Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Featured Replies

Gönderi tarihi:

94811744.jpg

Max Beckmann (1884-1950)

Yapıtlarında yaşama şiddetini ön plana çıkardı. Weimar Akademisi nde (1900-1903) ve Berlin de öğrenim gördü. 1907 de Berlin e yerleşti. Norveçli ressam Edvard Munch la tanışınca onun kötümser dışavurumculuğunun etkisi altında çalışmaya başladı.1914-15 yıllarında ilkyardım görevlisi olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı, resmindeki kötümserliği pekiştirdi. Sağlam yapılı, aşırı duygusal olmayan Ekspresyonist resimleri , 1921 lerden sonra yapmaya başladı. Frankfurt ta Stadel Sanat Okulu nda öğretmenlik yaparken, yapıtlarını kendi ideolojilerine aykırı bulunan Naziler tarafından istifaya zorlandı. 1937 de Hollanda ya kaçtı; 1947 de ABD ne gitti. Üç yıl kadar Washington Üniversitesi nde çalıştıktan sonra New York a yerleşti. Yağlıboya tabloların yanı sıra özgün baskılar da gerçekleştirdi. 1950 Venedik Bienalinde büyük ödül aldı.

 

Faruk Ulay

 

36683253.jpg

Ölümünden sonra adı sanat ansiklopedilerinin sayfalarında, yapıtları müzelerin duvarlarında unutulmuş bir sanatçının sergisi açıldı geçen ay Los Angeles ta. İki Dünya Savaşı arasına rastlayan yıllarda modern resmin Picasso yla birlikte en önemli iki temsilcisinden biri sayılan Max Beckmann ın dışavurumculuk, fütürizm, gerçeküstücülük gibi o dönemin geçerli olan akımlarını dışlayarak özgün bir biçem geliştirmesi kendisini 20. yüzyıl resminin sınıflandırılamayan sanatçıları arasına sokmuştu. Bauhaus un mekanik niteliklerini taşımıyordu. Die Brücke (Köprü), Der Blaue Reiter (Mavi Binici) gibi dışavurumcuların oluşturdukları gruplarla sergi açmasına, yapıtları arasında teknik açıdan benzerlikler olmasına karşın Beckmann ı bir dışavurumcudan çok toplumsal yergiye ağırlık veren Neue Sachlichkeit (Yeni Yansızlık) sanatçılarıyla karşılaştırabiliriz.

 

Delacroix ve Géricault destansı romantizminden, Picasso nun kübist parçalamalarından, Cezanne ve Van Gogh un izlenimcilik sonrası eğilimlerinden etkilenerek avant-garde Alman sanatçılarının izlediği akımların-dışında bir yol aradı. Schopenhauer ve Nietzche nin düşünceleri yanı sıra eski düşünsel ve teolojik kaynaklardan yararlanarak geliştirdiği sanat kuramını kişisel mitleri de kullanarak görselleştirdi. Sanat yaşamının ilk yıllarında boyadığı peyzaj ve portreler, dinsel ve mitolojik konular yerlerini yavaş yavaş yaşamın düzensizliğini, insanın- yalnızlığını ve aşağılanmasını, umutsuzluğu ve üzüntüyü anlatan görüntülere bıraktı.

 

Max Beckmann 1914 yılına kadar Titaniğin Batışı , Messina Depremi , Sel gibi yapıtlarında toplu ölümlere neden olan karayıkımları görüntülemekle birlikte, Bireyin, yaşadığı düzensiz dünyada anlamını bir türlü çözemediği ve engelleyemediği dış etkenler tarafından yok oluşu nu soyut bir kavram olarak ele alıyordu. Bu soyut yokoluş Birinci Dünya Savaşı nda nesnel olarak büyük boyutlarda gerçekleşince Max Beckmann ın sanatında yeni bir dönem başladı.

