Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2009 Son günlerde yeni tartışmalara yol açan Nur Suresi'nin ilgili ayetleri: " İnanlı bulunan erkeklere diyesin ki: gözlerini önlerine eğsinler, koruyalar utanç yerlerini, bu sizin için büyük temizliktir, Allah haberlidir yaptığınızdan..." İnanlı bulunan kadınlara da diyesin ki: eğsinler önlerine gözlerini utanç yerlerini koruyalar, açık olanından başka süslerini açmayalar, çekeler bürgülerini omuzlarına, erlerinden, kendi babaşarından,kocasının babasından, kendi "kardeşlerinden,kardeş oğullarından,kocasının babasından.."başkalarına ziynetlerini açmayalar,ey inanmış olanlar ; hepiniz de Allah'a tövbe ediniz,ola ki kurtulursunuz. Nur suresinde kadınların saçının örtülmesi,başkalarınca görülmeyecek biçimde örtünme konusunda buyruk yok. Kadınlar ve erkekler için korunması gereken "utanç yerleri"dir.(!) Bu konudaki değişik görüşlerin "tefsir"farkı olduğu anlaşılmaktadır. Bir an için, o ayetleri örtünme konusunda bir deyiş saysak bile bnu kural "emr-i ibadat"tan değildir. İslamda "örf" denilen davranış ve görgü kuralalrı da vardır. Dinsel bakımdan vicdan ve inanç özgürlüğü kapsamında görülemez. Söz konusu olan 14. ve 2. madde çerçevesinde bir sınırlamadır. Gerek günümüzde, gerekse tarih içinde çeşitli dönemlerde islam toplumlarında "türban" biçiminde bir dinsel buyruk; yaygın biçimde yoktur. Kimi dinselliğin "bağımsızlık" biçiminde olduğu toplumlarda ise daha farklı örtünme biçimleri bulunmaktadır. Din ve vicdan özgürlüğü güvencesinde bir bağımsızlık? Hiç de uyuşmayan iki kavram gibi görünüyor.Bağnazlık özgürlüğün yok edilmesidir. Türban bugünkü uygulaması ile bir dinsel simge değil, bir siyasal simgedir. İslam dinine değil, hatta bir mezhebe göre değil, daha alt düzeyde, kimi tarikatların kurallama isteğine bağlı bir simge. Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarında da bu yorum ve anlayış kabul edilmektedir. Böylesi bir yorumla da, aile içinde ve uygun karşılanan toplumsal yaşam çerçevesinde başını bu biçimde örtmek isteyenlere karışılmaz. Bu kişiler istedikleri gibi giyinme hakkını kullanabilirler. Çatışma, kamu düzeni ile çakışma çizgisindedir. Üniversiteler özerk kuruluşlar olarak iç düzeni kurma ve koruma yetkisindedir. Göreneklerini ve davranış kurallarını (bu arada öğretim üyeleri,öğrenciler ile başka çalışanlarının) işin gereğine göre belirleme yetkisindedir. Bu yetkiyi kullanırken kuşkusuz Anayasa kuralalrı ve çağdaş hukukun ilkeleri ile çevrili olduklarını bilmektedirler. Benzer kurallama yetkisi birçok kamu hizmeti alanında da vardır. Örneğin askerlik, yasayla belirlenmiş bir "üniforma" giymeyi zorunlu kılar. Bu zorunlu ünifora, görev alanına ve aşamasına göre de değişmektedir. Yargı da kendi usul ve yöntemlerine göre kurallarını belirlemiştir. Yargı görevlileri cüppe ile açık başla yargılama yaparlar. Bu gelenek de hukuk devrimi ile oluşmuştur.(03/04/1340-1924t,461 s.Kanun) Aynı zorunluluk 460 Sayılı Mahamat Kanunu ile avukatlar için de başlamıştır. 