Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Birçok meselede olduğu gibi bu meselede de ortak noktanın çok az bulunabileceği birçok bakış, tavır alış var. Bu meseleyi salt PKK sorunu olarak adlandıranlar var(Ülkeyi parçalamak ve devlet kurmak). Bu meseleyi salt Kürt kimliği üzerinden Kürtlerin sorunu olarak adlandıranlar var. Bu meseleyi salt demokrasi üzerinden demokrasi sorunsalı olarak adlandıranlar var. Bu meseleyi Kürtlerin Türkiye sorunu üzerinden Türkiyenin Kürt sorunu olarak görenler var. Bu meseleyi dış odaklı iç destekli yapay bir mesele olarak görenler var. Çözümle ilgili görüşlere gelince: PKK silah bıraksın ya da bıraktıralım Meclis'teki DTP için de etkin çözüm yolları bulalım bu sorun hallolsun diyenler var. PKK'yla mücadele devam etsin ama Kürtlerle ilgili sorunları da demokrasiyle çözelim diyenler var. Bu demokratik çözümle ilgili de bir dünya görüş sayabiliriz tabi. Kürt kanadından askerin operasyonu dursun, PKK benim temsilcim sonrasın da da demokratik taleplerimiz Kürt kimliği üzerinden verilsin diyenler var.Bunlar bölünme istemediklerini söylemekle birlikte bölücülüğü vurgulamakta da bir behis görmüyorlar. PKK'yı meşru görmeyip DTP'yi desteklemeyen ama sesi çıkmayanlar da vardır. Var da var yani anlıyacağınız. Anlatmak istediğim ise şu: Bu kadar farklı bakışlardan bir sorunu ortak fikir olarak tesbit etmek, akabinde ortak bir çözüm yolunda anlaşmak pek mümkün görünmüyor. Peki bu süreçte tanımlanan ve belirlenen yol ne o da pek belirgin değil. Peki nolacak vallaha ben de bilmiyorum... MUHABBETLE... 1 Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Siz ciddi misiniz yazdığım onca şeyden sonra bana bunları anlatmakta? Ben ne dağa ne ovaya bakıyorum! Ben yüreğe bakıyorum yüreğe; herkes de kendi yüreğine, kendi içine bir baksın diyorum! Bu kadar; fazlası değil cidden. Bakın ne demişiz sizin sözlerinizi de karşılayan: Yanılıyorsunuz. Yanılıyorsunuz. Yanılıyorsunuz. Eğer "ben" bugün barış içindeysem kendi içimde, dünya savaşsın birbiriyle farketmez. Ben en azından kendim için "en doğru" olanı yapmışımdır. Anlatabiliyor muyum? Ortada kan falan yok, kan sizin içinizdeyse sorundur; ortada terör yok, bu sizin içinizdeyse sorundur. Bu ortamı kimse işgal etmez; hepimiz kendi yolumuzun işçileri ve yolcularıyız. Önce kendi içinde barış olacak insanın. Sonra diğerleri gelir, sonra görülür dökülen kan; o zaman kan üzerinden sonuçsuz savaşlar yürütmez insan. En doğrusu için mücadele eder. Gerektiğinde en doğru cezalandırmaları usulünce yapmasını da bilir. Bir düşünmek lazım; ben barışın neresindeyim diye. Bırakın partileri, diğerlerini; siz neresindesiniz bu barışın. Düşünülecek olan budur. 1 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Duygulara seslenmek... Bizler birbirimizi dinlemiyoruz.Birbirimizi anlamıyoruz. Aynı dili konuşmuyoruz. Yaşananlar mı...? Siz sanıyor musunuz ki "mavi olmayan gökyüzü" hiçbirşey yaşamadı, Siz sanıyor musunuz ki "sadece barış istiyorum" diyenin ödediği hiçbir bedel yoktur... Barışı en çok isteyenler,barışa en çok ihtiyaçı olandır. Beyaz güvercini yere göğe sığdıramayanlar,beyaz güvercinin özleminden yananlardır. Silaha en büyük nefreti kusan,silahta sevdiğini kaybedendir. Yaşananlar mı...? Çok şey yaşandı doğru.Gencecik çocuklar elindeki silahla toprağa düştü.Ölüm her zaman can acıtır.Ateş düştüğü yaktı,külü hepimizin gözlerini dumanlandırdı. Sadece bu mu...? Faiiler de can acıttı.Dağa çıkan bizim için teröristti,ama onun da annesi onun için yandı. Yaşanan da taraf olmadı hiçbirzaman;taraflar vardı. ... Bugün çok değerli bir arkadaşıma şunu dedim; "Biliyor musun boşuna çırpınıyor barış diyenler" Bunun üzerine arkadaşım; "Benim etrafımda ki insanları bir bilsen.Benim babamın söylemlerini bir duysan...İnan ki çok kırılırsın.Ama onlarda suçlu değil.Çünkü ne kaybettiklerini bilmiyorlar hala.Bilseler,onlarda kaybetmemek için yanımızda olur..." ... Bakın,şu cümleleri beraber okuyalım. ".... Türkiye Irak Kürdistanı'nda temsilcilik açmış olsa. Selahaddin, Süleymaniye üniversitelerinden Türkiye'ye değişim programlarıyla öğrenciler geliyor olsa. Devletin bütün günahları için Başbakan çıkıp özür dilemiş, Jitem denen suç şebekesinin kendilerini bağlamadığını ama onların devlet adına yaptıkları adına özür dilediğini beyan etmiş olsa. Duyduğumuz tek patlama sesi havai fişeklerin sesleri olsa. Dağda bir tek silahlı insan kalmamış olsa, herkes çocukları için güzel gelecek planları yapsa, Dünya'da Kürt Edebiyatı'nın en eski örnekleri Rusya'da, Fransa'da değil de Mardin'de Kürt Edebiyatı Enstitüsünde toplanmış olsa. Öyle bir anayasa yapmış olsak ki Avrupa'nın ağzı bir karış açık kalsa, Ve Türkler hariç bütün dünya buna inansa. Gerçekten o zaman hayat Kürtler için bayram olur mu? Yanı başındaki kardeşi yukarıda okuduğu her bir cümle için binbir beddua ediyorsa, "Kargalar gözünüzü oysun ki Kürtçe tabelaları göremeyesiniz, kulaklarınızın zarını karıncalar kemirsin ki Şivan'ın Diyarbakır'da vereceği konseri dinleyemeyesiniz, dilinizi kuduz köpekler yesin ki okullarda öğrendiğiniz Kürtçe'yi konuşamayasınız" diyorsa neye yarar bütün bunlar? En kadim dostların çocukları birbirlerine düşman olacaklarsa, halklar birbirlerine haklarını helal etmeyeceklerse neye yarar? ...."