştüğümüzün altını, kalın bir çizgiyle çizmek isterim.

 

Asıl hedefi, her anlamda çağdaş uygarlık düzeyinin üstü olan bir ülke ve insanının, bunca geri gitme hevesinde, diretmesini,bir türlü, anlamak mümkün değildir.

 

İnsanımızı da suçluyorum çünkü, Cumhuriyetimiz ve Demokrasi yaşanan herşeye hükmetme yetkisini, yine onların oylarıyla belirlemektedir…

 

Gelişmiş medeniyet ve o medeniyetin mensubu insanlar, her anlamda, daima geleceği ve illerlemeyi kendine baz alıken, bizim insanımız da, şu güzelim ülkede, habire, biribirinin farklılıklarını irdeleyip, ayrılıklar ve ayrışmalarla, tarihi çatışmalara yürümeyi yeğlemektedir.

 

Halbuki, gün be gün küreseleşmeye devam eden dünyanın, gelişmiş birçok ülkesinde, deyim yerindeyse, yetmiş üç buçuk millet, bir arada yaşam anlayışı oluşturmuş ve halen de oluşturmaya, devam etmektedir.

 

Mustafa Kemal gibi, her anlamda dirayetli liderlerin, çıkıp yönettiği bir ülkede, şimdiki yönetenlerin basiretsizliği, oldukça düşündürücüdür.

 

Nice sanatçı’nın, yazar’ın ve her anlamda büyük ustaların, yetişip dünyaya boy saldığı bir coğrafyada, hala insanlarımızın, bu kadar içine kapalı ve gelişimden uzak duruşunuda, anlamak imkansız gibidir.

 

Daha da vehimi, hani doğanın ta ilk ilkelik yıllarından bu güne dek, insanlığın kullandığı, taklit etme vasfından bile, hakkıyla faydalanamamışız. Zira, faydalanıyor olabilseydik, bu gün sırf o güdüyle yapacağımız davranışlarla bile, şimdiye dek ülkemizi, AB’ye üye yapmamız, kaçınılmaz olurdu…

 

İşte tüm bu nedenler ve daha saymadığımız aynı tarzda nedenlerden ötürü, ülkemiz insanı paramparça, gençliğimiz gelecekten umutsuz ve ülkemizin işçisi, emekçisi de,hala onurlu bir yaşam özlemi kaygısına gebedir…

 

Ne diyelim, hadi hayırlısı…

 

10/05/2010 – 21:02

Gönderi tarihi:

CUMHURİYET HALK PARTİSİ VE BÜYÜK DÖNÜŞÜM

 

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı – Arş. Yazar

 

FARKLI BİR BAKIŞ

 

[email protected]

 

[email protected]

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi’nde, kaset skandalıyla başlayıp, yeni kurultaydaki büyük değişim ve hareketliliğe kadar olan süreci, uzunca bir süre, sadece geriden izlemekle, yetindik.

 

Zira kaset skandalıyla birlikte, her an farklı yeni, yeni hamlelerle, yeni bilinmezliklere doğru, ucu açık bir tünele sürüklenilmişti.

 

Neyse, sadede gelecek olursak, CHP’nin eski Genel Başkanı, Sayın Deniz Baykal ile ilgili olarak, ortaya çıkmış olan seks kaseti, herkesi, olağan üstü bir şaşkınlığa sürüklemiştir.

 

Bu uygunsuz kasetle ilgili olarak, herkes gibi bizde, net sonucu merakla bekliyoruz. Zira bu ayıp, her ne şekilde cereyan etmiş olursa olsun, bir ülkemiz ayıbı olarak, tarihteki yerini almıştır.

 

Hem bu olayın tamamıyla aydınlatılması, ileri de bu tarz yeni oyunların, sahnelenmesi ihtimalini de, ortadan kaldırabilecektir.

 

Eski CHP Lideri, Sayın Deniz Baykal’ı, birçok konuda, zaman, zaman ben de eleştirmiş olmakla birlikte, Ülkemiz siyesetine ve menfaatine verdiği, büyük hizmetleri, yok saymakta, sanırım büyük bir haksızlık, olacaktır.

 

Dolayısıyla, Sayın Baykal’ın partinin ve gençlerin önünü, hem de çokça uzun bir zaman önce açması, herkeste oluşmuş büyük bir beklentiydi.

 

Ama açıkçası, Sayın Baykal’ın, kaset skandalıyla, siyaset sahnesinden çekilmesi, biraz buruk ve üzücü durmuşken, CHP’nin geleceği açısından da, hiç fena olmamıştır demek, sanırım yerinde olur.

 

Bu kaset skandalı, Sayın Baykal’ın istifası ve CHP kurultayına kadar geçen süreci, azıcık resmedecek olursak,

 

* CHP’de, aslında ne cevherlerin, geri planda kalıp, susmayı tercih ettiklerini, şimdi, daha iyi fark ettik.

 

* Deyim yerindeyse, bir kısım ağaların, CHP’de, büyük bir saltanat sürdürdüğünü, daha net öğrenmiş olduk.

 

* Ve yapıcı olmak gerekirse, sonuç olarak, sağduyunun hâkim oluşu ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin Genel Başkanlık Koltuğuna oturması, oldukça iyi olmuştur.

 

CHP’nin, Yeni Genel Başkanı, Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nun, Kurultay öncesi, Kurultay da ve Genel Başkanlık Koltuğuna oturduktan sonra ki, söylemleri, oldukça heyecan vericiydi.

 

Özellikle temkinli duruşu ve yüklendiği sorumluluğun farkında olduğunu belirtmesi de, oldukça olumludur.

 

Hele de, Mustafa Kemal’in, İsmet İnönü’nün, Bülent Ecevit ve Sayın Deniz Baykal’ın koltuğuna oturuyorum demesi de, samimi heyecanının özünü ele vermekteydi.

