Φ _asi_ Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Pisidia Antiocheia Antiokheia, Isparta iline bağlı Yalvaç İlçesinin yaklaşık 1 km kuzeyinde Sultan Dağları’nın güney yamacı boyunca uzanan Anthios Vadisinde kurulmuş bir Pisidia kentidir. Kent Smyrna’da (İzmir) rahiplik yapan F. V. Arundell tarafından 1833 yılında ilk kez keşfedilmiştir. Daha sonra birçok gezgin ve arkeolog tarafından araştırılmıştır. 1880 ve 1920 yılları arasında Antiokheia’yı sık sık ziyaret eden W. M. Ramsay, 1920 yılında izin alarak Robinson ile birlikte kentte kazı yapmıştır. Ekip Roma kolonisinin büyük bir kısmını ortaya çıkarmıştır. Kent yakınındaki Karakuyu Tepesinde bulunan Men Kutsal Alanında bulunan yazıtlar üzerinde de çalışılmıştır. Antiokheia Apollonia gibi bir Seleukos kolonisidir. Şehrin kesin kuruluş tarihi bilinmemektedir. Şehir Seleukos I (MÖ 312-280) veya oğlu Antiokhos I (MÖ 280-261) tarafından kurulmuştur. Apameia Barışı sırasında (MÖ 190-188) kent Magnesia ad Meandr’dan (Ortaklar) getirilen kolonistler tarafından kolonize edilmiş ve kente Romalılar tarafından bağımsızlık verilmiştir. Kent bu durumunu MÖ 39 yılında Amyntas yönetimine girinceye kadar korumuştur. MÖ 39 yılından Galat Kralı Amyntas’ın öldürüldüğü MÖ 25 tarihine kadar kralın egemenliği altında kalan kent daha sonra Galatia Eyaleti içine alınmıştır. Kent MÖ 25 yılında İmparator Augustus zamanında Colonia Caesarea adıyla Roma kolonisine dönüştürülmüş ve bu statüsünü yaklaşık ikiyüz yıl korumuştur. İus İtalicum (Serbest Şehir) bahşedilen kent Roma’da olduğu gibi 7 küçük tepe üzerine oturan “vici” lere bölünmüştür. Koloninin resmi dili Latince olup, halk Grekçe konuşmaktaydı. Latince’nin MS 295 yılına kadar resmi dil olarak kullanıldığını İmparator ve Legatları için olan yazıtlar kanıtlamaktadır. I. A. Richmond ve R.G. Callingwood’un tahminlerine göre, kent merkezindeki nüfus 7500-10.000 civarında idi. B. Levick ise, üçbinin üzerinde veteran (asker) bulunduğunu ileri sürmektedir. Kolonide yaşayan pek çok insan imparatorluk idaresinde görev almıştır. Antiokheia MS III. yüzyılın sonunda kurulan genişletilmiş Pisidia Eyaletinin metropolisi olmuştur. Kilise kayıtlarından anlaşıldığına göre kent Bizans döneminde de önemine korumuştur. Kentin bilinen en erken sikkeleri MÖ I. yüzyılın sonuna tarihlenmektedir. Sikkeler üzerindeki tipler çoğunlukla Tanrı Men ile ilgilidir. Sikkeler üzerinde “Colonia” legadı yeralır. Kentin ekonomik durumu MS III. yüzyılda en üst düzeye çıkmıştır. MS 713 yılında Arap istilasına uğrayan kent yakılıp yıkılmıştır. Bugün kent üzerinde sütunlu cadde, Augustus Tapınağı, Tiberius Alanı, Propylon (Anıtsal Giriş) Roma Hamamı, Nimfeum (Çeşme), Bouleuterion (Toplantı Binası), Tiyatro ve kilise kalıntıları mevcuttur. Sütunlu Cadde Anthios Vadisi’ne hakim bir tepe üzerine kurulan kent yaklaşık 3 km uzunluğunda oval bir surla çevrilidir. Hellenistik devirde inşa edilen ilk surlar Roma ve Bizans döneminde genişletilmiştir. Sur içinde kalan 47 hektarlık alan düz değildir. Kent arazinin dalgalı durumundan yararlanılarak ızgara planlı olarak inşa edilmiştir. Güneyden kuzeye ve doğudan batıya uzanan ana caddeler şehir planının özünü oluşturmuş ve diğer planlama bu caddelere göre yapılmıştır. Giriş Kapıları: Kente giriş üç kısımdan yapılmaktadır. Güneyde ve kuzeybatı köşede tek geçitli iki kapı vardır. Üçüncü kapı şehrin en görkemli kapısı olup şehrin batısında yeralmaktadır. Üç tonozlu olan kapı üzerinde karşılıklı diz çökmüş flama ve standart taşıyan iki part kabartması ayaklar üzerinde girland taşıyan nikeler (Zafer Tanrıçası) bezeme olarak kullanılmıştır. Kent dışına bakan kısımda bronzdan kabartma harflerle “Gaius Julius Asper Con 212” yazıtı yeralır. Yazıtın üstü zırh ve çeşitli