Tabii suc sabit olana kadar herkes masumdur.Bizde bekleyip görecegiz.

Eger iddialar dogruysa,tutuklanan askeri savcisadece kendine degil koca bir Silahli Kuvvetler kurumuna büyük bir saldiri imkani verdi.

Sanatcilara,türkücülere,is adamlarina,para karsiligi cürük rapor alma,istedikleri yerde askerlik yapma imkani gibi suclamalarla tutuklanan 14 kisinin icersinde birde askeri savci var ki bu gercekten utanc verici ve cok ta vahim bir olay.Umarim ki bunlar sadece kuru birer iddia olarak kalir ve askeri savci aklanir.Iddialarin gercek olsa da olmasada bu cok düsündürücüdür.

 

saygilarla

Çürük yumurtaların sepetten derhal atılması gerekli. Yoksa tüm sepeti çürütürler. Devlette etkili ve yetkili yerlerde uzantısı olan çetelere mafya diyoruz. Bu uzantıların temizlenmesi en önemli konudur. Aksi halde tüm yapıyı çürütürler. Demokrasinin en büyük handikapı, suçlu ve güçlülerin lehine çalışması durumunda ortaya çıkar. Bu handikapın aşılması kaçınılmaz bir zorunluluktur, sonuna kadar desteklerim bu tür operasyonları...

 

Eğer ortada bir güven sorunu olmasa tam destek verirdim. Ama bir güven sorunu kesin var. O yüzden kuşku payı bırakıyorum. Umuyorum ki gerçekten gerçek suçlular yakalansın.

Basbakan,"DENIZ FENERI"yolsuzlugunu, AKP ve yandaslarina yardim edildi haberini yazdi diye,eline DOGAN MEDYA'nin bir gazetesini alip,tüm AKP grubuna ve kamuoyuna"BU GAZETELERI EVINIZE SOKMAYIN,BEN ALMIYORUM,SIZDE ALMAYIN"diyerek,basina siyasi baski yaptiginda hepimiz daha dogrusu,yandas olmayanlarimiz hakli olarak tepkilerimiz dile getirdik.Bir basbakan basin özgürlügüne bu kadar agir bir baski uygulayamaz alenen bu gazeteleri evinize sokmayin diyemez dedik.

Gecenlerde Türk Silahli Kuvvetlerinin en üst makaminda oturan kumandan,halkin hakli olarak sordugu ve bölünme kuskusu tasiyan sorularina "TARTISMALARI IZLEMEYIN,BU TELEVIZYONLARA BAKMAYIN"dedi.Bu nasil bir yaklasimdir,birisi basbakan,halkin haber alma özgürlügünü kisitlamakla kalmiyor ayni zamanda basina baski uyguluyor hedef gösteriyor,digeri bir kumandan sorumlu bir kisi,halka,tartismalari izlemeyin,televizyon kanallarina bakmayin diyerek sözümona akil verirken aslinda halkin bilgilenme özgürlügünden,ülkede olup bitenleri ögrenmesinden vazgecmesini salik veriyor.Bu nasil bir anlayistir böyle?

Diger tarafta;Basbakanin "bu gazeteleri evinize sokmayin ben almiyorum sizde almayin"demesine citlari cikmayan karanlik aydinlar,Basbug'un sözlerini siyaset yapti diye yargiya tasimislar.Bunlardan aydin degil olsa olsa sobalik odun olur ancak.

 

 

saygilarla

Bu tip insanlar , en güveniir kurumların içinde bile olabilir.Önemli olan ,istikrarla üzerlerine gidip yanlışı düzeltmektir. Güven konusunda haklısınız sayın demirefe ancak ,sayın politikanın açtığı başlıkta yer alan konu duymadığımız şeyler değil.

Erdoğan'ın söylediği ile Başbuğ'un söylediği arasında benzerlik yok. Başbakanın yaptığı tamamen bir boykot çağrısı, kabul edilemez bir basın özgürlüğü kısıtlama girişimi. Genelkurmay başkanının söylediği ise gündemin çok fazla ve ilgisiz alakasız gereksiz haber ve yorumlarla bombardıman edildiği, kafa karışıklığı ve toz duman yaratıldığı ile ilgili. Basına karşı bir boykot çağrısı filan kesinlikle içermiyor.

 

O yüzden ben iki söylemi hiç benzeştirmiyor ve ayrı tutuyor, başbakanın yaptığı ajitasyon yüklü boykot çağrısını son derece sakıncalı ve yersiz bulurken, genelkurmay başkanının sözlerini samimi ve yerinde buluyorum. Çünkü yaratılmak istenen zaten kafa karışıklığı ve gündem oyalama. Yoksa ne yapacaklarını bir şey yapmak istediklerini söyleyenlerin bile bildiği de kuşkulu, yarım yamalak bir düşünceleri varsa da söylemiyorlar. Yapmak istedikleri kesin olan şeyse, gündemi bulandırmak ve insanları oyalamak...