 

Umarız zamanla, CHP’de ki, deyim yerindeyse ağaların, ayak oyunlarına gelmeden ve engellenmeden, söylemleri doğrultusunda, gerekli ve yeterli performansı, ortaya kayabilir.

 

CHP’nin, Çiçeği burnunda, Genel Başkanı, Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nu, yüklendiği ağır sorumluluktan ötürü, bizde tebrik ediyoruz.

 

Yeni CHP’den ve CHP’nin, Yeni Genel Başkanı, Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’ndan beklenen;

 

* Öncelikle, CHP’yi, her kesin partisi yapabilmesidir.

 

* Küskünler vb. Partiye, yeniden kazandırılmalıdır.

 

* Sonra CHP, her açıdan gerekli güncellemelere tabi tutularak, zamana uyarlanmalı, özellikle bayanlara ve gençlere yol açılmalı ve bunun sürekliliğini, sağlayıcı adımlar atılmalıdır.

 

* CHP, Sol bir parti olarak, Sendikalarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla, daha iç içe olmalı ve halkla ve yine özelliklede, yoksullarla, ezilenlerle vb. yeniden kucaklaşmalıdır.

 

* Sanatçılara, Yazarlara, Akademik çevrelere ve akil seslere, gerekli ve yeterli oranda, kulak verilmelidir.

 

* Parti ve partililer her anlamda ve her alanda, değişen dünyaya göre koşullandırılabilinmelidir.

 

* Halkla kucaklaş ılırken, ülkeye değer katan tüm kesimler de, yeterli oranda ve yerinde, zamanında görülebilmelidir.

 

* Etnik ve dini açıdan, açılımlar diye de atfedilen meseleler de, birbirinden farklı açılardan görebilmeli ve çözümlerine dair de, daha akılcı politikalar, ortaya konabilmelidir.

 

* AB’ye üyelik ve Küresel Dünya da, Türkiye’nin rolü de, çalışılması gereken, çok önemli konulardır, vesselam…

 

24/05/2010 – 13:17

Gönderi tarihi:

DIŞ SİYASETİMİZ, İSRAİL - FİLİSTİN ÇIKMAZI VE GEMİ BASKINI

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı - arş. Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

[email protected]

 

 

Öncelikle, İskenderun Deniz Üssü’nde, şehit olan askerlerimize ve İsrail saldırısın da, ölen yurttaşlarımıza, Allah’tan rahmet dilerim.

 

Şu, son gemi baskını ile başlamış olan büyük kriz, yeniden dış siyasetimizin ve bu son krizin geniş çaplı tartışılmasına, zemin oluşturmuştur.

 

Yine bu son konular da da, birçok şey yazılıp çizildi. Ve yine maalesef genelde tek yönlü gözlüklerden ve yine bir, her ağzı olan konuşuyor tablosu daha…

 

Dilerseniz bizde bu konuyu, daha farklı bir bakışla ve daha çok, eksikleri de, toparlayıcı bir payda da işlemeye çalışalım.

 

Ülkemizin, AKP iktidarı dönemi boyunca, izledikleri dış siyaseti, zaman, zaman, iyimser ve yapıcı bir duruş görüntüsü verdiğinden, olumlu bulduğum olmuştur.

 

Özellikle de ülkemizin, dış siyasette, gerek bölgesel ve gerekse de, küresel boyutta, daha da aktif yönde, renk vermekte olması, olumluydu.

 

Ama yine, ta başından van munit’lı sürece ve oradan da Gazze’ye yardım götüren gemiye, İsrail’in yaptığı saldırı ve sonrası tablo, uzun soluklu dış siyaset izlenimlerimizdeki, temkinli duruşumuzun haklılığını, maalesef bir daha, ortaya çıkarmıştır.

 

Zira ülkemizin, şu son zamanlar da ki dış siyasetini, eski raylara, zamansız yerleştirilen, hızlı tren faciası ile istemeyerek benzetmekten, kendimi bir türlü alamıyorum. Hatırlayacağınız gibi, o faciada da, yine kaybeden, bazı vatandaşlarımız olmuştu…

 

Evet, Ortadoğu’nun bağrındaki, İsrail – Filistin savaşı, dünya ve bölge barışı açısından, hala, en olumsuz rengi vermeye devam etmektedir. Yine altını çizmeden geçmek olmaz, İsrail’in bu savaşta, birçok zaman hukuksuz duruşu da, yine tüm dünyanın malumudur.

 

Ama ülkemizin de, tüm Ortadoğu’ya, aynı tarafsızlık ilkesi ile yaklaşması, daha doğru durmaz mıydı? Zira dış siyaset, duygusal davranmayı kaldıramaz.

 

Ülkemiz dış siyasetinin, özellikle Ortadoğu penceresinin, yaşanan şu son krizlerle birlikte, bir daha, ciddi, ciddi masaya yatırılması gerektiği, açıkça ortadadır.

 

Dolayısıyla, yine gelinen son nokta da, ülkemizin her açıdan daha dengeli, daha gerçekçi, daha tutarlı ve uzun vadeli bir dış siyasete, ihtiyacının olduğu, tartışma götürmez bir gerçeklik olarak, ortaya çıkmıştır...

 

Nihayetinde toparlayacak olursak;

 

Şu son yaşananlar, İsrail – Filistin savaşına (Ortadoğu’ya) yönelik duruşumuzun, eksik ya da yanlış olduğunu, açıkça ortaya koymuştur. Zir bu güne kadar, bu konuda yapılmış olan hamlelerin, bu gün ki krizi beraberinde getirdiği, göz ardı edilemez.

 

Yaşanan bu son krizde, kısa vadeli tablodan çok, uzun vadeli tablonun gerçekliğinde, ülkemizin kaybetmiş olduğunu, iyi okumak gerekmektedir.

