Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Paul GAUGUIN (1848-1903)


Aries

Önerilen İletiler

27749281.jpg

1848 Paul Gauguin Paris'te 7 Haziran’da doğar.

 

 

1851 Ebeveynleri ile annesinin akrabalarının olduğu Lima, Peru’ya gider. Babası yolculuk sırasında ölür.

 

1855-64 Annesi ile döner; okul yıllarını Orléans’ta geçirir.

 

1865-71 Ticari gemilerde ve Donanma’da gemicilik yapar; annesi öldükten sonra Donanma’dan ayrılır ve Paris’teki bir bankada çalışır.

 

1873 Danimarkalı Mette Gad ile evlenir.

 

25482911.jpg

1873-79 Sanatla ilgilenmeye başlar; Empresyonist resim koleksiyonu yapar ve Pazar günleri resim yapmaya başlar. 1876 Salonu’nda yapıt sergiler. 1879’da Pisarro ile Pontoise’de çalışır.

Two Women on the Beach, 1891

 

1880-83 Beşinci, altıncı ve yedinci Empresyonist sergilerine katılır; Cezanne ile tanışır ve ona hayranlık duyar. Bankadaki işini resim yapabilmek için bırakır.

 

1884-85 Pisarro’nun çalıştığı Rouen’a taşınır; eşinin Copanhagen’daki ailesine katılır, ancak sonra beş çocuğundan biri ile Paris’e döner, ve orada afiş asıcısı olarak kazandıkları ile yaşamaya çalışır.

 

1886 İlk Empresyonist sergisine katılır. Emile Bernard’la tanıştığı Pont-Aven, Brötanya’ya ilk kez gider.

 

Van Gogh ile arkadaş olurlar.

 

Las Repas, 1891

 

1887 Martinique’e gider; Panama Kanalı’nda çalışır. Aralık’ta Fransa’ya döner.

 

 

34178683.jpg

1888 Pont Aven’de Emile Bernard ile çalışır. Van Gogh’la Arles’te birlikte çalışırlar, ancak bir süre sonra şiddetli kavgalardan sonra oradan ayrılır.

 

 

 

1889-90 Paris Dünya Fuarı’nda “Synthetist” sergisi düzenler. Britanya’da yaşar; 1890 sonunda Tahiti’ye gitmek için Paris’e döner.

 

 

 

1891 Yolculuğu için para sağlamak için resimlerini açık arttırma ile satışa çıkarır; Paris’ten Nisan’da ayrılır; Papeete’ye Haziran’da varır ve vahşi doğa içerisine yerleşir.

 

37339137.jpg

Aha oe Feii (What! Are You Jealous), 1892

 

1893 Hasta ve borç içerisinde Ağustos’ta Fransa’ya döner; amcasından kendisine küçük bir miras kalır. Paris’te bir atölye tutar ve Durand-Ruel’de yapıtlarını sergiler.

“Nereden Geliyoruz? Neyiz? Nereye Gidiyoruz? - Yaşlı Kadın ve Genç Kadın - Ayrıntı

 

1894 Kopenhag’a kısa ziyaretler, yılın çoğunu Britanya’da geçirir. Bir denizci ile kavgada ayak bileğini kırar.

 

1895 Tahiti’ye geri dönmeye karar verir. İkinci bir müzayeededen sonra Paris’ten ayrılıp Temmuz’da Papeete’ye varır, ve yine şehir dışında bir yere yerleşir.

Merahi Metua no Tehamana (Tehemana Has Many Ancestors), 1893Still Life with Profile of Charles, 1886

 

1896–1897 Tekrarlayan hastalıklar, hastanede kalışlar, artan borçlar; Pahura adlı ondört yaşında bir kız ile birlikte yaşar.

Cafe at Arles, 1888

 

1898 İntihara teşebbüs eder.

 

1899 Vollard ile resimlerinin satışı konusunda kontrat yapar. Tekrar hastaneye yatar.

 

1901 Markiz Adalarından Dominique Adası’ndaki Atuana’ya taşınır. Pahura onunla gelmeyi reddeder.

 

1902 Tekrar hastalanır, Fransa’ya dönmeyi düşünür.

 

18891054.jpg

1903 Bir siklon adanın altını üstüne getirir. Adadaki otoritelerle kavga eder; yazdığı bir şikayet mektubundan dolayı üç ay hapse mahkum olur. 8 Mayıs’ta Atuana’da ölür.

