Φ Ufuk_efe Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2009 .. unutmayalim .. Halide Nusret Zorlutuna (d.1901,İstanbul - ö.10 Haziran 1984 İstanbul) 1901'de İstanbul'da doğdu. Erenköy Kız Lisesi'ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. 1924'te başladığı öğretmenlik görevini İstanbul Kız Lisesi ve yurdun çeşitli yerlerindeki liselerde yıllarca sürdürdü. 1957'de Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu'nda görevliyken emekliye ayrıldı. 10 Haziran 1984'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Şiir yazmaya mütareke yıllarında başladı. Kurtuluş Savaşı'nın etkisi ve heyacanıyla Milli edebiyat akımına katıldı. Kadın duyarlılığıyla işlediği şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, roman türlerinde de eserler verdi. Milli edebiyat akımı içinde değerlendirilen şiirlerinde geleneksel ölçü ve anlayışa bağımlı kaldı. .... Git Bahar Çekil, bu gölgeli yolda gezinme… Bahar, bakışların gene pek sarhoş. Yanılıp gönlüme misafir inme: Kapısı kilitli, mihrabı bomboş, Mabettir orası, meyhane değil! Altınlı başında papatya niçin? Sarı saçlarına pembe gül takın! Git bahar, gönlümde ibadet için Diz çöken kızları ürkütme sakın, Kalbime girme, o kâşâne değil! Ziyalar, kokular, renkler, çiçekler… Ömrünün her gün bir başka düğün, Bülbüller koynunda aşkı çiçekler, Güller dökülürler göğsüne bütün. Gerçekten güzelsin, efsane değil! Git bahar, git bahar, uzaklarda gül! Denize renginden bırak hediye; Ufuklarda gezin, semaya süzül, Sokulma kalbime peymane diye. Gördüklerin kandil… peymane değil! .... İnsanlar Seviyorum insanları zaman zaman Bakıyorum yüreği güneş dolu alnı ak Biri var; Ne dilinde iğne ne avucunda taşlar Ne gözlerinde yalan Gerçekten insan! Gülüşleri gözyaşları sıcak Canımdan yakın, yıldızdan uzak Biri var... böyle biri var Ne güzel bu inanış, bu kutlu an! Seviyorum insanları ben her zaman. .... Kum Saati Bir kum saatinde erimiş gibi, Zaman parça, an parça parça. Hangi zalim oktur delen bu kalbi? Göğsümden dökülen kan parça parça. Benim değil artık, yaşamıyor dün. Doğar mı doğmaz mı beklediğim gün?... Bu yalan dünyada ne var ki bütün, Huzur parça parça, can parça parça. Yaşanmamış ömre yan parça parça!... .... Sevmek Sevmek...Delicesine, deliler gibi sevmek! Kuş uçar gibi sevmek, gök gürler gibi sevmek. Bir çocuk inanciyla inanarak, kanarak Ve bir günahkar fani azabiyla yanarak, Hep onu arayarak baharda, yazda, kişta; Nihayet "Büyük Sir"ra ulaşmak bir bakişta. O bakişta okumak aşkin büyük adini, Hep o büyük bakişta bulmak var olmanin tadini. Sevmek: Hasta anneyi, altin başli yavruyu, Bahari, yildizlari, gögü, güneşi, suyu... Yürekten kopan ince bir ahi, sever gibi, Sevmek...Topragi sever, Allah'i sever gibi! .... ELLERİM BOMBOŞ Hasret dedikleri zorlu ateştir; Bekledim, bağrımı dağladı gül gül. Artık gelse de bir, gelmese de bir. Dermanı yanmada bulan bu gönül, Vahdet şarabına mey-hane oldu! Yürekten, derinden fışkırdı bir ah, Erişti imdada Rahmet-i Rahman. Işıkla dolu can, Elhamdülillah, Gönülden göründü en büyük Sultan... Bezminde kandiller peymane oldu. Nusret bu aşk ile divane oldu! .... .. unutmayalim .. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.