 

Yine bu krizde, alınması gereken önlemlerin eksikliği ya da yanlışlığı, göz ardı edilemez ve gerçekten de, ülkemizin onuru kırılmıştır. Bu kırılan onurunda, mutlaka ama mutlaka, onarılması gerekmektedir.

 

Ve yine şu son noktadan hareketle, gün birlik ve beraberlik günüdür.

 

Kendini, uluslar arası hukukun üzerinde gören İsrail’i, işlediği insanlık suçundan ötürü, kınıyoruz. Ve bu konuya ilişkin, TBMM’deki tüm ortak bildirilerin altına da, imzamızı atıyoruz.

 

Hayatını kaybetmiş vatandaşlarımızın kanı yerde kalmamalı en azından bundan sonra iyi bir diplomasiyle, İsrail’e gerekli ders verilmelidir. Bu konu, uluslar arası bir komisyon tarafından, bir an önce soruşturulup, sonuçlandırılmalıdır.

 

Bu arada bitirirken, ülkemiz vatandaşlarının, bu ve bu gibi işlerden, oy uman kesimleri iyi okumalarını ve sağduyulu olmalarını, umuyoruz.

 

Hadi hayırlısı…

 

 

03/06/2010 - 16:05

Gönderi tarihi:

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ'İN SEYRİ, AB VE TÜRKİYE CEPHESİ

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı - Arş. Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

[email protected]

 

 

Küresel ekonomik kriz, tüm dünya da ve ülkemizde en ağırlıklı gündem maddesi olmayı ve öyle de kalmayı, çok olağan bir şekilde devam ettirmektedir.

 

Olağan diyorum zira, küresel ekonomik krizin, çok uzun soluklu bazı olumsuzlukların devamı neticesinde ve yine çok uzun soluklu bir süreçten sonra, bu gün ki, kaçınılmazı oluşturduğunu, gözardı etmemek gerekmektedir.

 

Yani, çok uzun soluklu olumsuzlukların bir neticesi olan, günümüz küresel ekonomik krizinin, yine çok uzun metrajlı ve yine bir o kadar da, doğru çözüm parametreleri ile ancak teskin olabileceği, mutlaka gözönünde bulundurulmalıdır.

 

Bu uzun soluklu, iyileşme (ki oluşturulabilinirse) süreci boyunca, maalesef üzülerek söylüyorum, tüm insanlık, bu sinsi krizin gölgesinde ve sürekli tedbirli bir yaşam algı ve anlayışına, bir şekilde kendini, adapte etmek zorundadır.

 

Zira, bunun ötesindeki her yaklaşım, iyimserlik havası yayan, büyük bir hayalcilikten öteye, geçmeyecektir.

 

Yaşanmış 2. Dünya savaşından bu güne, ilk kez bu kadar çaresiz büyüklükte olan bu kriz, uzun vade de, belkide, tarihte, şimdiden oluşabilecek, tüm büyük çaplı değişimlerin, büyük ve gizli kahramanı olma olasılığını, elinde bulundurmaktadır.

 

Zira, başta, ABD ve AB ülkeleri olmak üzere, tüm dünya ülkelerindeki, gizli ya yada açık tüm çatırdama ve endişeler, yukarıdaki izlenimlerimiz yönünde, renk vermektedir.

 

Başta, ABD ve AB ülkeleri vb. dedik çünkü, bu büyük küresel tusunaminin, bu boyutlara ulaşmasında, saydığımız, saymadığımız tüm bu büyük ekonomilerin, bu sürece inanılmaz girdi sundukları, inkar edilemez bir gerçeklik olarak, yerini korumaya devam etmektedir.

 

Ülkemiz de, diğer tüm dünya ülkeleri ile birlikte, maalesef aynı problemli dünya evinin içerisinde, yer almaktadır.

 

Ülkemiz, tüm öngörüden yoksun ve birazda kafadan savma, ekonomi politikalarınada ki tutumuna rağmen, dünyanın genel seyrinde, hala dirençli bir görüntü vermektedir.

 

Ama unutulmamalıdır ki, bu da hep böyle gitmeyebilir. Dolayısıyla bu büyük cendere, çok dikkatli olmayı, zaruri kımaktadır.

 

Ne diyelim, hadi hayırlısı...

 

12/06/2010 - 09:18

 

==========================================================

==========================================================

 

Sanatçı ve Yazar, Sinan Adıgüzel'in, Diğer yazıları;

 

Küresel ekonomik kriz’in seyri, AB ve Türkiye cephesi

Dış siyasetimiz, İsrail – Filistin çıkmazı ve gemi baskını

Cumhuriyet Halk Partisi ve büyük dönüşüm

Yazık Bu Ülkeye, Buncası Revamı

Al Birini, Vur Birine

Büyük Çelişki…

Gerçek Hayattan İzlenimler

DTP’nin kapatılması hiç kimse için süpriz olmadı

Dersim Katliamı

Farklı bir değerlendirme

Neleeer oluyooor böyleee...

Büyük resmi, biraz daha, farklı hissedebilmek

Küresel Ekonomik Krizin, Seyri

KKTC’ye, farklı bir bakış

Halk şiirinin, yurtdışındaki yüzü ve gurbetçi ozanlarımız

Açılımları Açarken, Gözden Kaçanlar

Sol yanımız, sancılıdır bizim

Ülkemiz de son durum

Büyük düşünen milletler, büyümeye muktedir olur

AÇILIMLARI AÇMANINDA, ARTIK VAKTİ GELMEDİ Mİ?

ÜLKEMİZ GERÇEKLİĞİNDEN, FARKLI BİR KESİT

Katsayı tartışmalarına, nasıl bir bakış açısıyla, yaklaşılmalı?