 

 

Bir Kaçış Öyküsü (Gauguin üzerine bir deneme)

Gauguin'i kemirip duran, sürekli bir şekilde huzursuz eden şey neydi? Karısını, çocuklarını borsadaki saygın işini, düzenli hayatını ve sonunda uygarlığı bırakmasına yol açan o karşı konulmaz duygu nasıl bir şeydi?

 

Önce hafta sonları dostlarıyla resim yapmaya başladı; zararsız, hoş bir hobi! Düzenli bir geliri, bakacak bir ailesi olan birisi için bundan fazlası da olmamalıydı zaten. Ama oldu! Renklerin büyülü dünyasında, içinde uyanan kaçış duygusunun kamçılandığını hissediyordu.

 

17497080.jpg

Eline fırçayı bir kez aldıktan sonra, o küçük hafta sonu kaçamaklarından Tahiti'ye kadar uzanan yolun önü açılmıştı artık.

The Schuffenecker Family, 1889 Paul Gauguin 45 Self - Portrait, 1903 Sleeping Boy, 1884

 

Mekanikleşmiş hayatından olan memnuniyetsizliğini boyalarla paylaşıyor, boyalar da ona cevap veriyor, onu kışkırtıyordu. 'Kaç' diyorlardı ona 'durma, herşeyi geride bırak ve hayatını bu kısırdöngüden kurtar.'

Te Faaturama (The Brooding Woman), 1891

 

Denizkızlarının ölümcül çağrıları gibi Gauguin'i çekti tüm bunlar. Önce bir ressam olarak ailesine bakmayı umdu. Böylece borsadaki düzenli işinden kaçmış oluyordu.

 

Ama resim karın doyurmuyordu, renkler hisse senetlerinin getirdiği maddi imkanların küçük bir kısmını bile sağlamıyorlardı. Karısı ondan başyapıtlar değil, yaşamlarını sürdürecek kadar bir gelir bekliyordu; bu olmayınca da Gauguin'i terketti. Önce işinden, şimdi de ailesinden vazgeçmek zorunda kalmıştı Gauguin, ama kaçış duygusu içine yerleşmişti bir kez. Geri dönemezdi ve ailesini de feda etti.

 

Peki bu bir bencillik miydi? İnsan nasıl olur da, ressam olmak uğruna ailesini bırakmaya razı olurdu? Ama öyle ya, artık Gauguin dönüşü olmayan bir yola girmişti. Ezbere bir yaşam sürmemek için kaçmalıydı.

 

Christ in The Garden of Olives, 1889

 

Her sabah kalkıp eşinin hazırladığı kahvaltının ardından temiz elbiselerini ve boyun bağını takıp işine gitmek, çalıştığı şirkete iyi hizmet ederek, yükselmeyi ve daha iyi maaş almayı, kimbilir böylelikle çocuklarını daha seçkin okullara yollamayı ummak, akşam eve dönmek, ailesiyle olmak ve birbirine benzeyen sayısız günün ardından uykuya dalmak; hayır bunlar ona göre değildi.

 

14546785.jpg

Çoğu insanın peşinden koştuğu bu boğucu yaşam biçiminden nefret ediyordu. Ve bir hafta sonu tuval üzerine kırmızı rengi sürerken, o kırmızıda bu nefreti farkediverdi.

 

Kendini tamamıyla resme adayan Gauguin, böylece büyük kaçışın ilk aşamasını tamamlamıştı. Paris'in sanat ortamı içindeydi, sanatçı dostlarıyla beraberdi ve resim yapıyordu. Yine de halen huzursuzdu.

 

Bu boğucu kenti, bu kalabalığı, bu ********* yapaylığı terketmeliydi. Önce kısa süreli kaçışlarla Brötanya ve ardından çılgın Hollandalı'nın yanına Arles'a gitti. Ama kaçış duygusunu doyuramıyordu, işini, ailesini, kentini geride bıraktığı halde bu duygu içinde hala kıpırkıpırdı.

 

70416548.jpg

Ve bir gün, 4 Nisan 1891 günü, yaşlı kıtayı, 'tek dişi kalmış uygarlık canavarını' ve herşeyi geride bırakarak, bir geminin güvertesinde, gözleri ufalan Fransa kıyılarına değil, onu bekleyen ıssız Tahiti adasına çevrili bir şekilde kaçıverdi.

 

Gauguin Tahiti'de yerlilerin arasında yaşadı, resim yaptı, ağaç yonttu. Cennete kavuşmuştu ve çok sayıda eşsiz değerdeki resim ve yontuyu geride bırakarak, 1903 yılında, tam 55 yaşında, kaçacak başka bir yer kalmadığından olsa gerek, yeryüzü cennetinden gökyüzündekine, sınırsız özgürlüğe kaçıverdi.

