Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Featured Replies

Gönderi tarihi:

43518946.jpg

 

1452 15 Nisan’da, Ser Piero di Antonio da Vinci’nin gayri meşru çocuğu olarak dünyaya geldi. Leonardo’yu babası aldı ve köylü olan annesi Caterine yerine, sosyal sınıfını daha uygun gördüğü Albiera di Giovanni Amadori ile evlendi.

1469 Floransa’ya taşındı. Leonardo ressam ve heykeltıraş olan Andrea del Varrocchio’nun atölyesinde çalışmaya başladı.

 

 

1472 Floransa’daki San Luca Derneği’ne katılması, onun ressamlıkta profesyonel ve bağımsız bir konuma yükseldiğinin bir göstergesi oldu.

1473 Bilinen ilk resmi olan “Arno Vadisi Manzarası”nı yaptı.

 

1476 Leonardo 17 yaşındaki asistanı, Jacopo Saltarelli, ile homoseksüel bir ilişkisi olmasıyla suçlandı.

 

 

1472-1480 Verrochio’nun atölyesinde çalışmaya devam etti. Aynı zamanda ‘İsa’nın Vaftizi’, ‘Karanfilli Meryem’, ‘Benois Meryemi’ ve hatta ‘Meryem’e Müjde’ gibi bireysel çalışmalarına da devam etti.

 

 

1478 Floransa’da, Palazzo Vecchio’da bulunan Bernhard Kilisesi’ne mihrap resmi yapmak üzere -büyük olasılıkla babasının yardımıyla- görevlendirildi. Ancak resmi tamamlamadı.

 

1482 Milano’ya taşındı ve Milano Dükü Ludovico Sforza adına askeri mühendis, heykeltıraş ve ressam olarak çalıştı.

1483-1486 Ambrogio ve Evangelista de Predis adlı iki erkek kardeş ile beraber ‘Kayalıkların Meryemi’ adlı mihrap resmi yapmak için görevlendirildi.

1487-1488 Milano Katedral Atölyesinde danışman mimar olarak çalıştı.

1489-1494 Sforza ailesinin ressamı olarak çalışan Leonardo, Ludovico Sforza tarafından ısmarlanan, Francesco Sforza’nın atlı bir heykeli üzerinde çalışmaya başladı.

1499 Fransa Kralı Louis XII için ‘Burlington Evi’ne başladı, ancak Milano’dan ayrılarak Venedik’e gitti.

 

 

1500 ‘SS. Kilisesi için Meryem, İsa ve Azize Anne’ resminin desenini yaptı.

 

 

1501 Florimond Robertet için ‘Meryem ve İsa’ (Yarnwinder Meryemi) üzerinde çalıştı.

 

 

1502 Asker olan Cesare Borgia’ya, Kuzey ve Orta İtalya seyahatı sırasında, mimar ve askeri mühendis olarak eşlik etti.

 

1503 Floransa’ya döndü ve karısı Lisa del Giocondo’nun –günümüzde Mona Lisa olarak anılan- portresi üzerinde, daha sonra da en görkemli çalışmalarından biri olan Palazzo Vecchio’daki duvar resmi ‘Anghiari Çatışması’na başladı.

1504 Babası öldü.

1506 Floransa’daki sivil otoriteler tarafından, Fransız Vali Charles d’Amboise’un isteği üzerine, üç aylığına Milano’ya gitmek üzere izin aldı. Ancak izin süresini aştı ve ‘Anghiari Çatışması’nı yarıda bıraktı.

1507 Duvar resmini bitirmek üzere kısa bir süreliğine Floransa’ya geri döndü, ancak tekrar Fransa Kralı tarafından Milano’ya çağırıldı ve burada ‘Kayalıkların Meryemi’ adlı resmin yeni bir versiyonu üzerinde çalışmaya başladı.

1508-1512 Floransa’ya kısa ziyaretler dışında zamanının çoğunu Charles d’Amboise’e hizmet etmekle geçirdi.

1513 Charles d’Amboise’un ölümünden sonra, Leonardo yeni patronu Guiliano de’ Medici ile Roma’ya gitti.

1516 Guiliano de’ Medici’nin ölümünden sonra, Fransız Kralı Francis I’e hizmet etmeye başladı. Yaşadığı Cloux’ta bilimsel deneyler, mimari ve sulama projeleri yaptı.