(Tansel Parlak) Lütfen,düşünelim bir daha! 5 Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2009 Hâla aynı ezberler. Arkadaşım bu ülkede kimse Kürtlere karşı bir mücadele vermiyor. Herkes teröre karşı mücadele veriyor. Kürt asıllı askerimiz de, korucumuz da. Terör yüzünden can verenlerin çoğu da Kürt. Terör sona ermeden, son terörist silahını bırakmadan ne barışından bahsediyorsun? Elli defa yazdık. Terör bu terör! İnsanlık suçu! Hırsızlık gibi, soygun gibi, cinayet gibi insanlık suçu, topluma karşı işlenen organize bir suç! Hırsızlık, soygun, cinayet olmasın diye polisin suçlularla barış yapıp silah bıraktığı nerde görülmüş? Kürt ayrı pkk ayrı bizler bunun farkındayız zaten... Her Kürt aynı düşünmüyor ayrıca... Son moda sözler okullarda da okutulacakmış adı "he türlü ayrımcılığa son" pardon ama ne ayrımcılığı? Eğer bir ayrımcılık varsa o yüzlerce yıldır Alevi yurttaşlarımıza uygulanmıştır, inanç tarzları yüzünden yakılıp, yıkılıp, vurulup, köyleri boşaltılanlar, hor görülenler, bir aleviden iyilikle bile bahsedecekse "alevi ama çok iyi biri" deme gereği duyacak kadar ayrıştırıcı düşünenler vardır... Ama Kürt aycımcılığı olmamıştı! Bu zamana kadar en azından ben çocukken mahallemde ya da okulumda birini Kürt diye hiç ayıranı görmedim alevileri etiketledikleriniyse çok gördüm... Bu barış güvercinleri propaganda, Emine Ayna'yı dinleyen gerçeği görür Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Aysel Tuğluk hepsi Apo gibi konuşuyor ama gerçek niyetlerini söylüyorlar... Apo terörist başı pkk terörist bu ikisine destek veren ismini saydıklarımsa terör suçlusu! Demokratik tecavüz, barışçı terörizm, mütevazi küfür, iyi niyetli cinayet! Ha birde konuşkan başkuşlar var, bir kısmı siyasetçi bir kısmı sanatçı bazısı gazeteci konuşmalarına bakınca hepsini kanatsız melek sanıyor insan gerçekleri bilmesek inanırdık belki! 1 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2009 Duygu sömürüleri ile dopdolu,cümlelerin amaci nedir,bizleri acindirmak ve onlarin dediklerinin yanlista olsa dogrulugunu kabul ettirmek.Sanki bizler hicbirsey görmüyor,hicbirsey yasamiyor,hicbirseyden haberimiz yokta sadece duygu sömürüleri yapanlar en iyisini ve herseyi biliyor.Onlarin dedikleri gercek bizimkiler inkar oluyor.Türkiye'de herkes refah icinde,tüm demokratik haklari verilmis ama sadece Kürtler,iskence altinda,esit degiller,demokratik haklari yok.Bunun degismesi lazim,Kürtler ve Türkler esit olmalilar ama digerleri bizi pek ilgilendirmez.Kürtlerde Kürtler! Ben hep ayni seyleri söylüyorum,replerimi sifirlasanizda ben dedigimden sasmam.Kim ki bu forumlarda Kürt sözcügünden gayri baska hicbir farkli görüs belirtmiyorsa ben onlarin samimiyetinden süpheliyim.Kim ki sadece Kürtler icin dayatmalarda bulunuyorsa onlarin amaci ne esitliktir,ne demokratik haktir.Onlarin amaclari bellidir,bunu zaten dayatmalari ile anlamak hicte zor degildir. Ne demek yani,Karadenizli hemserime istenmeyen demokratik hak neden israrla Kürtlere isteniyor.Arnavut kardesime layik görülmeyen siyasi haklar neden illede Kürtler icin isteniyor.Kürtler bu ülkede yasayan bir toplum degilmi?Lazlar bu ülkenin insanlari degilmi?Onlar Kurtulus savasinda yokmuydular.Bu nasil insan haklari savunuculu ki,bu nasil demokratik hak istegi ki sadece ve sadece Kürtler ön plana alinmaktadir."Ben Kürt'üm o nedenle istiyorum"diyenler demokrat olamazlar,onlar ayricalik pesinde olanlardir. Irak,Kürtlerin ABD ile isbirligi sonucu kan deryasina döndürüldü.Sokaklari mezarlik oldu.Analar evlatlarini,eslerini,sevdiklerini kaybetti.Gencecik kadinlar kocalarini yavuklularini kaybetti.Bunlarin bas aktörleri Barzani ve Talabani eskiya ceteleriydi.Irak'i isbirligi yaparak böldürdüler ve simdi bayram ediyorlar,ayni icraati Türkiye'de yapmaya calisiyorlar.DTP-AKP isbirligi ile biryerlere varmaya calisiyorlar.Bunu yüce Türk ulusu görmektedir.Ve gerektigi zaman bu yüce milletin sesini cikaracagindan kimsenin süphesi olmasin."BEDELI NE OLURSA OLSUN"diyenler, herseyi göze alis olanlardir.Yarin bu ülkede yasanabilecek olan olaylardanda bu herseyi gözw almis olanlar sorumludur. saygilarla 2 Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2009 Barış ve haklar herkes için geçerlidir; kimse bunu inkar etmiyor. "Kürt" kelimesini olumlu bir cümle içinde kullanan herkes Kürtlüğü aşırı önplana çıkarıyor ya da terörü destekliyor değil. Bu Türkiye'nin bütünlüğü için önemli bir konu. Görüyoruz işte kendi iç meselelerimizi çözemediğimizde kimlerin el attığını ülkemize. Bunu Osmanlı döneminde yaşamış bu millet, hem de çok acı bir biçimde. Onun için çözüme dair fikir belirten herkesi kalıplayarak bölücü Kürt ırkçısı ilan etmeye gerek yok. Ben kendi adıma konuşacak olursam yükseltilen bir Kürt milliyetçiliğinden rahatsız olanları anlamakta ve hatta onlara gerekli bulduğum savunmalarında hak da vermekteyim. Ama herkes önce şunu anlayacak: "İnsanız, karşımıza alıp konuştuklarımız da insan. Kalıplamadan önce insan olduğunu göreceğiz; görmek zorundayız." 1 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2009 Aslında ortada ne fol var, ne yumurta. Bizim eleştirdiğimiz bu. Yapılmak istenen neyse açıkça söylenmiyor. Kapalı kapılar ardında konuşuluyor, gizli oturum talep ediliyor. Ortaya bir takım balonlar uçuruluyor, balonlara kimse sahip çıkmıyor, uçup gidiyorlar. Bu nedir? Bu şudur: Hassasiyetler yoklanıyor. Bezginlik var mı, tavize hazır olma, bıkmış usanmış, artık yılmış yorulmuş olma var mı, terör meyvesini ne kadar verdi, toplumu ne kadar yıldırdı, ne ölçüde bezdirdi bunu ölçme var. Ölçüm sonuçlarına göre yeni strateji belirlenecek. Peki bu ölçüm sonuçlarını terörü yöneten güçler, yeni stratejiler planlamak için değerlendireceğine göre, yani açıkça söyleyeyim: AB bu sonuçlara göre terörü yeniden yemleyecek veya bir süre taktik uyutmaya alacağına göre, bu gündemi ortaya atmak ve somut bir şey söylemeden tepki ölçerek AB'ye hizmetkarlık etmek, talimatları uygulamak nedir? Buna artık "şudur" dememe gerek kalmıyor sanırım... NOT: Sakın bana PKK hamisi olarak AB den başka abuk sabuk Ergenekon, derin devlet filan gibi absürd şeylerden kimse bahsetmesin. Bu çapta bir terör organizasyonu ardında çok büyük ve paradan yana sıkıntısı pek olmayan bir değil, birkaç devlet olmadan ayakta tutulamaz. Örneğin El Kaide var kendi yağıyla kavrulan, PKK niye olmasın diyorsanız, El Kaide PKK gibi değildir. El Kaide olarak ortaya çıkan bütün örgütler kendilerine bu ismi vermekteler. El Kaide'nin ne başı bellidir bugün, ne kuyruğu... PKK öyle değildir. PKK yaygın biçimde örgütlenmiş, sürekli beslenen paralı bir asker lejyonudur. Bir sektör, bir kan ve ölüm ticareti sektörüdür. Daha durun bakalım, bu örgüte daha uçaksavar füzeleri vermediler. İşin kontrolden çıkmasını istemedikleri için vermiyorlar. Bana inanın artık vermenin zamanının geldiğini düşündükleri bir gün de olabilir. Bunu bugün asla istemezler. Çünkü o füzeler verilirse iş çığrından çıkar. İstikrarın çok da altüst olmasını, topyekün bir savaşa dönmesini de istemezler. O zaman Türkiye doğrudan savaşa girer. Kuzey Irak'ı işgal eder. Taktik: Yıldırma, bezdirme, usandırma, amaan inceldiği yerden kopsun dedirtme... Belaya bu topraklara gelip Bizans'ı yıkıp Türk devleti kurunca bulaşılmış. "Burası Kadıköy burdan çıkış yok" derler ya... Onun gibi. İngiltere İrlanda'yı bırakıp çıksa gitse hiç bir yanı eksilmez. Ama Türkiye yarısını verse yine beladan kurtulamaz, onu söyleyeyim. Kolay değil öyle üç kıtanın kilidinin üzerinde oturmak. Her sahiplenmenin bir bedeli vardır. Kimseye hiç bir şeyi al bedava tepe tepe kullan demiyorlar... 