Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hakkari Tarihi Yerler


_asi_

Önerilen İletiler

HAKKARİDEKİ TARİHİ ESERLER

 

TAŞ KÖPRÜ

 

Şemdinli ilçe merkezine 12 km, Nehri köyüne 4 km mesafede Şemdinli deresi üzerinde kurulmuştur.

 

taskopru.jpg

 

Yüksek dağların arasında derin bir vadide yer alan köprü kuzey güney istikametinde tek açıklık halinde her iki ayağı kayalıklara oturmaktadır. Köprü yüksekliği 10.80 m, uzunluğu 21.20 m, genişliği ise 2.90 m ölçülerini ihtiva etmekte olup tek gözlü, yolu eğimli köprüler gurubuna girmektedir.

 

Köprünün düzgün kesme taşla yapılmış sivri kemerli açıklığı oldukça yüksek tutulmuştur. İki tarafa eğimli yolu da, kenarlardan birer sıra halinde dizilmiş kesme taşlarla oluşturulmuştur. Korkuluklarla sınırlandırılmış üzeri sonradan betonla kaplanmıştır. Dolgu ve tampon duvarlar moloz taşlarla örülmüş, doğu yüzü, kemerli açıklığın köşesine açılmış birer nişle hareketlendirilmiştir. Bugün köprünün iki yanındaki zeminle irtibatını sağlayan dolgu duvarlar kısmen yıkılmış dallarla eğreti yapılmış, kaplamayla geçiş sağlanmaktadır.

 

Köprünün kemer ve gözlerinin iç kısımlarında kesme taş, dolgu ve tampon duvarlarda moloz taş malzeme kullanılmıştır.

 

Kitabesi bulunmayan köprü mahalli kaynaklara göre Nehri’deki Kelat Sarayı’nı da yaptıran Seyyit Mehmet Sıddık tarafından yaptırılmıştır. Buna göre köprü 19. yüzyıl sonlarında yapılmış olmaktadır.

 

MEYDAN MEDRESESİ

 

Hakkari merkez biçer mahallesinde bulunmaktadır. Vakıflar genel müdürlüğü tarafından 1984 yılında yapılan onarımdan sonra ayaktadır. Medresenin giriş kapısındaki kitabenin üzerinde H.1112.M.1700-1701 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kitabede kim tarafından yapıldığı belirtilmemekle beraber, Hakkari hükümetinin yöneticisi olan İzzetin oğlu İbrahim Bey tarafından yapılmış olabilir.

 

meydanmedresesi.JPG

 

Medrese 23.40mx18.25m dış ölçülere sahip kareye yakın dikdörtgendir. Avlulu, iki katli ve iki kanatlı medreseler grubuna girmemektedir. Yapıya güney cephesinin güneyinde girilmektedir.

 

Avlunun dört yanını iki kat halinde revaklar dolanmaktadır. Alt kat revaklari değişik başlık ve şekilleri olan sütunlara ikinci kattakiler ise payelere oturmaktadırlar. Revak gözleri sivri kemerli, bölümleri ise tonoz örtülüdür.

 

Avlunun doğu batı tarafında asimetrik olarak sıvalanan medrese duvarları yer almaktadır. Bati tarafında hem alt hem de üst katta birbirine yakın ölçülerde üzerleri beşik tonoz örtülü dörder oda yer alır. Oda kapıları dikdörtgen biçiminde küçük revaklar açılmaktadır. Bu odaların bati kenarları mangal pencere diğer duvarlarına da dolap nisleri ve ocak yerleştirilmiştir.

 

Doğu kanatta ise alta üç üstte iki oda yer almaktadır. Bu odalar ötekilerden daha geniş tutulmuş, kuzey kenarlarında dershane ve mescit olarak kullanılmıştır. Her iki katında bu kenarlarında kuzeye açilmisbirer mihrap nisi bulunmaktadir. Alt kat mescit mihrabi yarim daire planlı nis seklinde üst katın ki ise üstten üç delikli kemerle taslandırılmış şeklindedir diğer üst kat mescidi büyük tutulduğundan geriye kalan kısmı bir oda, alt katta ise iki oda yerleştirilmiştir. Bu odalarda da dolap nisleri, ocak ve mazgal pencereler açılmıştır küçük tutulmus kapıları düz lentulu ve avluya açilmaktadir.

 

meydan.jpg

 

Düzgün kesme taslarla yapılmış yapının güney cepheyi hareketlendiren tas yaprak, sivri kemerli bir görüntü seklindedir. Kapı köseden helezonik yivli bir kaval silme ve bunu takip eden mukarenasli bir bordürle kuşatılmıştır. Bunu ortasında oldukça küçük tutulmuş, üstte ve yanlarda yekpare blok taslarla oluşturulan kapı, dıştan kabartma vazo ve çiçeklerle süslenmiş üç yandan dolanan bir bordürle sınırlandırılmıştır. Gerek mukarnasli ve gerekse içteki bu berdür kahverengi taslarla oluşturulduğunda ayrıca cepheyi hareketlendirmektedir.