Bir dönüm nokası niteliğinde ki, Nabucco projesi ve dış siyasetimiz

Asker’e, sivil mahkemelerde, yargılama yolu açan, yeni yasa hamlesi

Gizemli taşların, bir o kadar gizemli dünyası

Kuran-ı azümşan’dan, altın öğütler

Ülkemiz gündemi ile ilgili, en kısa ve en öz, yorum

İran'nın normalleşmeye olan mesafesi, makul mü?

AB üyelik yolundaki Türkiye’nin, daha hala, tartıştıkları gündeme bakın

Yıkım üstüne yıkım yaşanırken, sosyal devlet anlayışı, kış uykusunda mı?

Dünyanın gündemi, siyahi Başbakan’dan mesajlar ve dış siyasetimiz

Dünyada olup bitenler ve biz insanoğlu

Farklı etnik kimlikte olanlar, ülkemizden kovuldu

Değinebildiklerim ve daha söylemek istediklerim

'İster terör, ister güneydoğu, ister kürt meselesi deyin, bu Türkiye'nin birinci sorunudur, halledilmesi lazımdır'

Yiğidin hakkınıda vermeli

Yeniden atağa geçen, keneler ve kırım - Kongo kanamalı ateşi

Son sürat akan, ülkemiz gündemi ve yeni kabine

Dünya ve ülkemizde, küresel ekonomik krizin seyri

Yoksa gerçekten insan insanın kurdu mudur?

Dünya gündemi ve hız kesmeyen domuz gribi

Has bahçeden derilenler

Yeni Anayasa çalışmaları ve Cumhurbaşkanlığının süresi

Ermenistan'la ilişkilerimiz ve 1 Mayıs işçi bayramı

23 Nisan, Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı

Ergenekon davası ve Ermenistan’la ilişkilerimiz

Engellilerin problemlerine, kulak tıkamayalım

ABD Başkanı Barak Obama'nın, Türkiye ziyareti

Ülkemiz gündeminde, öne çıkan gelişmeler

İşte şimdi, ülkemizin gerçek gündemine, dönmenin vaktidir

Yerel seçim sonuçlarının analizi

İşte yine bir yerel seçim ve söz hakkı milletin

Türkiye'nin, yeni dış politika, manevraları

Nevruz Bayramı

İki farklı Türkiye resmi

Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?

Yabancı atasözlerinden bir demet

İlerimi, gerimi yoksa bir ileri, iki gerimi?

ABD - Türkiye, AB - Türkiye, Bölgesel ve Küresel'de Türkiye

Acaba gerçekten, ne yapmak istediğimizin, farkındamıyız?

İslam'dan bir kesit (10)

Türkiye'de, sol ve sol'da birlik

Aslında olması gerekenler

Karamsar olmamak eldemi?

Şu olup bitenlere hak verebilmek gerçekten çok zor

Şu seçim sürecinde yaşananların, ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış

Görünen köyde, kılavuza ne hacet, efendi...

Ülkemiz gündemine farklı bir bakış

Nasrettin Hoca'nın hayatı ve düşündüren fıkraları

Dünya ve Dünya gündemine dair izlenimler

Eğitim sistemimiz ve eğitim sistemimizdeki aksaklıklar

Hala en büyük problemimiz küresel kriz

Yerel seçimlere doğru giderken...

Tüm Dünya ile birlikte ülkemizinde kaybedecek zamanı yok

Bir ülke deneme tahtasına çevrilmemelidir

Siyaset her zaman için ince ayar gerektirir

Şeyh Edebali'nin zamana yenilmeyen öğütleri

Belkide insan olmak en üstün kimliktir

İslam'dan bir Kesit (9)

Küresel dünyanın gereği küresel bakıştır

Sanat'ta sadece sanat değildir

Ergenekon yargılaması durmak, durulmak bilmiyor

Türkiye'nin dünyada ve bölgesinde ki, rolüne dair

Ülkemizede adım adım değişmesi gerekenler

Nihayet Başkan Bush, sahneyi, Barak Obama'ya bıraktı

Global ekonomik kriz ne aşamadadır?

Avrupa Birliği'ne üyelik en vazgeçilmez önceliğimiz midir?

Bir ileri iki geri, bir yönetim anlayışımız olamaz

Ergenekon çıkmazı ve kan rengi Ortadogu'ya devam

İslam'dan bir kesit (8)

Atasözleri'mizden düşündüren bir demet

Ergenekon çıkmazı ve kan rengi Orta Doğu'da son durum

Türkiye'de tarım ve hayvancılığın son durumu

Ergenekon davası aldı başını gidiyor

Ortadoğu, bu gidişle daha neler görecek

Filistin, İsrail çekişmesinden düşündüren ayrıntılar

2009 yeni yılında, dünyanın genel nabzı

İSRAİL VE FİLİSTİN'İN BİTMEK BİLMEYEN SAVAŞI

Oldukça ilginç duran, bir Türkiye resmi

Halk şiiri ve halk şiirinde başkaldırı

Küresel iklim bozuklukları ve su sorunları

İslamdan bir kesit (7)

Dünya gündemine ilişkin özet değerlendirmeler

1915 Ermeni'lerine ilişkin hız kesmeyen tartışmalar

Babaerenlerden düşündüren esintiler

Türkiye kabuğunu kırma yoluna gitmelidir

Dokuz günlük tatil ve sonrası gündem

İslamdan bir kesit

Barışsa her gün bayram, hak için canbaş kurban

Dünya gündeminde öne çıkanlar…

Evliyaların sertçesmesinden altın öğütler

Ülkemize özgü duran gündem maddeleri

Söz konusu olan seçimlerse gerisi teferuattır

İslamdan bir kesit (5)

Dünya ve ülkemiz gündeminde öne çıkanlar

Bilgelerin dilinden vecizler

Ortadoğu'dan, Irak'a ve Türkiye'den, Kuzey Irak'a

Muhalefet'te süt'ten çıkmış ak kaşık değil

24 Kasım öğretmenler günü

İslamdan bir kesit (4)

