Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Çankırı yemek kültürü


_asi_

Önerilen İletiler

ÇANKIRI YEMEK KÜLTÜRÜ

 

Bir toplumun estetik zevkinin ve yaşam kültürünün gelişmişliğinin en somut göstergelerinden birisi damak zevkidir. Çankırı ve çevresi, birbirinden ilginç ve nefis yemek çeşitleriyle köklü Türk damak zevkinin dikkate değer bir yönünü temsil etmektedir.

 

Yemek kültürü yörenin toplumsal değerlerini ortaya çıkarma açısından önemli bir faktördür. Çankırı ve yöresinde yemek sadece beslenme ihtiyacını giderme aracı değil aynı zamanda toplumdaki sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı, birlik ve beraberlik ile kaynaşmayı sağlayan bir araçtır. Bazı yemekler öze günler için, bazıları bir mesajı iletmek bazıları da yardımlaşma amacıyla yapılır. Düğün yemekleri, cenaze evine bu kelimeyi kullanmak yasakürülen yemekler, iftar yemekleri buna örnektir.

 

Özel Günler İçin Yapılan Yemekler

 

Düğün, bayram, ramazan iftarı ve davet günleri Çankırılılar için yemek hazırlanışında itina gösterilmesi gereken özel günlerdir. Bu günlerde günün özelliğine göre değişik yemekler hazırlanmaktadır.

 

a. Düğün Yemekleri : Evlilik ve sünnet gibi törenlerde yörelere göre farklı yemekler yapılır. Mesela Merkez ilçe Eldivan ve Şabanözü’nde genellikle Toyga aşı, etli pilav, ayran ve baklava ikram edilirken, Ilgaz, Çerkeş, Kurşunlu ve Atkaracalar ilçelerinde kazanda keşkek, güveç ve helva ikram edilir.

 

Günümüzde ise düğünlerde genellikle daha ekonomik ve ikramı kolay olduğundan Çankırı kıymalısı[1], ayran ve tatlı ikram edilir. Düğün yemeklerinin hazırlanışı genelde düğün evinde yardımlaşarak yapılır. Bu yardımlaşma ile kişiler arasındaki sevgi, saygı, dayanışma ve kaynaşma sağlanır.

 

b. Ramazan İftar Yemekleri : Çankırı ve yöresinde Ramazan ayı boyunca iftar yemekleri ayrı bir önem taşır. Eş, dost ve fakirler yemeğe davet edilir. Sofrada mutlaka bir misafirin bulunmasına özen gösterir. Misafir olsun olmasın yemekler eksiksiz, özenle pişirilir ve sofralar aynı itina ile hazırlanır.

 

İftar sofrasında iftariyelik denen hurma, zeytin, peynir çeşitleri, reçeller ve bal bulunur. Pastırmalı yumurta başta olmak üzere iftariyelikler öncelikle yenir. Daha sonra sıra takım yemeğine gelir.

 

Takım yemeğinde genellikle tarhana çorbası, bütün et veya Çankırı güveci, etli yaprak sarması, pilav, tatlı ve kuru bamya yemeği yenir. Sofrada içecek olarak kızılcık şerbeti, hoşaf, komposto ikram edilir. Burada en önemli adet bamyanın tatlıdan sonra yenmesidir.

 

Ramazanda sahur yemekleri de ayrı bir önem taşır. Sahurda sahur yemeğinden önce kalkılarak hazırlık yapılır. Genelde hamur işleri ve taneli yiyecekler hazırlanır. Gözleme, otlu, peynirli veya kıymalı içli ekmek (bükme), fırında keşkek, yağlı (okla) ekmeği, yazma çöreği, börek, ince ekmek muskası, erişte gibi yiyecekler ağırlıktadır. Bunlar kızılcık ekşisi, ayran, hoşaf veya meyve kompostoları ile tüketilir.

 

c.Bayram Yemekleri : Ramazan ve Kurban bayramlarında sadece ev halkına göre değil bayram ziyaretine gelenler de düşünülerek yemekler hazırlanır. Bayram yemekleri genelde sütlü çorba veya toyga (aşı), etli veya zeytinyağlı yaprak dolması, baklava veya hameyli[2] ya da kesme kadayıf gibi tatlılardır.