silah kabartmaları ile bunun üzeri bitkisel bezemelerle süslenmiştir. Anıtsal kapı MS 212 yılında yapılmıştır. Üç kapı da yıkılmış ve temel seviyesindedir. batı kapısı parçaları batı kapısı parçaları Augustus Tapınağı: Tapınak kentin en yüksek yerindeki kutsal alan içinde İmparator Augustus’un ölümünden sonra onun adına izafeten yapılmıştır. Tapınak, temeli doğal kayanın kesilmesiyle oluşturulmuş bir podium üzerine oturmaktadır. Podiumun içi kayanın oyulmasıyla mahzene dönüştürülmüştür. Yapı yanlarda ikişer, önde 4 sütun olmak üzere 8 sütunludur. Ön cepheye 12 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Korint düzenindeki tapınağın cella (kutsal oda) kısmı üstte bitkisel motifli frizle çevrilmiş durumdadır. Arşitrav üzerinde girlandlar (çelenk) arasında bukranion (öküz başı) kabartmalı bir friz yeralır. Alınlıkta epifani bir pencere bulunmaktadır. Tepe akroterinde Nike, yanlarda akanthus yaprakları işlenmiştir. Tapınağın arkasındaki kayada, oyularak meydana getirilmiş alt katta dor, üst katta ion düzeninde sütunlarla taşınan iki katlı galeri vardır. Augustus Tapınağı Tapınağın önünde 63 x 85 m boyutlarında kuzey ve güneyinde sütunlu galerilerin olduğu Augustus Alanı bulunmaktadır. Tapınağın yapım faaliyeti Tiberius (MS 14-37) döneminden Cladius (MS 41-54) dönemine kadar sürmüştür. Tapınak ve sütunlu galeriler yıkılmış ve temel seviyesindedir. Propylon (Anıtsal Giriş): Augustus Alanı ve Tiberius Alanının kesiştiği yerde inşa edilmiştir. Üç tonozlu ve zafer takı biçiminde yapılan propylon İmparator Augustus onuruna dikilen ve onun deniz ile karada kazandığı zaferlerini sembolize eden heykel ve kabartmalarla süslenmiştir. Anıtsal giriş kapısına Tiberius alanından 12 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Geçit tonozlarının ortada olanı geniş olup, dört adet ayak ve korinth başlıklı dört sütun üzerinde durmaktadır. Ortadaki kemerin üzerinde diz çökmüş ve kolları arkadan bağlanmış, biri giyimli diğeri çıplak iki Pisidialı esir ve önlerinde meşale ve çelenk yanlardaki kemerlerin üzerinde ise girland taşıyan kanatlı Eros ve Nike kabartmaları yeralmaktadır. Arşitrav kısmında bronzdan kabartma harflerle Imp Caes Avgvsto Pontıfex Max Trıbunıca Potestate XII Con yazıtının bulunduğu anlaşılmıştır. Kemerlerin üzerinde devam eden frizde tritonlar savaş gemileri, kalkanlar, çeşitli hayvan kabartmaları yapılmıştır. En üstte Poseidon (Deniz Tanrısı) ve Demeter’in (Bereket Tanrıçası) tasvirleri de yeralmaktaydı. Bu heykeller Yalvaç Müzesinde teşhir edilmektedir. İmparator Augustus’un ölümünden önce yazdığı “Res geastae Divi Augusti” nin (Augustus’un vasiyeti) Latince kopyası da bu yapıda yeralmaktaydı. Kazılar sırasında bir çok kitabe parçası da ele geçmiştir. Anıtsal giriş MS I. yüzyıl ortalarına tarihlenir. Yapının üst yapısı bugün tamamen yıkılmış ve temel seviyesindedir. Tiberius Alanı: Sütunlu caddenin doğu bitiminde yer alan Tiberius Alanı’nı doğuda Propylonun Anıtsal Merdivenleri, kuzey ve güneyde ise sütunlu galeriler çevrelemekteydi. Yaklaşık kare plana sahip alanın iki yanındaki sütunlu galerilerin içinde geç devirde dükkanlar yapılmıştır. Tiberius Alanı MS I. yüzyıl ortalarında inşa edilmiştir. Tiyatro: Kent merkezine yakın bir tepenin yamacına inşa edilen tiyatro şehre hakim bir noktadadır. Tiyatro caveasının (oturma kısmı) kuzey bölümü tepenin yamacına güneydeki kısımları tonoz kemerler üzerine oturtulmuştur. Tiyatro Roma döneminde genişletilmiş ve ana cadde tiyatro altında kalmıştır. Kentin doğu batı yönündeki ana caddesi güney cavea altında bulunan tonozlu bir tünelle tiyatronun altından geçmiştir. Bu tünelin uzunluğu 56, genişliği 8 metredir. Yaklaşık 5.000 kişiyi alabilecek kapasitede olan tiyatronun sahne kısmı tamamıyla