Resmi oluşturan değişkenler

2-B Arazilerine ilişkin olarak

Ne söyleyeceğini bilmiyor insan

Hayvanlar ve hayvan hakları

Dünyada ve ülkemizde son durum

İslamdan bir kesit (3)

Devlet'i yönetmek zor iştir zor

Sokak çocuklarının son durumu

Barak Obama ve etkileşimleri

Uzlaşı ve hoşgörü

Hem Mustafa, Hem Kemal, Hem de Atatürk

AB RAPORU VE NELER DEĞİŞMELİ

İslamdan bir kesit (2)

Kriz yönetimi

ABD,'den, AB.'ye ve Türkiye'den, Kıbrıs' a

Çatırdayan sağlık sistemi

Cumhuriyet Bayramı

Krizler ve öngörü

İslamdan bir kesit (1)

Ergenekon ve Türban

Nereye kadar

Yine bir kış

Makul olan

Yuh yuh

Küresel ve yöresel

Büyüteçle Bakmalı (2)

Büyüteçle Bakmalı (1)

Kadın hakları

Aslında herşey çok açık

Mertlik Bozuldu

Felaket Senaryoları

Afalayan Gündem

Tiyatro ve Yeşilçam

Bektaşi fıkraları

Ülkemiz Kanıyor

Uluslararası arenadaki duruşumuz

Toki ve inşaatları

İşte Yine Bir Bayram

Tespit

===============================================================================

--------------------------------------------------------------------------------

Kullanıcı İmzası:

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı ve Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

[email protected]

 

 

Sanatçı yazar, Sinan Adıgüzel 08.10.1977 tarihinde Adıyaman’da dünyaya gelmiştir. İlköğretim ve lise öğrenimini memleketi olan, Adıyaman’da tamamlamıştır. Lise öğreniminden sonra İstanbul’a gitmiş ve yaklaşık 15 yıl orada kalmıştır. Kamu Yönetimi Bölümü mezunudur. Eskiden beri imkanlarının el verdiği oranda konusu ne olursa olsun, (Siyasi, Felsefi, Tarihi v.s. gibi) İnsan ve İnsanlığı ilgilendiren tüm konularda ve tüm konuları işleyici eserler ortaya koymaya çalışmıştır. Gündemi takip edici ve güncel olmaya özen göstermiştir.

 

Sinan Adıgüzel, kendi tabiriyle; “Gerek yazdığım yazılar, şiirler v.s ve gerekse de müziğe olan yoğun ilgi ve alakam beni ben yapan bir bütünün olmazsa olmaz parçalarıdır.” demektedir. Ve yine kendisini idealist, geniş düşünen insan ve insanları sınırlamayan, katı kalıpları da sevmeyen biri olarak tanımlar. Ve bütün her şeyin ötesinde sanatı da “Sonsuz güzeli bulma arayışı” olarak tanımlayarak anlamlandırır. Son olarak okuyucularının bütün bunların ötesinde kendisini eserlerinden daha iyi tanıyıp anlamalarını ummaktadır.

 

Not: Sinan Adıgüzel’in gazetede yayınlanacak tüm eserleri (özellikle şiirleri) noter tasdiki altındadır.

 

Not: Sanatçı ve Yazar Sinan Adıgüzel’in gerçek ismi Adıgüzel Sinan’dır. Fakat tüm eserlerinde ismini Sinan Adıgüzel olarak kullanmakta olduğunu saygıyla (ilan eder) duyurur.

 

 

Ayrıca, Sanatçı ve Yazar Sinan Adıgüzel, birçok uluslararası kuruluşunda, Yöneticisi ve üyesidir..

 

 

NOT, NOT, NOT... Sanatçı ve Yazar Sinan Adıgüzel'in kaset ve kitap çalışmalarına sponsor aranmaktadır...

 

NOT, NOT, NOT... Her türlü konser ve konferans davetine açıktır...

Gönderi tarihi:

MAALESEF HER GÜN ÖLÜYORUZ,

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı – Arş. Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

[email protected]

 

Maalesef, çeyrek yüzyıldır, halkımızın on binlerle ifade edilebilecek sayıda evladı, ölüyor ve ölmeye de, devam ediyor.

 

Hepsine Allah rahmet eylesin ve acılı ailelerine de, yine Allah sabır ve dayanma gücü versin…

 

Her gün ölüm, her gün kan ve maalesef, artık yüreğimiz kaldıramıyor, bunca acı ve gözyaşını…

 

Bu, çözümsüzlükten beslenip boy salan, sürün cem de ki, tarifsiz acılarımız, maalesef, izahtan yoksundur.

 

Bu yara, ülkemizin gelişimi önündeki, en büyük kangren ve en önemli engeldir.

 

Ve şu da unutulmamalıdır ki, maalesef, bu uzun süreç boyunca, her anlamda, her şey ama her şey, sadece bizden götürmektedir. Yani, tüm bu olan biten her şeyin, tek kaybedeni, maalesef yine bizleriz.

 

Birkaç gündür, koca, koca devlet adamlarımızın ve her yöreden aydınlarımızın vb. bu işi doğru algılayıp, doğru reçeteler sunmaktaki aczi de, bu işin geleceği ile ilgili olarak, ümitsizliğimizi hepten katlamaktadır.

 

Çeyrek yüzyıldır sürüp giden bu çözümsüzlük buhranı ve beraberindeki kan ve şiddet, et ve tırnak misali olmuş, ülkemizdeki zengin çeşitliliğin, zedelenmesinde ki, en önemli fay hattıdır, aynı zamanda.

