Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Efendim, çalıntı bir bestenin üstüne "ula ula ula bu alemin layt erkeğusun, sen bir kalori bile etmeyusun" şeklinde sözlere sahip bir "sanat" eseri ile meşhur olan Davut Güloğlu röportaj verdiği bir tv programında Hayko Cepkin için ;

 

'Korku filminden çıkmış gibi maymuna benziyor, kedi mi köpek mi kesiyor belli değil. Bu ve bunun gibileri şaklaban. Öyle birileri gece bağıra bağıra gelse çeker vururum' şeklinde bir beyanat veriyor.

 

Tek albümlük ve tek tv dizilik "sanatçı"larımızdan olan Güloğlu'nun yapımcısı herkimse, "farklı" birini bul ve ona saldır diyerek akıl vermiş anlaşılan.

Hayko Cepkin 1978 İstanbul doğumlu. Liseden sonra 2 yıl Mimar Sinan Üniversitesi'nde şan eğitimi aldı. 2 sene Timur Selçuk Çağdaş Müzik Merkezi'nde şan, solfej ve armoni dersleri aldı. 1 sene Akademi İstanbul'da piyano eğitimi 2 yıl opera eğitimi 9 sene de kilise müziği ile ilgilendi ve 1997 yılında müzik dünyasına klavyeci olarak atıldı.

 

Sırasıyla Öztürk, Ogün Sanlısoy, Aylin Aslım, Koray Candemir ve Demir Demirkan gibi isimlerle sahneyi paylaştı. Çalıştığı isimlerin bazılarının albümlerinde de düzenlemeci kimliğiyle yer aldı. En son Murathan Mungan'ın Söz Vermiş Şarkılar adlı albümünde Aylin Aslım'ın seslendirdiği "Kimdi Giden" adlı bir Yeni Türkü bestesi olan parçayı düzenledi. Bu sırada evinin odasında kaydettiği bestelerini hayata geçirme kararı aldı. 2005 yılı içinde "Sakin Olmam Lazım" adlı albümü ile alternatif müzik piyasasında yerini aldı.

 

Hayko Cepkin'in grubu gitarda Umut Töre, bas gitarda Poyraz Kılıç ve davulda Murat Cem Ergül'den oluşmaktadır. En son olarak 6 Ekim 2006 günü gösterime giren Araf filminin müziklerini hazırladı.

 

21 Mayıs 2007'de Tanışma Bitti adlı ikinci albümünü piyasaya çıkmıştır.

 

Birde beyanatında "sanat bu değil, sanat başka birşey" diyen Davut Güloğlu'nun biyografisine bakalım ;

 

 

Rize Belediyespor ve Salaha Spor gibi amatör branşlarda 6 yıl top koşturdukdan sonra 1991 yılında İstanbul'a gidip Arif Sağın açmış olduğu özel bir müzik kursunda kendini geliştirip profesyonel adım atmıştır.

 

"Ham yaparım" , "Katula Katula" , "Kopalım Bari" gibi ölümsüz eserlerin sahibi Güloğlu, tv deki röportajı üzerine Cepkin'in avukatının yaptığı basın açıklamasından sonra kendini nasıl savunuyor ona bakalım ;

 

Hayko Cepkin'e 'maymun' dediği iddiasıyla gündeme gelen Davut Güloğlu, kendini şöyle savundu: "Tanrı'nın yarattığı hiç kimseyi bu şekilde nitelendirmem. Buna en başta dinim müsaade etmez. Böyle bir söz kullanmadım!"

 

Evet , "bakın ben müslümanım o ermeni" mesajınıda veriyor bize inceden inceden.

 

Güloğlu, Hayko Cepkin bir müzik adamı, sen ise bir albüm, bir tv dizisi ondan sonra medyaya çıkmadıkça hatırlanmayan bir şarkıcısın. Farklı olanı seçip, ona saldırıp, onu hedef göstermek belki bir albüm daha sattırır sana ama makus talihini değiştirmez. Feyz aldığın Türüt gibi. Çok çok ülkemizin en tırt tv kanalı olan Flash Tv'de sende bir program yaparsın 5-10 bölümlük (Türüt'te en azından bir tarz ve karadeniz türkülerini okuyan bir yetenek var sende o da yok)

Gönderi tarihi:

Efendim, çalıntı bir bestenin üstüne "ula ula ula bu alemin layt erkeğusun, sen bir kalori bile etmeyusun" şeklinde sözlere sahip bir "sanat" eseri ile meşhur olan Davut Güloğlu röportaj verdiği bir tv programında Hayko Cepkin için ;

 

.

.