 

Kapının üst kesimine dikdörtgen kitabe yerleştirilmiştir kitabe mermer üzerine yerleştirilmiştir. Diğer cepheler alt ve üst katlara açılmış pencereler dışında oldukça hareketsizdir.

 

KAYME SARAYI

 

kaymesaray.jpg

 

Saray Nehri'deki eski yerleşmelerin kuzey tarafında, bugünkü köy evlerin batısında yer almaktadır. iki katlı yapılmış olan saray,18.80+24m.ölçülerinde kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturmaktadır.Günümüzde sarayın kuzey ve batı duvarları ekseriyetle,doğu ve güney duvarları kısmen ayakta kalabilmiş,örtüsü tamamen yıkılmıştır.

 

Yapının zemin ve birinci katları birbirinin aynı, ortada dikdörtgen iki salon ile bulunduğu batı taraflarında sıralanmış dörder odadan meydana gelmiştir. Sarayın kuzey ve güney cephelerinde ortalarına açılmış kapılardan girilmekte,odalara hem salondan hem de birbirlerinden geçmektedir.

 

Yapının yıkılmış doğu cephesi dışındaki kuzey güney ve batı cephelerinin kapı ve pencerelerle hareketlendirildiği görülmektedir.kuzey cepheye sivri kemerli bir girinti içerisindeki, sivri kemer açıklıklı kapı ile bunun iki yanında altlı ve üstlü olmak üzere dört pencere açılmıştır. pencereler bir girinti içerisinde yer almaktadır. ayrıca kapının üzerinde üst kaşa açılan ahşap konstrüksiyonlu bir balkon olduğu anlaşılan açıklık bulunmaktadır.

 

yine bu cephede tek süsleyici unsur olarak karşımıza çıkan kapı kuşatma kemerinin sağ ve sol üst köşelerine birer kitabe yerleştirilmiştir. Kitabeler mermer üzerine ikişer satır halinde sülüs hatla yazılmıştır.

 

Sağdaki kitabede; (1332-1910) tarihi yazılı olup şu ibare yazılmıştır.

 

"deki kapılarında hamd vardır.

 

Oraya emniyet ve selametle giriniz "

 

Sonraki kitabede;

 

"Bu ev (girenlere) esenlik verir.

 

Bakanlara hicri"1330 tarihini (1909) müjdele" ibaresi yazılıdır.

 

Yapının batı cephesinde altlı üstlü sekizer pencere ile hareketlendirilmiştir.Pencereler birbirinin aynı, sivri kemerli bir girinti içerisinde yuvarlak kemerli açıklık şeklindedir.Güney cephesinde ise sadece kapı ve pencerelerin yerleri belirlenebilmektedir.

 

Bunun dışında büyük ölçüde yıkılmış vaziyettedir. Sarayın cephelerinde düzgün kesme taş,içteki odaların bölme duvarlarında moloz taş malzeme kullanılmıştır. Cephelerindeki düzgün kesme taş işçilik dikkat etmektedir.

 

Yapının kuzey cephesinde giriş kapısı sağ ve sol köşelerine birer tane kitabe yerleştirilmiştir.sağdaki kitabede H.1332 (1911) soldaki kitabede H.1330 (1909) tarihi yer almaktadır.Buna göre Nehri'deki Kayme sarayı 1909-1911 tarihleri arasında inşa edilmiştir.

 

Kitabelerde, yaptırana ilişkin herhangi bir isim yer almamakla beraber Seyit Übeydullah'ın oğlu Seyit Abdullah tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir.

 

 

Hırvata (Büyük Çiftlik) Kalıntıları

 

hirvatakalintilari.jpg

 

Yüksekova ilçesinin batısında Aroş deresi ağzında Urartular'dan kalma önemli bir kent merkezi olan Musaşirin olduğu sanılmaktadır. ancak kazı yapılmamıştır. Musaşir,Urartu ve Asur yazıtlarında sık sık adı geçen bir kutsal kenttir. Urartular döneminde ispuini ve menua ortak krallıkları arasında Haldi tapınağı yapılmıştır. Asur kralı ll.Sargon İ.Ö. 714'te Musaşiri'yi ele geçirmiş ve haldi tapınağındaki ganimetlerin ayrıntılı listesi yapılmıştır. Bu listeye göre eşsiz güzellikteki yapıtlar arasında Urartu kralı İspuininin oğlu Sarduri'nin heykeli, tapınağa armağan edilmiş bir boğa ve buzağı bir inek heykeli, vardır.