tahrip olmuştur. Mevcut kalıntıları MS IV. yüzyıl başlarına ait olmalıdır. tiyatro Roma Hamamı ve Palaestra: Kentin kuzey-batı köşesinde yeralmaktadır. Yapı Palaestra (oyun alanı) ve kapalı hamam binasından oluşur. Palaestra kısmı üç yanı sütunlu galerilerle çevrili bir orta avludan oluşmaktadır. Üst yapıdan fazla bir kalıntı yoktur. hamam hamam Hamam kısmı Frigidarium (soğukluk kısmı), Tepidarium (ılık kısım), Caldarium (sıcak kısım) ve Apodyterium (soyunma yerleri)’dan oluşmaktadır. Doğu batı yönündeki yapı 69 x 54 m ölçülerindedir. Binanın çatısı tonozla örtülüdür. Yapı MS I. yüzyıl sonu II. yüzyıl başında inşa edilmiş olmalıdır. Yapının büyük bir kısmı ayaktadır. Stadium: Sultan Dağlarının eteklerinde akropolün batısında yeralmaktadır. Yapı 190 x 30 m ölçülerinde, “at nalı” şeklinde plana sahiptir. Hellenistik dönemde inşa edilen yapı MS II. yüzyılda onarım geçirmiştir. Antik çağda çeşitli atletizm, güreş ve boks gibi bedensel hareketler ile MS III-IV. yüzyılda gladyatör ve vahşi hayvan oyunları da bu yapılarda düzenlenmiştir. Yapıda günümüze kadar bir kazı yapılmamıştır. Nymphaeum: Anıtsal çeşme kuzey-güney caddesinin kuzey ucunda yer almaktadır. Yapı önde çeşmelerin bulunduğu sütun mimarisi ile süslü kısım ve arkasında suların toplandığı depo kısmından oluşur. “U” planlı yapı 21 x 21 m ölçülerindedir. Depoda toplanan su pişmiş toprak, taş ve kurşundan yapılmış borularla kente dağıtılmıştır. Muhtemelen MS I. yüzyıl sonlarında yapılan çeşme binası bugün temel seviyesindedir. Su Kemerleri: Kent mimarisinin en önemli yapılarından birisi su kemerleridir. Roma döneminde gelişen şehrin artan su ihtiyacını karşılamak için “su çıktı” kaynağından kente uzanan yaklaşık 10 km uzunluğunda su kemeri inşa edilmiştir. Ayakta duran kısmın uzunluğu yaklaşık 250 m olup, 5-7 m yüksekliktedir. Suyun aktığı Canalis’in yapısı bilinmemektedir. Su kemerleri MS I. yüzyılın sonunda inşa edilmiş olmalıdır. su kemerleri su kemerleri St Paul Kilisesi: Kentin ilk ve en büyük kilisesi olup, şehir suruna bitişik ve Roma Hamamı’nın yaklaşık 200 m güneyindedir. Bazilikal plan gösteren bina 70 x 26 m boyutlarında olup, apsid kısmı doğudadır. Yapı üç nefli (bölümlü) olup, orta nef daha geniştir. Kilisenin batısında enine yerleştirilmiş narteks (giriş bölümü) yeralır. st Paul Klisesi Yapıda 1924 yılında Robinson tarafından sondajlar açılarak inşa evreleri incelenmiş, bu çalışmalarda daha önceden inşa edilmiş küçük boyuttaki bir kilise tabanına rastlanmıştır. Ramsay ve Arundell, bu küçük kilisenin altında da bir sinagog olduğunu düşünmektedirler. StPaul Kilisesi Yalvaç Müze Müdürlüğü başkanlığında 1987 yılından itibaren başlatılan kurtarma kazısında kilisenin üç safhada yapıldığı ortaya çıkmıştır. İlk evrede büyük boyutlarda bir sinagog, ikinci evrede MS III. yüzyılın başlarında küçük bir kilise, üçüncü evrede MS IV. yüzyıl başlarına ait şu anda mevcut büyük kilise inşa edilmiştir. Kilisenin tabanı renkli ve çeşitli mozaiklerle kaplıdır. Mozaikli tabanda dört adet Yunanca kitabe ve bu kitabelerde mozaiği yaptıranlar ve görevli papazların ad ve adaklarının olduğu bilinmektedir. Hristiyanlık için önem arzeden bu kilisenin altında bulunan Sinagog’ta Hz. İsa’nın havarilerinden St Paulus, Barnabasla birlikte MS 46 yılında ilk vaazlarını vermişlerdir. Bu nedenle St Paulus’a adanan kilise büyük önem arzetmektedir. Men Tapınağı: Antiokheia, Men Kültünün en önemli merkezlerinden biridir. Men Kutsal Alanı, Antiokheia’nın kuruluşundan önce kentin yaklaşık 5 km güneydoğusunda Karakuyu Tepesi üzerinde kurulmuştur. Ay Tanrısı Men MÖ 3000 yılından beri ibadet edilen eski bir Anadolu Tanrısı’dır. Men Tapınağı Antik Kentten Görünümler Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.