Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİNDE GAZETECİLER VE AYDINLAR!..

 

 

“Teröre Hizmet Değil, Halkın Huzur Ve Güvenliği İçin Çaba Göstermek, Demokrasinin Hizmetinde Olmak!..”

 

 

 

Açılımcı piyasasına yeni katılanlar var; “biz kardeşiz, bölünmeyiz, kan akmasın, anneler ağlamasın, solcular da açılıma hemen katılsın” diyerek seçkin demokratlık yükseltiyorlar.

 

 

Şimdi moda bu!..

 

 

Kan akmasın… Analar ağlamasın!..

 

 

Sanki kan aksın, analar ağlasın, Türk ile Kürt birbirini boğazlasın, 25 yıl süren terör sürsün, çözüm olmasın, barış gelmesin, demokratik açılımlar yapılmasın diyen var…

 

 

Açılımcılar ayıp ediyor… Halkı aptal yerine koyuyor… Gerçeği saklıyorlar…

 

 

Çatışmayı, ölmeyi, öldürmeyi isteyen, dileyen PKK ve siyasi uzantıları’dır. 25 yıl önce Abdullah Öcalan’ın başlattığı terör eylemleri, emperyalizmin Ortadoğu petrollerine sahip olmak için “böl-bağımlı yap-yönet” stratejisi uyarınca ABD, AB ve komşu ülkeler tarafından desteklendi, kayırıldı, gözetildi.

 

 

Türkiye teröre onbinlerce insanını kurban verdi, binlercesi sakat kaldı…

 

 

Terör, güneydoğu Anadolu başta olmak üzere, ülkemizin her yöresinde ağır tahriplere neden oldu. Terör nedeniyle köylerden, beldelerden, kasabalardan kentlere göçler yaşandı. Yoksulluk, işsizlik yükseldi…Doğruysa, terörün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ekonomik maliyeti 300 milyar dolar oldu. Başta Güneydoğu Anadolu olmak üzere Türkiye’nin sosyal ve ekonomik refahına büyük katkı sağlayacak GAP benzeri projeler aksadı, hatta bir ara durma noktasına geldi…

 

 

Bütün bunların sorumlusu PKK’dır… Abdullah Öcalan’dır… PKK’nın başındakilerdir... PKK’nın siyasi uzantılarıdır…

 

 

40 bin kişinin ölümüne sebep olan devlet değildir, Türk ordusu da değildir. Açılımcılar, yazar Orhan Pamuk’un, Nobel Ödülü’nü almadan önce, belgesiz, kanıtsız sorumsuzca konuştuğu gibi, sanki 40 bin kişiyi öldüren, kanın akmasına, annelerin ağlamasına, babaların kahrolmasına, köylerin boşalmasına, yoksulluğun artmasına neden olan devletmiş gibi anlatıyorlar ve “gel özür dile, açılıma sen de katıl...” bezirgânlığı yapıyorlar.

 

 

Açılımcı gazeteciler?!.. Açılımcı aydınlar?!.. Rol çalan artistler gibi...

 

 

Gazetecinin ve aydınların görevi “açılım paketinin içinde ne var” bunu merak etmek, bulmak ve halka açıklamak, demokrasiye, gerçek anlamda barışa ve kardeşliğe hizmet etmektir.

Gazetecinin ve aydınların görevi “Devlet Kürtleri ezdi, 40 bin kişi öldü, köyler boşaltıldı, barış yapalım, neye mal olursa olsun bu sorunu çözelim” yalan propagandasının aleti olmak, terörün sözcülüğünü yapmak değildir.

 

 

Evet, gazetecinin ve aydınları görevi uyarmaktır, demokrasiye hizmettir…

 

 

 

Mesele bugünden yarına bitmeyecektir… Bu bir süreçtir! Önemli olan önce silahların susmasıdır… Unutmayınız ki, bu ülkede terör nedeniyle yaşanan acılar çok, ama çok büyük ve de çok taze!..

 

 

 

Lütfen biraz sessizlik!.. Çok konuşarak ya da çok tartışarak sorunlar çözülmez, aksine içinden çıkılmaz bir durum alabilir. Eğer PKK, bir yandan “silahlı eylem yapmama” kararı aldığını söyleyip, diğer yandan da “her türlü savaş durumuna hazırız” diye tehdit etmek, başta mayınlama olmak üzere silahlı eylemlerini sürdürmek, medyanın gazına gelip konuşmak yerine kendilerinden beklenen makul ve mantıklı adımları süratle atarsa, diğer taraftan da vatandaşların kafasını karıştırıp, meşgul etmekten, karamsarlığa itmekten başka bir işe yaramayan konuşmalarıyla ve yazılarıyla gündem yaratmaya çalışanlar, biraz susup, çözümü uzmanlara bırakırlarsa, eminim Türkiye’de çok daha olumlu gelişmeler yaşanacaktır.

 

 

 

Son söz… Türkiye’nin üniter, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti yapısına katkı sağlayan bir çözüm demokratik süreç içerisinde mutlaka ortaya konulmalıdır. Aksi durumda, herkes kaybedecektir… Emperyalizmin kışkırtmalarına rağmen, bugüne kadar “birlikte yaşama iradesi”ni kaybetmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, ülkenin iç dinamikleriyle bu sorunu çözebilecek güce ve kabiliyete sahip olduğuna inanıyor.