1519 Leonardo, 2 Mayıs tarihinde Cloux’ta öldü. İsteği üzerine Amboise’daki St. Florentine Kilisesine gömüldü, ancak savaş sırasında mezarı yok oldu.

1520-1530 Leonardo’nun öğrencisi olan Francesco Melzi, ona miras kalan yazıları düzenledi ve ‘Resim üzerine İncelemeler’i bir araya getirdi. Leonardo’nun resimleri ise Giacomo Salia adlı başka bir öğrencisine miras kaldı. Ancak Salia’nın ölümünden sonra Leonardo’nun resimleri 1530’larda Fransa Kralı tarafından alındı. Resimler halen Louvre Müzesi’nde görülebilir.

 

 

Kaynakça:

Frank Zöllner, ‘Leonardo’, Germany: Taschen, 2000

 

Leonardo Da Vinci: “L’UOMO UNIVERSALE” Ve Dönemi

 

Asıl adı Leonardo di Ser Piero da Vinci olan Leonardo da Vinci, genellikle Michelangelo, Raffaello ve Tiziano ile çağdaş kabul edilmekle birlikte, onun yaşamının büyük bir kısmının 15. yüzyılda geçtiği bilinmektedir.

 

Floransalı ressam Verrochio’nun atölyesinde yetişen Leonardo, 1481’de Floransa’dan ayrılarak Milano Dükü Ludovico Sforza’nın yanında çalışmaya başlamış ve burada asıl olarak mimarlık ve mühendislikle ilgilenerek 17 yıl kaldığı Milano’da sadece 6 resim yapmıştır.

 

1500 yılında, Fransızların Milano’yu işgal etmesi üzerine önce Mantua, sonra Venedik ve ardından Floransa’ya gitmiş; 1502’de Papa IV. Alexandre’ın oğlu Cesar Borgia için çalışmaya başlamış; 1513-1517 yılları arasında da öğrencileri Francesco Melzi ve Salai ile Roma’da, Papa X. Leo tarafından Pontine Bataklıkları’nın kurutulması projesinde görevlendirilmiştir. 1517 yılında Roma’dan ayrılan Leonardo, Fransa Kralı I. François’nın hizmetine girmiş ve ölümüne dek Fransa’da kalmıştır. Bu özet bilgiler dahi, bir sanatçı ve bilim adamı olan Leonardo’nun, Rönesans’ın “l’uomo universale”si (evrensel insan) olarak gittiği tüm kentlerde Rönesans sanatının yayılmasını sağlamıştır.

 

Rönesans düşüncesine egemen olan, antik düşünce kaynaklı Hümanizm, Yeni-Platonculuk ve Doğa Felsefesi, Rönesans sanat felsefesinin ve dolayısıyla sanatının oluşmasında da etkili olmuştur. 14. yüzyıl Nominalizmi’yle deney önem kazanmaya ve buna bağlı olarak öte dünya anlayışının yerine görünür dünyanın araştırılmasına başlanmış; evrenin bir makro kozmos olarak algılanmasıyla, bir mikro kozmos olarak kabul edilen insan da, bu dönemde “birey” olarak öne çıkmıştır. Doğadaki sonsuzluğu arama çabaları, insandaki sonsuzluğu arama çabalarına uygun düşmüş ve bu doğrultuda felsefe gibi sanat da özellikle insanı ve doğayı işlemiştir.

 

15. yüzyılda Floransa’da kurulan Platon Akademisi, başlangıçta Platon ve Aristoteles’i uzlaştırmaya çalışsa da, antik dönem metinlerinin sayıca artmasıyla Plotinos’u da keşfeder. Platon’un, sanatları duyarlı görünüşlerin öykünmesine, güzelliklerini de bir aldatmacaya indirgeyen görüşüne karşı Plotinos, sanat yapıtlarının güzelliğinde, kavranabilir olanın belirtisini görür. Plotinos’a göre, en düşçü varlığın bile kendisini güzel sayılan bir şeyle ilişkilendirmesi gerekir. Bunu güzel görünmek için değil, basitçe varolmak için yapmak zorundadır. Söz konusu varlık, ayrıca ideal güzelliğe katıldığı ölçüde varolur. Onu ne kadar fazla yakalarsa, o ölçüde kusursuz olur, çünkü güzelliği o ölçüde içine sindirir, içselleştirir.

