Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2009 Evli erkek arada sırada aldatmalı 21 Haziran 2009 Söylediği birbirinden ilginç sözlerle muhtelif tartışmalara sebep olan Hülya Avşar, bu kez evlilik ve aldatma üzerine konuştu. Okan Bayülgen’in yeni programına konuk olan Avşar, ’Aldatılma oyunu hoşuma gidiyor. Bırakın arada bir yapsınlar’ dedi. OKAN Bayülgen’in NTV’de başlayan yeni programı "Senin Hikáyen"e konuk olan Hülya Avşar, kadın-erkek ilişkisi ve aldatmayla ilgili olarak ilginç açıklamalar yaptı. "Aldatılma oyunu hoşuma gidiyor" diyen Hülya Avşar, "Ciddi ciddi aldatıldım. Ama tabii ki, aldatılma sebebi ne? Güzel olmadığım için mi, kadın olmadığım için mi? Hayır, belki bunun sebebi karşılıklı sıkılmaktır" dedi. Kadınların aldatmak konusunda erkeklerden beter olduğunu da sözlerine ekleyen Avşar, "Sanmayın ki, sadece siz yapıyorsunuz bu işleri. Kocasını aldatmasa bile onun o noktaya geleceğini en azından hissediyor. Onu o noktada ya tutuyor ya bırakıyor. Biraz da kadın da sıkıldıysa bu işten, ipin ucunu bırakıyorsun tabii ki. Sonunda kadın aldatılmış olarak kalıyor olabilir. Bu beni hiç rahatsız etmiyor. Ayrıca aldatılabilirim de. Belki bu beni kamçılayan da bir şeydir" dedi. Evlilik kavramını, "Aile olmak, arkadaş olmak, sıkılmak, bir süre sonra eğer karşılıklı birbirinize ’Çok ayıp oluyor, ben bu gece kocamla beraber olayım’ durumları yoksa, seksi unutmak, bu arada hayatını başka şekillerde eğlendirmek" olarak tanımlayan Hülya Avşar, erkeklerin "arada bir" aldatmalarının da evliliğin gidişatını olumlu etkilediği görüşünü savundu. Arada bir başka kadınla zevklenmeli Hülya Avşar, şunları söyledi: "Bunu erkek olarak başka bir kadınla arada bir zevklendirmek (gerek). O tür erkekler evliliklerinde daha mutlu oluyorlar. Ben kadınlara da söylüyorum, bırakın arada bir yapsınlar. Yapsınlar ki -ama siz duymadan sizi rencide etmeden- çünkü erkek ve kadın bir süre sonra sıkılıyor." Alıntı
Φ suheda_ Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2009 Bu ifadeler apaçık bir şekilde zavallılığın işareti,yaşlanmanın verdiği bir güven duygusunu yitirmenin üstü kapalı izahı... "Sıkılan çiftler birbirini aldatsın"peki bir aldatmayla sıkıntı geçecekmi?geçmezse o zaman ne yapılacak.. Sıkılmanın diğer izahı"artık seni istemiyorum"olabilirmi? Aldatılmanın kaçınılmaz olduğunu bildiği içinmi "aldatılmak hoşuma gidiyor"diyerek kendini teselli ediyor.. Ya da.. Evliliği boyunca yaşadığı ihanetleri ve zamanında evli erkeklerle yaşadıklarınımı örtbas etmeye çalışıyor.. Bir çeşit günah çıkartma diyeceğim ama bulundukları camiayı düşününce!!!! Kimin aldatılmak hoşuna gider kim ihanetten haz alır? Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2009 Yok artık! Ayşe ARAL 11 Temmuz 2009 Günlerdir sizlerden mailler almaktayım. Öncelikle sizlere sonsuz teşekkürler. Beni inanılmaz yüreklendirdiniz, koltuklarımı kabarttınız ve aranıza aldınız. Sağolun. İsteklerinizin hepsini yerine getirmeye çalışacağım. Ayrıca size söz verdiğim gibi de değişmeyeceğim, merak etmeyin. Güzel mailler dışında beş ya da altı tane beyin çıkıntısı olmayanların mailleri de geldi posta kutuma. Çok güldüm önce ama sonrasında da üzüldüm, kendilerini düşürdükleri hallerine. Hadi yazdınız, bari gerçek adınızı da yazın mailinizin altına! Ne o öyle, yok Star, yok Big Dog, Balarısı v.s. Bir daha da boşuna o tip mailler atmayın bana. Sayfama reklam almıyorum çünkü. Gelelim konumuza. Üç sayfalık bir mail aldım, okuduklarıma da inanamadım. Yazan kişiyi araştırdım, gerçekten var olduğunu tespit ettikten sonra, mailini kısaltarak iki bölüm halinde sayfamda yayınlamaya karar verdim. Ben okurken şoka girdim, sizlerle de paylaşmak istedim... Hülya Avşar DOĞRU SÖYLÜYOR! (Bölüm 1) Avşar Hanım, erkeklerin kaçamaklarını haklı bularak: "Erkekleri