 

71612430.jpg

Savaş ve sanatçılar

Alman sanatçılar savaşı, zayıflamış kültürü yenileyecek, toplumu. duygularını yüceltecek eşi bulunmaz bir olay olarak gördüler. Max Liebermann, Lovis Corinth, Ernst Barlach, Oskar Kokoscha, Franz Marc, Augst Macke, George Grosa, Otto Dix le birlikte Max Beckmann da gönüllü olarak askere yazıldı. Kunst und Künstler dergisinin editörü Karl Scheffler 1914 Ağustos unda yayınladığı yazıda sanatçıların görüşlerini şöyle özetliyordu: ...Savaş yetenekli sanatçılar için bir okul olmalıdır... Çatışmalarla yıkılmış doğanın resimsel zenginliği ve savaşın korkutucu güzelliği savaşan sanatçıları büyüleyecektir... Savaşın sanatımıza önemli bir katkıda bulunacağı kesindir.

 

Max Beckmann ın orduya katılmasının bir başka nedeni daha vardı; çoğunlukla gazete haberlerine dayanarak yaptığı, karayıkımları konu alan yapıtları, örneğin 1913 yılında sergilenen Titaniğin Batışı bu denli büyük bir kazanın dehşetini yeterince yansıtamadığı gerekçesiyle olumsuz eleştiriler alınca, savaşa katılarak kazanacağı deneyimlerin ölümün korkunçluğunu daha etkili bir biçimde anlatmaya yararı olacağını düşündü. Sağlık görevlisi olarak gittiği Batı Prusya dan karısı Minna ya yazdığı ilk mektuptaki izlenimlerine bakılırsa savaş Beckmann ın beklentilerini karşılıksız bırakmamıştır: Dışarıda savaşın olağanüstu heybetli gürültüsü var. Cepheden dönmüş yorgun ve yaralı askerlerin arasında yürürken garip, soylu bir müzik duydum. Sanki burada top sesleri yankılanırken sonsuzluğun kapıları parçalanarak açılmış gibi... Bu sesi boyamak isterdim.

 

31150597.jpg

Ne var ki, 1914 Aralık ında Belçika cephesine gönderildikten sonra yazdığı mektuplarda, gözlemlerini daha gerçekçi, daha karamsar olarak anlatmaya başladı: Dün el bombalarıyla tahrip edilmiş eski bir mezarlığa rastladık. Mezarlar açılmış, tabutlar çevreye dağılmışlardı... Kemikler,saçlar, parçalanmış tabutlardan dışarı çıkmışlardı. 1915 Mayıs ında, belki yirminci kez dünyanın sonuyla ilgili karabasanlar gördüğünden söz ediyordu. Gitgide büyüyen huzursuzluğu bir sinir kriziyle sonlandı. Bu arada Franz Marc Verdün çatışmasında, August Macke Fransa da öldü, George Grosz emirlere karşı geldiği için askeri mahkemede yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldı, karar daha sonra iptal edildi.

 

Beckmann, mektuplarının kitap olarak yayınlandığı ay terhis edildi ve Frankfurt a gelerek Weimar Sanat Akademisi nde tanıdığı ressam Ugi Battenberg in evine yerleşti. Yazar Stephan Lackner sanatçının Frankfurt taki ilk yedi yılını Max Beckmann ın yaşamında yedi ürünsüz yıl olarak görür. Bu süre için de Max Beckmann savaş öncesinde kullandığı izlenimci biçemi bir yana bıraktı, sert çizgiler, geniş renk lekeleri ve güçlü fırça vuruşları gibi Dışavurumcu sanatçıların kullandıklarıyla benzeşen bir teknikle az sayıda yağlıboya tablo tamamladı. Çalışmaları daha çok tahta ve çinko baskılar üzerinde yoğunlaştı. Sayısı iki yüzü aşan bu siyah/beyaz grafik çalışmalarının konusunu savaşın bitiminden sonra ortaya çıkan ekonomik bunalım ve politik olaylar oluşturdu.

 

1917 Kasım ında sergilediği bu yapıtlarla Max Beckmann sanat dünyasında yeniden tartışma konusu oldu. Wilhelm Fraenger sanatçıyı Zamanımızın Hogart ı olarak tanımladı. William Hogart, kent yaşamının yalnızlığını ve bozukluğunu resimleyen ilk Avrupalı sanatçıydı.

