Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Haberin var mı ??? - Eğer Karşı çıkmazsak !!!

 

 

-Emeklilik yaşı 68'e, prim gün sayısı 9 000 e çıkarılacak,

 

-Aylık geliri 127 YTL'den fazla olan herkesden 64 YTL ile 431 YTL arasında sağlık sigortası primi alınacak.

 

-Sağlık hizmetleri; TTP ye geçirilerek paran kadar sağlık zihniyeti hakim kılınacak.

 

Büyük ve tehlikeli hastalıklar da, daha fazla sağlık hizmeti isteyenler, ancak daha fazla prim yatırırsa faydalanabilecek.

 

DİKKAT !!!

 

EN TEMEL VE İNSANİ HİZMET OLAN SAĞLIK HİZMETİ;

 

-PARASI OLANA VE ANCAK PARASI KADAR VERİLECEK.

 

-PRİM ÖDEMEYENLERE SAĞLIK HİZMETİ VERİLMEYECEK.

 

-SAĞLIK SİSTEMİ, ÖZELLEŞTİRİLEREK PATRONLARIN KAR HIRSINA YANİ PİYASANIN RANTINA TERK EDİLECEK.

Gönderi tarihi:

emekçilerden kesilen sosyal güvenlik kesintileri işte bakın böyle geri dönüyor kendilerine

 

başınızın çaresine bakın aman hastalanmayında -_-

 

tahsildar devletimiz vergisini alır gerisine karışmaz

 

ama ne gariptirki sermayenin devlete olan borcu hem taksitlendiriliyor hemde kendilerine düşük faizli kredi

 

olarak geri ödeniyor

 

sosyal devletimiz emekçileri doyurdu sıra burjuvazide ;)

Gönderi tarihi:
  • Yazar

AKP iktidarının çıkarmaya çalıştığı yasalardan biri olan GSS, gerçekte en temel insan hakkı olan SAĞLIĞI ÖZELLEŞTİRME operasyonudur.

GSS yani SOSYAL GÜVENSİZLİK ve GENEL SAĞLIKSIZLIK SİGORTASI tasarısına karşı çıkmak bir insanlık görevidir.

Gönderi tarihi:

genel sağlık sigortası sağlıkta mevcut hakları tamamıyle geriye götüren bir çalışmadır.sağlıkta dönüşüm programının finansmanını sağlamak amacıyla hazırlanan bir program olduğundan dolayı buna karşı çıkmalıyız.

 

aile hekimliği hastanelerin ticarethaneye dönüştürülmesini amaçlamaktadır.

 

tamamıyle özelleştirmeye yönelik bu çalışma geri eğerki kabul edildiği takdirde geriye dönüşü imkansızdır.sistemdeki araç ve kurumları ortadan kaldıracaktır.

 

nedir bu yasalaştırılmaya çalışılan sistem:

 

Emeklilikle ilgili olarak ;

 

* Emeklilik yaşı 68'e çıkacaktır.

 

* Emeklilik için, "çalışarak ölmek" anlamına gelecek, 9 bin işgünü prim ödenmesi zorunluluğu, getirilecektir.

 

* Esnek çalışanlar, belirli süreli çalışanlar, mevsimlik işlerde çalışanlar, sözleşmeli olarak çalışanlar, çalıştıkları sürece prim ödemelerine karşın emeklilik haklarını elde edemeyeceklerdir.

 

* Emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi değiştirilerek, emekli maaşları, dörtte bir ila üçte bir arasında değişen oranlarda azalacaktır.

 

* Kamu görevlilerinin prim yükü artırılarak ücretleri düşecektir.

 

* Emeklilerin ulusal gelir artışından pay almaları önlendiğinden, bugün geçinmeye yetmeyen aylıklar sefalet ücretine dönüşecektir.

 

* Tüm çalışanlar arasında norm ve standart birliği sağlanması, bir aldatmaca olmayı sürdürecek; başta milletvekilleri olmak üzere ayrıcalıklı kesimlerin korunmasına devam edilecek, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı uygulamalar hayata geçirilecektir.

 

* Kapsam dışında bıraktığı kesimler nedeniyle, sosyal sigortalar toplumun tümü için güvence sağlamayacaktır.

 

 

Sağlıkla ilgili olarak;

 

 

* Sağlık temel hak niteliğinden uzaklaştırılarak, devletçe ödediğimiz vergilerle karşılanan sosyal bir hak olmaktan çıkarılacaktır.

 

* Aylık geliri, 127 YTL'nin üzerinde olan herkesten, gelirine göre her ay için 64-431 lira arasında değişen miktarlarda sağlık sigortası primi alınacağı gibi, tedavi için başvuranlardan ayrıca kurumca belirlenecek miktarda katkı payı da alınacaktır.