 

Yalnız, bu oldukça uzun seyreden, çözümsüzlük süresince, bu ülkede, bu işin çözümsüzlüğüne, göz yummuş bulunan, bu güne kadar gelmiş geçmiş, tüm mevkililerin, bu işte vebalinin olacağını da, tarih, yeri ve zamanı geldiğinde, ortaya koyacaktır.

 

Burada, göz ardı edilmemesi gereken, en önemli etkenlerden biri, artık hakkıyla, doğru açılım reçetelerinin, yine hakkıyla, bir an önce oluşturulmaya çalışılmasıdır. Ve yine, bu yöndeki samimiyette, göz ardı edilmeden.

 

Yine, çok önemli bir diğer etkende, ülkemizin, her anlamda, AB yolundaki tüm reform ve iyileşmelerinin, yine hakkıyla ve firesiz tamamlamasının, her açıdan, tüm ülkemiz problemlerinin çözümüne, olağanüstü katkı sağlayacağıdır.

 

Yani doğru olan, hiçbir demokratik iyileşmeden, geri adım atılmamalıdır…

 

Hadi hayırlısı…

 

23/06/2010 - 13:59

Gönderi tarihi:

DEĞİNEBİLDİKLERİM VE DAHA SÖYLEMEK İSTEDİKLERİM

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı ve Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

[email protected]

 

Doğup büyüdüğüm ve en güzel ilklerimi borçlu olduğum, Adıyaman ilinde bir süreliğine, misafir olarak kalmaktayım. Beni tanıyan meslektaşlarım ve dostlarım, bu durumdan, bu ilde ki, yerel basını ve yayın hayatına daha yeni, yeni başlamış bulunan ve ulusal yayın yapmakta olan, Asu TV’yi de, haberdar etmişlerdi.

 

Yerel yayın yapan, bir radyo kanalımızdaki konukluğumdan sonra, ilimizin ulusal yayın yapan yeni kanalıda, ne olursunuz bizim programlarımıza da, sizi konuk almak istiyoruz, dediler. E tabi yerel yayın yapan Tv ve Radyo kanallarımızdan sonra, onlar da, bu taleplerinde, doğal olarak, haklı gözükmekteydi. Ben de hiç tereddüt etmeden, bu ince daveti kabul ettim.

 

Beni konuk olarak programına ilk alan, gayet kibar ve işini iyi bildiği her halinden belli değerli bir han fendiydi. Programının ismide; “Bölgenin Sultanları”, adını taşımaktaydı.

 

- (Ve program yapımcısı han fendi) , Efendim, hem Sanatçı ve hem de Yazar yönünüzle, sizi konuk etmek istiyorum, onun için eğer mümkünse bağlamanızla vs. donanımlı gelmenizi de, isteyecektim dediler.

 

- (Tabi bende) , Memnuniyetle neden olmasın ki, dedim.

 

Ve konuğu olduğum program, nihayet başladı.

 

- (Han fendi ince bir şekilde) , Evet efendim, yine yeni bir program ve değerli, konuğum, Sanatçı ve Yazar, Sinan Adıgüzel beyle, birlikteyiz, (diyerek ustaca bir giriş yaptı) .

 

Ve bundan sonraki diyalogda, şöyle devam etti;

 

- (Program yapımcısı, Han fendi, bana dönerek) , Evet efendim, programımıza hoş geldiniz?

 

- (Ben de) , Hoş bulduk dedim,

 

- (Han fendi) , Nasılsınız efendim diye, usulca sordu,

 

- (Bende) , Sağ olun, teşekkür ederim, Ben iyiyim, sizi sormalı, (dedim) .

 

Ve hanımefendi, ilk sorusunu sordu;

 

- Efendim, neden, Sanatçı ve Yazar olma hedefine, kilitlendiniz, sizi bu hedeflere yönelten, etkenler nelerdir? ...

 

- (Ben de) kendilerine, olağan üstü öğrenme isteğimin ve merakımın, zamanla beni, doğal bir şekilde yazmaya, yönelttiğini ve sanatçı yönümünse, önce Tanrı vergisi bir yetenek ve sonrasında da, aşırı düşkünlüğümden ve biraz da, kendiliğinde gelişen, süreçlerde, öne çıktığını vurgulamaya çalıştım.

 

- Peki, efendim, sizin kendi ailenizden, aynı mesleği icra eden başka birileri de, var mı, yoksa bu konuda, kendi başınıza ve bir ilk misiniz?

 

- (Bende) Mesleğimle ilgili olarak, Dedemin bir Halk Ozanı olduğunu ve ondan sonrada, bu işte kendimin naçizane, ön plana çıkma çabasında, olduğumu vurguladım.

 

- Bu sohbetin, maalesef bütün detaylarına bir, bir inme imkânımız olmadığından, başlıklara, kabaca temas etme çabasındayım.

 

- Derken han fendi, sohbetin en koyulaştığı noktalarda, Evet efendim, sizden güzel bir türkü alabilir miyiz? Diye, diye yaklaşık beş altı bir birinden farklı eseri, sırasıyla bana okuttu. Ama gerçekten, güzel dost sohbetlerini, deyim yerindeyse, ayak seslerinden tanıyan bağlamam ve ve ön sezgilerim, tam bir bütünlük ve uyumla içten içe kendi, kendini alkışlatmaktaydı.

 

- (Ve yine han fendi soruyordu) , Evet efendim, peki kendinize ait türkü sözleri ya da besteleriniz vb. var mıdır?

 

- (Bende) , Evet yaklaşık 600 adedi bulan, birbirinden farklı tarzlarda (Serbest, ölçülü vb.) , yazılmış türkü sözümün ve yaklaşık 50 adedi bulan bestemin, bulunduğunu belirttim.

 

- (Tekrar, Han fendi) , Peki mesleğinizle ilgili iddialı mısınız (diye sormaktaydı) .