 

Beckmann gibi, insanların gerçek kişiliklerini eylemleriyle ortaya çıkardığına inanıyor, sosyal açıdan güçsüz insanın ezilişini resimliyordu. Her iki sanatçının aynı konuları işlemesine karşın Hogart ın sosyal eleştirileri daha çok bir taşlama, iyimser bir yergi olarak kalırken Beckmann saldırgan bir tavırla yapıyordu eleştirilerini.

 

Beckmann ın Aile Tablosu, ilk bakışta bilinen tiplerin klasik bir düzenlenmesine dayanarak, çağdaş bir yorum getiren dingin ve yalın bir resimdir. Ancak resmin içerdiği gerilimin farkına vardığımız zaman, nasıl bir anlatımcı teknik kullanıldığını görürüz. Resimdeki altı kişi, fazla abartılmadan çarpıtılmıştır. Renklerde belli bir acılık vardır. Resme asıl sessiz çarpıcılığını veren sahneleniştir. Döşeme, duvarlar ve tavan resimdeki kişiler, onların hareketleri ve öbür eşyanın rahat edemeyeceği bir sıkışıklık yaratırlar. Her şey tehlikeli bir biçimde yerinden oynamış, belirsizlik içinde bir yana yatmış gibidir. Oyuncular ne kadar aldırışsız görünseler de, bu durumun tehlikesiyle yüzyüzedirler. Kendilerini bekleyen fiziksel bozgun, ruhsal düzeyde gerçekleşmiştir bile. Hepsinin birbirine yabancılaştığını ve soluk soluğa olduklarını görürüz. Norbert Lynton, Modern Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi.

 

82999523.jpg

Sanatının En Yüksek Noktası

1923 yılı sonunda Almanya ekonomik bunalımı atlatırken Beckmann da geleneksel mitolojik konuları yeniden keşfederek yağlıboya çalışmalarına ağırlık. verdi. l925 de ikinci kez evlendi, aynı yıl Srüdel Sanat Akademisi ne profesör olarak atandı. Yapıtları müzelerin koleksiyonlarına alındı, Berlin, Basel, Brüksel, Paris ve New York ta retrospektif sergiler düzenlendi. Rembrandt tan sonra en çok kendi portresini yapan sanatçı olan Max Beckmann 1927 yılın da tamamladığı Smokinli Oto portre de kendini savaştan sonra ilk kez sorunların altında ezilmeyen, güvenli, güçlü bir insan olarak görür. 1925-1932 yılları arasında yaptığı çalışmalar Smokinli Otoportre de olduğu gibi normal, başarılı bir yaşamın ölçülü görüntülerinden oluşur.

 

Max Beckmann ın sanatı en yüksek noktasına l932 de başlayıp l935 de tamamladığı Ayrılış la ulaştı. Yapıt mitolojik özellikler taşımakla birlikte savaşın korkunçluğunu bir kez daha vurguluyor, çarpık kent yaşamının ortaya çıkardığı cinsel sorunları konu ediniyordu. Orta kanatta yer alan beş balıkçı figür böylesine çarpık bir kültürün oluşturduğu toplumda yaşamak yerine sonsuz maviliğe doğru yelken açmayı seçmişlerdi. Sonra ki yıllarda mitolojiden esinlenerek yaptığı typtich lerinden (Üç kanatlı resim) ilki olan bu yapıt Nazilerin yarattığı politik karışıklığa karşı yapılmış korkusuz bir eleştiri olarak kabul edildi ve o dönemin üzerinde en çok konuşulan sanat eseri oldu.

 

10 Ocak l933 de Hitler in yönetimi devralmasından sonra Max Beckmann ın yaşamında yeni bir huzursuz dönem başladı. Stadel Akademisi nde görevine son verildi, karısı Quappi yle birlikte Frankfurt tan ayrılarak hiç sevmediği Berlin e yerleşmek zorunda kaldı. Yeni çalışmalarının sergilenmesine izin verilmediği gibi müzelerin koleksiyonlarında bulunan yapıtları da toplatıldı. Tarih boyunca sanatçılar hiçbir zaman Hitler rejiminde olduğu kadar aşağılanmamıştı. Düşünceleri ideolojileriyle ters düşen sanatçıların çalışmalarını engellemek için akıl almadık yollara başvurdular.

