Φ _asi_ Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2009 Yazılı Kaya Anıtı Midas Anıtı özellikle Frigya tarihi bakımından oldukça önemlidir. Ancak 19. yüzyıla değin bu anıttan fazla söz edilmemiştir. İlk olarak, 1800'lü yıllarda buradan geçen İngiliz subayı W.M. Leake tarafından keşfedilmiştir. Eskişehir üstünden Seyitgazi'ye, oradan da Hüsrev Paşa'ya ulaştıklarında, Kayaya oyulmuş, üstü yazılı anıtları gördüğünü belirtmektedir. Daha sonra tekrar gelerek anıtların üzerindeki yazıtları inceler ve yazıtlarda "Midas" adını gördüğü için anıta "Midas'ın Mezarı" adını verir. Kral Midas Bu gezi notlarını W. Leake 1824 yılında yayınlar. Onun ardından Charles Texier bölgeye gelerek üç kaya yüzeyini ve yazıtları kopya ederek, bu konudaki ilk gerçeğe uygun bilgileri yayınlar. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra Anadolu'daki arkeolojik anıtlar üzerinde yapılan incelemeler artar. 1886 ve 1893 yılları arasında bu bölgeye gelmiş olan arkeolog Radet, Midas anıtının hemen altındaki yere Yazılıkaya Köyü'nün kurulmuş olduğunu bulur. Bugün de görüleceği gibi Yazılıkaya Köyü'nün hemen üstünde antik şehir Akropol'ün kuzeydoğu cephesinde, püskürük bir kaya üzerinde Midas Anıtı, Akropol'ü çevreleyen sur duvarları, yeraltı merdivenleri, mezarlar, sunaklar, bitmemiş anıt ve çeşme bulunur. Gelelim Sanat Tarihine giren kısmına: Midas Anıtı tüf üstüne oyulmuş, yaklaşık 400 m2'lik bir alanı kapsayan dikdörtgen şeklinde Frig sanatının özelliklerini taşıyan, geometrik meandır ( meandır kelimesi Menderes Irmağından gelmektedir, kıvrımlarından esinlenilerek bu ad verilmiştir) motifleriyle süslü bir yüzeydir. Anıt, fazla tahrip olmadan günümüze kadar gelmiştir, ancak anıtın alınlık bölümünde yaklaşık 2 m. genişliğinde bir çatlak bulunmaktadır. Anıtın ortasında yüzeyin mihveri üzerinde 5.5 metre genişliğinde ve 1,44 m. derinliğinde bir girinti (niş) yer alır. Anıtın ortasındaki bu girintiden dolayı bir mezar anıtı olduğu düşünülmüştür. Ancak bir mezar olacak büyüklükte de değildir. Midas Anıtı, Frigya'daki diğer kaya anıtları gibi, Kibele (Ana Tanrıça) heykeli koymak amacıyla yapılmıştır. Prof. A. Gabriel burada büyük bir olasılıkla bronz bir heykel bulunduğunu ve bunun yine metal tutturucularla kayaya tespit edilmiş olduğunu ileri sürer. Daha sonraki çağlarda (Hristiyanlık Çağı'nda) bu heykel çalınmış ve şimdiye kadar izine rastlanmamıştır. Anıtın üzerinde henüz çözülmemiş üç yazıt bulunur. Yazılıkaya üzerindeki Frig yazısı, M.Ö. 6. yüzyılda Örekliler tarafından terk edilen eski Arkaik Grek yazısını andırmaktadır. Anadolu Üniversitesinin Yunus Emre Kampüsünün Cumhuriyet Kapısı önünde de bu anıtın bir modeli bulunmaktadır. Alıntı... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.