 

Plotinos, genel olarak Yunan felsefesinin gelenekleştirdiği mimesis kuramından yola çıkar ve tamamen tutarlı olarak salt bir idealizme, idealist sanat felsefesine varır. Onun düşüncesi, Rönesans döneminde, özellikle Leonardo da Vinci’de yeni bir canlılığa kavuşacak, öykünme kuramından yaratma kuramına geçişe katkıda bulunacaktır. Diğer bir deyişle, 15. yüzyılda Yeni-Platonculuk ile antik düşüncenin “mimetik sanat” kuramından yararlanılırken; 16. yüzyılda sanat, mimetik bir etkinlik olmaktan çıkıp idealist yaratıcılığa doğru gelişim gösterecektir. Bu dönemde arkeolojik keşiflerin yapılmaya başlanması da, giderek sanatçıların tavırlarının değişmesine neden olmuştur. Nitekim, 1506’da Laokoon heykel gurubunun keşfinden hemen sonra Michelangelo, “…bu bir sanat mucizesi ve artık bunu kopyalamaktan ziyade sanatçısındaki ilahi dehayı anlamalıyız.”demiştir. 15. yüzyıl boyunca gördüğünü kopyalayan Rönesans sanatçısının yerini, 16. yüzyıla doğru arkeolojik bilginin artmasıyla, antik sanatı anlamaya çalışan sanatçı tipinin almaya başladığı söylenebilir.

 

15. yüzyıl başlarında İtalyan sanatçılar, sanata Ortaçağ ruhundan farklı bir ruhla yaklaşmışlardır. Onlar için resim, öncelikle dış dünyanın görünümünün yansıtılmasıdır. Bu, Leonardo’nun deyişiyle, “taklit edilen nesneye en çok benzeyen resmin en güzel resim olduğu” yolundaki inanışa dayanan yeni bir anlayıştır. Bu dönemde artık, resimde gerçeğe benzetmenin genel ve temel bir önerme kabul edilmesi ve mekanın üç boyutlu bir süreklilik olarak yorumlanması ilkesi esastır. Bu durum sanat kuramcıları tarafından da dile getirilmektedir. Örneğin Alberti , 1435 yılında hazırladığı Della Pictura adlı kitabının taslaklarını gözden geçirmesi için Brunelleschi’ye gönderdiğinde ona şöyle demektedir: “Resmini yapmak istediğimiz şeyi daima doğadan almalıyız ve daima doğadaki en güzel şeyleri seçmeliyiz.” Leonardo’ya göre de sanatçı, sadece perspektifin ve doğru çizimin kurallarını bilmekle yetinmemeli, doğanın yasalarını da iyi bilmelidir. Bunun için de temel koşul, doğayı incelemektir.

 

1480’lerde Domus Aurea’nın, yani İmparator Neron’un Altın Evi’nin keşfiyle hem birçok klasik motif tanınır hem de Rönesans dönemi arkeolojisi başlamış olur. Neron’un Altın Evi’nin keşfi sonrasında birçok sanatçı buradaki motiflerden kopyalar yapmış, bu sayede motif dağarcığı zenginleşmeye başlamış, sanatçılar da eserlerinde Neron’un Altın Evi’nde gördükleri grotesk motiflere de yer vermeye başlamıştır.

 

Leonardo’nun ilk çeyreğini gördüğü 16. yüzyıl Rönesansı “Yüksek Rönesans” ya da “Geç Rönesans” olarak adlandırılmaktadır. Peter Burke, bu dönemi “Nazire Çağı” olarak adlandırır ve “bu dönemde klasik olan ile Ortaçağlı olan arasındaki çizgilerin netleştiğini ve belirsizliklerin ayıklandığını” söyler.

 

Yüksek Rönesans ya da Burke’nin deyişiyle “Nazire Çağı”, büyük koleksiyonların oluştuğu, kazıların yapıldığı Roma’da şekillenmiştir. Avrupalı bir bakış açısıyla zaten dünyanın merkezi olarak tasvir edilen Roma’nın bu dönemde bir sanat merkezi olmasının nedeni, 15. yüzyılın sanat merkezi olan Floransa’da, Medici Hanedanı’nın 1494 yılında ihraç edilmesinden 1512 yılında geri dönüşüne kadar ve yine 1527-1530 arasında geçen iç karışıklıklar olarak görülebilir. Roma’nın bu dönemde bir sanat merkezi olmasının bir diğer nedeni ise, 1503-1521 yılları arasında her ikisi de bir sanat uzmanı olan II. Julius ve X. Leo’nun papalığıdır.