 

- (Bende bu soruya cep olarak; )Naçizane, Sanatçı ve Yazar olarak, önümdeki uzun ve zorlu süreçte, deyim yerindeyse; ” Bildiğimin alimi ve bilmediğimin de, talibi” olarak yol almaya çalıştığımı ve insanların kendilerine güvenmeleri gereğini ve kendimin de işimle ilgili olarak, yeteri oranda, ideali olduğumu, utana sıkıla belirttim.

 

- (Yine han fendi, soru yağmuruna, klasikleşmiş örneklerle devem ediyordu; )Peki efendim, sizce zoru nasıl başarabiliriz ve siz kariyerinizdeki başarıyı, daha çok neye ya da nelere borçlusunuz.

 

- (Bende) , Zoru başarabilmenin önce inançla (bir şeyi başarabileceğinize inanmakla) sonrasında, Sanatsal bir durumsa, Tanrı vergisi bir yeteneğin, kişinin bütünlüğünde bulunması gereğini ve amaçlanan hedef için, yorulmadan, savaşmak ve tabi en önemlisi de, bıkıp usanmadan çalışmaktır, diye (sıralamaya çalıştım) . Ve yine bende, kariyerimi, bazı ufak farklarla, üç aşağı beş yukarı, yukarıda sıraladığım faktörlere, borçluyum diyebilirim, (dedim) .

 

- (Han fendi tekrar) , Peki efendim, Mesela daha çok kimleri dinlersiniz ve bir konuyu işlerken ya da yazarken, daha çok nelere dikkat edersiniz?

 

- (Ben de) Güzel çalışmalar ortaya koyan herkesi, ön yargısız takip etmeye çalıştığımı, Mahzuni Şerif vb gibi. Değerlilerimizi ve Şiirde de, Nazım hikmet ve Ahmet Arif vb. gibi ustalarımızı, çok farklı birer yol gösterici kutup gibi gördüğümü, anlatmaya çalıştım. Ayrıca bir konuyu işlerken ya da yazarken de, gözümün görebildiği ve yüreğimin hissedebildiği yere kadar, geniş ve daha çok global bir bakış açısı, oluşturmaya çalıştığımı, ifade ettim.

 

- (Son olarak Han fendi) Peki efendim son olarak, güncel gündemimize ilişkin, neler söylemek istersiniz?

 

- (Bende) Sayın Türkan Saylan hocaya, Allah’tan Rahmet temennimi ve gençlerin bayramı; On dokuz Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını, en içten temennilerle, kutladım. Koşuşturma açısından, çok çalışkan bir Başbakana, özgürlükler ve diğer tüm konulara katkılarından ötürü de, son serece duyarlı bir Cumhurbaşkanına, sahip olduğumuzu belirttim. Yeni kabinenin, gerekli güncellemeleri yaparak, ülkemizi her anlamda, illeri götürücü yönde politikalar, ortaya koymaya davet ettim. Dış işlerimizle ilgili olarak ta, özellikle AB’ye tam üyelik amacımızın altını, çok kalın bir çizgiyle çizdim ve bu yönde daha hızlı ve daha dikkatli olunulması, gereğini, işaret ettim…

 

Ve böylece, bir programın daha, nihayet sonuna gelebilmiştik. Ama soracak olursanız, bir birinden önemli, daha birçok konuyu da, özellikle işleyebilmek isterdim.

 

Hadi hayırlısı…

 

Sinan Adıgüzel

27/05/2009 - 18:30

Gönderi tarihi:

CENAB-I ALLAH, HEPİMİZE SABIR VE DAYANMA GÜCÜ VERSİN…

 

Sinan Adıgüzel, Sanatçı – Arş. Yazar

FARKLI BİR BAKIŞ

[email protected]

[email protected]

 

Ülkemizde, neredeyse herşey, yine karışmış biribirine…

 

Hemen, hemen her konuda, her ağzı olanın, neredeyse sırf kendi at gözlüğü göreceliğiyle, ortaya savurduğu fikriyatlar, hep yeni kutuplaşma ve karşıtlıkları beslerken, ortak ve yapıcı sağ duyudan, maalesef yoksundur. Tabi ki, art niyetsiz tüm akiller ve arifler, bunların dışında kalmak koşuluyla…

 

Bizse naçizane, en olabildiğince doğru ve objaktif bir bakışla, bakalım neyi nekadar irdeleyebileceğiz.

 

Terör ve açılımlarla ilgili olan, ülkemiz sorunları, bu gemi halkının, tüm zerrelerini, aynı oranda ve olumsuzlukla etkilemektedir.

 

Bu bataklık, kurutulup ortadan kaldırılmadığı sürece de, bu kan ve gözyaşı, her anlamda kayıp ve ziyan, yine her anlamda gelecek kuşaklarımızında, kaderi olarak, kangrenleşmeye devam edecektir.

 

Tüm bunlara, dur diyebilme basiretinden yoksunsak, bunun vebalini her anlamda omuzlarımıza yüklediğimizinde, farkında olmamız kaçınılmazdır.

 

TBMM’de dokunulmazlıkları kaldırın, diye, diye deyim yerindeyse, dilimizde tüy bitti, ama nafile. Maalesef bu konudaki umursamazlık, çok büyük bir ayıp olarak, ülkemiz gündemindeki yerini, hala korumaya devam etmektedir.

 

Neyseki, seçim barajının düşürülmesinden vb. yeniden bahsedimeye başlandı. Böyle bir şey, gelecekte, ülkemiz demokrasine, çok büyük katkılar sağlayacaktır.

 

Son günlerde, tartışılmaya devam edilen, yeni, Anayasa değişiklikleri vb.ile ilgili, tüm tartışmalara gelecek olursak. Ta başından, bizi takip eden okuyucularımız, hatırlayacaklardır. Tüm ülkeyi ilgilendiren, böyle büyük çapta bir değişikliğin, gelecek seçimlerde, güven tazeleyebilecek bir hükümetçe, büyük ve her kesimli geniş bir mutabakatla, yapılması gereğini, işaret etmiştik.

