Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 19 yıl TEKEL Adana Sigara Fabrikası işçileri, fabrikalarının kapatılması kararına ve kendilerinin de 657 sayılı Yasa’nın 4-C maddesi uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici personel statüsünde istihdam edilmek istenmelerine karşı işyerini terk etmeme eylemi yapmışlardı. İşçilerin direnişi, Adana’nın yerelinde olduğu kadar ülke genelinde de yankı uyandırmaya ve dayanışma büyümeye başlayınca AKP Hükümeti, geri adım atarak, fabrikanın üretime devam edeceğini açıklamıştı. Bu açıklamayı sevinçle karşılayan işçiler, üretim kararı ellerine yazılı olarak ulaştıktan sonra direnişi sona erdirmişlerdi. Çok geçmeden hükümetin gerçek niyeti ortaya çıktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Fabrikayı kapatmayacağız ama özelleştirme uygulaması devam edecek” açıklamasında bulundu. Bu arada fabrikada “sert paket” üretimi yapılacağı duyuruldu, ama bu, “yumuşak paket” üretimine uygun olan makinelerle mümkün değildi. Üretim konusundaki belirsizlik devam ederken, TEKEL Genel Müdürlüğü’nün 4-C uygulaması ile ilgili yazısı asıldı. Kapatma kararının geri çekilmesinin ardından yumuşak paket üreten Malatya ve Adana TEKEL fabrikalarına “sert paket” üretimi verildi. “TEKEL işçisinin vermiş olduğu mücadeleyi boşa çıkarmak için böyle bir yola başvuruldu. Fabrikadaki makineler sert paket üretimi için tadilattan geçirildi ve şu an deneme üretimi yapılıyor. Ancak yumuşak pakette 40-45 ton üretirken sert pakete geçince üretim oldukça düşüyor. Henüz kapatma tehlikesi ve özelleştirme süreci devam ederken işçilerin çok uyanık olması gerekiyor. 4-C kölelik yasasıdır. Hiçbir hak ve kuralı yoktur.” -------------------------------------------------------------------------------- Mehmet Çuhadar: Hükümetin umut diye ektiği fidan meyvesini verdi; eski bir yemek gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koymaktan hiç bıkmadıkları 4-C denilen kölelik yasası. Onlar mı anlamıyor, yoksa 45 günlük direnişimize rağmen biz mi anlatamadık? Biz 45 gün boyunca “TEKEL vatandır, vatan satılmaz, TEKEL halkındır halkın kalacak, Bizim buradan ölümüz çıkar” dedik. Sesimizi dağlar, taşlar duydu, anladı. Bir tek bunlar anlamadı. Anlamış olsalardı 4-C maddesini bize bir lütufmuş gibi sunup buraların içini boşlatmaya kalkışmazlardı. Direnişimizi 4-C yasasına teslim olmak, fabrikalarımızı bırakıp başka yerlere yerleşmek için mi gerçekleştirdik sanıyorlar? Öyle sanıyorlarsa çok yanılıyorlar. Bakın tekrar söylüyoruz; biz halkımızın kazanımı olan bu fabrikaların peşkeş çekilmemesi için direndik. İlerde büyük sosyal yaralara sebep vermesin, tütün ekicisini tütününü Corc’a Tom’a Hans’a kaptırıp açlığa mahkum edilmesin diye direndik. Ama biz anlayacağımızı anladık. Demek ki sermaye sahibi değilsen, sana hiçbir şey altın tepside sunulmuyor. Babalar gibi satarız diyorlar, ama bir şeyi hesaba katmıyorlar, bizler de artık gücümüzü fark ettik. Edibe Koç: Mücadelemiz 4-C için değildi. Aylardır gecemizi gündüzümüze katarak büyük bir mücadele verdik. Sebep? İşyerimiz kapatılmasın, ekmek kapımıza kilit vurulmasın. Bir fabrika daha kapatılmasın işsizler ordusuna bir ordu daha katılmasın diye soğuk hava şartlarına aldırmadan, çoluk çocuğumuzla büyük bir mücadele verdik. Sesimizi Türkiye çapında duyurduğumuza inanıyoruz. Sayın başbakanımız fabrikanız kapatılmayacak, üretime geçilecek diye müjde verdi. Peki üretime geçecek olan bir fabrikaya neden 4-C’yi sunuyorlar? Bizler 4-C’nin adını bile duymak istemiyoruz. 4-C’ye mahkum edilmiş çalışanlara soruyoruz; açlık sınırının neresindesiniz? Soruyoruz; SEKA işçileri, fabrikalarınız kapatıldı, şu anki halinizden ne kadar memnunsunuz? -------------------------------------------------------------------------------- 4-C NEDİR? 4-C uygulaması özelleştirmeler nedeniyle işsiz kalacak işçilerle ile ilgili olarak, sus payı olarak, gündeme getirildi. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesinin © fıkrası ile 03.05.2004 tarihinde yürürlüğe konulan “Özelleştirme Uygulamaları Sonucunda İşsiz Kalan ve Bilahare İşsiz Kalacak Olan İşçilerin Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Geçici Personel Statüsünde İstihdam Edilmelerine İlişkin Esaslar”a göre, Bakanlar Kurulu tarafından 14.02.2005 tarihinde kararlaştırıldı. Bu karara göre, istihdam edilecek geçici personele, tahsil dereceleri dikkate alınarak belirlenecek brüt aylık ücretler ödenecek. Bu ücret dışında herhangi bir ad altında ücret ödenmez ve sözleşmelerine bu yönde hüküm konulamaz. Ayrıca bu ücretler kanunda üst sınır olarak belirlenmiştir, asıl ücret gidecekleri kurumlarca ayrıca belirlenir. *Çalışma saatlerinde devlet memurları için tespit edilen çalışma saat ve süreleri dikkate alınır, ancak, geçici personel kendisine verilen görevleri çalışma saatlerine bağlı kalmaksızın sonuçlandırmak zorundadır. Normal çalışma saatleri dışında veya tatil günlerinde yapacağı çalışmalar karşılığında herhangi bir ek ücret ödenmez. *Geçici personel, istihdam edildiği sürece dışarıda kazanç getirici başka bir iş yapamaz. *Çalıştıkları her ay için azami 1 gün ücretli izin verilebilir. *Geçici personelin hizmet sözleşmesinin feshinde, ihbar, kıdem veya sair adlar altında herhangi bir tazminat ödenmez. *Geçici personelin tip sözleşme örneklerinin Maliye Bakanlığı’na vize ettirilmesi zorunludur. *Vize işlemi yapılmadan sözleşme yapılamaz ve herhangi bir ödemede bulunulamaz.
Gönderi tarihi: 23 Şubat , 2006 19 yıl Eline yüreğine ve aydınlık bilincine sağlık sevgili TANIA HAYDE. Adana TEKEL fabrikalarında işi ekmeği ve çocuklarının geleceği için direnen emekçilere gösterdiğin duyarlılık için seni bir kez daha yürekten kutluyorum.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.