bırakın, biraz zevklensinler" demiş. Aslında doğru demiş... Doğru demiş, fakat doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Ama biz, onu dokuz köyden kovmadan önce bazı gerçekleri görelim. Bazı kadınların bir kısım erkeklerin kaçamaklarına göz yummaları iyi olur (tabii bunun meşru yoldan halledilmesi temennimizdir). Zira bir kadının "ay hali", "dogum hali", "hamilelik hali" ve "menopoz dönemi" gibi arızalı hal ve vakitleri vardır. Erkeklerin ise (andropoz) haricinde böyle halleri yoktur. Yani çoğu erkek bu durumlara sabredemez, ikinci bir kadını arar dururlar. Galiba çoğu aldatmalar da bu vakitlerde meydana gelir. Bu durumları gören ve bilen İslâmiyet, erkeği gayri meşruluğa düşmekten ve aileyi yıkılmaktan korumak için erkeğe, birden fazla kadın alma özgürlüğü vermiştir. Fakat, İslâmiyetsiz medeniyet onun bu özgürlüğünü elinden almış ve onu tek kadına mahkûm etmiş olduğundan, erkeğe de gayri mesruluğa düşmek yolu kalmıştır... ÜZMEZ'İN DURUMU (Bölüm 2) Üzmez'in durumuna "ahlâkî" açıdan değil, "hukukî" açıdan değinmek (Bölüm 2) istiyorum. Eğer Üzmez, o iddia edilen "cinsel faydalanma" veya "cinsel istismar" fiilini kızın annesinin rızasıyla, yani zor kullanarak yapmadıysa ve şikayetçi olan da yoksa, az bir ceza ile kurtulur. Eğer zor kullanarak yaptıysa ve şikayetçi olan da varsa, bu halde cezası ağırlaşır. Fakat laik medya bu hukuksal duruma bakmayarak ve toplumu provoke ederek onu linç ettirmek istemiştir. Bazı Ortadoğu ülkelerinde zina edenlerin taşlanarak öldürülmesini 'vahşet' olarak gördüğü halde, o vahşetin Üzmez'e uygulanmasını lâyık görmüş, alkışlamıştır. Neden? Çünkü o bir laik değil, tam aksine o bir dindardır ve aynı zamanda laiklerin foyalarını meydana çıkaran bir gazetenin de yazarıdır. Oysa tacize uğrayan kız, Üzmez'le arasında geçen fiili, annesinin izni veya baskısı ile yapmış olduğundan, o durumu kabullenmiştir. Kabullenmiş olduğu için de sanık ile olan durumundan dolayı belki ruhsal yıkıma uğraması söz konusu olmamıştır. Zaten ilk rapor da bu yöndedir: 'Ruhsal bozukluğa uğramamıştır'. Özel Açıklama: Bestelerimin bir kısmını Youtube'da görebilirsiniz. Bestekâr: Hüseyin A. Hüseyin Bey, mailinizi okuduktan hemen sonra gerçekten var olmamanızı dileyerek sizi internette araştırdım. Gerçek şoku da işte o zaman yaşadım. Siz ciddi ciddi varsınız yani! Bir gün sizinle aynı dolmuşta yan yana oturabilme ihtimalimiz var. Çocuklarımız arkadaşlarıyla gezerken bir gün size rastlayabilirler bir yerlerde. Belki de bir hamburgercide… Bunları düşününce valla billa ne yalan söyleyeyim, tepeden tırnağa uyuştum ben. Ha bir de unutmadan, siz “bestekâr”sınız değil mi? Umarım bestelerinize söz yazmıyorsunuzdur! Şiir de yazıyormuşsunuz… Bunun gibi mi; Aşığım çok aşık, dördünüze birden. Bir gün senin gözlerinde hayat bulurum, bir başka gün diğerlerininkilere dalar giderim. Hepinizin yeri ayrıdır şu yüreğimde, sarışının adı, esmerin tadı. Üç gün göremezsen beni ağlama. Anla ki gittim ya Ayşe’ye ya da Fatma’ya Ne olmuş seni ellediysem annenden izin aldım da elledim ben. Ellediğim yerde güller bitiversin diye işte! Uzar gider… Yeni şiirinizi dört gözle beklemekteyim. Adı da benden hediye size: “HIYARIM BEN HIYAR!” Alıntı
Φ taypa Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2009 valla Bizim hatunlar Duygu Asena gibilerinin yada Hülya Avşar gibilerinin lafı ile hareket ederlerse .... :) daha çok aldatılır hor görülürler.... bir kadın eğer eşini serbest bırakıyor aldatmasına göz yumuyorsa kendide o haltı yiyecektir kendine savunma çıkaracaktır.Sende beni aldattın diyerek olayı masumane bir şekilde getirecektir nedir o da "kadın erkek eşittir" benim onu aldatmama bir kadın izin verirse ben o kadına ömrümce saygı duymam...Bir kadının onuru olmalı... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.