 

Lakin, şu an ülkemizde tartışılan gündem çerçevesinden, görülen o ki, tüm tavsiyelere kulak tıkayan birileri, yine bu işi de, yüzüne gözüne bulaştırmıştır.

 

Hemen, hemen her konuda, bir türlü doğru bir yöntem ortaya koyamayan, deyim yerindeyse beceriden yoksun yönetenlerimiz sayesinde olacak, hala ülkemiz, huzur ve refaha hasret, yol almaktadır.

 

Olan insanımıza, olan ülkemize olmaktadır.

 

Ne diyelim, Cenabı Allah, hepimize sabır ve dayanma gücü versin…

 

09/07/2010 - 17:16

Gönderi tarihi:

DIŞ SİYASETİMİZ, İSRAİL - FİLİSTİN ÇIKMAZI VE GEMİ BASKINI

 

 

 

 

 

 

 

Dilerseniz bizde bu konuyu, daha farklı bir bakışla ve daha çok, eksikleri de, toparlayıcı bir payda da işlemeye çalışalım.

 

Ülkemizin, AKP iktidarı dönemi boyunca, izledikleri dış siyaseti, zaman, zaman, iyimser ve yapıcı bir duruş görüntüsü verdiğinden, olumlu bulduğum olmuştur.

 

 

 

Özellikle de ülkemizin, dış siyasette, gerek bölgesel ve gerekse de, küresel boyutta, daha da aktif yönde, renk vermekte olması, olumluydu.

 

Ama yine, ta başından van munit’lı sürece ve oradan da Gazze’ye yardım götüren gemiye, İsrail’in yaptığı saldırı ve sonrası tablo, uzun soluklu dış siyaset izlenimlerimizdeki, temkinli duruşumuzun haklılığını, maalesef bir daha, ortaya çıkarmıştır.

 

Zira ülkemizin, şu son zamanlar da ki dış siyasetini, eski raylara, zamansız yerleştirilen, hızlı tren faciası ile istemeyerek benzetmekten, kendimi bir türlü alamıyorum. Hatırlayacağınız gibi, o faciada da, yine kaybeden, bazı vatandaşlarımız olmuştu…

 

Evet, Ortadoğu’nun bağrındaki, İsrail – Filistin savaşı, dünya ve bölge barışı açısından, hala, en olumsuz rengi vermeye devam etmektedir. Yine altını çizmeden geçmek olmaz, İsrail’in bu savaşta, birçok zaman hukuksuz duruşu da, yine tüm dünyanın malumudur.

 

Ama ülkemizin de, tüm Ortadoğu’ya, aynı tarafsızlık ilkesi ile yaklaşması, daha doğru durmaz mıydı? Zira dış siyaset, duygusal davranmayı kaldıramaz.

 

Ülkemiz dış siyasetinin, özellikle Ortadoğu penceresinin, yaşanan şu son krizlerle birlikte, bir daha, ciddi, ciddi masaya yatırılması gerektiği, açıkça ortadadır.

 

 

Ülkemizin, AKP iktidarı dönemi boyunca, izledikleri dış siyaseti, zaman, zaman, iyimser ve yapıcı bir duruş görüntüsü verdiğinden, olumlu bulduğum olmuştur.

 

Nasil olmustur nasil yapici bir durusu olmustur bunu anliyamadim simdiye kadar Türkiye´nin bölgede her ülkeye ayni mesafede durus sergilerken yapici durus olmuyorda..Van minut mu oluyor.. gecin bunlari Türkiye´nin bunlara karni tok..Dünya´yi hic yediremezsin yerse yerse ilkel, birey olamamis, vatandas olamamis.. Vatandaslik haklarin dan bi haber toplumlara merhem olur bu tür cikislar..

 

Yaziktir bu ülkeye ülkemizin bütün degerlerini satan dini duygularini satan.. Hatda bu yolda vatandaslarimizi ölüme sürükleyecek kadar, sanki bu ülkeyi Afgan daglarindan yönetiyormus gibi pervasizca hircinlasan bir yönetim anlayisinla mi övünecegiz..

 

Birakin bunlari ne oldu simdi van minut bu bölge de gelirimizi ikiye mi katladi ticaretimiz iki katina mi cikti. Yoksa Avrupa birligine bir adim daha mi yaklastik.. bakin Avrupa´da görüntümüz iran´in ikiz kardesi Arabi Türki olduk belki dersiniz bu ne lahana evet bu lahana AKP´ile geldi..

Cünkü Avrupa halki düne kadar bizleri Türk diyorlardi, iran halkini da araptan bir öte en arap halki olarak biliyorlardi ve genede öyle biliyorlar

 

AKP ile Arabin en hasi ortaya cikti Türkler..gerisi faso fiso.. Türkiye´nin geldigi nokta budur..

 

BIR SAVASLA NEREYE GELIRIZ BU KAFAYLA

 

120720101239055300040.jpg

 

Bir AKP anlayisinin yapabilecegi bir ülkeyi getirecegi son nokta budur.

 

Bu noktaya gelirsek ARABI halki bizi tekrar bastan insa eder mi !!! yada timar eder mi?

 

 

Ortadoğu’nun bağrındaki, İsrail – Filistin savaşı, dünya ve bölge barışı açısından, hala, en olumsuz rengi vermeye devam etmektedir.

 

Iki terör gurubu gibi yillardir savasan bu iki gurup mu dünya barisini bozuyor?

 

Gecin bunlari Büyük bir devletin vatandasi gibi iki ayaklarimizin üzerine duralim.. Ördek vatandaslar durumuna düsmeyelim.. Av haline getirmeye calismayalim en son bireyimize kadar !!!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.