Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Kırküç yıldır sorulmayan soru

 

Ve işte bugünkü soru...

Siyasilere değil, size.

Herkes kendine soracak. Herkes kendine verecek cevabı...

1963 Ankara Anlaşması'nı milat kabul edersek... Dile kolay, 43 yıldır...

Ekonomiden hukuka, tarladan gökyüzüne, aklınıza gelen gelmeyen her konuda "AB'ye uyum için" yasa çıkardık.

Hayatınızda olumlu yönde ne değişti?

Size ne faydası oldu?

 

Çünkü söyle bir manzara var.

Çıkarılan AB'ye uyum yasaları...

Bölücüye yaradı.

Apo'ya yaradı.

Fehriye'ye yaradı.

Köktendinciye yaradi.

Takıyyeciye yaradı.

Diasporaya yaradı.

Rum'a yaradı.

Cari açığa yaradı.

Kapkaççıya yaradı.

Katile, ite, uğursuza yaradı.

 

Peki..

Ayni AB'ye uyum yasalarının...

Vergisini ödeyen, karıncayı incitmeden hayatını sürdürmeye çalışan, yargıya güvenen, devletini seven, bayrağına saygı gösteren, namuslu, yurtsever vatandaşa nasıl bir faydası oldu?

 

Açalım biraz...

Bu nasıl ortak?

Sınıflar sardalya kasası gibi...

60'şar 70'şer kişi sığışıyor çocuklarımız.

Öğretmenlerimiz, ameleden az kazanıyor.

Bu şartlarda AB'ye girmemiz mümkün mü? Değil.

Peki siz hiç, bugüne kadar Avrupa Birliği'nin bir defa olsun, "bu sorunu çöz, çözmezsen olmaz" dediğini duydunuz mu?

Ben duymadım.

Ama eğitimle ilgili ne duyuyoruz hep?

"Ruhban Okulu'nu aç."

 

Sabahin 4'ünde giriyoruz hastane kuyruğuna... Kalp ameliyatına bile 6 ay sonraya gün veriliyor... Temel insan hakkımız yok yani!

"Al şu fonları, hastane aç" diyor mu? Demiyor... Ne diyor?

"Limanları aç."

 

Bayramda 104 kişi daha öldü. Her yıl küçük bir Avrupa kenti kadar insanımız yollarda heba oluyor.

"Yollarını düzelt" demesi gerekmez mi? Gerekir... Ama o ne diyor?

"Ermenistan'a yol aç."

 

Resmi olarak 2.5 milyon, gayriresmi olarak 10 milyon işsiz var Türkiye'de.

Fas'ın Tunus'un Cezayir'in işsizini alıyor. Bize duvar.

Bi tek kimi alıyor bizden? PKK'lıyı.

İşçi suçlu. Terörist mağdur.

Bölücü posteri taşıyana "dokunma" diyor.

Atatürk posteri asana "indir onu" diyor.

 

AB üyesi İngiltere, kendi genelkurmay başkanına göre bile, "elalemin ülkesinde işgalci." Çıt çıkmıyor.

Bizim asker, "kendi toprakları üzerinde" uçak uçuruyor... Şiddetli itiraz. Kınama.

 

El ele verip, Çanakkale'den Antep'e, İzmir'den Urfa'ya, katlettikleri Türk'ün haddi hesabı yok.

"Soykırımcısın" diyor. "Değilim" demek yasak üstelik.

 

Nereyi tuttularsa, kurudu!

"Yabancıların" becerebileceğine inandılar...

Mustafa Kemal'in "kalıcı" olabileceğine inanamadılar bir türlü.

Y.Özdil...

 

 

Rüyanızın gerçekleşmesi için, önce uykunuzdan uyanın...

Gönderi tarihi:

Kırküç yıldır sorulmayan soru

 

Ve işte bugünkü soru...

Siyasilere değil, size.

.

.

 

 

Evet aynen bende soruyorum bu uyum yasalari vatandasa ne verdi?Bu uyum yasalari kimler icin cikartildi,yukaridaki yazida var hepsi,gercek olan ise vatandas icin cikarilmadigidir.Yilmaz Özdil YANDAS DEGILDI degil mi?

Gönderi tarihi:

Ben de birşey sormak istiyorum. Bunu Gecekuşu'nun Aykırı Sorular başlığında da yazabilirdim ama neticede sorunun kendisi, şeklinden daha önemli. Girizgahı yapayım, soru en sonunda gelecek.

 

Biliyorsunuz, duymuşsunuzdur en azından, AKP hükümeti HSYK'nın yapısı ile ilgili olarak değişiklikler yapmak istiyor. Üye sayısını artırıp, hükümetin seçtiği kişileri kurula dahil ederek yargıyı siyasallaştırma çabasındalar. Yargı kurumları ise tam aksine adalet bakanının ve müsteşarının kuruldan ayrılmasını, bağımsız bir yargının gerekliliğini savunuyor. İşte tam da burada yüksek yargıda tam bir fikir savaşı, anlaşmazlık, huzursuzluk rüzgarları esiyor.