1 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2009 Barış ve haklar herkes için geçerlidir; kimse bunu inkar etmiyor. "Kürt" kelimesini olumlu bir cümle içinde kullanan herkes Kürtlüğü aşırı önplana çıkarıyor ya da terörü destekliyor değil. Bu Türkiye'nin bütünlüğü için önemli bir konu. Görüyoruz işte kendi iç meselelerimizi çözemediğimizde kimlerin el attığını ülkemize. Bunu Osmanlı döneminde yaşamış bu millet, hem de çok acı bir biçimde. Onun için çözüme dair fikir belirten herkesi kalıplayarak bölücü Kürt ırkçısı ilan etmeye gerek yok. Ben kendi adıma konuşacak olursam yükseltilen bir Kürt milliyetçiliğinden rahatsız olanları anlamakta ve hatta onlara gerekli bulduğum savunmalarında hak da vermekteyim. Ama herkes önce şunu anlayacak: "İnsanız, karşımıza alıp konuştuklarımız da insan. Kalıplamadan önce insan olduğunu göreceğiz; görmek zorundayız." Güclü ülkelere baskalarinin müdahale etme olasiligi cok azdir.Kendi ic meselelerimizi cözemedigimizde kimlerin el attigini görüyoruz.Bu ifade,bana,müstemleke ülkesimiyiz sorusunu sormaya yöneltti.Bizim ic meselelerimiz bizi ilgilendirmesi gereken seylerdir,eger baskalari bizim ic meselelerimize karisiyorsa buna imkan verenlere sormak gerekir bunu.Disardan talimatla ülke yönetmekle mandacilik ayni seydir.Mandaciligi biz 1919'da reddettik,2002 yili itibariyle yeniden mandaciligi kabul ettik.Osmanli hakkinda yeteri<kadar tartisildi.Osmanli'nin neden yikildigi anlatildi.Türkiye ise bir bagimsizlik savasi verdi,Lozan'la bu bagimsizligin ve ülkenin tapusunu eline aldi.Bugün Lozan tartisiliyorsa bu bizim ic meselelerimizi cözememek degildir,bu resmen ülkemizi birileriyle paylasmaya hazir olmak demektir.AB üyesi hicbir ülke AB'den talimat almadan ic islerini yürütür.Türkiye AB üyesi olmadan AB'den talimat almaktadir,bunun nedeni ise bizi yönetenlerin basiretsizligidir.Ic meselelerimizi halletmis olmak icin ülkemizin bölünmesine razi olmamiz gerekir diyorsak o zaman bütün bu tartismalar yersizdir.Kürt acilimi,kisa vadede fazla gürültü cikarmayacak tavizler seklinde olacaktir.Uzun ve Orta vadede ise cok daha kritik ve hayati kararlara gebe kalacaktir Türkiye.Ve bu kritik kararlarin sonucu ise Türkiye'nin Güneydogusunda özerk bir Kürt yönetiminin olusturulmasi olacaktir, bu özerk Kürt yönetimi,bunun savasini verenlercede saklanmadigi sekilde ileride Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi ile birlesecektir. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Şimdi buradayız demenin tam zamanı dedik;yine önyargılarda,korkularda yalnız kalmanın soğukluğunu hissettik. ....! Ben artık "ben bunu söyledim,sen şunu yaptın" kavgasına girmeyeceğim.Forumdaşlarımın bana bakışını çok iyi biliyorum.Tüm forumdaşlarım benim için düşünceleri ile değerli,kimseyi bu düşüncelerinden dolayı kırmak,suçlamak istemem. Beni ilgilendiren,ben buradayım derken yanımda olanlardı.Burada çok sevdiğim,değer verdiğim insanlar var.Onlar beni çok iyi tanıyorlar.Söylemlerin arkasında duran mavinin ne demek istediğini çok iyi anlıyorlar. Bunun yanında,söz konusu politika ve güncel konular olduğunda,yazdıkları ile beni anladıklarını düşündüğüm,onlar sayesinde düşünürken çok daha dikkatli olduğum forumdaşların varlığı da davetimizin ne kadar da haklı olduğunu bir daha bana gösterdi.Özellikle Sayın Alio_1 ve Fuzuli.Farklı düşünsek de,birbirimizi çok iyi dinlediğimizi düşünüyorum.Kendilerine teşekkür ederim. Farklı düşünmek,kesinlikle farklı tavırlar almayı gerektirmez.Düşünceleriniz de birazcık da olsa vicdan varsa,karşınızdakinin düşündüklerinden zaten kendinizi de bulursunuz. ... 5 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Radikal ve Milliyet Gazetesini takip edenler,Çandar ve Hasan Cemal'in bölgeden bize aktardığı "Kürtler'in açılıma yüklediği anlamı" çok net cümlelerle okumuşlardır. Kimi forumdaşlarımız için,Kürt Sorunu sadece bir uydurmacadan ibaret olsa da,çoğu forumdaşımız Kürt Sorunu sadece "ABD,PKK,Ağalık Sorunu"dur dese de... Dün gibi bugün de yaşananların farkında olanlar,çözüm için ellerinden geleni yapmaktadır. Zor bir süreç,herkes yorgun ama inançlı...kırgınlıklar yüksek sesle dile getiriliyor. Hatalardan teker teker hesap soruluyor. Türk'ler ve Kürt'ler artık birbirlerine çok da yabancı değiller. Sadece güven ve biraz daha empati. ... Çandar ve Cemal'in kaleminden neler çıktı; Kürt Sorunu,PKK'nın sorunu değil.PKK, Kürt Sorunun sonucudur;kendisi yada nedeni değil. Bölge halkı için,sorunun çözümü sadece bir "Kürtçe isimlerin iadesi" yada "Kürtçe bir devlet kanalı" değil.PKK,hala bölge halkı için terörist değil.Çünkü dağa çıkanlar;çocukları,kardeşleri,akrabaları...yani onlardan biri. İmralı muhattab alınmalı demiyorlar aslında,ama İmralıyı da yok sayamıyorlar. Benim anladıklarım genel hatlarıyla bunlardan ibaret.Yazı dizimiz çok geniş bir bölgeyi kapsamış olsa da,yazılanlar ve gözlemler çok da yeterli değil. Bunun yanında,bu yazı dizisinin bize anlattıkları küçümsenecek gibi değil. Çandar,Kürtleri anlayabilmek dedi;hemen sonrasında da ekledi;"Kürtler de Türkleri anlamalı" Sadece gazete yorumlarında bile bu cümlelere verilen tepki,birbirimizle daha konuşurken sadece şiddettin dilini tercih ettiğimizi gösterdi. Biz aynı dili konuşmadık,konuşamıyoruz hala.Birbirimizin yaşadıkların yeni yeni haberdar olmaya başladık.Yabancı değiliz kardeşimiz dediklerimize,ama tanıdık da değiliz. ... Aklımdan çok şey geçiyor ama yorgunluktan cümleleri toparlayamıyorum. Yalnız Fırat Anlı'nın sarfettiği bir cümle,beni oldukça korkuttu;"Duygusal kopuş yaşıyor şimdi ki nesil..."