Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Düzce Kaynaşlı


_asi_

Önerilen İletiler

KAYNAŞLI

 

T09.jpg

 

İstanbul-Ankara yolu üzerinde, Bolu Dağı’nın Düzce Ovası’yla birleştiği boğazda kurulmuş olan Kaynaşlı’nın tam ortasından D-100 karayolu, kuzeyinden de Anadolu otobanı geçiyor.

 

Aralık 1999 tarihinde Düzce’ye bağlanan Kaynaşlı’nın ekonomisi büyük ölçüde sanayie dayalı. Yıllık ortalama 50.000 tonu bulan fındık üretimi ilçe ekonomine önemli katkıda bulunuyor.

 

 

Kuru Göl

 

KG01.jpg

 

Önce Üç Köprü mevkiinden girerek Kuru Göl’e gidiliyor. Düzce’den batıya doğru eski D–100’den, 10 km. yol alıp, ibreli çam ağaçları arasında açılmış toprak yoldan içi sazlarla kaplı göle geliniyor. Ormancılar, çevrede uygun ortamlarda geyik, karaca, tilki, domuz, ayı, çakal, sincap görülebileceğini belirtiyorlar. İki saatlik bir yolculuk sonrası, dev metropol İstanbul’dan gelenler için böylesine farklı bir ortam gerçekten etkileyici olabiliyor. Ve bir anda kendinizi gölün kıyısında buluveriyorsunuz. Aslına bakarsanız gölde fazla bir şey yok, doğanın içinde kurbağaların sesini, kuşların korosunu dinliyorsunuz.

Gençler, balık tutuyor, çevrede çeşme, büfe, wc. gibi hiçbir şey yok ama turizm adına gelecek vaat ediyor. Gölde sazan, karabalık denilen, ekmek hamuru ile tutulan, tatlı su balıkları yaşıyor. Her ikisinin de tavasının leziz olduğu anlatılıyor. Kurbağalar ne kadar çok olursa balıklar da o kadar fazla olur diyorlar. (Balıkların yumurta dökme mevsiminde av yapılmaz ise). Düzce merkezden 16 km., D-100’den 5 km. uzaklıkta ki Kuru Göl, tertemiz havası, kolay ulaşımı ile günübirlik kullanım alanının dinlenme, piknik ve orman içi doğa yürüyüşlerine cevap vermesi nedeniyle geleceği parlak görünüyor.

 

 

Topuk Yaylası`na çıkarken

 

49KAYNASLIBAKACAK.jpg

 

Sırtını Bolu Dağı’na dayamış Kaynaşlı’dan hareketle, bir başka zirveye çıkmak üzere Topuk Yaylası’na, yaylada bir mücevher gibi duran Topuk Göleti’ne, dağ sularının buluşma noktası Samandere Şelalesi’ne ve Kuru Göl’e dek uzanan bir tur sizi bekliyor. Gezimiz boyunca sürprizler, yabanıl doğanın lütufları, Bolu’nun Abant’ını, Gölcük’ünü Yedigöller’ini unutturacak el değmemiş güzellikler sizi bekliyor!

 

 

Topuk Yaylası

 

T02.jpg

Topuk Yaylası`nda konaklama için yapılmış modern iglolar.

 

 

Düzce’den ayrılıp Bolu Dağı rampasına tırmanmaya başlayıp, Kaynaşlı’dan Bakacak Mevkii’ne geliniyor. Yolun sağ tarafında İsmail’in Et Lokantası var. Bu lokantanın köşesinden içeri giren kenarları fındık ağaçları ile çevrili asfalt yolu kullanarak virajları çıkmaya başladıkça, Bakacak sırtlarından görülen manzara oldukça etkileyici biçimde gözler önüne seriliyor. Seyir Tepesi sonrası yol ikiye ayrılıyor. Sola, Dipsiz Göl Köyü’ne ayrılan yol takip ediliyor. Ormancılık, hayvancılık, arıcılık ve Bolu Dağı tesislerinde çalışanların konakladığı köy çam balı, kestane balı ile de anılıyor. Köy içinden geçip önce sola sonra Topuk Yaylası’na doğru sağa dönülüyor. Yolun iki yanı kayın ağaçları ile kaplı gözleriniz yeşile doyuyor. Orman denizinde Bolu Dağı’nın batı eteklerinde ilerlerken, Bıçkıyanı Köyü tepelerden görünüyor. Birkaç ahşap köy evi göz okşuyor. Toprak yol yöresel bitki örtüsü kendini hissettirmeye başlıyor.