 

Köylerde bayramda her gelen misafire mutlaka yemek ikram edilir. Merkezde ve diğer ilçelerde ise genellikle yemek yerine kahve, tatlı ve bazı yerlerde ilave olarak zeytinyağlı yaprak sarması ikram edilir. Kurban bayramında ise bu ikramlara ilave olarak kesilen kurban etinden et kavurması da ince ekmek (yufka) ile birlikte ikram edilmektedir. Bu ikramlar Türk misafirperverliğinin ve misafire verilen değerin en güzel göstergelerinden biridir.

 

d- Davet Yemekleri : Çankırı ve yöresinde iftar davetleri dışında evlenecek genç kız ve arkadaşları, yeni evlenen eşler ve askere gidecekler, yakın akrabaları tarafından yemeğe davet edilir. Köylerde askere gidecek gençler hemen hemen tüm köy halkı tarafından yemeğe davet edilir. Ayrıca hacca gitmeden önce veya hacdan döndükten sonra da ilgili kişi tarafından köylerde köy halkının tümüne ilçelerde ise akrabalara ve komşulara yemek ikram edilir.

 

Bu davetlerde genelde çorba veya tatar böreği, fırında veya evde pişirilmiş Çankırı güveci, etli veya tavuklu pilav ve tatlıdan oluşan takım yemeği ikram edilir. Tatlı olarak baklava, höşmerim veya yumurta tatlısı yapılır. Günümüzde azalmakla birlikte bu yemeklerin yanı sıra çeşitli börek ve çörekler de ikram edilir.

 

Bu davetler insanlar arasında birlik, beraberlik, sevgi ve kaynaşmayı artırması açısından Çankırı kültüründe önemli bir yere sahiptir. Çankırı yemek kültüründe özel durumlar için de yemekler hazırlanarak ilgili yerlere bu kelimeyi kullanmak yasakürülür. Mesela, cenaze evine, yeni eve taşınan komşuya, hastaya, yeni doğum yapan anneye bu kelimeyi kullanmak yasakürülen yemekler de dayanışmanın güzel bir örneğidir. Bu yemekler takım yemeği olabildiği gibi yazma çöreği, börek, tava çöreği, içli ekmek (bükme), gözleme, Çankırı kıymalısı gibi yemeklerdir.

 

Mevlid, Yasin, hatim duası gibi törenlerde Çankırı kıymalısı veya helva-ekmek dağıtılır.

 

e.Özel Durumlar İçin Hazırlanan Yiyecekler: Çankırı ve yöresinde bazı özel durumlar, günler ve törenler için de değişik yiyecekler ikram edilir veya dağıtılır.

 

Kandillerde un helvasının yapılıp dağıtılması, erkek çocuğu doğduğunda oğul helvasının dağıtılması, ölümün yedi, kırk ve elli ikinci günlerinde un helvası dağıtılması, bebeğin ilk dişinin çıkmasında buğdayın haşlanıp “diş bulguru” diye dağıtılması, köylerde nişanlarda şerbet dağıtılması gibi. Yağmur duası, adak kurbanı gibi törenlerde çoban kavurma veya etli pilav ikram edilir. Uzun kış gecelerinde çekme helvası yapılıp ikram edilir. Gelin ve damat için kız evinin oğlan evine gönderdiği gelin baklavası, düğünün ertesi günü gelin ve damadın yemesi için ince börek, ehlibilür yapılıp gönderilmesi de Çankırı yöresi geleneklerindendir.

 

f. Kışın Tüketilmek İçin Hazırlanan Yiyecekler: Sonbahar mevsimi Çankırı’da hanımlar için oldukça yoğun geçer. Çünkü bu mevsimde kışlık yiyecek hazırlıkları başlar. Asma yaprağı kurutulması salamurası, taze fasulye, patlıcan, kabak, biber, nane, maydanoz, dereotu, kadın parmağı gibi sebzeler kurutularak kışa hazırlık yapılır. Küpecik peyniri, domates ve biber salçası, ev makarnası (erişte), tutmaç, cimcik hamuru, iri hamur gibi yiyecekler hazırlanır. Kışlık kıyma, kuşbaşı ve sızgıç kavrularak hazırlanır. Yöreye özgü çördük, yabani armut, kelek, dolmalık biber ve değişik turşular yapılır. Tarhana, bulgur, yarma, keşkek, nişasta, pestil, hoşaf (meyvenin dilimlenerek kurutulması), ahlat kavutu, ev kavutu, reçeller, dorak, pelverde gibi değişik isimlerle anılan marmelatlar, vişne şurubu, kızılcık ekşisi kaynatılıp hazırlanır.