 

 

Hayko Cepkin'in geçmişteki eğitimi, şu anki birikimi çok güzel de giyim,kuşam,şekil şemalle ilgili de bir eğitim alırsa iyi olur. biggrin.gif

 

Davut Güloğlu'na gelince kim bu ülkede ben şundan iyi sanatçıyım, ben bundan iyi sanatçıyım diyorsa bu kadar sanattan anlıyorsa o kişi zaten sanatçı değildir.

 

Sanatçının kişiyle,kişilerle işi olmamalı gerçek sanatçının işi sanatı olmalı.Sitem edebilirsin ama ben sanatçıyım sen değilsin muhabbeti sanatçılık derinliğine ulaşmış bir gönlün hissiyatını taşıyan cümleler olamaz,olmamalı.

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Avazeyi bu aleme SAKIN OLA BU DAVUT gibi salMA,

Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş.

 

Yoksa böyle kendi at gözlüklü gözüne farklı gibi görünene, akıllı adamın ağzına almayacağı abuk sözlerle sataşmak değilmiş...

 

Bu arada Hayko da yüzünden kanlar sızan imajını ilahi ile baya doğrulttu ha!

Gönderi tarihi:

Pir Sultan Abdal deyişini oldukça güzel yorumlamış.

Gönderi tarihi:

Sanatçı diye toplumu ileri götüren, geleceğe taşıyan, genel eğilime karşı bir duruşu olan, sorgulayan, sorgulatan, her haliyle kalıpları kıran insanlara denir.

 

Toplumun geri bilinçaltını okşayıp, eyyamcı tavırlarla besleyenlere, başkalarının eserlerini çalanlara, ''sanat değeri'' yerine ''değişim değeri'' oluşturmaya çalışıp cebini doldurmayı amaçlayanlara ancak; zenaatçı ve üstüne üstlük sanatçıları hedef gösterip prim yapmaya çalışanlara da kısaca; ''Davut Güloğlu'' denir.

 

Not: Ağız değiştirmeden konuşup, kıvırmayanlara ise Dogrucudavut denir. :)

Gönderi tarihi:

Caaanım ülkemiz sanatçı cenneti.Hatta ihtiyaç fazlası bile var.

 

 

MUHABBETLE..

Gönderi tarihi:

Bir insan sanatini sergilemesi icin illaki dunya guzeli olmasi gerekmiyor .. malesef ulkemizde okadar sanatciyim diye gecinen insan varki goruntu var ses yok misali ama kalkip sanatciyim diye kaset yapmakta.. Davut Gulogluda karadenizin Ricky Martini degilmiydi bildigim kadariyla ondan haykoyu cekememistir ben senden guzelim demek istemistir herhalde.. Insanlar muzik dinlerken baskalarinin dinini goz onunde bulundurmaz eger oyle olmus olsaydi kimse ingilizce sarki dinlemezdi... Hem her muslumanim diyen nekadar musluman acaba sozdemi musluman ozdemi musluman ... Aslinda Bana gore davut guloglu istemeden kendi reklamimi yapayim derken Haykonun reklamini yapmis ama farkinda degil.. :D neymis bundan boyle daha fazla hayko cepkin dinlemek varmis ... :-D

Gönderi tarihi:

"Tak tak kapuni çalacağum" diye şarkı sözleri yazıp kendini sanatçı zanneden, saf tekno altyapı üstüne tek enstruman olarak kemençeyi koyup onun eşliğinde dans eden, zaman zaman horon oynadığını zanneden ama onu da beceremeyen, vücut geliştirme salonlarında kol ve karın kaslarını ziyadesiyle geliştirip vücuduyla ön plana çıkmaya çalışan (bakınız davut güloğlu klipleri) ve bu şekilde karadeniz kültürünü yozlaştıran bir kişidir Davut Güloğlu...

 

Aslında ciddiye alınmaması gereken, son derece reklam kokan, çamur at izi kalsın havasında söylediği bu sözler gerçekten belki "yalnızca gündeme gelmiş olduğu için" birkaç albüm daha sattırır ama içinde bulunduğu "üretim kıtlığını" yamayamaz...

 

Kişilerin kıyafetlerine, kültürel kimliklerine seçtiği yaşam tarzlarına bakarak, ürettikleri eseleri hiç göz önüne almadan yapılan bu faşizazn değerlendirmeyi kınıyorum... Nir karadenizli olarak Davut Güloğlu'na buradan bir çağrım var...