Çok haklı,çok yerinde bir korku. Gördüklerim,duyduklarım...marjinallaşen Kürt'ler...bunun için,lütfen herkes yazarken sorumlu davransın.Sizi kaç kişinin okuduğu çok önemli değil;okuyan bir kişinin sizinle şekillenecek düşünceleri çok daha önemli. Diğer başlıklarda yazdıklarını,tek bir cümle değiştirmeden sıralamak çok basit.Burada "etnik milliyetçilik" yapıyorsunuz deyip,birilerini tartmak çok basit.ABD veya başkaları ile yaşananları anlatmak çok basit.Korkmak basit,anlamamak basit(bakın,nasıl dinlemişim herkesi)...zor olan çözümde yer almak,zor olan çözümü yazmak! Şimdi,buyursun herkes yine yazsın.Ben artık burada çok yazmıyorum.Sürekli yinelenen düşünceler beni de çok farklı bir söylemeye itiyor. Çözüm yazıldığında,çözümü isteyenlerin her daim burada olmasını dileyerek;herkese şimdiden iyi bayramlar! 4 Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Şimdi buradayız demenin tam zamanı dedik;yine önyargılarda,korkularda yalnız kalmanın soğukluğunu hissettik. ....! Ben artık "ben bunu söyledim,sen şunu yaptın" kavgasına girmeyeceğim.Forumdaşlarımın bana bakışını çok iyi biliyorum.Tüm forumdaşlarım benim için düşünceleri ile değerli,kimseyi bu düşüncelerinden dolayı kırmak,suçlamak istemem. Beni ilgilendiren,ben buradayım derken yanımda olanlardı.Burada çok sevdiğim,değer verdiğim insanlar var.Onlar beni çok iyi tanıyorlar.Söylemlerin arkasında duran mavinin ne demek istediğini çok iyi anlıyorlar. Bunun yanında,söz konusu politika ve güncel konular olduğunda,yazdıkları ile beni anladıklarını düşündüğüm,onlar sayesinde düşünürken çok daha dikkatli olduğum forumdaşların varlığı da davetimizin ne kadar da haklı olduğunu bir daha bana gösterdi.Özellikle Sayın Alio_1 ve Fuzuli.Farklı düşünsek de,birbirimizi çok iyi dinlediğimizi düşünüyorum.Kendilerine teşekkür ederim. Farklı düşünmek,kesinlikle farklı tavırlar almayı gerektirmez.Düşünceleriniz de birazcık da olsa vicdan varsa,karşınızdakinin düşündüklerinden zaten kendinizi de bulursunuz. ... Mavi, yapma lütfen... Çağrı olarak sunduğun iletinin içeriği, buram buram, Etnik-Milliyetçiliğe dayalı ama hümanizmi paravan olarak kullanan söylemler kokuyor... Sonra da çıkıp "hayır efendim bir kardeşlik çağrısı yaptık" ifadesini üzerinize yüklenmeyin lütfen... Tamamen kavram kargaşası ile dolu ve Etniik-Milliyetçiliğe dayalı bir yazı idi ve ben yanıt bile vermek istememiştim aslında... Henüz girişini ele alalım: Sevgili Türkler, Kürt olarak doğmak bizim tercihimiz değildi. Tıpkı Türk olmak da sizin tercihiniz olmadığı gibi. Bu topraklarda yaşamaya biz karar vermedik, tıpkı sizin de karar vermediğiniz gibi. Yanlış anlamayın, Kürt olmaktan gurur duyuyoruz, bu topraklarda yaşamaktan da hayli memnunuz. Niçin? diye sorarsanız bunun bir cevabı yok. Tıpkı bir Japon’un Japonluğundan, bir Kenyalının siyahlığından gurur duyması gibi. Tıpkı bir arabın çölüne, bir Norveçlinin buzullarına aşık olması gibi. "Sevgili Türkler" diye başlamış yazı ve devam etmiş "Biz Kürtler"... "Sizler, Türkler..." "Bizler, Kürtler..." Defalarca anlattık "Türk" Ulus adının, "Kürt" Etnik adı ile aynı kavramı niteler biçimde kullanılamayacağını... "Sevgili Türkler" - "Biz Kürtler" derken "Sizler" ve "Bizler" gibi "Modern olmayan/İlkel" bir ayrımın yapılması bir yana, Bir de şöyle bir karmaşa doğuyor: "Türk" adı Ulusal bir tanımlama olduğuna göre; "Biz Kürtler" derken, "Kürtlüğü" bir Ulusal Kimlik olarak mı tanımlıyorsunuz ve eşdeğer görüyorsunuz... Ya da "Kürtlük" bir Etnik tanımlama olduğuna göre; "Sevgili Türkler" derken, "Türklüğü" bir Etnik-Köken olarak mı tanımlıyorsunuz ve eşdeğer görüyorsunuz... Ya hu, o çağrınızı içeren o iletide, Tarihsel, kavramsal gerçekliklerden kopuk ve bir "Sevgi pıtırcığı" görüntüsünde olmasına karşın O kadar Etnik-Milliyetçi bir tavır var ki... Bu Etnik-Milliyetçiliği, çok sempatik bir sevecenlikle öyle pazarlıyor ki; Sanırsınız hakikaten de "Türk" demek ile "Kürt" demek bir ve aynı şeyler... İkisi de her zaman Etnik-Kökenleri tanımlamış... Yani metin iki anlam içeriyor... Ve içeriğinde o kadar büyük bir karmaşa var ki... Bilen birisi okuduğunda aklına şu geliveriyor: Bu kadar önemli bir karmaşa tek bir nedenden dolayı yapılabilir; Gerçekten kavram kargaşası yaratmak ve hizmet edilen amacı allayıp pullayıp sunmak... Hiç bilmeyen birisi de elbette ki kanacaktır... Dediğim gibi iki farklı anlam çıkarıyor karşımıza metindeki ifadeler, söylemler, kavramların kullanımları... İlkinci Anlam; "Türk" ve "Kürt" adlarının ikisinin birden "Etnik-Köken" anlamında ele alındığı... Yani sanki Türklük, geçmişte Aşiret/Beylik sistemini yıkmamış, Sanki Emperyalizme karşı hiç savaşmamış, Sanki ilkel bir toplumsal yapıdan, modern bir toplumsal yapıya kavuşmamış, Sanki Anadolu'da "Türk" adı ile anılabilecek bir "Anadolu Türkü" ırk tipi varmış, Sanki Türkler hala Etnik-Kökene/Aşirete dayalı bir toplumsallaşma biçimi gösteriyormuş gibi... "Kürtler"in Etnik-Kökene ve Aşiretleşmeye dayalı, Ulusallıktan uzak toplumsallaşmaları ile "Türklük" eş değer görülmüş... Ve kendilerini "Etnik-Kökenleri" ile kimliklendiren bir kesim, "Türk" adı verdikleri bir (sözde) Etnik-Kökene seslenerek Güya "Kardeşlik Mesajları" yolluyorlar... Sevgi Pıtırcığı olacaklar sanırsınız... İkinci Anlam; "Türk" ve "Kürt" adlarının ikisinin birden "Ulusallık" anlamında ele alındığı... Yani sanki Kürtlük, geçmişte Aşiret/Beylik sistemini yıkabilmış, Sanki Emperyalizme karşı Ulusal bir savaş vermiş, Sanki ilkel bir toplumsal yapıdan, modern bir toplumsal yapıya kavuşmuş, Sanki Anadolu'da "Kürtlük" adı ile anılabilecek bir "Kürt Ulusal Toplumsal