3499 sayılı Kanunun 37. maddesinde yer almıştır. Sağlık hizmetleri görevlileri de uluslararası çizgiye erişmiş bir biçim ve yöntem kuralları dizgesi ile hizmet görmektedirler. Sanatçılar ve sporcular belirli formları kullanırlar. Her spor dalında sporcular özel giysilerini ve kendi kulüplerinin renklerini ve çizgilerini taşırlar. Kadın sporcular için de durum aynıdır. ____ Her alanda, kamu düzenine karşı ve düzeni delerek "türbanlı örtünme" yi din ve vicdan özgürlüğünün bir gereği saymak ve bunu dayatmak kabul edilemez. Kamu düzenine aykırı biçimde dinsel simge dayatması özgürlüğün kullanımı değil, tersine özgürlüğü baskı altına alan bir davranıştır. Dinsel ve siyasal bir simge olarak türban, dinin inançla ilgili "emr-i ahiret" kurallarından değildir. Olsa olsa toplumsal davranış kurallarındandır. Bunun, salt dinin buyruğu ve gereği olduğu dayatması ise Anayasa'nın 24. maddesinin son fıkrasının ihlalidir. Anılan hüküm şöyledir, "kimse devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa , din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini vya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz." Hukuk ilkelerine ve "laik devlet" temel kurallarına aykırı biçimde bir simge olarak türbanı siyasal ya da anayasal korumaya eriştirmeyi istemek Anayasanın özüne de sözüne de aykırı bir davranıştır. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Hayır anlamıyorum ki, sözde tarikat siyaset simgesi takan kullanan bayanları okutmayıp,erkeğini okutup meslek sahibi yapan zihniyetleri biz nasıl kabul edeceğiz peki.Hayt huyt kapan,eve tıkıl,çalışma ,okuma şu bu diyen zihniyet ile kapalısın diye hayt huyt evine kapan,çalışma,okuma diyen zihniyetin ne farkı var anlamadım.Takmışlar içinde bone olan kapanma siyasi simge diye, ya Allah aşkına hadi kimisi de Allah a gıcıklığından,eline ipek bir eşarp alsın,önce sade takıp kafayı sağa sola öne arkaya çevirsin,,sonra da bone takıp aynı hareketleri yapsın.Bi anlayın aradaki farkı ya.Ne siyaseti, basbayağı kaydırmaz onun adı.Ha efendim türban şuymuş buymuşta bizim geleneksel baş örtümüz yemeniymişte falan filan.Ya çıkın giyin altınıza bol çiçek motifli şalvarları öyle dolaşın o zaman, nedir yani yeni desenlere şekillere bunca söz. Milleti öyle bir hale getirdiler ki,sokakta türbanlı görse bazıları suratı türbana kesiyor sinirinden tansiyonundan,renk renk desen desen.Noluyorsunuz.??Dinde varmışmış,dinde yokmuşmuş.Dinde var olduğuna inanan takıyor, var olmadığına inanmayan takmıyor, okumuşu takıyor okumuşu takmıyor, çalışanı takıyor, çalışmayanı takıyor,ya da takmıyor.Laiklik deyip deyip şekilsellik ile özellikle ve özellikle kadına saldırılmasından sıkıldım.Gitsinler tarikatların siyasetçilerin yetiştirdiği erkeklerle uğraşsınlar.Yeter artık bu örtünme konusu .Erkekleri ne yapacaklar.Koca bir hiç. Ne anladım ben bu işten.Böyle örtüye saldıra saldıra Cumhuriyetin bittiğini ilan edenleri Cumhurbaşkanı yaptık, hala en ufak ders alma yok.Şunu söyleyim forumda, artık türbanlı bir bayan değilim ama zihniyetim inancım herşey aynı. Peki bunu ne yapacaklar kadrolarında, buyursunlar buna çözüm bulsunlar.Neyse o illa çözüm buldukları! Ben türbanımla muhasebe yapsam ne açık halimle muhasebe yapsam ne, dinde matematik toplama çıkarma kurallarımı var laiklikten çıkıyorum anlamadım ki, nedir bu kadar çeşitli farklı insanla sıkıntınız.Laik devletmiş,ya ben bu ülkede laiklik yanlısı bir türbanlıydım,türbanım yüzünden ısrarla laik olmadığımın söylenmesinden bunaldım.Yeter ,bi adama kırk kez deli derseniz deli olurmuş diye bir söz var.Yapmayın yeter .Uğraşmayın kızlarımızla. Atatürk ün bir din düşmanı olmadığını anlatamıyoruz artık bu saldırılardan,ya biz kadar uğraşmıyorsunuz değerlerimizi sevdirmeye.Biz uğraşıyoruz siz soğutuyorsunuz.Niye bi türlü anlamıyorsunuz? Niye nefret ettiğiniz kesimin ekmeğine terayağı ile bal ,arada çikolata sürüyorsunuz. Elinizle besleye besleye bıkmadınız.. 