 

Günümüzde azalmakla birlikte bazı köylerde et kurutulur. Bir çeşit tatlının ana maddesi olan uğut hazırlanır.

 

Çankırı’da sofra adabı ve yemek kültürü kendine has özellikler taşımakta olup özgün kültür birikimini yemek kültürü ile ortaya koymuştur. Anadolu coğrafyasındaki eski kültürünü zamanımıza kadar taşıyıp tüm zenginliğiyle yaşatmaya çalışmaktadır. Çankırı’da yemek sadece bir ihtiyaç olmaktan öte birlik beraberlik, toplumsal kaynaşma ve dayanışma gibi üstün meziyetleri de ortaya çıkarması açısından önemlidir.

 

B. ÇANKIRI KÜLTÜRÜNDE SOFRA ADABI

 

Çankırı ve yöresinde sofra adabı ilçeden ilçeye, beldeden beldeye hatta köyden köye farklılıklar gösterse de genelde yaran kültürüne dayanan ortak özellikler gösterir.

 

“Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi

 

Oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi”

 

Bu atasözü ile ev hanımlarının sofra ve yemek işlerinde ön plana çıktığı görülmektedir.

 

Eskiden Türk mutfağı oturma odasının bir bölümünde bulunurdu. Yemekler orada pişer ve orada yer sofralarında yenilirdi. Yere, yöreye özgü motiflerle dokunmuş sofra bezi serilir, üzerine tabla konulup üzerine de kalaylı bakır sini yerleştirilirdi. Kişi sayısına göre eskiden tahta kaşıklar dizilir ve yemeğin çeşidine göre ince ekmek (yufka, yoka) bazlama, çörek gibi ekmek çeşitleri getirilirdi.

 

Bir sini etrafına toplanılabiliyorsa sofraya ailenin tüm bireyleri otururdu. Misafir geldiğinde ise ek sofra açılırdı. Sofraya önce evin reisi oturur onu yaş sırasına göre diğer erkekler yaşça büyük hanımlar ve çocuklar takip ederdi.

 

Sofraya yemek servisini evin gelini, genç kızı veya hanımı yapardı. Servis yapan kişi sofraya oturmazdı. Bütün yemekler (çorba kâseleri) kapaklı bakır sahanlarla[6] sofraya getirilirdi. Evin reisi yemeğe başlamadan kimse başlamazdı. Yemeğe genellikle çorba ile başlanır sonra sırasıyla Çankırı fırın güveci, etli pilav, etli yaprak sarması, tatlı, kuru bamya yemeği ikram edilirdi. İçecek olarak da yemeklerin yanında kızılcık ekşisi, hoşaf veya ayran verilirdi.

 

Yemeğe besmele ile başlanır, yemekler sofra duası ile bitirilirdi.

 

Örnek Bir Yemek Duası :

 

Dirildi geldi nimet veren Allahım ne cömert,

 

Ölenlere gani gani rahmet,

 

Sağ kalanlara sıhhat selamet,

 

Soframız nur, kaza bela geri dur,

 

Ev hanesini eyle mamur,

 

Devamı devlet kesiri rahmet,

 

Kabulü dua zıt vela tuğallit bi hürmet-il Fatiha.

 

Yemekle ilgili maniler:

 

Misafirlerin ziyaret sırasında ve ayrılırken ev sahibine söyledikleri maniler:

 

Eviniz Tanrı dostu, hanen mübarek olsun,

 

Ocağın aydın olsun, eviniz nur ile dolsun.

 

Haktan yansın çırağın, iyerlensin burağın,

Cennet olsun durağın, hanen mübarek olsun.

 

Çay veya kahve ikramında ev sahibinin söylediği mani :

 

İstanbul’dan gül getirdim, dalından bülbül getirdim,

 

Misafirlerim içsin diye çay (ya da kahve) getirdim.

 

Misafir uğurlarken söylenen maniler

 

Bundan özge söz olmaz, cahiller kadrin bilmez,

 

Görmeye doymak olmaz, izin verin gidelim.

 

Ne bakarsın ıraktan, baklavadan börekten,

 

Vazgeçmeyiz çörekten, hanen mübarek olsun.

 

Haydi kalkın gidelim, bir mum verin yakalım,

 

Pabuçlara bakalım, eviniz mübarek olsun,

 

Her taraf nur ile dolsun.