 

Asur kenti Dur Sargonda bulunmuş bir kabartmada, musaşir kenti ve Haldi tapınağı ayrıntıları ile betimlenmiştir.XIX.Yüzyılda Flandin, günümüzde nerede olduğu bilinmeyen bu ünlü kabartmanın çizimini yapmıştır.kabartmada tapınak yanında ki çok katlı yapıların kimi üçgen kimi düz dörtgen mazgal dişlidir. Evler yassı çatılı gösterilmiştir. Haldi tapınağında beşik çatının ilk örneği ile karşılaşılmaktadır. Firikya kaya anıtlarında çatı biçimi, burada da baklava motifiyle doldurulmuştur. Bu kabartma Urartularla Frikyalılar arasındaki ilişkinin önemli bir kanıtıdır. Kabartmada ayrıca ll.Sargonun yazıtında belirtilen heykeller de açıklıkla görülmektedir. Yörede yapılacak kazılarla musaşir Kenti kesinlik kazanabilir.

 

 

Kaya Resimleri

 

00062438.jpg

 

Araştırmacı Muvaffak Uyanık, Hakkari bölgesinin batısında yer alan "Guveruk" ve "Tırşin" yaylalarında, kayalar üzerine kazınarak çizilmiş binlerce kaya resmi bulmuştur. Adeta açık hava müzesi niteliğinde olan ve çok geniş bir alana yayılı bulunan bu zengin resimlerin benzerliğine, doğuda Azerbaycan ve Kobistan bölgesinde kayalar üzerine çizilen yaklaşık 4.000 Adet resimde rastladığımız gibi güneyde de Filistin bölgesinde kayalar üzerine çizilen yüzlerce kaya üstü resimde rastlarız. Guveruk ve Tırşin yaylalarındaki kaya üstü resimleri , yaklaşık olarak M.Ö. 6.000-1.000 yıllarına tarihlen dirilmektedir. Ancak bu resimlerin büyük bir kısmının daha sonraki devirlerde de çizildikleri anlaşılmaktadır. Buradaki tasvirlerin büyük çoğunluğu stilize edilerek yapılmışlardır. Buna karşılık, o devirlerde bölgede yaşayan zengin av hayvanları hakkında yine de küçümsenemeyecek önemli bilgiler vermektedir. Resimlerin büyük bir kısmını, Dağ keçileri, bizon, çeşitli av hayvanları avda kullanılan tuzak sahneleri, sihir ile ilgili motifler, stilize edilmiş şekiller ve eski yarı-göçebe Türk boylarının kullanmış oldukları amblemler meydana getirmektedir.Özellikle daha genç devre ait stilize adilmiş resim ve amblemler, kuzeyde Erzurum yakınlarındaki "cunni" mağarasındaki resim ve amblemlerle, daha batıda ise Kütahya yakınlarındaki Aizanı tapınağının duvarlarındaki büyük taş blokları üzerine hayvan resimleri ile çok büyük bir benzerlik göstermesi yönünden ilginçtir. gerek cunni mağarasındaki resim ve amblemleri ve gerekse Kütahya yakınlarındaki Aizanı tapınağının taş duvarları üzerine çizilen hayvan sahnelerini eski Türk boylarının yapmış olduğu kesindir. ayrıca, bu bölgedeki tasvirlerin Anadolu dışındaki benzerlerine ise, Azerbaycan, Kobistan ve hatta Sibirya'da son yıllarda keşfedilen binlerce kaya üstü resmi meydana getirir. görüldüğü gibi, çok geniş bir coğrafi bölgeye yayılmış olmasına rağmen, şekil ve muhteva yönünden birbirinin benzeri olan bu resimlerin, eskiden göçebe ve yarı göçebe Türk boyları tarafından yapılmış oldukları bugün artık yerli ve yabancı bilim adamlarınca kesinlikle kabul edilmiştir.dolayısıyla tarih öncesi dönemlerde bile , Anadolu ve özellikle Doğu Anadolu bölgesi ile Azerbaycan ve Asya bozkırları arasındaki kültür ve sanat merkezleri arasında kopmaz bir birliğin olduğu açıktır.Bu durum ayrıca, tarih öncesi devirlerden yeni zamanlara kadar Orta Asya'dan Anadolu'ya devamlı olarak göçlerin yapıldığını da açıklar.

 

Hakkari Dikilitaşları

 

00062434.jpg

 

Hakkâri il merkezindeki Hakkari Kalesi’nin kuzey eteklerinde 1998 yılında rastlantı sonucu bazı dikilitaşlar bulundu. Sayıları 13'ü bulan bu taşların ilk dikildikleri günkü durumlarını korumuş oldukları ve arkaları kayalığa gelecek şekilde yan yana ve arka arkaya dizildikleri görülmüştür.

