Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

HALK EDEBİYATI

 

ERZURUM ATASÖZLERİ

 

Atasözleri, bir fikri, bir öğüdü mecaz yolu ile kısa ve kesin olarak anlatan, eskiden beri söylene gelmiş veciz sözlerdir. Asıl atasözleri yanında, fıkra türünde söylenmiş olanlar da vardır. Bunlar, çok kısıtlanmış hikâye yapısındadırlar. Karşılıklı konuşmayı belirten İki simetrik yan cümleyi içine alırlar. Aşağıdaki örneklerde görüldüğü gibi genellikle geçmiş zamanla kullanılır:

 

Erzurum ve çevresi atasözleri bakımından zengin bir potansiyele sahiptir. Yöreden derlediğimiz bazı atasözlerini veriyoruz:

 

Aç koyarsan hırsız olur, çok söylersen yüzsüz

Aç tavuk rüyasında darı görürmüş

Ağacı kurt öldürür, insanı dert

Ağır taşı kimse yerinden kaldıramaz

Akıllı düşünene kadar deli oğlunu evermiş

Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir

Alışmış kudurmuştan beterdir

Allah dağına bakar kar verir

Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı

Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz

Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste

Araz (Araş) akar, göz bakar

Arsız neden arlanır, çulda giyse sallanır

Asıl azmaz

Aslını yitiren haramzadedir

Aş taşınca kepçeye paha biçilmez

At binenin, kılıç kuşananındır

Ateşle barut bir arada bulunmaz

Ateş olmayan yerde duman çıkmaz

Atın ölümü arpadan olsun

Ava giden avlanır

Avcı avında yolcu yolunda gerek

Avrat vardır arpa unundan aş yapar, avrat vardır dolu ambarı boş yapar

Az tamah çok ziyan, getirir

 

Balık baştan kokar

Başa gelen çekilir

Başı bezeklinin aşı tezekli olur

Ben ağa sen ağa inekleri kim sağa

Ben umarım bacımdan, bacım ölür acından

 

Benim için şap da bir şekerde

Besle kargayı oysun gözünü

Bir eli yağda bir eli balda

Bir ye bin şükret

Borcun yoksa kefil ol. vaktin çoksa şahit ol

Boş çuval dik durmaz

Büyük lokma ye, büyük söz söyleme

Bugünün işini yarına bırakma

Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir

Buz üstüne bina yapılmaz

 

Can boğazdan geçer

Can çıkmadan huy çıkmaz

Cömertsin der, maldan ederler. Yiğitsin der candan

Çağrılan yere erinme, çağırmayan yere görünme

Çarşıda mum yok korun (körün) talaşına (telâşına)

Çıra, dibine ışık vermez

Çok segirden (koşan) tez yorulur

Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin

Çöreğinde çiği olan gocunur

Çürük tahta mıhi (çivi] tutmaz

 

Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz

Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur

Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar

Davacısı kadı olanın, yardımcısı Allah olsun

Davulun sesi uzaktan hoş gelir

Deli dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun

Delik büyük, yama küçük

Deliye hergün bayram

Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş

Demiri nem çürütür, insanı gam

Deveye diken lazım boynunu uzatsın

Dilin kemiği yok

Dinsizin hakkından imansız gel

Dünya malı dünyada kalır

Dünya yansa bir horum bağ otu yanmaz

Düşmez kalkmaz bir Allah'tır

 

Ecel geldi cihana, bas ağrısı mahane

Eceli gelen keçi çobanın değneğine sıçrar

Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste

Elin ağzı torba değil ki çekip bûzesin

El mi yaman, bey mi?

Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz

El kazanı ile aş kaynamaz

El yarası onulur, dil yarası onulmaz

Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez

Eşek çamura batanca yol gösteren çok olur

Et tırnaktan ayrılmaz

Ev alma komşu al

Ev danası öküz olmaz

Evdeki hesap çarşıya uymaz

Evli evinde, köylü, köyünde gerek

 

Fazla mal, göz çıkarmaz

Felek kimine kürk giydirir, kimine yelek

Fukaranın ahı, tahttan İndirir şahı

 

Gelen gideni aratır

Gelin ata binmiş, "ya kısmet demiş ''

Geven ne ki gölgesi ne ola

Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur

Gün doğar, âlem görür

Gün doğmadan neler olur

Güneş balçıkla sıvanmaz

Güvenme varlığa, düşersin darlığa

Güzelin basından çile eksik olmaz

Güzün gelişi yazdan bellidir

 

Hamama giden terler

Harman yel ile düğün el ile olur

Hazıra dağlar dayanmaz

Her horoz kendi çöplüğünde öter

Her kuşun eti yenmez

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır

Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar

Hırsız evden olunca, öküz bacadan çıkar

Hırsıza beyler borçludur

 

İmam evinde aş ölü gözünde yaş bulunmaz

İnsani arkadaşı azdırır

İnsana dayanma ölür, ağaca dayanma kurur

İnek öldü şab kesildi dana öldü hep kesildi

İnsanın yere bakanından suyun durgun akanından kork

İnsanoğlu kanatsız kuştur

İsli kazanın yanında durma sana da is bulaşır

İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü Kara

İşten artmaz, dişten arta

İyi dost kara günde belli olur

İyi olacak hastanın doktor ayağına gelir

 

Kabahat da gizli ibadet de

Kabahat samur kürk olsa, kimse üzerine almaz

Kabul olunmayacak duaya amin denilmez

Kadı ekmeğini karınca yemez

Kadı kızında bile kusur bulunur

Kalp kalbe karşıdır

Kalpten kalbe yol vardır

Kara haber tez duyulur

Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yere kucaklamış

Kârını bilmeyen kasap, elinde kalır masat

Kaş İle göz, gerisi söz

Kaynayan kazan kapak tutmaz

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez

Kazma kuyunu, kazarlar kuyunu

Kediye ciğer emanet edilmez

Komşu komşuya bakar canını ateşe yakar

 

ERZURUM BİLMECELERİ

 

Erzurum'da bilmeceye "mesel" denir. Eskiden uzun kış gecelerinde kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yerlerde toplanır, eğlenir, birbirlerine hikaye anlatır, mesel sorar, yüzük oyunu oynarlardı. Erkekler veya bayanlar arasında "herfene" düzenlendiği de olurdu. Herfene yapıldığı gün; her ev kendisine verilen yemeği yapar, akşam üzeri toplantı yerine gidilirdi. Yemekler yenir, çaylar-kahveler içilir, daha sonra buğdaydan yapılan kavurga gibi yiyecekler ortaya çıkartılırdı.

 

Herfene sonunda yapılan eğlencelerden en çok ilgi çekenlerin başında yörede "mesel" denilen bilmecelerin sorulması gelirdi. Bilmece sorulmasının bir usulü vardı. Bilmeceyi soran karşısındakine "bil bakalım" dedikten sonra bir düşünme ve çözme zamanı bırakırdı. Cevap vermekte güçlük çeken, birtakım ip uçlan İster, Bunun için karşı sorular yöneltirdi. "Canlı mı, cansız mı?" "Yenilir mi, içilir mi?" gibi sorulara karşılık bilmececi "yenilir" veya "İçilir" diye açıklamalarda bulunurdu.

 

Bu açıklamalarla çözüme gidilmezse "satın alınır mı. alınmaz mı?", "canlı mı, cansız mı?" gibi farklı sorular sorulabilirdi.

 

Bazen de topluluk iki gruba ayrılarak karşılıklı sorular sorar, cevap beklerler. Bu durumda yenilen taraf, yenen tarafa ziyafet vermek zorunda kalırdı.