 

Yemekte gerekmedikçe konuşulmaması sofra adabından sayılırdı. Sofralardaki boş tabaklar alınırken sofradaki bütün tabakların boşalması beklenirdi. Sofraya getiriliş sırasına göre boş tabaklar toplanırdı. Sofradan kalkıldıktan sonra evin büyüklerine kahve ikram edilirdi.

 

Yemekte ailenin bir araya toplanması kaynaşma ve birleştiricilik özelliği açısından çok önemli olmakla birlikte bu adet çoğunlukla köylerde yaşatılmakta, ilçelerde de az da olsa aynı usuller devam etmektedir.

 

Günümüzde yemek sofraları aile fertlerinin bir araya geldiği, sohbet ettiği ve sorunlarını paylaştığı ortamlar haline gelmiştir. Yemekler genelde mutfakta yer alan masada herkesin tabağına ayrı ayrı servis yapılarak yenmektedir. Artık bakır sahanların yerini porselen tabaklar, tahta kaşıkların yerini de metal kaşık, çatal bıçaklar almıştır.

 

Çankırı’daki her şeyde yaran kültürünün etkisi olduğu gibi yemek ve sofra adabında da yaranın etkisi vardır. Çünkü yaran kültürü Çankırı için bir yaşam tarzıdır. Yaran kültürünün sofra adabının kendine has özellikleri vardır. Yemeklerin yerde, sini üzerinde yenmesi, takım yemeklerinin sırayla gelmesi, büyük başağanın yemeğe başlamadan diğerlerinin başlamaması, dua yapılması farklı karakteristik özellikleri göstermektedir.

 

Yaran meclislerinde yemek gece yarısına doğru yenir. Yarenler arasında rekabet olmaması için yemek mönüsü daha önceden belirlenir ve her yaren bu mönüye uyar. Başağalar daha farklı ikramlarda bulunabilmektedir. Yemekler takım yemeği içerisinde yer alan yayla çorbası, güveç, pilav, baklava, bamya, kızılcık ekşisi veya hoşaf ve ayrandan oluşur. Günümüzde bazı ilçe ve köylerde daha ekonomik olması sebebiyle Çankırı kıymalısı ikram edilmektedir.

 

Yaran meclisinde yemek yeme zamanı küçükbaşağanın büyükbaşağaya “Yemek hazır başağam” duyurusundan sonra ibrik ile sırayla eller yıkandıktan sonra, sofra bezlerinin ortasına konulan siniler etrafına yarenler ve misafirler yaş, kıdem ve mevkilerine göre otururlar. Büyükbaşağa kaşığı eline alınca sırayla küçükbaşağa, reis ve yarenlerde kaşıkları alırlar. Büyükbaşağa besmele ile kaşığını çorbaya uzatır ve içer. Sonra sırayla küçükbaşağa, reis, yarenler ve misafirler çorba tasına uzatıp içerler. Bu davranış üç kez tekrar edilir. Hata yapan yaren diğer arkadaşı tarafından “Merhaba yaren ağa” şeklinde uyarılır. Hata yapan yarenin cezası ya hemen ya da gece bittikten sonra kurulan mahkemede verilir. Ceza durumu kararlaştırıldıktan sonra yemeğe devam edilir. Büyükbaşağa ceza yemeği olarak “Kuzunun içinde hindi, hindinin içine tavuk, tavuğun içine bıldırcın” şeklinde belirleyebileceği gibi bazen de kuzu, hindi, tavuk ve bıldırcının ayrı ayrı içli pilavla pişirilmesini isteyebilir.

 

Yemek bittikten sonra dua yapılır. Sıra ile önce büyükbaşağa, sonra küçükbaşağa, reis ve yarenler sofradan kalkar. Büyükbaşağanın oturuşu gibi eski yerlerine otururlar. Yemekten sonra kahve içilir.

 

Çankırı’daki yaren kültürünün toplum hayatına, sofra adabına çok büyük etkileri vardır. Ayrıca Çankırı’da belli yaş grubundaki erkekler sıra gezmeleri yaparak birbirlerine yemek ikram ederler ve ikramı da bizzat ev sahibi yapardı.

 

Yaran meclislerindeki sofra adabı ve Çankırı ve çevresindeki sofra adabı kendine özgü karakteristikler göstermektedir. Bazı adetler günümüze kadar gelmiş hatta yaşatılmaya çalışılmakla birlikte, bazıları ise unutulmaya yüz tutmuştur. Çağımızdaki ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeler, şehirleşme kadınların çalışma hayatına girmesi yemek kültürünü ve sofra adabını etkilemektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.