 

* Genel sağlık sigortası primlerini ödemeyen esnaf ve sanatkarlar ile çiftçiler sağlık hizmetinden yararlanamayacaktır.

 

* Prim ödeyemeyeceklerin sayısı, işsizler, kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ve kayıt dışı istihdamın yaygınlığı nedeniyle herkesi kapsayacak bir genel sağlık sigortası için yeterli kaynak gösterilmemektedir. Sistem, kayıtlı olarak çalışan bir grubun ödeyeceği primler, vergiler ve katkı payları ile oluşacak bir kaynağın kullanımına dayalıdır. Bu kaynağın yetersiz kalacağı açıktır. SSK hastanelerinin devri sonucunda, SSK'nın sağlık hizmeti satın almaya başlaması ile ortaya çıkan kaynak sorunu bu durumun en güçlü kanıtıdır. Bu nedenle verilecek sağlık hizmetlerinin süresini miktarını belirleme yetkisi kuruma verilerek sigortalıların sağlık hakkı kurum yönetiminin takdirine bırakılmaktadır.

 

* Sağlık hakkı, sadece belirli hizmetlerin karşılanması ile sınırlandırılabilecektir. Tedavi için gerekli olan yöntem ve hizmetlere ulaşmak parası olanların "hakkı" olacaktır.

 

* Sistemin bu şekilde tasarlanması ile özel sağlık sigortalarına yönelme teşvik edilecek, sosyal güvenlik kurumundan kaçış hızlanacaktır. Bu durumda kurum, en düşük ve en sınırlı hizmeti sağlayan yoksulluk yönetimi kurumuna dönüşecektir.

Gönderi tarihi:

arkadaşlar sağlık sorununda bir çok karmaşık sorunlarımız mevcut ama maalesef kabul etsekde etmesekde emeklilik yaşı dünya standartlarında hatırlarsanız çiller zamanında bu ülkede emeklilik yaşı 35 di ve afrika ülklerinden bile neredeyse daha genç emekli yapıyorlardı insanları o zaman ki hükümet populist uygulamaları sonucu buna alışmak zorundayız doğrusu bu yaş ortalamsı 40 olsa güzel ama o zaman dünya realitisinden uzak populist muz ülkesi olmaya devam ederiz bunuuda böyle kabullenmek gerek yaş dünya standartlarında olması gerektiği gibidir

Gönderi tarihi:

dowjones dikkatini çekerim sağlıkta dönüşüm programı ve genel sağlık sigortası ile getirilmek istenilen sadece emeklilik yaşı ile sınırlı kalsa iyi. o zaman en azında sadece yaş kaç olsun tartışmaları olur ve dersin muz cumhuriyeti diye. ilk önce ülkenin şartlarını dünya realitesine getirmek lazım ki ondan sonra diyelim 68 yaşında emeklilik diye. bu düşün 68 yaşına kadar çalışacaksın ve sana sonra 30-40 yıllık hizmetine karşın devlet emeklilik ikramiyesi bile ödemeyecek. zaten alınan maaşlar belli o maaşla ne ev alınır ne de başka bişey. sadece karnını doyurma pahasına çalışşacaksın yani 30-40 yıl.maaşlarda yapılacağı söylenen iyileştirmeler de tamamiyle uydurmaca. sözde yapılan kesintiler azalacak ve bu azalma maaşlara yansıyacakmış.külliyen yalan.

 

ayrıca işçilerde ödediğin prim kadar sağlık hizmetlerinden yararlanacaksın. yani sana diyecek ki ne kadar prim ödüyorsun diyeceksin 100 YTL , iyi ozaman seç denecek sana listeden hangi hastalıklardan tedavi amacıyla yaralanmak istersin. sen dersin kanser yakalanırsan başka bir hastalığa yandın , yandında değil öldün. paran varsa eğer tedavi olacaksın yoksa öleceksin.

 

üst düzey memur denilen kesim artık kimse onlar ve neye göre belirlenir hiç anlamış değilim ne ayrıcalıklaı vardır diğerlerinden onların neden hakları saklı kalacakki.

 

yani kısacası PARAN KADAR SAĞLIK!!!

Gönderi tarihi:

paran kadar sağlik politikası yanlış bir politika uzun vadede sağlıksız bir toplum olup çıkacağız anlaşılan :o

Gönderi tarihi:
  • Yazar

AKP İKTİDARI VE UYGULAMAYA ÇALIŞTIĞI SAĞLIK POLİTİKALARI.

 

2002 Kasım ayında yapılan seçimle Türkiye'de, yönetime AKP iktidarı getirildi. AKP Hükümeti, uluslararası sermayenın tefeci kuruluşı IMF direktif, emir ve talimatları ile, kamusal alanda çok hızlı bir tasfiye operasyona başladı.