 

Tahiti ve Paul Gauguin

 

Paul Gauguin, Fransız ressamıdır (1848-1903). Paris'te doğan Gauguin, çocukluğunu Peru'da geçirdikten sonra, donanmaya girdi ve dünyayı dolaştı. Sonradan bir bankada memur oldu, sakin bir hayat sürdü: izlenimciliğin etkisinde kalan, bir hevesli, bir «pazar günü ressamıydı.

 

Sonradan kendini sadece resme adamağa karar verip bankadan ayrıldı. Büyük bir yoksulluğa düştü ve giderleri kısmak için Bretagne'da, Pont-Aven'e çekildi (1886). 1887'de yabancı ülkelere duyduğu özlem onu Panama ve Martinique'e doğru yol alan gemilere binmeğe itiyordu. İşte bu yoldan tropiklerin göz kamaştırıcı ışığını buldu, ama parasızlık yüzünden 1888'de dönmek zorunda kaldı.

Still Life with Profile of Charles, 1886

 

Artık doğacılıktan (natüralizm) vazgeçmişti ve tamamen hayal gücüne dayanıyordu. Perspektifi bırakmış, tablolarını, renkli lekelerin koyu ve kalın bir çizgiyle sınırlandığı geniş, tek boyutlu düzeyler olarak yapmağa başlamıştı. Sonunda, Tahiti Adası'na gitmeyi başardı. Orada tam bir adalı gibi yaşıyor, güzel kadınlar resimlerinin esin kaynağı oluyordu. Gauguin'in resimlerinde bu kadınlar, sağlam ve yapılı vücutlarıyla pembe, mor, mavi karışımı sıcak ve pırıltılı renk tonları içinde yüzer.

 

Van Gogh'un kulağını ressam Gauguin kesmiş

 

Yaşamını Fransa'nın Arles kentinde sürdürürken bir cinnet anında kendi kulağını kesen sanat tarihinin en trajik sanatçılarından Hollandalı ressam Vincent van Gogh'un kulağını kesen kişinin, ressam dostu Paul Gauguin olduğu ileri sürüldü.

 

Alman Bild gazetesinin haberine göre sanat tarihçisi Rita Wildegans, Gauguin'in anılarında, kulağı kendisinin kestiği yönünde bazı imalar bulunuyor.

 

1888 yılının 23 Aralık gecesi Vincent van Gogh kan revan içinde hayat kadını sevgilisi Rachel'e koşmuş ve uzattığı bezle ‘‘elindeki nesneyi dikkatlice yerine yerleştirmesini‘‘ istemişti. Ressamın nesne diye tanımladığı sağ kulağını fazlaca içtiği alkolün etkisiyle tıraş bıçağı ile kestiği sanılıyordu. Yıllarca tam bir açıklama getirilemeyen bu esrarengiz olaydan 113 sene sonra uzmanlar yeni teorilerin peşinde.

 

Hamburglu sanat tarihçisi Rita Wildegans'ın Spiegel dergisine yaptığı açıklamada, Paul Gauguin'in (1848-1903) yazdığı anılarında Van Gogh'un kulağını kesenin sanılanın aksine kendisi olduğunu ima ettiğini söyledi. Wildegans'ın teorisine göre, Arles'da aynı evi paylaştıkları 8 hafta boyunca her gün Van Gogh ve Gauguin, engellenemeyen bir saldırganlığa ve hafıza kaybına yol açan ‘‘Absent’’ cinsi içkiyi içiyorlardı ve resim yaparken bile ayık değillerdi.

 

Amsterdam'daki Van Gogh Müzesi'nin müdürü Douglas Druick ise dini fanatik olan Van Gogh'un (1853-1890), arkadaşı Gauguin'in kendisini terk ederek şehirden ayrılışıyla ruhsal çöküntü içerisine girdiğini ve geçirdiği bu dini histeriyle İncil'deki örneklerine uygun şekilde kulağını kestiği görüşünü savunuyor.

Stilize desen ve saf renklerin kullanılışı yönünden ilkel sanatları andıran Gauguin'in tabloları, modern resim sanatının habercisi olmuştur. Gauguin, dekoratif biçimlere karşı duyduğu ilgiyi de, çeşitli heykel ve gravür çalışmalarında dile getirmiştir.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.