Laikliğe karşı odak olduğu Anayasa Mahkemesi'nce onaylanan AKP hükümeti, kuruldaki üye sayısının artırılarak 21'e yükseltilmesini, bakanın ve müsteşarın yanı sıra Meclis'in seçtiği üyelerin de kurulda yer almasını istiyor, böylece yüksek yargı organlarının kuruldaki temsil oranının azınlığa düşürülmesini ve haliyle ikide bir kendilerine ayak bağı olmamasını hedefliyor.

 

1. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in konu ile ilgili görüşleri :

“Anayasa değişikliği konusunda hükümetle mutabakat sağladığımız iddia ediliyor, böyle birşey yok. Taslağa göre, HSYK'nın üye sayısı 21’e çıkartılıyor. Bu durumda Danıştay ve Yargıtay'dan giden üye sayısı azalacak. Bu durum yargı bağımsızlığı ile bağdaşmaz, kurulu siyasi bir organ haline getirir.”

 

2.Danıştay Başkanı Mustafa Birden'in konu ile ilgili görüşleri:

“Bu yapılanlar, reform diye adlandırılamaz. Meclis’in durumu, yapısı belli. Oradan HSYK' ya üye seçilmesi durumunda yargı bağımsızlığı ortadan kalkar. Bizim talebimiz bakan ve müsteşarının da kurul üyeliğinden çıkartılmasıdır”

 

3.Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın konu ile ilgili görüşleri:

"HSYK'nın yapısında sıkıntılar bulunuyor. Kurulun yapısında muhtemel değişikliklerin yargı reformu taslağında gündeme getirlmesi gerekebilir."

 

Uzattım farkındayım, sorunuz ve sorularınız geliyor;

1,2 ve 3 numaralı maddelerdeki başkanlardan bir tanesi hukukçu değildir, üstelik çok gariptir ki iktisatçıdır. Belli bir kesime yakın olduğu rivayet edilmektedir. Bu başkan hangisidir?

Bu hükümet ne yapmak istemektedir?

Bu durumu bize izah edebilecek arkadaşlarımız var mıdır? Kendisini memnuniyetle dinleyeceğiz.

Gönderi tarihi:

Taylan abi,hükümet,yargiyi ele gecirerek ülkede istedigi sekilde at kosturmak istiyor.Önünde,asker,yargi,muhalefet,sivil toplum örgütü(sendikalar,dernekler)hicbir engel olmayan iktidarlarin amaclari ne olabilir?Bunun birtek cevabi vardir:Bence bu fasizme giden yolun baslangicidir.Bu yolun ortasi ve sonunun ne oldugunuda sanirim izah etmeye gerek yoktur.Bu iktidar partisi bir süre önce Anayasa Mahkemesi baskaninin sayesinde yani hukukcu olmayan baskaninin sayesinde kapatilmaktan kurtuldu.Para cezasi verildi.Para cezasi bagatel bir cezadir.Bu para cezasi ile bu iktidara icraatlarini devam ettirme iznide verilmis oldu.Yani bugün yasadiklarimiz dün Anayasa mahkemesinin vermis oldugu yanlis ve AKP yanlisi kararin ürünüdür.Ayni yanlislik DTP icinde yapiliyor.DTP sadece PKK'nin siyasi uzantisi olmakla kalmiyor,DTP milletvekilleri acik acik Türkiye Cumhuriyetini tehdit ediyorlar.Buna hicbir demokratik ülkede müsaade edilmez.Eger Türkiye'de müsaade ediliyorsa burada yarginin varligi yoklugu sorusturulmalidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Kırküç yıldır sorulmayan soru

.

.

.

Rüyanızın gerçekleşmesi için, önce uykunuzdan uyanın...

 

Şöyle bir yararı oldu denilebilir, zaten çıkartılması gereken kimi yasalar ve zaten gerçekleşmesi gereken kimi uygulamalar, AB uyum sürecinin zorlamasıyla çıkarıldı.

 

Yararı olan tek konu budur. Neyi mi kastediyorum. İşkence, yargısız infaz, kötü muamele.

 

Eskiden insanlar mahkemeden çok karakola düşmekten korkardı. Karakollarda dayak, sıradandı. Bunlar Türkiye gerçekleridir. Adi suçlardan yakını karakola düşen kişiler, gece dayak yemesin diye karakola gidip komsere, nöbetçi polislere falan para verirdi, yemek ısmarlardı, karakola müsvette kağıdı, çay şeker falan alırlardı. Ya da nezarethanedeki kişinin kendisi yapardı bunu. Yoksa o geceyi dayak yemeden geçirmek zordu.

 

Bu tür karakolların en ünlülerinden birisi ise Yedikule'de idi. halk arasında o zamanki adıyla "Yedikule İnfaz". O "İnfaz" adının nereden geldiğini karakola yakın oturanlar geceleri anlayabilirdi. Karakol amiri olan Hortum Süleyman'ın, kemikkıran Cavit'in karakola düşüpte huzurlarını kaçırdığınız için attığı dayakların sesini dinleyerek.