Yapısı" varmış, Sanki Kürtler Ulusal Birliğe dayalı bir toplumsallaşma biçimi gösteriyormuş gibi... "Türklük"ün Vatandaşlık anlayışına dayalı, Aşiretleşmeden/Etnik-Kökencilikten uzak toplumsallaşmaları ile "Kürtlük" eş değer görülmüş... Ve kendilerini (sözde) "Ulus" adı ile kimliklendiren bir kesim, "Türk" adı verdikleri başka bir Ulusa seslenerek Güya "Kardeşlik Mesajları" yolluyorlar... Sevgi Pıtırcığı olacaklar sanırsınız... İnsanları herşey ile kandırabilirsiniz... Birşey bilmedikleri sürece... Yazının tümünde öyle ifadeler var ki; Hepsini teker teker alıp irdelemek inanın ki oldukça boş bir gayret olacak... Ancak söylemim tam anlamı ile iletinin ard-amacını ifade etmektedir; Şüpheniz olmasın... Eğer "Türklük" Anadolu'da bir Etnik-Kökeni tanımlayan adlandırma ise; Kürtlüğü nereye koyacaksınız? Eğer "Kürtlük" bir Ulusal adlandırma ise; Türklüğü nereye koyacaksınız? Kürt olmak ile Türk olmak arasında fark, Bilenler için oldukça açık ve nettir... Hem de tartışmaya yer bırakmayacak biçimde... İkisinin de geçirdikleri ya da birisinin geçirdiği ama diğerinin geçiremediği evrim, toplumsal ve anlamsal değişim Oldukça bellidir ve ortadadır... Birisinin bürünebildiği, diğerinin ise bürünmekten uzak kaldığı toplumsal yapılar çok nettir. Bir toplumun Ulus olmasınınn koşulları; Kürtlük ve Türklükten hangisinin uluslaşabildiği, Hangisinin hala bir Etnik-Kökeni tanımlamaktan öte gidemediği çok çok kesindir. Yani sevgili Mavi, yazdığınız ya da alıntıladığınız yazıya çok fazla güveniyor Ve kendinize yapay bir güven/öz güven oluşturabiliyor olabilirsiniz... Ancak emin olun ki neyin ne olduğunu bilmeyen insanlardan daha fazlasına cazip gelemeyecektir. Davetiniz ne kadar haklı? Eğer davetiniz, doğrudan Kavram Kargaşası yaratarak, (Cyrano'nun söylemi ile) Cezmi Ersöz romantizmine asılarak, Yüzüme güle güle ve kardeşlik mesajları ata ata Etnik-Milliyetçilik yapıyor olMAsaydı; Belki gerçekçi bulur ve istediğiniz karşılığı seve seve verirdim... Bakın, Türklüğün ve Kürtlüğün ne demek olduğu ile ilgili, Son bir kaç iletimde (aslında son iletilerimin hepsinde) ilgili ve ayrıntılı yazılar yazdım... Gerçi daha önce de çok aşkın şeyler yazmadım Ve yine ne yazık ki (sanırım bilerek ve isteyerek) anlaşılmadım, Anlaşılmak istenmedim... Çünkü tavır şu: "Ha bilader, çok iyisin, çok doğru söylüyosun, çok haklısın... Ama ben bir adım bile dediğimden şaşmam; İnanım inat... ..." Zamanında söylediğim gibi: Özellikle lisans dönemimde (ve hala), "İnsanlık Onuru Adına" haklarını savunduğumuz Kürtçü arkadaşların bize tavrı şu idi: "İkimizde insanız ve İnsanlık Onuru Adına haklarımı savunduğun için sağol ama Ben Kürdüm, Sen Türksün..." Yani Etnik-Milliyetçilik; Bir insanı, o insanın, İnsanlık Onuru Adına duyduğu kaygıyı ve bu yöndeki eğilimini ve eylemini, Kendi Etnik-Milliyetçiliğini gerçekleştirmek yönünde kullanır... Ve bunu SÖZDE ve GÖRÜNÜRDE "İnsanlık - Kardeşlik" adına yapar... Ancak alttan alta aslında kendi Etnik-Milliyetçiliğinden zerre kadar vazgeçmez... Söylemlerinde, satır aralarında bu hep vardır... Kusura bakmayın lütfen; Pek inanmasam da, belki siz gerçekten İnsanlık Onuru adına kardeşlik çağırısında bulunuyorsunuz Ve ben sizi gerçekten yanlış anlıyorumdur... Ama ne yazık ki yazdıklarınız bana, Yukarıda verdiğim ve açıkladığım tavırdan başka bir şeyi anımsatmıyor... İstediğiniz kadar reddedebilirsiniz; Ama öyle... Sevgili Mavi, üzerine alınır mısın bilemem ancak bundan sonraki sözüm doğrudan sana değil, Sözünü ettiğin iletideki çağrıyı yapan zihniyetedir ve kişisel değildir... Benim asıl üzüldüğüm nokta, konunun ve bazı şeylerin kesin ve net, tarihsel ve kavramsal açıklamalarını yapmış olmamıza rağmen; Ve muhatapların bu söylemlerimizin zerresini bile çürütememiş olmasına karşın, Çürütebilecek tek bir ileti bile yazamamış olmalarına karşın, Hala sanki biz "Etnik-Milliyetçilik" yapıyormuşuz da, Onlar son derece demokratmış ve hümanistmiş gibi bir hava estirmeleridir... Hala o yazdıklarımızı görmezden gelmeleri ve hatta gördükleri halde İnsanlık adına Etnik-Milliyetçilik yapmaları, Hatta Etnik-Milliyetçiliklerini Hümanizme ve Demokrasiye bulaştırmaları, Bu kavramları kirletmeleri gerçekten içimi acıtıyor... Ve bazı şeylerin anlaşılmasına dair umutlarımı köreltiyor... "Etnik-Milliyetçilik bir kıvılcım gibidir... Bir yere düşmüşse, düşmüştür... Artık onu söküp atamazsın..." Lisedeyken hocamız aynen böyle söylemişti. Ve görüyorum ki Etnik-Milliyetçilik, ne yazık ki; Demokrasiden, İnsanlık Onurundan, Dürüstlükten, Tarihsel Gerçekliklerden, Kavramsal Gerçekliklerden, Toplumsal Gerçekliklerden çok daha önemli; Erdemliliği de hiçe sayacak kadar... Yazık, emeğimize ve "Biz-Birlikte Olabilmek" adına sarfettiğimiz çabaya yazık... Hala "Siz Türkler / Biz Kürtler" ayrımı yapılıyor ve İnsancıllığa büründürülerek sevgi pıtırcığı poşeti ile sunuluyor... İnsanlık Onuru bu kadar güçlü, saplantılı, inatçı ve büyük bir art-güdüm karşısında ne yapsın? Söyler misiniz? Ne yapsın? Sanırım bir gerçeği, karamsar bir gerçeği hep unutuyoruz: Hep, Aydınlığın, karanlığı yeneceğinden söz ediyoruz. Ancak aslında hepimiz biliyoruz ki asıl var olan hep karanlıktır... Aydınlık sadece var kalmaya çalışır... Karanlık ise zaten vardır... Aydınlık sadece elinin uzanabildiği yeri aydınlatabilir; Kendisi var kalabildiği sürece ve kendisini gerçekleştirebildiği sürece... Çabaladığı sürece... Karanlık ise çaba harcamaz, aydınlığın ulaşamadığı her yer karanlığın hükmündedir... Karanlık enerji sarfetmez, güç kaybetmez, yorulmaz... Onun var olması için, aydınlığın olmaması yeterlidir... Ancak aydınlığın var kalması için çaba, özveri, fedakarlık, anlayış ve dahası şarttır... İşte tam olarak bu yüzden ben, Karanlığa, bölücülüğe, Etnik Alınganlığa ve Benlik Kargaşasına/Kompleksine Ve bunlardan kaynaklanan Ard-güdümlere karşı olan Aydın Mücadelenin Kesin bir zafer kazanacağına o kadar da inanmıyorum aslında. Karanlık güdümlerinizi İnsanlık ve Demorkasi kisvesine bürüdüğünüz bu meydan sizindir... İnsanları istediğiniz kadar kandırabilirsiniz, karanlığa çekebilirsiniz. Biz elimizin uzandığı yeri aydınlatırız, yeter... "Ölen ölür; kalan sağlar bizimdir..." Saygılarımla... 