 

Hemşerim Davut ona buna laf atacağına şapkanı önüne koy düşün. Hiçbir kalıcılığı olmayan gündelik dinlenen 15 günde unutulan şarkılar yapıyorsun... Sanat dediğin öyle kolay kıolay unutulan eserlerden oluşmaz... İnsanların aklında yer eder ve "sanatçıyı" belli bir seviyeye taşır. Eğer gerçekten sanat yapmak kalıcı olmak gerçek sanat eserleri üretmek istiyorsan insanların kimlik kişilik kültür ve alışkanlıklarına hakaret etmeyi bir kenara bırak da kendi kültüründen gelen insanların yaptığı gerçek sanat eserlerine bir göz at... Bir Fuat Saka, bir Erkan Ocaklı (ruhu şad, mekanı cennet olsun), bir Volkan Konak, bir Kazım Koyuncu (onun da mekanı cennet olsun) ve belki biraz da İsmail Türüt (Gerçi o da çok sağlam ayakkabı değil ama en azından gerçek karadeniz müziği üretmek için çaba sarfediyor...) bunlardan feyz al... Rahmetli olmuş olanların yaptıkları eserleri bir dinle... fuat Saka ile Volkan Konak ile irtibata geç... Emin ol sana çok şey katacaklardır...

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Bu tarz türkü cigirtanlarla ilgili gecmis dönemde cok elestiriler yapildi ne var ki,amaclari sadece reyting olmayan tv kanallari bu tip insanlara sahip cikmaya basladilar.Her kanalda yeni bir Karadeniz türküleri cigirtan türedi.Bunlarin ortak yanlari,Karadeniz türkülerini yozlastirip bir takim ne oldugu bilinmeyen anlasilmayan ayak ve vücut kivirmalariyla horonumsu bir sallanma olayi baslatildi.Modernlestirme adi altinda Karadeniz türküleri türkü olmaktan cikarildi.Gercek sanatcilar ki Sayin Phantom isimleri vermis hepsinin,bunlarin icersinde sadece Ismail Türüt devamli sahnede olan bir türkücüdür,Son dönemlerde hangi dagda Kurt öldüyse,Volkan Konak'i cikartmaya basladilar.Rahmetli Kazim Koyuncu ve Volkan Konak saygiyla anilacak sanatcilardir.Güloglu,kendisi degil onu,simartan medyanin kurbanidir bence.

 

 

saygilarla

  • 1 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

Davut Güloğlu (Karadenizin Ricky Martin'i) iddaa ettiği gibi eserleri kendisinin yazmadığı ortaya çıktı besteler samsunlu Ferhat Akın diye bir sanatcıya ayitmiş

 

işte burda yazıyor

 

 

Buda hürriyet gazetesinin haberi

Güloğlu'na tazminat davası

 

Son günlerin popüler sanatçısı Davut Güloğlu ve bağlı olduğu yapımcı şirket hakkında, ``Nurcanım`` adlı kasetinde Samsunlu sanatçı Ferhat Akın`ın 2 parçasını izinsiz kullandığı gerekçesiyle, 15 milyar liralık manevi tazminat davası açıldı. Güloğlu konuyla ilgili açıklama yapmadı.

 

Davut Güloğlu`nun, ``Nurcanım`` adlı kasetinde yer alan ``ÇarşambaBeyleri`` ve ``Başında Siyahım Var (Çarşamba Sallaması)`` isimli parçaların, müvekkili Mustafa Koçyiğit`in dayısı Ferhat Akın`a ait olduğunu ileri süren Samsun Barosu Avukatlar`ından Lütfi Keskin, bu nedenle dava açtıklarını söyledi.

 

Keskin, Çarşamba Beylerinde isimli eserin Rahmi Aydın, Çarşamba Sallaması isimli eserin ise adının değiştirilip Güloğlu`nun adıyla kasete alındığını belirterek, şunları söyledi: ``Gerçekte bu iki eser bugün hayatta olmayan Ferhat Akın`a aittir.Dolayısıyla bu eserlerin tüm hakları da Akın`ın mirascısı müvekkilim Mustafa Koçyiğit`e geçmiştir. Davut Güloğlu bu eserlerden birini kendininmiş, diğerini ise bir başka kişiye aitmiş gibi göstererek izinsiz kullanmıştır. Bu nedenle kendisi ve yapımcı Şahin Özer hakkında 10 milyar lira maddi, 5 milyar lira da manevi olmak üzere toplam 15 milyar liralık tazminat davası açtık.``

 

Keskin, ayrıca sözkonusu parçaları ``Hasat Zamanı`` adlı kasetinde kullanan Yücel Öner hakkında da toplam 7.5 milyar lira tazminat davasıaçtıklarını da söyledi.

 

Mustafa Koçyitiğit ise, söz konusu eserleri dayısının yaklaşık 30yıl önce plak yaptığını belirterek, ``Bu eserleri dayım zamanında noterden tescil ettirmiş, belgeler elimde`` dedi.

 

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.