Bu eğitim yılının başında emniyet ile Milli Eğitim arasında imzalanan ve benim henüz bugün öğrendiğim bir proje bu. Amaç öğrencinin ve okulun güvenliğini sağlamak için okul idaresi ile işbirliği yapmak. Fakat burada akıllara hemen okulun içinde polisin ne işi var diye bir soru geliyor. Giriş ve çıkışları kontrol etmek amacıyla çoğu okulun kapısında bildiğim kadarı ile güvenlik görevlileri var. Polis te okul dışındaki asayişten sorumlu olduğuna göre , polisin okulun içine girmesine ne gerek vardır. Daha sonrasında akıllara gelen ikinci soru ; demek ki okul idaresi okul içinde gerekli önlemleri alamıyor, yetersiz kalıyor. Ellerine güvenerek teslim ettiğimiz çocuklarımızı okul idaresi ve öğretmenleri koruyamıyor. Bakarmısınız sistemde ki bozukluğa. Baştan aşağı fiyasko. Eğitim, güvenlik, aile...hemde hepsi fiyasko. Çocukları daha şimdiden baskı altında tutmak, hele ki ergen çocukları baskı altında tutmak ne derece doğru. Düşünsenize okulun içinde , bahçede, koridorda, sınıfta resmi üniforması ile dolaşan bir polis. Bu çocuklara ne derece sevimli gelebilir ki. İnternette de sağa sola baktığınızda bu uygulamanın yararlı olduğuna dair bir haber çıkıyor karşımıza. Okulda uyuşturucunun yakalanışı ile ilgili. Tamam da okulun içine gelene kadar bu uyuşturucu neredeydiniz diye sorarlar adama.

 

Acaba devlet zamanın maarif nazırının deyişi ile;

 

" Şu mektepler olmasa, maarifi ne güzel idare ederdim" mi diyor?

Uygulamanın ne kadar yararlı olduğu (!) okulların açıldığı ilk haftada anlaşıldı: Bir lise öğrencisi çocuk okulda arkadaşlarının gözü önünde polisten dayak yedi...

 

Polis öğrencileri bu şekilde koruyacaksa eğer ben ilerde bir çocuğum olduğu ve bu uygulama devam ettiği takdirde çocuğumu okula göndermeyeceğim... Çünkü şahsen ilk orta ve lise yıllarımda polisin olmadığı okullarda şu anki çocuklardan daha fazla güvenlikteydim diye hatırlıyorum...

Bu konu muhakkak ki siyaseti ilgilendirir o nedenle biraz siyaset yapalim.Okullarin girislerinde veya okul cevrelerinde resmi degil de sivil eminiyet görevlilerinin olmasi,ve cocuklari gencleri olasi taciz ve daha farkli dis etkilerden korumasi bence yerinde ve hemen her ülkede uygulanmaktadir.Ve hatta ders aralarinda okul bahcesinde bile polislerin olmasi bir yere kadar kabul edilebilir ki bu uygulama gecen yillarda Almanya'da iki okul ögrencilerinin birbirleriyle ve okul icersinde kavgalarinin olmasi bicaklama olaylari nedeniyle uygulamaya konulmustur.Bunlar güvenlik acisindan kabul edilebilir yöntemlerdir ama okul icersinde resmi kiyafetli polislerin olmasi,ögrencileri korumalari gerekirken birde üstelik onlari hirpalamasi ise son dönemlerde dile getirilmeye baslanan POLIS DEVLETI olma yolunda bir adim olarak görülebilir.Tamamen fasist yönetimlerin basvurdugu bu yöntemle ögrencilerin özel hayatlari bile okullarda gözetim altina alinmak istenir.Bu birazda dincilik yöntemidir,okul icersinde kiz ve erkek ögrencilerin birbirlerine arkadas olarak da olsa yakinlasmalarini önlemeye yöneliktir.

Ülkemizde maalesef polis devleti olma yolunda bir caba oldugu sezinleniyor.Polislerin görevlerini nasil kaba kuvvetle yerine getirdikleri gözümüzden kacmayan gerceklerdir.Dögülen insanlar,yerlerde sürüklenen insanlar,coplanan protestocular,sendikacilar bunlara birer örnektir.Avrupa'da polis korkusu farklidir.Avrupada'ki polis korkusu polise olan yasal saygidan kaynaklanir cünkü polis yasalarin uygulayicisi yani devletin mesru organidir.Devlet ise yasalarin düzenli isleyebilmesi icin mesru olarak güc kullanabilen kurumdur.Poliste bu görevi yerine getirir.Avrupa'da bu görevi kötüye kullanan polis yokmudur tabii ki vardir ama biz genel anlamda yaziyoruz.Türkiye'de ki polis korkusunun yasalarla devletle ilgisi yoktur,Türkiye'de ki polis korkusu dayak ve iskence ve hatta ölüm korkusudur.Arada sizce de bir fark yokmu?

 

 

saygilarla

 

 

saygilarla