3 Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 (düzenlenmiş) Ben de şöyle kapatayım o zaman bu gerilimin üstüne: Kahramanları hep okuduk, dinledik; ama çoğunu anlamadık. Çünkü biz kitap okur film izlerken kahramanın yanındaydık ama gerçek sahnemizde ne cesaret edebildik onunla olmaya ne de yetkindik bunu yapmaya. Oturduğumuz yerden çözdük meseleleri daha akıllı olanlar kendi çözümlerini yürütürken. Günü kurtarma planıyla toplum ya da devlet düzlüğe çıkamaz. Yüzyılları aşan değerler anlaşılmadan hiçbir soruna çözüm bulunamaz. Kişi "ben" buradayım demek istiyorsa önce kendi iç savaşından galip çıkmalı ki gerçek bir benlikle mücadele edebilsin. Kabul ediyorum; ben işin fazla bireysel yanındaydım bu başlıkta ama bazen en temel boyutta hatta bireyin de temellerinde aramak gerekir çözüme giden yolun aydınlığını. Bunu anlatamadım, gitti. Ben dökülen kanı biliyorum, işi gücü ayrılık çıkarmak olanları da; ben Lozan'ın tarihsel önemini biliyorum. AB ya da ABD'nin ne kadar tehlikeli olabileceğini de biliyorum. Bunların hepsi insan ürünü ben de diyorum ki insanın kendisinde neler var buna bakmak lazım. Bu kadar laftan sonra isteyen anlasın istemeyen anlamasın. Elden ne gelir. Tarih: 17 Eylül , 2009 Düzenleyen: ali0_1 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 çıkıp "hayır efendim bir kardeşlik çağrısı yaptık" ifadesi Alışkınız bu tezatlı ifadelere... Eruh baskınının, vatani görevini yapan askerlerimizin öldürülmesinin yıl dönümünü de "barış ve kardeşlik festivali"!!! olarak kutlamışlardı! Zaten bu ülkeye yararlı bir işin yıl dönümünü kutladıklarını da hiç görmedik. Sadece geçen 30 Ağustos'ta bir belediye başkanı ilk kez nasıl olduysa katıldı dediler... Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Tamamen kavram kargaşası ile dolu ve Etniik-Milliyetçiliğe dayalı bir yazı idi Yazıyı okuduktan sonra Tengeriin buna gerekli cevabı verir demiştim, 2. sayfaya geçince yanılmadığımı gördüm... Yahu birisi bana çıkıp söylesin artık! Kim milliyetçilik yapıyor? Kendini ulusal anlamda Türk olarak tanımlayan ve bundan gurur duyan bizler mi, yoksa kendini kürt oılarak tanımlayıp siz-biz diye ayrım yapanlar mı? Bunu görmek bu kadar mı zor ya? İnsan nasıl farkına varamaz bunun? Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Bu başlık altında anlatmak istediklerimizi ''Türkçe''yle anlattık, aynı dille paylaştık duygularımızı. Görüyorum ki herkes anlatmak istediğinin anlaşılmadığından,anlaşılamamaktan şikayetçi. Ayı dili konuşmak da anlaşılmak için yetmiyor demek ki?Anlaşılamamak ayrı konu, aynı dili konuşup aynı fikirlerde buluşamamak ayrı. Ortak duygu, ortak algılarımız olsaydı anlaşabilmek daha kolaydı. Aynı duyguları paylaşmıyorsak, aynı algılar yoksa ortak dili konuşmuş olmak da çare değil ayrılığa gayrılığa. Benim de bu konuyla ilgili bir duruşum,tavrım,doğruluğuna inandığım ''sabit'' fikirlerim vardı. Bu fikirlerimin yanında azami ölçüde dinlemek istedim,anlamak, algılamak istedim karşı tarafı. Terör savunulmuyorsa,vatanı bölmek fikri güdülmüyorsa anlayış,sevgi,hoşgörü zemininde ortak bir fikire ulaşılabir minin umudu vardı içimde. Sayın mavi olmayan gökyüzü'nü bu bağlamda destekledim.Sayın mavi'nin bu zeminde ''Kürt'' kelimesini ayrımcılık niyetiyle kullanmadığına inandım. Ben Kürt'üm ama Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlıyım anlayışına ''Hayır sen Türksün...'' mantığıyla yaklaşmadım. Gönlüm her vatandaşın kendini ırka dayanmayan bir Türklük kimliğiyle kendini bu vatanda var hissetmesi ama zorla yapılamadığını ya da bunu yapamadığımızı da gördüm. Vatanımı,devletimi, tarihimi,insanlarımızı siyaset üstü bir duyguyla seviyorum.Bu vatana düşman olanları,bu vatana zarar vermek isteynleri lanetliyorum. Keşke sorunların çözümü noktasında bulduğumuz, bulacağımız yöntemler de vatan sevgimiz kadar şüphesiz doğru olsaydı. MUHABBETLE... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Yazıyı okuduktan sonra Tengeriin buna gerekli cevabı verir demiştim, 2. sayfaya geçince yanılmadığımı gördüm... Yahu birisi bana çıkıp söylesin artık! Kim milliyetçilik yapıyor? Kendini ulusal anlamda Türk olarak tanımlayan ve bundan gurur duyan bizler mi, yoksa kendini kürt oılarak tanımlayıp siz-biz diye ayrım yapanlar mı? Bunu görmek bu kadar mı zor ya? İnsan nasıl farkına varamaz bunun? Yarasa, affına sığınarak, iletini tamamlamak istiyorum. Aslında eksik olduğundan değil de; İletiyi iyice ayrıntılamadığımız zaman, arkadaşların anlamlandıramadığından... Forumdaki birçok arkadaşımızı, Etnik-Kökenlerinin ne olduğunu çok iyi bilecek derecede tanıyorum. Bunlardan, Kürt Etnik-Kökenli arkadaşlarımız dışında kökeni; Çerkez, Türkmen, Laz vs. olanlar var... İsim vermeye gerek yok... Ve bu Kürt olmayan, ancak Türkmen Etnik-Kökeninden de olmayan arkadaşlar, Kendilerini nedense "Türk" olarak adlandırmakta bir sakınca görmüyorlar. Ancak buna karşın bakıyorum, o arkadaşlarımız Etnik-Kökenlerinin onlara miras bıraktıkları Kültürlerini, Çok güzel bir şekilde yaşatıyorlar... "Türk" adından kaygı duymuyorlar... Peki neden Kürtler dışındaki diğer Etnik-Kökenlere ait arkadaşlar Türk olarak adlandırmaktan rahatsız olmazken, Ve hatta bundan Gurur duyarken; Kürt arkadaşlar rahatsız olmaktadır? Ve neden diğer Etnik-Kökenlerden gelen arkadaşlar, "Türk" adının Anadolu'da bir "Irk" adı olarak nitelenmediğinin farkındadırlar da, Kürt arkadaşlar farkına varmamakta inat etmektedirler? Şimdi ben bakıyorum; Sadece forumda değil, gerçek hayatta da örneğin Çerkezler, nisbeten kapalı bir toplumsal yaşam sürdürmelerine karşın, Yine de çok büyük çoğunluğu bu yaşam çerçevesinde Modern Ulusal Toplumsallaşmaya uyum sağlayabilmiş Ve "Türk" adının kastettiği bağı içselleştirebilmiş Çerkezliklerini de tam olarak yaşatabilen insanlardır... Gerçek hayatta çevremden de biliyorum bunu... Ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları/Türkler de bunun farkındalar... Ya da Boşnaklar... Irk olarak Türk Irkından değillerdir; Müslümanlaşmış Slav ya da Sırptırlar... Anadolu'ya göçmüşlerdir Müslüman oldukları için ve Türklük Kimliğini benimsemişlerdir... Bugün hala büyük kısmı Boşnakça konuşur. Çocuklar Boşnak kültürünü çok güzel yaşatır. Ancak Kimliklerini Türk olarak tanımlarlar... Aynı şekilde Makedonlar, Pomaklar da böyledir... Lazları söylemiyorum bile, onlar da eksiksiz Türk Kimliğini benimsemekteler Ancak Etnik-Kültürlerini yaşatmaktadırlar... Türkmenler... Yine öyleler... Sorsanız hiçbirisi kendisine "Türk" demez Etnik-Köken olarak... Ait oldukları boyu/nesli söylerler... Ama Türk Kimliğini benimsemişlerdir. Yine birçok Ermeni dahi Türk Kimliğini benimsemiştir. 6-7 Eylül olayları ile Yunanistan'a Göç etmeye zorlananlar ve hatta daha öncesinde Mübadele ile göç ettirilen Rumlar bile Hala kendilerini bu topraklara ait hissetmekte, Türklüğe daha yakın hissetmektedirler kendilerini; Yakın zamanda birebir konuştuğumuz böyle Rum Tarihçiler oldu, Ad bile verebilirim... *********** Hep söylerim; Ulus kavramı en modern ve en birleştirici toplumsal bağdır. Siz bu bağı ortak payda olarak benimsediğinizde, Toplumun geride kalan Etnik-Unsurları da sizi ve Etnik-Kökeninizi benimser. Siz, Ulusallığı benimsemezseniz ve Etnik-Kökeninizi "Kimlik" olarak edinmeye çalışırsanız, Daha ilke bir toplumsallaşmaya yönelirseniz, O Ulusun diğer parçaları da size sahip çıkmaz... Örnek: Türkiye... Yakın zamanda bir arkadaş şikayet etti; Türkiye niçin Orta Asyalı Türklere sahip çıktığı gibi Kürtlere sahip çıkmıyor? Bakalım: Türkler, Çeçenlere yapılan haksızlıklara karşı da tepki koydu ve Çeçenleri destekledi... Çünkü Kafkasya'da yaşayan Kafkaslı kadar, Türkiye'de de Kafkaslı vardır ve onlar Türk Ulusal Kimliğini sahiplenebilmişlerdir... Türkler, Sırbistandaki o soykırım sürecinde de kıyılan o halkın yanındaydı... Çünkü orada yaşayan Boşnaklar kadar Türkiye'de de Boşnak yaşamaktadır ve onlar Türk Ulusal Kimliğini sahiplenebilmişlerdir... Türkler, Filistinde yaşananlara da tepki gösterdi halk olarak... Çünkü Türkiye'de Filistinde yaşayandan daha çok Arap yaşamaktadır ve bu Araplar, Türk Ulusal Kimliğini sahiplenebilmişlerdir... Türkler, yani Etnik-Köken olarak değil; Türkiye Vatandaşı ulusal duygusunu taşıyan herkes, Bu ülkenin Ulusal Kimliğini paylaşan herkesin Etnik-Kökenine ait insanların Başka topraklarda yaşadıkları acıları paylaşabilmişlerdir. Çünkü o Etnik-Kökenden insanlar, Türk Ulusal kimliğini benimseyebilmişler Ve bunu bir Kompleks/Benlik Kaygısı haline getirmemişlerdir. Türklüğün, Irk olarak Türklük demek olmadığını bilebilmişlerdir... Peki Türkler, Halepçe'deki Kürt Katliamına niçin tepki göstermemiştir? Ya da Kürtlere bir baskı uygulandıysa ya da dilleri bir dönem için bile olsa yasaklandıysa, Diğer Etnik-Kökenlerden gelen Türkler, Etnik-Kökenleri farklı olmasına karşın, Birbirlerine sahip çıkarken, Kürtlere sahip çıkmamışlardır? Bunun nedeni çok bellidir: Çünkü Kürtler, kendilerini bu Ulusun bir parçası olarak görmemekte direnmektedirler. Ve işte tam olarak bu yüzden, hiçbir zaman kompleksten, Benlik kaygısından, Türk olmak korkusundan kurtulamayacaklar... Ya hu çok açık ve net Yarasa: Bizler, Etnik-Kökenimize bakmadan, kendimizi Modern bir kavram ile, Ulusal bir kavram ile adlandırabiliyoruz. Çünkü Etnik farklılıklarımız, kimin hangi Etnik-Kökenden olduğu umrumuzda değil... Hepimiz vatandaşız ve insanız... Ancak arkadaşlar elbette ki "Türk" olarak adlandırılmaktan hoşlanmayacaklar. Çünkü onlar Etnik-Milliyetçi/Irkçı/Şoven... Tam olarak bu yüzden hep bir alınganlıkla yaşayacaklar ve Türk Ulusallığının ne olduğunu kavrayamayacaklar. Irkçılık mı? Forumda Kürt Irkçılığının en alasını görüyoruz ne yazık ki... 2 Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Sayın mavi'nin bu zeminde ''Kürt'' kelimesini ayrımcılık niyetiyle kullanmadığına inandım. Ben Kürt'üm ama Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlıyım anlayışına ''Hayır sen Türksün...'' mantığıyla yaklaşmadım. Gönlüm her vatandaşın kendini ırka dayanmayan bir Türklük kimliğiyle kendini bu vatanda var hissetmesi ama zorla yapılamadığını ya da bunu yapamadığımızı da gördüm. Mavi'nin bu niyetine ben de inanmak isterim, isterdim, istedim... Ancak söylemlerimiz, satır aralarımız bizi ele verir... "Türk" adı ile "Kürt" adı, inatla her defasında aynı kefeye konulduğunda Ben artık bunun bir iyi niyetten kaynaklanmadığını, üzülerek düşündüm... Oysa bu kavramların anlamlarını, gelişimlerini, tarihsel içeriklerini çok açık ve net bir biçimde açıkladım, açıklayan arkadaşlar oldu... Yine de anlamak istememeye dair katı bir inat var... Kimsenin Etnik-Kökeni umrumda değil... İnsan isterse Çin kökenli olsun, İsterse Japon... (itiraf edeyim, japon olması daha çekici gelir bana aslında ) Ama bu vatanın vatandaşıysanız, Bu ülkenin vatandaşı olarak kalmak sorumluluğunda ve duygusundaysanız, Bu ülkenin tarihsel geçmişini, tüm diğer Etnik-Unsurlar ile bir bütün olarak benimseyebiliyorsanız, Bu Ulusun adı olarak kavramsallaşmış adı, Türklüğü benimseyebiliyorsanız; Türksünüz... İsterseniz fıstık gibi bir Rus hatunu olun, İsterseniz filinta gibi bir İtalyan beyefendisi olun... Bu ülkenin vatandaşı mısın kardeşim? Bu ülkedeki insanlara, kendi ve onların etnik kimliklerini önemsemeden mi yaklaşıyorsun? Türksün ya hu... Bunu anlamanın neresi zor? Bu ülkede yaşayıp, kendini diğer etnik unsurlardan ayrı Kürt olarak tanımlama kaygısındaysan, Kimse sana elbette ki sahip çıkmayacaktır. Yok öyle yağma... Sen hem millete, "Ben Kürdüm, sen bilmem nesin" diye yaklaş; O insanlar sana öyle yaklaşmadığı halde... Sonra da çık: "Niye Kürtleri sevmiyorlar" de... Sen insanları akılları çalışmıyor yerine koy; Sonra da insan haklarından dem vur, duygu sömürüsü yap... Oh ne ala memleket... Siz hiç Çerkezlerin, Lazların, Türkmenlerin vs. birbirlerini sevmediklerini duydunuz mu? Düşünmek lazım... Kürtleri bu sevilmezliğe iten bilinci Ve bu bilinci körü körüne alınganlıkla sürdüren Kürtçüleri sorgulamak lazım... Lazım oğlu lazım işte... 2 Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Irkçılık mı? Forumda Kürt Irkçılığının en alasını görüyoruz ne yazık ki...