 

Bu tasfiye ve özelleştirme operasyonu KAMU YÖNETİMİ TEMEL KANUN TASARISI ve bu tasarıya bağlı KAMU PERSONEL REFORMU, GELİR İDARESİNİN YENİDEN YAPILANDIRLMASI ve en nihayeti de sağlık ve sosyal güvenlik alanında ki tasfiye planı olan GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUN TASARISI.

 

Bu tasarı ile sağlık, en temel insani bir hak olmaktan çıkarılıp, daha fazla para verene satılacak bir mal-meta olarak piyasaya sürülecektir.

 

Her yıl halktan toplanan vergi harç vs. ile oluşturulan bütçeden, sosyal devletin asli görevlerinden olan ve halkına sağlamakla yükümlü temel hizmetler için ayrılan kaynağın, nerelere nasıl aktarıldığı, halka neden nitelikli ucuz ve ulaşılabilir bir hizmet olarak dönmediği de ayrı bir muammadır.

 

Zira bizlerin vergileri ile oluşturulan bütçeden,sağlığa ayrılan kamusal paranın, hizmeti üretmeye yönelik olmadığı, verilen daha doğrusu verilmeyip halktan esirgenen hizmete değil,özel şirketlerin kasalarına aktarıldığı su götürmez bir gerçektir.

 

 

Şimdi de bu konuda uzman akademik görüşlere bir göz atalım. Tüm bu veriler ve yaşanan gerçekler üzerinden konuyu yeniden ele almak ve bir kez daha düşünmek gerekir.

 

AKP İKTİDARI VE SAĞLIKDA ÜÇ YILI:

 

2002 yılında sağlık alanına akıtılan toplam para miktarı, 11 milyar dolardı. 2004 yılında, bu miktar, 19 milyar dolara yükseldi. Toplam sağlık harcamalarının, ulusal gelir içindeki payı, 2002-2004 yılları arasında yüzde 5.6’dan 6.3’e yükseldi (DPT, 2005).

 

Sağlık alanına ciddi bir para akışı var. Ama, burada önemli olan, kamunun payındaki değişim. Bakıyoruz, kamu sağlık harcamaları, aynı sürede, 8.7 milyar dolardan, 16.3 milyar dolara çıkmış (DPT, 2005). Neredeyse, iki misli bir artış! 1980 yılına kıyasla ise, 6.5 kat fazla bir para. Bu anlamda, AKP Hükümeti’nin diğer hükümetlere kıyasla daha fazla bir para ayırdığı söylenebilir.

 

Hizmet üretmeye yönelik harcamanın anlamı, kamu sağlık yatırımlarının artması gereğidir. Özellikle, Sağlık Bakanlığı’nın yatırımlarının artması beklenir. Bakalım: 2000’de yüzde 6.6 olan Sağlık Bakanlığı yatırımlarının,

 

Sağlık Bakanlığı bütçesi içindeki payı 2001’de yüzde 3.2, 2002’de 3.6, 2003’te yüzde 4.1 ve 2004’te yüzde 5.6 olmuştur. Yani hemen hiç sağlık yatırımı yapılmadı demek, abartma olmaz. Üstelik gerçekleşen rakamlar, bu bütçe ödeneklerinin de altındadır. Örneğin, 2004’te yüzde 5.6 olarak görülen yatırım rakamının, sadece 2/3’ü gerçekleştirilmiştir (DPT, 2005).

 

Kamu sosyal güvenlik kurumlarının kaynaklarını zorlayarak ve SSK’ya el koyarak, kamu sağlık harcamalarını, o tarihe kadar görülmeyen bir oranda artıran AKP Hükümeti, bu parayı yatırıma yönlendirmeyerek, kamusal sağlık hizmetlerini geliştirmeyen, aksine çökertmeyi sürdüren bir tercihte bulunmuştur.

 

Burada oluş(turul)an boşluğu, hizmet (ve mal) satın alma ile doldurma tercihi , AKP’nin kamudan özele inanılmaz boyutta bir kaynak aktarmanın yolu olmuştur. Bu kaynak aktarma “operasyonu”nun önündeki görüntü, “performans” ve “her sağlık kurumunun, daha çok hasta bakması” zorlaması ile şişirilmiş bir poliklinik hizmeti patlamasıdır.

 

Ancak, zorlama ve hesapsızlık, AKP Hükümeti’ni, iflas noktasına getirmiştir. Ya, bizzat zorladığı sosyal güvenlik kurumlarının iflasını tercih edecekti, ya da zaten şimdiden vazgeçtiği kamu sağlık hizmetlerini üreten sağlık kurumlarının çöküşünün hızlanmasını.

