Bugün II. oturumu yapılmakta olan 18.Abant Platformu'ndaki konuşmaları Mehtap TV'den izliyorum.

 

Türkiye'den giden çoğu kürt asıllı ama hepsi "kürtçü" olan yazar ve bazı akademisyenlerin konuşmalarına bakıyorum da hayretler içinde kalıyorum.

 

Biz Türkiyeliler kendi elimizle Türkiye'nin çok büyük bir kısmını ABD'nin isteği ile Barzani'ye vererek Büyük Kürdistan'ı kurmaya çalışıyoruz.

 

Bunda Hz.Fethullah'ın rolünü de unutmamalıyız. Abant Platformu biliyorsunuz onun himmetiyle faaliyet gösteriyor.

 

Acaba AKP hükümeti'nin buna bir desteği var mı, merak ediyorum.

" Kültürel haklar"cilasiyla ,Bizans medyasina cöreklenmis ve gününü gün etmeyi ilke edinmis yazar-cizer tayfasini ve senaryonun tümünü ayrimsamayan bir grup genci kandirabilirler.Amerika-Avrupa tezgahlarinda üretilmis bu cilayi Kürt konferansi ile siyirmak gerekiyor:

 

"10 Aralik 1989,Paris toplantisi 'Kürt Halklari Bildirgesi'nde aciklandigi gibi,Kürt sorununun cözümü ne ülkemizi sömürgelestiren devletlerin cercevesinde Kürdistan'da insan haklarinin ileri götürülmesiyle,ne de ulusal bir azinlik degil fakat ayri bir ulus ve kendi ülkesinde cogunluk olan 30 milyonluk bir halka kültürel haklarin bahsedilmesiyle halledileceginden...."

 

Bu satirlar Stockhol Kürt Konferansi-Kürt Politik Manifestosu'ndandir ve isin aslini anlatmaktadir.Görüldügü üzere,'ana dilde egitim'(ANA DILIN ÖGRENILMESI DEGIL),yerel yönetimlerin güclendirilmesi've 'insan haklari'bir amac degil aractir.Asil amacin ne oldugunu ayni bildiriden okuyalim:

 

"Kürdistan'in ulusal kurtulusu ancak aktüel olarak bu ülkeyi bölen ve icinde tutan devletlerarasi sinirlarin ortadan kaldirilmasi.Birlesik Ulusal Kürt Devleti'nin yaratilmasi,bu Kürt Devleti'nin kendi silahli kuvvetlerinin olmasi,diger devletlerle dogrudan diplomatik ve dostluk iliskilerinin kurmasi özgürlügü,bu hakin kendini sürdürebilme ve ileryebilmesi icin kosullarin olusturulmasi suretiyle tamamlanabilir."

 

Simdi Manifesto'nun basina dönelim:

 

"Sevr Antlasmasinin 64.maddesinde öngörülen bir sürece göre eskiden Osmanli olan Kürdistan,Antlasmanin yürürlüge girmesinden itibaren bir yillik bir süre icersinde Milletler Cemiyeti'nin himayesindebagimsiz bir Kürt Devleti kurulabileceginden...."

 

Demek ki,Kürdistan'in yasalligi gücünü SEVR'den aliyor.Kürdistan'in Güney Devleti anayasasinin girisnde de bu ilke aynen gecmektedir.ABD-AB-ALMANYA-INGILTERE kaynaklarindan beslenen azinlikci ve federasyoncu profesörlerin,yaygaraci liberallerin dedikleri gibi,"SEVR SENDROMU"bir hastalik,gereksiz,siddetli bir korku(PARANOYA)degil bir gercekmis.

 

Hepimiz Irak'liyiz diye baslayan ve fakat Irak'in Kuzeyindeki soykirimi görüp dururken,'HEPIMIZ ARABIZ'ya da 'HEPIMIZ TÜRKMENIZ,KERKÜKLÜYÜZ'diyemiyenlere hic dikkat ettiniz mi?

 

ONLAR DEGILMIYDI,"LOZAN'DA TARTISILMALI"diyenler.

 

Bu forumda anadil,bir bahanedir dedigimizde kimler bize karsi cikiyordu?

 

 

saygilarla

Baris tilsimli sözcük.Mayinlari döse,sinir ötesinde yabanci devletlerin kanatlari altinda palazlan,eroin-harac derken iyi bir bütce,onbinlerce silah ve bolca mermi.

 

Koyu irkci-milliyetcilikle kendini AB-ABD kullanimina ac;Türkiye'de yarattigin ic göcle toplumsal dokuyu kargasaya cevir,mafyalar iktidarini pekistir;iktisada yüzlerce milyar Dolar zarar ver;"sömürgelestirildik"diyerek alt yapi islerinde calisan mühendisin kimligine bakarak onun 'TÜRK'olduguna karar ver ve cocuklarinin gözü önünde basindan vur.

 

Cocuklari egitmek üzere ta Kirklareli'nden oralara dek gelen,yoksullugu ve yoklugu paylasan gencecik ögretmeni cek yana;silahla tarayarak 'yargisiz'infaz uygula.O genc ögretmene üyesi oldugu solcu parti bile sahip cikmasin.

 

Emperyalistlere usakligin ötesine gecmeyen saldiriya'özgürlük'savasi ,diyerek Bizans piyasasina yerlesmis uyusturucuya bulasmis cetelerden destek alinsin.Sonra da bunlar olmamiscasina emperyalizmin kucaginda kivranan Türkiye Cumhuriyeti devletini daha zayif düsürebilmek icin 'ötekilestirme've 'baris' diyerek toplan!Bu girisimlerini de "kültürel haklar"ve "kardeslik-demokrasisi"diyerek cilala!

 

1989 Paris Kürt Konferansi'na katilan SERVER TANILLI yaptigi konusmada,

 

" Temel insan haklarindan mahrum olan Kürtler,demokratik ve milli haklara da sahip bulunmamaktaydilar.Bütün bir halkin kimligi agir bicimde zarar görmüstür.Bu gözlemlerden yola cikarak Türkiye'deki gercek bölücülerin Kürtler degil,yönetici sinif ve iktidarlar oldugunu gördüm"demisti.

 

Tanilli,isin aslinda emperyalizmin paylasim savasindan parca kapmaya calisanlarin,sözde Kürt önderler ya da "Kürt milliyetcisi"gecinen Kürt-Türk aydinlar olacagini düsünmüsmüydü?

 

Olaylari somut olgulardan ve gerceklerden koparmakla,emperyalizmle isbirligini duman altina gizlemekle,demokrasiye ve barisa degil ancak usakliga sahip olunur.Türkiye bir savas bölgesinde ve dogrudan saldiri altindadir.Emperyalizm,odaklarini iceriye yerlestirmistir.Medyasi hizla calisiyor.Üniversitelerde genclik avina cikmislar.Kurumlara,bankalara yerlesmisler;acimasizca karistiriyorlar.

 

Icerden saldirinin disardan gelenden asagi kalir yani yok.Böyle bir ortamda saglikli iliskiler kurmak ve cogulcu bir siyasal ortam olusturmak elbette olanak disi.Her sey düzgünmüs gibi yapilan girisimler de ulusal direnci,sagduyuyu parcalamaktan ve emperyalizmin silahina mermi sürmekten öteye gecmiyor.

 

Kanli senaryo emekcilerini 'AYDIN' ve propagandalarini 'DÜSÜNCE ÜRETIMI'sanmak,olsa olsa safliktir.

 

 

Mustafa Yildirim-SAVASMADAN YENILMEK....

 

 

saygilarla