 

İşkence, sadece adli tıp kurumunun raporlarıyla belgelenen vakaların sayısı bile işkencenin sistematik olarak uygulandığını görmek için yeterliydi. Ve işkencede sıradan bir hale gelmişti. Nezarethanede 1,5 metrelik ranzalara kendini asarak intihar edenler, sorgu sırasında sandalyeden düşüp ölenler, gözaltında "kaybolanlar", topluma ve yargıya "mantıklı" bir izah yapma ihtiyacı dahi hissetmezlerdi.

 

Bugün hiç yok mudur ? Yine vardır. Ama 90'ların sonlarına kadar olan tabloyla kıyas dahi yapamayız değil mi? Tek yararı bu olmuştur.

Gönderi tarihi:

Taylan abi,hükümet,yargiyi ele gecirerek ülkede istedigi sekilde at kosturmak istiyor.Önünde,asker,yargi,muhalefet,sivil toplum örgütü(sendikalar,dernekler)hicbir engel olmayan iktidarlarin amaclari ne olabilir?Bunun birtek cevabi vardir:Bence bu fasizme giden yolun baslangicidir.Bu yolun ortasi ve sonunun ne oldugunuda sanirim izah etmeye gerek yoktur.Bu iktidar partisi bir süre önce Anayasa Mahkemesi baskaninin sayesinde yani hukukcu olmayan baskaninin sayesinde kapatilmaktan kurtuldu.Para cezasi verildi.Para cezasi bagatel bir cezadir.Bu para cezasi ile bu iktidara icraatlarini devam ettirme iznide verilmis oldu.Yani bugün yasadiklarimiz dün Anayasa mahkemesinin vermis oldugu yanlis ve AKP yanlisi kararin ürünüdür.Ayni yanlislik DTP icinde yapiliyor.DTP sadece PKK'nin siyasi uzantisi olmakla kalmiyor,DTP milletvekilleri acik acik Türkiye Cumhuriyetini tehdit ediyorlar.Buna hicbir demokratik ülkede müsaade edilmez.Eger Türkiye'de müsaade ediliyorsa burada yarginin varligi yoklugu sorusturulmalidir.

 

 

saygilarla

Katılıyorum Politika,amaç bellidir bencede, faşizmle yönetilmek istenmektir.

Gönderi tarihi:

Soruyorum:

 

Dinci ve yandas medyanin mansetlerinden indirmedigi,askerin sözde "IRTICA ILE MÜCADELE PLANI"ortada kaldi.Belgeler sahte cikti.Yayinlar durdu.Savcilar örtbas pesinde.Asker dün "takipteyiz"dedi.

Asker tarafindan hazirlandigi iddia edilen ve yandas medyada mansetlere tasinan askeri yipratma amacli "AKP'"yi bitirme plani,kimler tarafindan hazirlandi.Neden örtbas edilmek isteniyor,kimler örtbas etmeye calisiyor,AKP'nin savcilari olduklarini reddeden Cumhuriyet savcilari nerededir,neden bu sahtekarligin kimler tarafindan ve kimin talimatiyla yapildigini arastirmak yerine örtbas etmeye calisilmaktadir.

Bilindigi kadari ile,Genelkurmay'in uyarisi ile bu sahte belgeyi bulduklarini söyleyen polislerin bazilarinin ifadeleri alinmis bazilarida ifade vermeye davet edilmislerdir.

TARAF gazetesi yazari Sevan Nahciyan isimli kisi,dün Ceviz kabugu programina telefonla katilarak TSK hakkinda cok asagilayici ve hakarete varan ifadeler kullanmis "TSK'yi suc örgütleriyle müsterek calisiyor"olarak göstermis,PKK ile mücadelede TSK'nin yenildigini ifade etmis ve AKP'nin cok radikal bir cözüm üreteceginden süphesi oldugunu söylemistir.RADIKAL denen cözüm özerklikten baska birsey olamaz.bunun anlami TARAF gazetesi yazari acikca bölünmeyi savunmaktadir.

Basin özgürlügüne siginarak,TSK'ya yapilan böyle bir saldirinin ne kadar yasal oldugunu,Kürtlere yazilanlara hassasiyet gösterenlerin acaba Taraf gazetesi yazarinin bu aleni saldirisina nasil yanit vereceklerini ben merak etmekteyim.

 

saygilarla

 

 

 

 

Soruyorum-2

 

Üniversiteyi kazanipta Devlet yurtlarinda yer bulamayan ögrencileri büyük bir tehlike beklemektedir.Devletin yeterli ögrenci yurdunun olmamasi,daha dogrusu devletin bu sorumlulugundan kacarak bunu özel sektöre birakmasinin meyvesini TARIKATLAR yemektedir.

 

Otogarlara stand acarak güzel sözler ve lüks vaatleriyle ögrencileri kandiran tarikat üyelerinin yanisira Yurt-Kur görevlileride bu isin icinde yani ortak bir calisma yürütmektedirler.

 

Laik Türkiye'de tarikatlarin bu kadar rahatlikla misyonerlik yapmalari hangi yasa cercevesinde olmaktadir ve bunlari denetleyen varmidir?

 

saygilarla

 

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.