 

16. yüzyıl Roma’sı, Michelangelo, Raffaello ve Leonardo da Vinci’nin yaşadığı ortam olarak bilinmekle birlikte, kentin bu dönemde antik edebiyatın merkezi olarak da aynı derecede ünlü olduğu belirtilmelidir. Floransa’da Platon Okulu’nda yetişen ve şair Poliziano’nun öğrencisi olan Papa X. Leo’nun döneminde Roma, hümanizmin de merkezi olmuştur. Edebiyatla ve bilimle ilgilenen, klasik el yazmaları koleksiyonculuğu yapan Papa X. Leo, hümanistlerden Pietro Bembo’yu (1470-1547), Ovidius’un yapıtlarını derleyen Andrea Navagero’yu (1453-1529) ve Il Cortigiano adlı yapıtın yazarı Baldassare Castiglione’yi (1478-1529) Roma’ya davet etmiş ve kentin hümanizm açısından da bir merkez olmasını sağlamıştır. Bu hümanist ortam, hiç şüphesiz Leonardo’nun sanatına da yansımış; bu yansıma kendini onun portrelerinde olduğu kadar anatomi çalışmalarında da kendini göstermiştir.

 

Bu dönemde sanatçılar, kadavralar üzerinde çalışmışlar, insanın yapısını incelemişlerdir. Bu konuda Leonardo da Vinci’nin de önemli çalışmaları bulunmaktadır. Leonardo, otuza yakın kadavra üzerinde çalışarak insan anatomisine ilişkin bilgileri toplamış ve bunları ünlü defterine aktarmıştır. Bunlar çoğu kez sanatsal olmaktan ziyade, Rönesans’ın l’uomo universale (evrensel insan) tipiyle de örtüşen bilimsel bir merakın ürünü olarak değerlendirilebilir.

 

Rönesans hümanizminin, belki de en önemli etkisi, evrensel insan tipinin ortaya çıkmasıdır. Bu dönemde bilgi, Rönesans’ın ana hedefi olan, kendinin bilincinde olan insanı oluşturabilmek ve akıl varlığı olan insanın tüm yetilerini geliştirmesini sağlamak için kullanılmış; bilgi sayesinde yetilerin gelişmesi sonucu, Rönesans’ta çok yönlü insan anlayışı söz konusu olmuştur. Burckhardt’ın deyişiyle, “Şahsiyetin en yüksek derecesine kadar gelişmesi, kültürün bütün unsurlarına hakim bulunan gerçekten kuvvetli ve üstelik de çok taraflı bir yaratılışla birleşince çok-taraflı insan, l’uomo universale ortaya çıkar. Vasari de, Rönesans insanını üçe ayırmış ve en son kategoriye, Leonardo ile Michelangelo arasına, evrensel insanı yerleştirmiştir. Bu ideal insan, bireyin en gelişkin evresini ve insanın dünyevi zaferinin ulaştığı doruk noktasını simgelemektedir.

 

