Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2009 16 yıl Bahçeşehir Üniversitesi ve İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla 34 ilde yapılan “Radikalizm ve Aşırıcılık Araştırması”nda çarpıcı sonuçlar elde edildi... Deneklerin yüzde 72’si içki içen komşu istemediklerini söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Yılmaz Esmer’in öncülüğünde, 34 ilde 1715 denekle yapılan araştırma, hoşgörü için daha çok yol alınması gerektiğini gösterirken, kadınlara bakışta da şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu. Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in öncülüğünde 12 Nisan-3 Mayıs arasında 34 ilde 1715 denekle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmanın sonuçları, üniversitenin Beşiktaş yerleşkesinde düzenlenen “Siyasi ve Dini Aşırıcılık” adlı uluslararası konferansta açıklandı. Araştırma sırasında sık sık polis ve jandarma sorunuyla karşılaştıklarını belirten Prof. Dr. Esmer, özelikle “Buraya giremezsin, niye bu soruları soruyorsun?” denildiğini söyledi. “Aşırılık” kavramının tanımını deneklere bıraktıklarını anlatan Esmer, duygusal bakışın etkili olduğuna inandıklarını belirtti. İstenmeyen komşular Hoşgörüyü ölçmek amacıyla sorulan soruda denekler “İstemem” dedikleri komşuları şöyle sıraladı: “Tanrı’ya inanmayan” (yüzde 75), “İçki içen” (yüzde 72), “Nikâhsız yaşayan” (yüzde 67), “Hiçbir dine inanmayan” (yüzde 66), “Yahudi” (yüzde 64), “Hıristiyan” (yüzde 52), “Aşırı sağcı/solcu” (yüzde 48), “Amerikalı bir aile” (yüzde 43), “Kızları şort giyen aile” (yüzde 36), “Başka bir ırk veya renkten” (yüzde 26). Kadın-erkek eşitliği Kadın-erkek eşitliğini ölçmek amacıyla sorulan sorularda da şu ilginç sonuçlar ortaya çıktı: - “Ülkede işsizlik varsa, çalışmak kadınlardan çok erkeklerin hakkı olmalıdır” yargısına deneklerin yüzde 17’si “Kesin doğru”, yüzde 47’si “Doğru” dedi. Yüzde 27’si ‘Yanlış”, yüzde 10’u da “Kesin yanlış” dedi. - “Kız evlat mirastan erkek evladın yarısı kadar pay almalıdır” yargısını da deneklerin yüzde 12’si “Kesin doğru”, yüzde 24’ü “Doğru” olarak niteledi. - Bir kadının deniz kenarında, plajda mayoyla dolaşması günahtır” yargısını deneklerin, yüzde 18’i “Kesin doğru”, yüzde 40’ı “Doğru”, yüzde 38’i “Yanlış”, yüzde 14’ü “Kesin yanlış” bulduğunu belirtti. - “Kadınların bir işte çalışmak için kocalarından izin almaları doğru olur” yargısına deneklerin yüzde 20’si “Kesin doğru”, yüzde 64’ü “Doğru”, yüzde 12’si “Yanlış”, yüzde 4’ü “Kesin yanlış” dedi. - “Müslüman kadın evi dışında başını örtmelidir” yargısını deneklerin yüzde 19’u “Kesin doğru”, yüzde 43’ü “Doğru”, yüzde 28’i “Yanlış”, yüzde 10’u “Kesin yanlış” diye niteledi. - “Zina yapan evli bir kadının taşlanması (recmedilmesi) doğrudur” yargısını da deneklerin, yüzde 6’sı “Kesin doğru”, yüzde 16’sı “Doğru”, yüzde 44’ü “yanlış”, yüzde 34’ü ise “Kesin yanlış” bulduğunu belirtti.Deneklerin tehdit algısıyla ilgili bazı soruları da şöyle yanıtladı: - “Aşırı İslamcı akımlar Türkiye için bir tehdit oluşturuyor mu?” sorusuna deneklerin, yüzde 34’ü “Büyük tehdit”, yüzde 35’i “Bir ölçüde tehdit”, yüzde 17’si “Önemli tehdit değil”, yüzde 14’ü “Hiç tehdit değil” yanıtını verdi. - “Aşırı İslamcı akımlar dünya güvenliği için bir tehdit oluşturuyor mu?” sorusuna da yüzde 31’i “Büyük tehdit”, yüzde 35’i “Bir ölçüde tehdit”, yüzde 19’u “Önemli bir tehdit değil”, yüzde 16’sı da “Hiç tehdit değil” diye yanıtlandı. - PKK’yı “büyük tehdit” olarak görenlerin oranı yüzde 82, “tehdit” olarak görenlerin oranı da yüzde 11 olurken, “Hiç önemli tehdit değil veya hiç tehdit değil” olarak görenlerin toplamı ise yüzde 8 oldu. - “Demokrasi karşıtı girişimler ve düşünceler Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturuyor mu?” sorusuna yüzde 41’i “Büyük tehdit”, yüzde 40’ı “Bir ölçüde tehdit” yanıtı geldi. ABD ve AB’ye şüphe Araştırmada deneklerin ABD ve AB’ye de şüpheyle baktıklarını ortaya koydu. “Size göre bunların hangisi Amerika’nın amaçları arasında yer alıyor?” sorusunun alt başlığında verilen “Türkiye’yi bölmek” yargısına yüzde 39’u “Kesinlikle hedefliyor”, yüzde 47’si “Hedefliyor” yanıtını verdi. Aynı soru AB başlığı ile sorulduğunda ise deneklerin yüzde 28’i “Kesinlikle bölmeyi hedefliyor”, yüzde 48’i “Türkiye’yi bölmeyi hedefliyor” yanıtını verdi. Din ilk sırada Deneklerin “Aşağıdakilerin hangisi sizin için birinci sıradadır?” sorusuna yanıtlarında “Din” yüzde 62 ile ilk sırayı aldı. “Laiklik” yüzde 16, “Demokrasi” yüzde 13, “Etnik kimliğim” yüzde 5, “Yeterli bir gelir” ise yüzde 4 oldu.
Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2009 16 yıl Yazar Hoşgörüsüzlük... Araştırmanın adı ne var ki; “Hoşgörü/Hoşgörüsüzlük” değil, “Radikalizm ve Aşırıcılık”… Adından da anlaşılacağı üzere, ortada -heyhat(!)- hoşgörüsüzlüğü aşan bir tablo var... Zaten akıl var, yakın var değil mi? Ona hoşgörüsüzlük, buna hoşgörüsüzlük… “İçki içene”, “oruç tutmayana”, “dine inanmayana”, “Yahudi/Hıristiyan/başka dinden olana”, “nikâhsız yaşayana”, “kızı şortla dolaşana”… Bu kadar çok kategori de insana karşı “hoşgörüsüzlük”, sadece “hoşgörüsüzlük” olarak tanımlanabilir mi? “Hoşgörüsüzlük paketi” bu kadar geniş tutulunca, bunun adı hasbelkader artık hoşgörüsüzlük değil; radikalizm ve aşırıcılık, icabında “fanatizm” oluyor. Zina yapan kadın için “recm” istemek örneğin, bir “hoşgörüsüzlük” değil; tipik bir “Talibanlık” yani “fanatizm” göstergesidir. “Hoşgörüsüzlük” genel geçer anlamıyla, “ötekini dışlayan” bir saygısızlık çıtasıyla sınırlı kalır. Bu çıta, şiddet düzlemine varmaz. “Kadına yönelik şiddete” meylettiğinizde ise -ki “recm talebi” bunu gösterir- “hoşgörüsüzlüğün” kapsama alanından çıkıp artık “radikalizm”, “aşırıcılık” ve giderek “fanatizmlerin” sularına girmiş olursunuz… Diyeceğim o ki; “hoşgörüsüzlük”, nispeten keyfi olabilen, göreceli ve sınırlı bir kavram… “Aşırıcılık” ve “radikalizm” ise çok daha bütüncül, kapsamlı, sistemli biçimde şiddete yönelmeye yatkın ve yakın olabilen durumları anlatmak için kullanılan ifadeler… “Aşırıcılık ve Radikalizm” araştırmasının bulguları; ne yazık ki “hoşgörüsüzlük sınırlarını haydi haydi aşan bir durumla” karşı karşıya olduğumuzu ve bu nedenle çok daha cesur yüzleşmelere ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor bana göre. ________________________ Nilgün Cerrahoğlu'na Sevgi ve saygılarımızla..
Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2009 16 yıl Sarhoş diye bırakılan kişi hayatını kaybetti Side beldesinde rahatsızlanan ve sarhoş olduğu gerekçesiyle ambulansa alınmayan bir kişinin hayatını kaybettiği iddia edildi. Sağlık Bakanlığı olayla ilgili soruşturma başlattı. DSP Manavgat İlçe Başkanı Mehmet Karakaş, Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı Side beldesinde tezgahtar olarak çalışan 37 yaşındaki Hasan Ödecik'in 29 Mayıs'ta iş yerinde rahatsızlandığını, bunun üzerine olay yerine ambulans çağrıldığını ifade etti. Gelen sağlık ekibindeki doktorun, ''Hasta çok alkol kokuyor, üzerine su dökün ayılsın, ben bunu alamam'' diyerek gittiğini ileri süren Karakaş, şuuru kapalı olan Ödecik'in arkadaşlarınca kaldığı pansiyona götürüldüğünü belirtti. Ödecik'in gece yeniden fenalaştığını ve arkadaşlarının jandarmayı arayarak yardım istediklerini dile getiren Karakaş, jandarma ekiplerinin de doktoru aradığını ancak bir sonuç alamadıklarını savundu. Hastanın ertesi sabah kaldığı pansiyonda ölü bulunduğunu ifade eden Karakaş, ''İnsanlık dışı bir olay yaşanmıştır. Hastanın alkol kokması tedaviyi hak etmesine engel midir'' dedi. Karakaş, ambulansta bulunan doktorun müdahale etmesi durumunda Ödecik'in hayatını kaybetmeyeceğini ileri sürdü. Bu arada, jandarma yetkilileri de olay gecesi yapılan çağrı üzerine pansiyona gittiklerini, telefonla aranan doktorun, ''Hasta alkollü, birazdan ayılır'' demesi üzerine oradan ayrıldıklarını belirtti. Manavgat Sağlık Grup Başkanlığı yetkilileri, konu hakkında bilgileri olmadığını söylerken, Sağlık Bakanlığı, 'söz konusu 112 personeli hakkında soruşturma başlatıldığını' açıkladı. (Alıntı Haber-ntvmsnbc.com)
Gönderi tarihi: 4 Haziran , 2009 16 yıl Bu coğrafyada dengeler çoktan bozuldu, şimdi herkes eteğindeki taşlardan kurtulmak zorunda yoksa bu gidişat kayalıklara!
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.