 

İkincisini seçti, AKP. Giderek, hizmet üretmekte -bırakın performans dağıtmayı- hatta, ücret ödemekte zorlanmakla karşı karşıya bıraktığı kamu sağlık kurumları yerine, özel sağlık kurumlarından hizmet satın almayla bir süre daha idare edeceğini düşünüyorlardır. Önümüzdeki dönem, vatandaş açısından, kısmen hoşnut olduğu yalancı bir dönemin bitişi, suni olarak şişirilmiş sağlık pazarının maliyetini daha fazla üstlenmesi şeklinde yaşanacaktır.

 

Sosyal güvenlik kurumları, her ne kadar şimdilik paralarını kurtarmış görünse de, artık kamu sağlık kurumlarından hizmet alan üyelerinin şikayetleri ile daha fazla bunalacaklardır. Sağlık çalışanları ise, kaynağını yeterince sorgulamadan ellerine geçen “tatlı paraları”, hoş -olmayan- bir anı olarak yad edecekleri, verecekleri hizmetin niteliğinin giderek kötüleşeceği bir sürece girmektedirler. Bu, tüm uyarıları göz ardı ederek, kendisinden önceki hükümetlerin bir türlü cesaret edemeyip de, ağır ağır yaptığı “karşı-reformlar”ı hesapsızca/pervasızca uygulayan AKP Hükümeti’nin sağlık politikasının iflasıdır!

 

ATA SOYER

 

Dokuz Eylül Üniversitesi, Halk Sağlığı Öğretim Üyesi

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
  • Yazar

Genel Sağlık Sigortası (GSS) Sistemi -1-

Herkesten sigorta priminin toplanması hedefleniyor

YAZAN: Dr. Celal EMİROĞLU

Tüm nüfusun sağlık hizmetinden yararlanması ve sosyal güvenlik kapsamına alınması; sosyal güvenlik sistemlerinin belirli bir standart ve yeterlilikle tek merkezden idare edilmesi, yıllardır arzulanan ve söylemlere yansıyan görüşler olarak gündeme getirildi. Bu doğru görüşlerden hareketle, AKP Hükümeti, Sağlıkta Dönüşüm Projesi (SDP) çerçevesinde, “Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve sosyal güvenlik sisteminin tek çatı altında toplanması” hedeflerine yönelik yoğun bir faaliyet içerisine girdi. Doğru tespitleri kullanan hükümet, bugün farklı bir noktada yol alıyor. Yeni yasa tasarısının amacı; Tüm nüfusu kapsayan GSS’yi kurmak, kişilerin sağlık riskleri ve sağlık harcamalarını güvence altına almak, sağlık yardımları için; yararlanma şartlarını ve finansman ve karşılama yöntemlerini belirlemek, GSS’nin işleyişi ile ilgili usul ve esasları düzeltmek olarak ifade ediliyor. GSS’den “yararlanacak” kişiler; bugünkü Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur Yasası kapsamındaki sigortalılar ile isteğe bağlı sigortalılar, prim ödeme gücü olmayanlar, kendi adına prim ödeyenler, işsizlik ödeneğinden yararlananlar ve sigortalıların bakmakla yükümlü olduğu kişiler olacak. GSS sistemi içeriğinde en çok tartışılan iki ana başlık; finansmanın nereden-nasıl sağlanacağı ve hizmet sunumu için eldeki kaynağın kullanımında kimlerin nasıl rol oynayacağıdır.

“Sosyal güvenlik” kavramını “sosyal koruma” haline dönüştürmeyi dahi tartışan AKP Hükümeti’nin, “sosyal güvenlik sisteminin bütçe üzerindeki yükü azaltılacak” ve “GSS, sağlık sistemine sürekli ve belirsiz bir kaynak aktarımı gereğini ortadan kaldıracak” gibi söylemleri, son 20 yılın hükümetlerinin de hayali olup; sosyal güvenliği hak olarak düşünmeyen ve sağlıksızlığı ise kişinin sorunu olarak algılayan politikaların da özünü yansıtıyor. Bütçeden kaynak aktarımı olmadan sürdürülebilir sağlık finansman modelinin oluşturulabilmesi için, herkesten sağlık sigorta priminin (ek vergilerin) toplanması hedefleniyor.

Devleti devreden çıkarmayı kurgulayan yeni sigorta sisteminde; ‘piyasa’, para bulabildiği ölçüde, “işlerin iyi gitmesini” (belki de hasta sayısının artmasını) isteyecek. ‘Hizmetin’ (sistemin) sürekliliği, mali kaynağın sürekliliğinin sağlandığı koşullarda, yani paranın bireyden sisteme aktarıldığı ölçüde sağlanacak; tıkandığı noktada ise, birey (hasta) elini cebine atarak ek ödemelerle sistemi canlandıracak, sistemin içi boşaldığında, İtalya, Portekiz, İspanya, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, tekrar kamusal (vergiye dayalı) sistemlere dönme eğilimi gelişecek.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.