Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2006 Yabancı bir adam ve yabancı bir şehir... Her şehrin her zaman asla ulaşamayacağınız yabancı bir yönü vardır. Ancak, yabancı bir şehri bir gün tamamen tanıyacağınızı sanırsınız. Tanımaya başladıkça, tanıyamayacağınız yan uzaklaşır gider. Çünkü tanıdıkça, sizi çevreleyen kendi duvarlarınız örülür ve yükselir. Ve sonuçta yükselir önünüzde keşfedilmemiş noktalarıyla dolu bir şehir ve belirsiz bir gelecek. Yabancı adam hep sığınacak bir liman arıyordu. Diğer yandan hoyrat bir denizciydi ruhu. İlk gençliğine sığmayan kavgalar ve bir anda neden kaynaklandığını anlayamadığı yenilgiler dayanma gücünü yok etmişti. Bunun yanında kural tanımaz ve kendini savunan bir bayrak yükselmekteydi hayatında. Her yerde artık ayrı bir öyküsü vardı. Sınırlardan sıyrılmalar... Ve sığınmalar. Farkına varmadan sığınmalar bir güce; bilinçli olarak da anılara ve aşklara. Her öykü yarım... Yaşanmakta olan her an değerliydi. Yine yeni yabancı bir şehirdi her şehir. Başlamakla gitmek arasında bir yerde... Dur denilmesini bekliyordu her yerde. Asla dur denilmeyeceğini ‘git’ denildiğine anlıyordu. Git denildiğinde durmaksızın hemen gidiyordu. Yüreği taşınılamayacak kadar ağır ve kolayca incitilemeyecek kadar sertti. Her şeyi kabullenecek kadar da yumuşak. Aşk öykülerine asla hayır diyemiyordu. Onun için aşk bağımsızlaşamamış anarşist bir sanattı. Ne yaratanına saygı duyar, ne yaşatanına. Sadece günü gelince kimine acı çektirirken, kimisi için çekip gider. Giderken acısı kendisinden de keyifli. Yabancı adam aşkı sorgulamaz bile.. Asla kavgasını bile etmez; aşk giderken kendisi hep kaçmış gitmiştir. Çünkü kavgalar artık heyecanlandırmamaktadır onu. Sonlarını hiç merak etmiyordu, yaşadıklarının. Gittiği zaman gidiyordu sadece. Gidiyordu şakasız ve kesin. Hayattaki tek gücüydü gidişi. İtirazsız ve istikrarlı. Aşk kadar onu heyecanlandıran bir şey de, yeni bir şehirde yeni bir şey aramaktı. Yine yeni yabancı bir şehre gelmişti. Yeni bir deneme ve yine yeni bir aşk beklentisiyle... Belki de asla ifade edemediği bir daha gitmemek ümidiyle... Her gün aynı şekilde başlıyordu. Hep aynı şekilde... Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2006 büyük bir zevkle okudum....teşekkürler... Alıntı
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2006 Hep bekleyerek kaçıyordu. Sevdiği hep olanaksız maceralardı, mükemmel bir bahane. Tıpkı yine şimdi yaşadığı gibi. Başkası yaşıyor; o gözlüyor ve sadece uzaktan paylaşıyordu. Üzüntü ise varlığını hissetmede bir araçtı; herkesin paylaştığı tek şeydi üzüntü. Mecburiyetsiz ve eylemsiz. Okuduğun için ben teşekkür ederim adrenalin... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.