2 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Ftoyd, konuları yanlış taraftan ele alıyorsun. Türban yasağı diye bir şey yok. Türban karşıtlığını bilemem, sokakta türbanlı görünce düşman görmüş gibi olanlar varsa bilemem. Buna bir yaptırım da koyamayız yani, ne diyeceğiz, "türbanlılara ters ters bakmak yasaktır" diye yasa mı çıkaracağız? Böyle bir imaj yaratmışlar demek ki, biz ne yapalım? Türban takan Cumhuriyet, Atatürk düşmanıdır, hatta şimdilerde yeni güçlenen imaj; bölücü işbirlikçisidir diye bir izlenim yaratmışlar, buna biz ne yapalım? Ekrana çıkıp Humeyni'yi sevdiklerini, ama Atatürk'ü sevmek zorunda olmadıklarını söylemeselerdi, biz mi söylettik? Türban yasağı diye bir şey yok, ama kamu ve eğitimde dini simge yasağı var. Bu da doğal ve gerekli. Erkeklere ne yapıyorlar demişsin. Takke, sarık, kippa, haç, bir kucak papaz sakalı, bunlar da hep yasak. Dış görünümle uğraşırlarken beyinlerin içini ne yapacaklar demişsin. Ne yapacağız, hiç bir şey... Hiç bir yasa beynin içini yargılamaz. Kimsenin neye inandığı devleti ilgilendirmez. Yaptırım, eylemleredir. İsterse evine gidip şeyhinin resmini karşısına alıp namaz kılsın, isterse tarikat önderinin Mehdi olduğuna inansın, bunlar bizi hiç ilgilendirmez. Ama laikliğin temeline en küçük şekilde ilişti mi karşısında bizi bulur. Son nefesimize kadar da karşı olacağız. İnanç ise yaptırım değil, tartışma konusudur. O konuda sadece tartışırız, burada yaptığımız gibi... 1 Alıntı
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 konunun çarptırılmasına, farklı yönlere çekilmesine hiç gerek yok ftoyd. konu gayet açık aslında.. Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal bir hukuk devletidir. bu devlet yapısının normları bellidir. olması gereken bellidir. kişilerin hak ve özgürlükleri kanunlar çerçevesinde düzenlenmiştir. ve bu haklar anayasal koruma altındadır. kişiler din ve inançlarında serbesttir. kimse, kimseyi bu konuda yargılayamaz. baskı altına alamaz. dileyen örtünebilir tabii ki. ama bu siyasal bir simge haline getirilemez. bu yapılan yanlıştır. Kamu düzeni ve güveni kanun ve yönetmeliklerle düzenlenmiştir. kamu alanları kanunun çizdiği çerçevede olmak zorundadır. din ve devlet işlerinin ayrı tutulması zorunludur. Devlet dairelerinde çalışanların kılık kıyafetleri bir düzenlemeye tabiidri ve bu uygulanmak zorundadır.. okullar, hastaneler, adliyeler ve aklınıza gelebilecek her türlü kamu alanları kanun ve yönetmeliklerin çizdiği çerçevede olmak zorundadır. devlet dairesinde çalışmak isteyen bir bayan kılık kıyafet yönetmeliğine uymak durumundadır. kişi hak ve özgürlükleri adı altında bu kuralın ihlali söz konusu olamaz. kişi hak ve özgürlüklerinin sınırları ve anlamı bellidir. bunu dilediğinizce anlamlandıramazsınız. evinizde ya da sokakta dolaşırken size kimse niye açıksın ya da niye kapalısın diyemez. ancak söz konusu alan bir kamu alanı ise durum değişir. kapalı olarak çalışmayı ya da okumayı kendinizde hak göremezsiniz. anayasal koruma altında olan laiklik ilkesine ters bir davranış kabul göremez. erkekler için de aynı şekilde kılık kıyafet konusunda , kanun ve yönetmeliklerle düzenleme getirilmiştir. erkekler de çağdaş hukuk devletine yakışır şekilde giyinmeli ve saç sakal traşı olmalıdır. bu durumun aksi düşünülemez. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.