[/b][/size][/font] Tam ben de bunu diyecektim iletinin üzerine. Bu konu aydınlığa kavuştu derim... Kimse kalkıp bize milliyetçi demesin! Heryerde olduğu gibi burada da kürt kökenli veya kürtçü arkadaşlarımız kürt milliyetçiliğinden geri kalmıyorlar, bunu da süslü duygusal cümlelerle yapıyorlar. Sorsan en demokratı onlar, en halkçıları onlar Hahaha Gerçekten artık komik geliyor bunlar bana... Bu arada, Peki neden Kürtler dışındaki diğer Etnik-Kökenlere ait arkadaşlar Türk olarak adlandırmaktan rahatsız olmazken, Ve hatta bundan Gurur duyarken; Kürt arkadaşlar rahatsız olmaktadır? diye sormuşsun, Bunun cevabı aslında o diğer başlıkta "bir türk olarak kürtlere soruyorum" başlığında verilmiş... Tabi biz bu yazıya imza atınca ırkçı oluruz o ayrı Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Bu konu aydınlığa kavuştu derim... Ben de öyle diyorum ama, papağan ezberleri değişmiyor dediğimde de kötü oluyorum. Yani boşig dostumuz öyle güzel anlattı ki konuyu, bize açıklanacak bir şey bırakmadı. Etniğini ön plana çıkardın mı iş biter arkadaş, saygı bekleyemezsin. "Benim etniğim de benim etniğim" söylemi her yerde her zaman herkese itici gelir. Hangi etnik olursa olsun. Adamla konuşuyorsun, iki lafın arasında "ben Doğuluyum" bazen de gülünç ama "ben Mezopotamyalıyım" (bu biraz mürekkep yalamışı, yalan yanlış tarih okumuşu oluyor.) Yahu sen beni tehdit mi ediyorsun? Yani son derece ama son derece itici oluyor. Genelde de çok büyük çoğunluğu her iki lafın arasında bu vurguya sığınma ihtiyacı duyuyorlar. Yani pusacağız, "aman bu tekin değil" diyeceğiz! Elli kere tekrarladık. Türk bir etnik değildir. Bir adlandırma, bir atamadır. Öyle kutsal ellenmez dokunulmaz tabu bir atama da değildir. Bir tarih bilinci her ulus için vazgeçilmezdir. Tayyip Erdoğan'a ne dersiniz? Öyle konuşmaya başladı ki, "Eee, bu söylem ile Baykal'ın söylemi arasında ne fark kaldı, aynı?" diye sesler yükselmeye başladı. Yahu peki o değil miydi bu işin başında "Türk de bir etniktir, alt kimliktir" diyen? Yani tozu kaldırıp ortalığı birbirine katıp toz yatışınca aynı yerde durmak da neyin nesi, ne taktiği bu? Ne adım attın, ne önerdin, ne olmasını istiyorsun? Tısss... Bunu geçtik, o değil miydi DTP ile görüşmeyen? Hangi tarafta ne değişti de görüşmeye karar verdi? DTP de bir değişiklik olmadığına göre değişiklik ne tarafta? Düğmeye mi basıldı, ip mi çekildi? Baktılar ne bundan, ne Ermeni açılımından fayda yok, kala kala Diyarbakır'da "Hz. İsa camii" açılımı kaldı! E hayırlı olun, ne diyelim... İlla bi açılım yapacaklar, hevesleri kalmasın... 3 Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 (düzenlenmiş) Tengeriin bu konudaki açıklamalarından sonra söylenecek birşey kalmadığını düşündüm ama birkaç cümlede ben yazmak istedim.Ben kendi adıma aşırı milliyetçi olmadığımı düşünsem de, ne yazıkki doğuya gittiğimde farkında olmadan içimde bir öfke oluştuğunu hissettim.Çünkü gözüme sokulan bir ayrım vardı her defasında.Anlamadığım bir dil konuşuluyordu etrafımda,üstelik benim anlamadığımı bildikleri halde.Ben evrensel olarak herkesin eşit olduğunu önemli olan sadece insan olarak varolmayı düşünürken,etrafımdaki insanlar inatla bir eşistsizlik bir ayrım olduğunu ispatlama çabalarındaydılar.Ben ayrım yapmasam da onlar yaptırıyordu... Üstelik bir nokta daha var imkanların kısıtlı olmamasından söz ediliyor.Daha iki gün önce okumuştum, İzmir'in Aliağa ilçesinde bir çocuğun dramını.Birçok bölgede köylerde aynı zor koşullarda yaşam devam etmekte.Üstelik bu şartlarda yaşamını sürdüren insanların hiçbirisi insan içerisinde değiller.İşin daha da tuhaf yanı,doğudaki insanların söz konusu kendileri olunca en pahalı arabaları alabiliyorlar ama; çocukları için en ufak kaygıları endişeleri yok. Tarih: 19 Eylül , 2009 Düzenleyen: deniz_kizi 1 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 "Muş'un Bulanık İlçesi'nde, DTP'nin kapatılmasını protesto eden grubun başlattığı olaylarda bir manifaturacı dükkanından açılan Kalaşnikof tüfek ateşiyle 2 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. İlçe savaş alanına dönerken, işyerleri ateşe verildi, araçlar tahrip edildi, halk evlerine kapandı. Güvenlik güçleri çevre il ve ilçelerden takviye gelen ekiplerle Bulanık'ta geniş çaplı güvenlik önlemi aldı."(Radikal) Son günlerde yaşananların boyutunu herkes okuyabiliyor mu? Çok uzak bir tarih değil;daha dün satırlı-bıçaklı bir tepkiye "önemli değil,olur böyle tepkiler" diyen başbakanımız şimdi ne diyecek? Geçmişte söylediklerini AKP'den duymaya tahammül edemeyen CHP ne diyecek? Ya MHP....?Yine dağa mı!Buyrun diyeceklere. Ve DTP...istediğiniz bu muydu? Siyasi irademizin neredee olduğu belli,nasıl da savaş çığırtkanlığı yaptığı ortada!Onların ne diyeceğine hepimiz aşikarız.Sadece söylenenlere seyircilik yapmak yetmez barışa.Yetmez onca günahdan,vebaldan arınmaya. Bizler seyirciyiz,Muşta aynı toprağı paylaşanlardan biri diğerini canından etti. "Benim yazılarım halkımıza bir çağrıdır. Öncelikle çocukları savaşta ölmüş Batıdaki, Doğudaki anaları çağırıyorum. Bu savaş en çok sizin yüreğinizi yaktı. Herkesi çağırıyorum. Sayın Yargıçlar, sizleri de bu savaşı durdurmak isteyenlere katılmaya çağırıyorum. Bu ülke hepimizindir ve bu ülke insanlık tarihinde çok uzun yaşamaya layıktır. Hem de onuruyla yaşamaya...Unutmayalım ki, bir ülkenin insanlarının onuru en azından toprağı kadar kutsaldır" diyor Yaşar Kemal. Lütfen,aydınlarımıza,siyasilerimize,hukukçularımıza ve tüm vicdan sahiplerine hep beraber "barış için şimdi" diyelim.Yetmedik mi;annemize,babamıza,komşumuza "asırlardır beraber yaşadığımızı" bir daha hatırlatalım.Kendimize bunu anlatalım. Herrkesi sağduyuya davet ediyorum. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.