 

1937 yılında Alman Sanatı Müzesi nin açılış töreninde bir konuşma yapan Hitler normal gözün algılayamayacağı renkle na kullanılmasını yasakladı. Bu yasaya karşı çıkanlar ya dolandırıcılık suçuyla yargılanacak ya da kısırlaştırılarak çocuk yapma sı engellenecek böylece yeni yetişen kuşağın saflığı korunacaktı. Max Beckmann ın da araların da bulunduğu 112 sanatçının l7.000 den fazla eseri Yozlaşmış Sanat sergisinde halka gösterildi, sergi kapandıktan sonra eserler açık artırmaya çıkarıldı, satılmayanların tümü yakıldı. Yozlaşmış Sanat sergisinin açılışından bir gün önce Max Beckmann karısı Quappi yle birlikte Hollanda ya kaçtı, bir daha da Almanya ya dönmedi.

 

46295109.jpg

Mutlu yıllar ama...

Beckmann, Hollanda yı özgür yaşamın ilk evresi olarak düşünüyordu. Buradan Fransa ya geçerek, sanat dünyasının başkenti Paris te kendini tanıtmak amacındaydı. Ama Fransa Hükümeti son yıllarda ülkelerine gelen yabancı uyrukluların ulusal kültürlerini bozdukları gerekçesiyle Beckmann a vize vermeyince sanatçı Hollanda da kaldı. Bu arada, Londra da açılan 20. Yüzyılda Alman Sanatı sergisine katıldı.

 

İkinci Dünya Savaşı nın başlaması ve Almanya nın Hollanda yı işgaliyle sıkıntılar geri geldi. Amerika ya gitmek için gerekli vizeyi de alamayınca olabildiğince sessiz bir yaşam sürmeye çalışarak 1947 yılına kadar Amsterdam da yaşadı. Yine de burada geçirdiği 10 yıl sanatçının en üretken dönemlerinden biri oldu; beş triptych, 280 yağlı boya tablo tamamlandı.

 

Beckmann ın Amerika ya göç etme isteği 1947 yılının Ağustos ayında gerçekleşti. Washington Üniversitesi, Philip Guston un Guegenheim Bursu nu almasıyla boşalan yeri doldurması için sanatçıyı St. Louis e davet etti. Max Beckmann ın Amerika da geçirdiği üç yıl, günlüklerinden anlaşıldığı kadarıyla yaşamının en mutlu yıllarını oluşturur. Burada ummadığı bir ilgi gördü, retrospektif sergiler, ödüller bir birini izledi. Amerika ya göç sanatçının 1932 yılından bu yana özlediği saygınlığını geri getirmekle birlikte sanatı özgünlüğünü yitirdi. l950 lerin New York gökdelenlerini resimlemek, 1920 lerin savaşlarım görüntülemekten daha zor geldi Beckmann a. Sık sık eski konularını işleyerek yaratıcılığını yeniden kazanmaya çalıştı ama bunlar başarısız uyarlamalar olarak kaldılar.

 

Max Beckmann ın sanat yaşamı hayal kırıklığıyla sonlanmasına karşın, doğumunun 100. yılında Münich Haus der Kun' un düzenlediği, Berlin Ulusal Galerisi ve St: Louis Sanat Müzesi nden sonra Los Angeles Sanat Müzesi nde açılan sergide yer alan 85 yağlıboya tablo, 55 desen ve 124 grafik çalışma, konularını bulduğu zaman sanatçının ne denli güçlü eserler yarattığını gösteriyor.

 

l980 lerin başında önem kazanan Yeni Alman Dışavurumcuları nın Max Beckmann ı etkilendikleri sanatçılar arasına katarak sık sık söz konusu etmeleri ve 1984 yılında ardı ardına açılan bu sergilerle 30 yıl aradan sonra yeniden hatırlanan sanatçıya geç verilmiş bir sel oldu bu yazı. Sanat dünyasına (yeniden) hoş geldin Max!

 

Milliyet Sanat, 1984

 

61805725.jpg

94811744.jpg

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.