 

Hakkari’nin yöresel sert taşlarından oyulmuş olan bu dikilitaşlar 0.70-3.10 m. arasında değişmektedir. Bunların yalnızca ön yüzleri düzgün olup, burada insan figürlerine geniş yer verilmiştir. Bu figürlerin on biri erkek, ikisi de kadındır. Bu figürler cepheden ve çıplak olarak tasvir edilmişlerdir.Yalnızca vücudun üst kısmı ele alanmış, bacaklara yer verilmemiştir. Buradaki insan figürlerin bazıları şişman , bazıları da ince uzun yüzlüdür. Başlarında bereye benzer başlıklar bulunmaktadır. Bellerinde hançerli enli bir kemerler vardır.

 

Bu taşların yüzeyleri irili ufaklı figürlerle doldurulmuştur. Burada çeşitli silahlar, insanlar, leoparlar, geyikler ve yılanlar başta olmak üzere bir çok gibi yabani hayvan iç içe tasvir edilmiştir. Bunların yanında çadırlara da yer verilmiştir. Kubbemsi olan bu çadırlar, Orta Asya bozkır çadırlarına benzemektedir.

Dikilitaşlar üzerindeki erkek figürlerinin dikkat çekici özelliği de ellerindeki içki tulumlarıdır. Bunlara benzer savaşçı figürlerinin erken örnekleri MÖ.VII. yüzyıl İskit dikilitaşlarında görülmektedir.

 

Hakkâri dikilitaşları büyük olasılıkla yerli ustalarca yapmışlardır. Burada tasvir edilen figürlerin Tanrı ya da Tanrıçadan çok, yörede yaşamış kral veya beyler ile onların güçlü kadınlarına ait olmaları kuvvetle muhtemeldir.

 

Dikilitaşların buraya hangi amaçla dikildikleri bilinmemektedir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi,Van Yüzüncü Yıl üniversitesi ve Van Müze Müdürlüğü'nün ortaklaşa kazıları ile yöreyi araştırılmaktadır.

 

 

Koç Heykeli

 

Yüksekova ilçe merkezinde bulunan koç heykelinin yan yüzeylerinde Geveruk kaya resimlerindeki motiflere benzer betimlemeler vardır. Dörtgen bir kütle biçimindeki heykelde, baş ve ayaklar çıkıntı olarak işlenmiştir. Ön ve arka ayaklar birbirinden yalnızca yarıkla ayrılmıştır, boynuzlar yuvarlak ve oymalıdır. yapıtın bir yüzünde koça binmiş eli kargılı bir adam, onunda arkasında ellerinde yuvarlak nesneler tutan dört adam, üç Koç, bir kama ve bir silah çizilmiştir.

 

Benzer bir koç heykeli Yüksekova'nın 5 Km. güneybatısında bulunan Gagevran köyünde bulunmuştur. Heykelin yöredeki Nasturi kilisesinden söküldüğü sanılmaktadır. yapıtın üst yüzeyinde, mimari bir bütünün parçası olduğunu gösteren kabartma bir bölüm vardır. Bu tür koç heykellerinin geçmiş dönemlerden beri bölgede yaygın olduğu sanılmaktadır.

 

Gagevran Köyü Kilise Kalıntısı

 

Derav Vadisi Gagevran köyü yakınlarında 2.yüzyılda kalma kayalara oyulmuş kiliseler vardır. Yapılar 35X55 m. ölçülerindedir. Duvarlar içten nişler ve HZ.İsa 'nın yaşamını konu alan Freskolarla süslüdür.

 

Kerpil Köyü Kilisesi Kalıntısı

 

Kerpil köyünün ortasındaki tepede uzun dikdörtgen planlı iki bölümlü bir klise kalıntısı vardır. Duvarlar düzgün, koyu renkli taştandır. Yan duvar lardaki yarım payeler tonoz örtüyü taşımaktadır. Kapının üstünde bezemeli bir taş vardır. Günümüzde bir bölümü ev öbür bölümü samanlık olarak kullanılmaktadır.

 

Dirheler (Dev Evleri)

 

Dirheler üçü dördü bir arada birbirini koruya bilecek yakınlıkta, yol üstünde, kayalara oyulmuş dev boyutta yapılardır.

 

Dirhelerin Asur saldırılarına karşı haber alma kuleleri yada yaylaya çıkılan sürüleri korumak ve yayla güvenliğini sağlamak için yapılmış küçük savunma kütleleri olduğu sayılmaktadır. Bunlar Yüksekova'nın Tırşin yöresinde bulunur.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.