 

T08.jpg

 

Nisan, mayıs aylarında ormanda yetişen, bir tür gövde ve kök bitkisi olan kaldiriki toplayanlar bahçelerinde odun ateşinde koca tencerelerde haşlayarak pişiriyorlar. Turşusu kuruluyor, soğanla kavruluyor, yumurtalısı yapılıyor ya da sade yeniyor. Mevsiminde çiğ olarak Düzce’de pazarda da satılıyor, lezzeti seviliyor, iştah açıyor. Mor renkli orman gülleri, çam ormanı içinde gözünüzü okşarken havanın temizliği, kokusu fark ediliyor. Nefes aldığınızı bile unutuyorsunuz.

 

T14.jpg

 

 

Topuk Yaylası Göleti

 

T06.jpg

 

Topuk Yayla Göleti, Bıçkıyanı Köyü sınırları içinde HİS amaçlı yapılmış. (Hayvan İçme Suyu). Gölet dağdan çıkan kaynak suları ile besleniyor, fazlası gider çıkışından bırakılıyor. İçinde aynalı sazan ve Kadıncık denilen Hollanda sarısı, biraz kılçıklı balıklar yaşıyor; tava ve ızgarasının lezzetli, derisinin kalın olduğu anlatılıyor. Göletin yakınında bulunan köyün sakinleri Giresun kökenli olup 150–200 senelik bir maziye sahip. Hayvancılık ve ormancılıkla ilgileniyorlar. 1997 yılında yayladan çıkan suyu Köy Hizmetleri plan proje dâhilinde önüne set çekip doldurarak yapay bir göl oluşmasına imkân vermiş. Göl çevresine iki küme halinde fiberglas malzemeden üretilen 23 adet Eskimo kulübelerine benzer İspanyol yapımı bungalovları yerleştirmişler. (Kaynaşlı’ya depremde yardım amaçlı gönderilip kullanıldıktan sonra). Bu bungalovlar piknik için gelenlere ücretsiz veriliyor. 8 tanesinin içi tahta döşeli diğerleri toprak zeminle temas halinde, başka malzeme yok. Göl kenarında bir mescit, bir çay evi bulunuyor, önceden haber verenlere yemek de yapılıyor. Piknik masaları, içilebilir pınar suyu çeşmeleri, 4 adet de seyyar tuvalet var. Köy muhtarlığınca temin edilen kayıklarla, yazın gölde gezinti de yapabilirsiniz.. Yeter ki motorcular, safariciler, aileler gelsinler şu güzelliği yaşasınlar, zaten bir daha ayrılamazlar diyorlar. Üstüne basa basa herkese yardımcı olacağını vaat ediyor yöre köylüleri. Gölde iki ay süre içinde sportif amaçlı, olta balıkçılığı yapılıyor. 2001 yılında göletin suyu çekilmiş, dolgu çalışması yenilenmiş ve tekrar su biriktirilmiş. Gölün derinliği 1 ila 12 m. arası değişiyor. Denizden yüksekliği 1300 m. olan göl çevresinde iklim, gezilere 15 Nisan’dan kasım sonuna dek izin veriyor. Yol köy hizmetleri tarafından sürekli açık tutuluyor.

 

17KAYNASLITOPUKYAYLASI.jpg

 

Önce ormanın kokusu, ardından göletle buluşan ağaçların görüntüsü insanı büyülüyor...

2000 yılında göl yüzeyi 50- 60 cm. kalınlıkta buz tutmuş. Akşamın sakin saatlerinde su içmeye inen geyik ve karacalar görülebilir, ayılar piknikçilerin bıraktığı çöp bidonlarını karıştırır, yiyecek ararlar, koyunlara ve insana dokunmazlar diyorlar. Jandarma bölgesi olan yayla her bakımdan güvenlidir diye ekliyorlar. Bu kadar göl hakkında bilgiden sonra biraz da gölün yaşantısından bahsetmek gerek. Sarıçam, kayın, göknar, kavak, gürgen bölgenin ağaçları ve etrafa yaydıkları yoğun orman kokusunu teneffüs ederek yaklaşıyorsunuz yaylaya ve gölete. Orman içinin nemi, gölgesi, yeşili ve süzülen güneşi göleti bulana dek merak ve heyecan uyandırıyor. Tepeye vardığınızda neye bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Kuşlar, kurbağalar, koyunlar, kuzular, inekler... Ah diyorsunuz, burası Abant’tan güzel, Abant’tan bakir, İstanbul için Abant’tan yakın, üstelik Bolu Dağı’nı da geçmiyor insan. Cep telefonu da çekiyor. Köyden 4 km. uzaklıktaki Topuk Yaylası’nda 26 Haziran’da geleneksel şenlikler yapılıyor. Yöresel sanatçılar kemençeler çalıyor, şarkılar söylüyor, halk oyunları oynanıyor. Konuklar piknik yapıp göl çevresinde 2,5 km.lik doğa yürüyüşlerine katılıyorlar.