 

 

 

Öyleyse, biraz sessizlik lütfen!.. Sözüm en başta aydınlara ve gazetecileredir…

 

 

 

Nail Amudi

Gönderi tarihi:

Türkiye'de aydin olmak aydin olarak adlandirilmak istendiginde,bunun en kestirme yolu,Türk düsmanligi ve Atatürk karsitligidir.Ermenilerden özür dileyenlerde aydin gecinirler,Orduya küfredenlerde aydindir ve Fransa'dan kopya edilen Cumhuriyet kurma hevesi ile IKINCI CUMHURIYET yaygaralari yapanlarda aydindir.Bütün bu aydinlarin ortak noktalari,Atatürk ve Türk karsiti olmalaridir.Gecmiste böyle aydinlar yetismistir Türkiye'de yani bunlar yeni degildir.Asala terör örgütünün katlettigi 38 Türk diplomati icin agizlarini acamayanlar,diaspora parasiyla Ermenicilik yapmaktadirlar hemde ulusa hakaretler ederek.Bakin asagida bir aydin örnegi verecegim,bu aydin örnegi aydin gecinenlerin yapilarini daha acik olarak anlatmaya yeterli olacaktir.

 

"Abdülhamid'i öldürmeyi planlayan Ermeniler ona suikast düzenlemeyi kararlastirmislardir.Bu suikastin nedeni,Bagimsiz bir Ermenistan kurulmasi calismalarina dünya kamuoyunun dikkatini cekmektir.Osmanli Devletinin son zamanlarinda cok sayida sabotajlar yapilmis,katliam düzenlenmis ve cinayetler islenmistir,bunlari yapanlar Ermenilerdir,yani sadik tebaa denilen Ermeniler.

Hazirlanan plana göre,Yildiz Camii önünde bomba patlatilacak Abdülhamid öldürüldükten sonra,GALATA KÖPRÜSÜ,TÜNEL,YABANCI BANKA VE KURUMLAR havaya ucurulacak ve yabanci devletilerin müdahale etmesi saglanacakti.Gercek adi Kristofer Mikaelyan olan fakat Samuel Fayn takma adiyla dolasan bir Ermeni,Viyana'da özel bir fayton yaptirmis ve bunu parcalar halinde Istanbul'a sokmustu.21 Temmuz 1905 Cuma günü,üzerine 80 kilodan fazla patlayici yerlestirimis olan fayton,namaz kilmak icin Yildiz Camiine gelmis olan Abdülhamid'in arabasinin yanina birakilmisti.Abdülhamid Camiden cikip faytona dogru gelirken Kristofer Mikaelyan ve kizi olarak tanittigi Robina,bomba düzenegini harekete gecirdiler.Ancak yol üzerinde Seyhülislam Cemalettin Efendi ile konusmaya dalan Abdülhamid iki dakika gecikince ölümden kurtuldu.Bombanin patlamasi sonucu 26 kisi öldü ve 58 kisi yaralandi.

Abdülhamid'in Ermeniler tarafindan öldürülememis olmasi bazilarin Ermenilerden daha cok üzmüstü,aynen bugünkü aydinlarimizin bazilari gibi.Bu aydinlardan Tevfik Fikret,üzüntüsünü "Bir Lahza-i Ta'ahhur"adli siirinde söyle disa vuruyor:

 

"Ey sanli avci,damini bihude kurmadin.

Attin ama yazik ki,yaziklar ki,vurmadin."

 

Sanli avci diye tabir edilenler zamanin teröristleriydi.Bu terör eylemi sonucu 26 masum insan ve 20'yeyakin hayvan parcalanarak ölmüstü.Aydinimizin iliklerine kadar islemis olan Abdülhamid düsmanligi Ermeni teröristöerin isledigi insanlik disi sucu gölgede birakacak niteliktedir.Abdülhamid ise bu misralarin sahibine su cümleyle karsilik veriyordu:

 

"Hicbir namuslu Ermeni,padisahina kasteden eli bombali irkdasina 'sanli avci'diyecek kadar hayasiz olmamistir"

 

Evet bu örnegi bugün Atatürk düsmanligi ile dolup tasan aydin takimiyla karsilastirabiliriz.Eminim ki Atatürk'e yapilmis olan suikastlerin basariya ulasamamis olmasindan bu günün aydin takimindan bazilari üzüntüden kahrolmaktadirlar.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Aydın olmaının Atatürk ve ordu düşmanlığı olduğunu söylemek büyük haksızlıktır,sağa sola saldırmadan Devleti'de ordu'yuda eleştirebilmektir Aydın olmak,bunları mutlak bir inançla savunma içgüdüsü ile hareket eden insanlar aydın olamaz zaten,halkın gündeminden halka yapılan haksızlıklardan kopuk kendi hayal aleminde yaşayıp bu hayal aleminde yaşananları halkla paylaşmak yerine,halkın yaşamını etkileyen unsurları üst tabakadaki insanlara anlatabilmek,Devletin yaptığı Doğruları ve yanlışları halka anlatmaktır bir aydının görevi...

Gönderi tarihi:

Bizdeki aydinlari prof.Ilber Oltayli cok güzel tanimlamis;

 

"Bizdeki aydin takimi kapinin önünde cöp gördügünde,trafik tikanip gazetesine yetisemediginde,aksakliklara maruz kaldiginda hemen ikinci Cumhuriyeti kurmaya kalkar."

Gercekten tarihi,cografi,sisyal,ekonomik,kültürel ve zihinsel faktörleri yok sayip sorunun yalnizca cumhuriyet degistirmekle cözümlenecegini düsünmek tutarli bir davranis bicimi degildir.Sorun her seyden önce 'Bir ananelesmenin bir hayat tarzinin olusumuyla ilgili bir sey,anayasa degistirmekle ve cumhuriyet numaralamakla olmaz." Iste gercek bir aydinin görüsü budur.Yoksa saga sola saldirmak aydinlik degil serkesliktir.

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.