Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 15 yıl 12 Angry Man Guilty? Not Guilty? Arada sırada tv karşıma çıkan ve baştan sona kadar izleme fırsatı bulamadığım bir film 12 Angry Man. Diyalog ağırlı filmleri sakin kafayla ve elimde çay fincanımla izlemeyi sevdiğimden bir türlü fırsatım olmamıştı. Ve en nihayetinde bugün gerçekleştirebildim bunu. Sindire sindire tadına vara vara seyrettim filmi. 12 Angry Man 1957 yapımı, çok düşük bir bütçeye sahip bir film. Düşük bir bütçe ile de harika filmler ortaya çıkabileceğinin en büyük örneklerinden.Bir çok ödüle sahip. Tüm mahkeme filmlerinin babası bence. Tek mekanda çekilmiş bu film hızlı kurgulara gerek duymadan sadece diyaloglarla ilerliyor. Fakat hiç sıkıcı gelmiyor bu diyaloglar. Sohbet ortamında hissediyorsunuz kendinizi. Bu sohbet ortamının içinde ateşli tartışmalar, ittifaklar,yeniden değerlendirmeler,kişisel deneyimler,hakaretler,öfke patlamaları,önyargılar,ilgisizlik,kültürel farklılıklar,cehalet,karar verme yetenekleri ile birlikte harika bir karakter etkileşimi görüyorsunuz. Filmin konusuna gelince; 18 yaşında bir genç babasını öldürmekten yargılanmaktadır. İdamı için son olarak ta jüri kararına ihtiyaç vardır. Tamamı erkek, orta yaşlı,beyaz,çeşitli meslek gruplarından ve orta sınıfa mensup 12 adam karar vermek için bir odada toplanırlar. Hepside vatandaşlık görevlerini yaparak bir an önce ordan gitmek istemektedir. Yapılan oylamada 11 jüri üyesinin suçlu kararına karşı bir jüri üyesi suçlu değil demektedir. Bu muhalif jüri üyesi ısrarla ve ikna edici tavırları ile diğerlerinin verdiği kararı tekrar gözden geçirmeleri için onları iteliyor. Ve olaylar böylelikle gelişiyor. Şu repliği de yazmadan geçemeyeceğim ; "Ben suçlu değil demiyorum, suçlu olmama ihtimali var diyorum" filmin tadına varmamı sağlayan bir cümle bu. Çok ince bir senaryo ile yazılmış harika bir klasik. Seyretmeyenler varsa mutlaka seyretmeli diyorum.
Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 15 yıl Admin Film ilk başladığında fark ettiğiniz ilk şey 12 kişi hepsi beyaz, ve hepsi erkek. Sanırım 1957 Amerikasında böyle oluşturuluyordu jüriler. İşte tam burada Fonda'nın o inanılmaz mimarisi ortaya çıkıyor ve yavaşça ırkçılığı, sabırsızlığı ve 11 jüri üyesinin mantıksız yaklaşımını birer birer yeniyor. Film bazen çok dramatik olsada bence bütün oyuncular nezdinde bir gösteriye dönüşmüş bir başyapıt. Senaryo çok zekice yazılmış ve yala güncelliğini koruyor diyebilirim. Saygılar
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.