 

 

Kütüklü Yaylası

 

KU01.jpg

 

KU04.jpg

 

Göletin arkasından geçip orman içine giren yol Kütüklü Yaylası`na uzanıyor. Bu bölümler biraz daha bozuk olsa da geçilmez değil.

 

Ağaç gövdelerinde sincapların biraz küçüğü olan çökelezler görülüyor. Yolun sol tarafı Bolu, sağ tarafı Düzce iline ait.

 

 

Yayla evlerinin bazılarını doktorlar kullanıyor, hafta sonu tatillerinde şifalı bitki topluyor, piknik yapıyorlar. Bazılarında, astım, damar sertliği, şeker hastaları yaşayıp, şifa buluyorlar.

 

Bunlar arasında Almanya`dan gelip rahat bir kış geçirmek için yaz mevsiminde 3 ay kalanların sayısı da az değil. Uzun boylu ağaçlar gökyüzüne dek uzanıyor. Sakarca Yaylası`na doğru yol alırken, içtikçe acıktıran, hazım yaptıran pınar suları sizleri bekliyor.

 

 

Sakarca Yaylası

 

01SAKARCAYAYLASIYANIKLIK.jpg

 

Bir kısmı Bolu bir kısmı Düzce’ye ait yaylada rakım 1000 m. Doğusunda çam, batısı kayın ormanı bulunan yayla aralıksız kekik kaplı. Hayvanlar doğal olarak bu ortamda otluyor, kekikler hayvanların etine sinip tadını etkiliyor. Yayla temmuz ayında kekik ve yayla çiçeği kokusundan geçilmiyor. Kekiği her yerde kullanıyorlar, yapraklarından çay demliyor, fasulye ezmesine karıştırıp adına Agut deyip, yiyorlar. Yayla daha önceleri Bolu’ya bağlıymış. Abdurrahmanoğlu İsmail Çuburoğlu 1932’de yaylaya ilk yerleşen kişi olmuş. Yayla köylüleri, yaylaya gelenlerin peynir, süt, yoğurt, köy ekmeği ile piknik yapabileceklerini dile getiriyorlar. Tavuk, civciv yetiştiremiyoruz, sansar hepsini boğuyor diye yakınıyorlar. Yanıklık Mevkii’nde geyiklerin görüldüğünü, tepedeki tuzlakta (yabani hayvanların tuz ihtiyacını karşılamak için yaladıkları kayalıklara köylüler tuzlak adını vermiş.) tavşanların çıkıp oynadığını, doğanın bekçisi olduğunu, avlanmanın yasak olduğunu vurguluyor. Sakarca Yaylası’ndan ayrılıp Karadikmen Yangın Gözetleme Kulesi’ne geliyoruz. Düzce’ye hâkim bir tepede yer alan kule çevresinde küçük bir havuz ile çeşme ve odun masalar var. Bu yüksekliğe bile piknik için gelen ailelerin olduğu vurgulanıyor.

 

KU02.jpg

 

 

Samandere Şelalesi

 

SA05.jpg

 

Samandere Şelalesi, Düzce’nin en bilindik ve gözde mesire yerlerinden biri.

Samandere Şelalesi, Orman Bakanlığı’nca "Tabiat Anıtı" ilan edilmiş. Şelaleler, Cadı Kazanı ile anıt ağaçların bulunduğu vadinin alt kademesi henüz düzenlenmemiş, yürüyüş platformu olmadığı için bu bölüme girmemenizi öneriyoruz. Sarp kayalar ürpertici. Sadece profesyonel dağcıların girebileceği bir arazi burası.

Samandere Şelalesi’nin korkuluklu terası seyir için çok uygun. Yeşillikler arasındaki bu muhteşem manzara insana gerçekten heyecan ve coşku veriyor. Kendinize güveniyorsanız şelale boyunca aşağı doğru merdivenle vadinin kalbine inip, şelalenin tam karşısına geçebiliyorsunuz.

 

Yöreyi gezmeye gelenler daha sonra burada piknik de yapabilirler, ancak hazırlıklı gelmeliler. Küçük bir ücret ödeyerek girilen piknik alanında, tuvalet de var. Eğer piknik için hazırlıklı değilseniz, 100 m. ilerideki kır lokantalarında, köylülerinin ürettiği doğal köy ürünleri ile havuzlarda bekletilen canlı balıklardan yemek istediğiniz balığı seçebilir ve mükellef bir öğle yemeği yiyebilirsiniz.

Özellikle nisan ve kasım ayları arasında Samandere’den olta ile yakalanmış dere alabalığı da yeme şansınız var.

Şelale alanı 08.20 – 19.00 arası açık.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.