Leonardo’nun, Rönesans sanatına resimlerinden ziyade resim üzerine yazdıklarıyla katkıda bulunduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Alberti’nin De re Aedicatoria’sı (Mimarlık Üzerine) 1485 yılında basılmış, Piero della Francesca, 1480-90 yılları arasında De Prospectiva Pingendi (Resimde Perspektif Üzerine) adlı kitabını yazmış, Leonardo’nun arkadaşı olan matematikçi Luca Pacioli’nin 1494’lerde yazdığı Divina Proportione’nin (İlahi Oran Üzerine) çizimlerini de Leonardo yapmıştır. Bütün bunlar, Leonardo’nun sanat ve bilim üzerine düşüncelerini dile getiren bir yapıt yazma isteğini uyandırmış olmalıdır. Leonardo’nun amacı, resim bilimi üzerine bir kitap yazmaktır. Alberti’nin ve Piero della Francesca’nın kitapları derinlik çizimleri ve oranlar konusunu ele alan ilk yapıtlardır ancak Leonardo’nun isteği bunları bir adım daha ileri götürmektir. 1490-95 yılları arasında resim, mimarlık, mekanik, anatomi, jeofizik, botanik, hidrolik ve havacılık konuları üzerinde araştırmalar yapan Leonardo, gözlemleriyle elde ettiği sonuçlarla kitaplardan öğrendiklerini birleştirmiş ve bunları çizimlerle de desteklemiştir. Leonardo’nun resim, heykel ve mimarlık dışında mekanik, jeofizik, botanik, hidrolik ve havacılık gibi konularla ilgilenmesi, sanatsal olmaktan ziyade Rönesans’ın l’uomo universale tipiyle örtüşen bilimsel bir merakın ürünüdür. Onun bilimsel merakını ve evrenselliğinin belki de en güzel örneği, 1481 yılında Ludovico Sforza’ya yazmış olduğu mektuptur. Bu mektubunda Leonardo, “müzikle, botanikle, jeofizikle uğraştığını, mekanik aletler tasarladığını söyler ve gerekirse resim de yapabileceğini belirtir.”

 

Leonardo da Vinci ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir nokta da, onun bir akademi kurma isteğidir. 1563 yılında Cosimo de Medici, Floransa’da, sistematik bir programı olmamakla birlikte sanatçıların uğrak yeri olan Accademia del Disegno’yu (Desen Akademisi) kurar. Leonardo’nun asıl istediği, Floransa’daki Platon Akademisi ile eş bir kurum ortaya koymaktır. Fiziksel olarak böyle bir akademi kuramasa da, Leonardo pek çok öğrenci yetiştirdiği için kaynaklarda “Accademia Leonardi Vinci” den söz edilmektedir. Leonardo’nun öğrencilerine tavsiyesi şudur: “Önce bilim öğrenilmeli, sonra bu bilimin nasıl doğduğu pratiğe dökülerek sanat eseri oluşturulmalıdır. Dolayısıyla her ne kadar fiziksel bir kuruluş olmasa da Leonardo’nun akademisi, öğrencilerine Rönesans’ın çok yönlü insan anlayışını öğreten bir okul olarak nitelendirilebilir.

 

Özetle, insanın üç temel etkinliği olan eylem, üretim ve bilgi edinmek, onun kendisine, doğaya, evrene bakış açısına göre belirlenir. Bakış açısı, insanın tüm tinsel ve cisimsel ürünlerine yansır. Dünyaya bakışın belirleyici koşullarını, bireysel özellikler kadar tarihsel-kültürel birikimler de oluşturur. İnsanın en temel etkinliklerinden biri olan sanatsal üretimin arka planındaki düşünce yapısı, sanat yapıtının içeriğinde ve formunda görünüşe çıkar. Bu bağlamda yapıt, onun yaratıcısının yaşamının cisimleştiği nesne olarak karşımıza çıkar. Yapıtta cisimleşmiş olan yaşam da, sanatçının içinde yaşadığı dönem ile bağlantılıdır.

 

Bu açıdan Rönesans’ın sanat anlayışını belirleyen, bireycilik kavramının dönemin düşünce yapısında başat olmasıdır. Bireycilik bağlamında, insanın her şeyin ölçüsü olduğu anlayışının antik düşünceden kaynaklandığı göz önüne alınırsa, Rönesans-Antikçağ arasındaki etkileşim açıklık kazanır. İnsanın her şeyin ölçüsü olması, aklı ön plana çıkarırken, insan aklının ulaştığı bir kavram da sanatta, ideal güzellik anlayışıdır. Özellikle, Platon’un her alana kuramsal olarak uyguladığı idealizm, Rönesans sanatçısının sanatını olduğu kadar, kimliğini de etkiler ve çok yönlü sanatçı kimliği ortaya çıkar. 18. yüzyılda Kant’ta ve 19. yüzyılda Schelling’de görülecek olan deha kavramının tohumları da Rönesans’ta atılır. Bu tohumları atanların başında da Leonardo da Vinci, “l’uomo universale” gelmektedir.

 

79595056.jpg

 

65290484.jpg

 

11639269.jpg46202946.jpg

59699061.jpg53727808.jpg43549698.jpg74617628.jpg48460309.jpg

 

 

33568146.jpg

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.