 

Sayıları oldukça kabarık olan Erzurum bilmecelerinin bir bölümünü veriyoruz:

 

Ak tavuk suya dalar (Pirinç)

 

Geldi bişe konak oldu (Çadır)

 

Ateşi yakar, pekmezi akar (Çıra)

 

Atlayarak yürür, patlayarak ölür (Pire)

 

Atlı kantar, et tartar (Küpe)

 

Beti giderim o gider (Gölge)

 

Bir küçücük mil taşı dolanır dağı taşı (Göz)

 

Bir yerinden girilir, üç yerinden çıkılır (Gömlek)

 

Biz biz idik, Otuziki kız idik, Ezildik, büzüldük Bir duvara dizildik (Dişlerimiz)

 

Canlı gider, cansız kovalar (Araba)

 

Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin iane (Nar)

 

Çarşıdan alınmaz, mendile konulmaz, tadına doyulmaz (Uyku)

 

Çıngıllı hamam Kurnası tamam Bir gelin aldım Babası imam (Saat)

 

Dalda durur, elde durmaz (Kuş)

 

Dam üstünde kalaylı tas (Ay)

 

Derisi var, kanı yok (Körük)

 

Elde yapılır, ette asılır (Küpe)

 

Ey melez melez Tandır başına gelemez Gelse geri dönmez, Kayadır, taştır, Bunu bilmeyenin Avradı boş olur (Elmas)

 

Gece gider üşümez, Gündüz gider üşenmez, Beline kuşak kuşanmaz (Nehir)

 

Her eve anahtarsız girer (Rüzgar)

 

Hey ne idim ne idim, Samur kürklü bey idim, Felek bent şaşırttı, Kızgın küle düşürdü (Kestane)

 

İçi ateş. dışı taş biri kuru, biri yaş (Dünya)

 

İki arkadaş birbirini kovalar (Gece-Gündüz)

 

İki merek, bir direk (Burun)

 

Kara kaşık, duvara yapışık (Kırlangıç)

 

Karanlık kapının kurdu, Vurdu kapıyı kırdı, Biri içeri girdi İkisi kapıda durdu (Hırsız)

 

Küçük mezar Dünyayı gezer (Ayakkabı)

 

Mavi atlas İğne batmaz makas kesmez terzi biçmez (Gökyüzü)

 

Min min minare, Dibi daire, Yüzbin çiçek Bir lale (Ay, gök, yıldızlar)

 

Ninenin etekleri, Süpürür sokakları Onay yatar İki ay Kalkar Feneri yakar (Ateş Böceği)

 

O odanın içinde Oda onun içinde (Ayna)

 

Üstü çayır biçerem Altı göze içerem (Koyun)

 

ERZURUM FIKRALARI

...

Sözlü geleneğin en çok sevilen türlerinden biri olan fıkralar, Erzurum halkı arasında büyük ilgi görmekte, günlük hayatta örneklerine sık sık rastlanılmaktadır.

 

Erzurum'da çay çok içilir. Bunun için çay içilirken saorulmaz, vücut ısınıncaya ve çayın rengi duruluncaya kadar içilmeye devam edilir. Şu tekerleme çay için söylenmiştir: Çay nedir, say nedir Çaya bak, göğe bak

 

Erzurum'da insan kış mevsiminde hastalanırsa; hastalığı da ciddi değilse eş dost şakayla şöyle diyebilir: "Allah aşkına kış günü başımıza iş çıkarma, bu ayazda mezar nasıl açılır? Seni gömelim derken biz ayazda donacağız.”

 

Erzurumlu zengin üşümemek için bir hamal yükü kadar giyinmek zorundadır. Fakir ise; üşümemek için sıcak bir yer bulmak üzere rahvan bir at gibi koşmalıdır. Bundan dolayı Erzurum'un zenginlerine "hamal", fakirlerine "rahvan at" denir.

 

"Erzurum'da bir üvey ana, görücü gelenler görmesinler diye üvey kızını tandıra sokar, görücüler gidince çıkarırmış. Kız bakmış olacak gibi değil, görücülere seslenmiş: "Fatma bacı tandırda, ayakları külvede”

 

Erzurumlu bir anne üçü de peltek olan kızlarına görücü yanında konuşmamalarını tembihler. Aksilik bu ya, bir köpek girip peynir tulumunu yalamaya başlar. Büyük kız feryad eder: "İt tuluğu laladi!" Ortanca işe karışır: "söylemeseydin lolurdi?" Kızların en akıllısı olan küçüğü de: "Onun dilleri öblüidir dulamaz" deyince, görücüler bir bahane ile kalkıp giderler.

 

 

 

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.