Misafir demirefe Gönderi tarihi: 6 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 6 Mart , 2009 Gökyüzü, iki farklı söylemi birbirine katmışsın. Demokrasinin daha düzgün bir işlerliğe kavuşturulması herkesin, dünyada yaşayan herkesin ortak söylemi. Bir kayırmacı çıkar, rüşvet alarak düzeni altüst eder. Bir de yukarıda, onu da kayıran çıktı mı al sana iflas eden demokrasi. Çarkların arasına çomak sokmak kolaydır, çarkları düzgün işletmek ise zordur. Koca bir teknisyenler ordusunun sürekli çalışmasıyla, bilgisi ve deneyimi ile işletilen bir sistem, okuma yazma bile bilmeyen birinin basit bir hareketi ile iflas edebilir. Başka örnekler de verilebilir. Binbir emek ile korunan binlerce yılda oluşmuş bir ormanı, bir çocuğun çaktığı bir kibrit kül edebilir. Yıkım kolay, yapım zordur. Aksamalar her zaman olur, doğaldır. Başarmak bilgi ister, deneyim ister, emek ister. Kürtlere yönelik söylediğim ise, Türk ulusal kimliğini benimsemede başka zorluk çeken kimselerin olmaması. Örneğin bu ülkeden Avrupa'ya giden kime sorsan Türkiye vatandaşı olduğunu anlatmak için "Türküm" der. Bunu bir ırk mensubiyeti anlamında değil, TC vatandaşı olma anlamında kullanır. Zaten de anlamı budur. Zannetmiyorum çok fazla istisnası çıksın. Ama Kürtlerin çoğu "Türküm" demekten imtina eder. Başka hiç kimse bu ülkeyi Bizans'tan bileğinin hakkıyla alıp Türk yurdu yapan insanlara bu saygı atamasını çok görmez. Bu kadarlık bir saygıyı hak ediyorlar ve adlarına atama yapılması son derece normaldir. Bundan bir rahatsızlık duyulabilmesini benim aklım almıyor. Kaldı ki bu ülkede gerçekten özgün, ırklarına has diller konuşan bir çok etnik köken var. Kürtçe diye özgün bir dil ise kesinlikle yoktur. Farsçaya biraz da Arapça katılmasıyla oluşmuş yapay bir dildir. Buna rağmen hiç biri dilimiz kültürümüz diye tutturmuyor, sadece Kürtler... Ben bu söylediğimi gözümle gördüm, hiç bir dil eğitimi olmayan sıradan Kürt vatandaşlar, gözümün önünde Farsça bir şiiri hemen anlayıp takır takır tercüme ettiler. Farslarla anlaşmakta hiç bir zorluk çekmiyorlar. Bu da gösteriyor ki Kürtçe diye bir dil yok, Farsçadır... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 7 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 7 Mart , 2009 Değerli forumdaşım, Ben artık "Kürtler var mıdır yok mudur?" sorusuna takılı kalmayacağım,"Kürtçe diye bir dil var mıdır" ile zamanımı kaybetmeyeceğim.Ben bir Kürdüm,dilim Kürtçe. Sorun Kürt olmam mı,sorun dilim mi? Hayır,sorun "insan olamamak"... Değerli forumdaşım,"insan" olamamaktan sonra etniğiniz neyi ifade eder ki? Tolstoy'un Diriliş adlı romanını mutlaka okumuşsunuzdur. Orada Çar,orada tamamlanamayan hukuk,orada keyfiyetin bedelleri çok güzel anlatılır. Düşünün ki,yanlış bir karar sizi Sibirya'ya sürmeye yetiyor,alınan yanlış kararın kendisi biline biline örtülebiliniyor. Bu mudur adalet? Eminim ki hayır diyeceksiniz. Şunun farkındayım ki,bizim ülkemiz de hukukun işlerliği yoktur.Hukuk değil kanunlar vardır.Kanun,adaletr değildir. TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE YAŞAYAN HERKES TÜRK'TÜR...Bu sizin için etniği ifade etmiyor,ne ala! Peki,herkes sizin gibi mi düşünüyor? Diyeceksiniz ki,ne bakıyorsunuz düşüncelere,dönelim kavrama... Kavrama dönelim de,kavramın kendisi yok ülke de. Şunu kabul edelim ki,bu ülke de yanlış işleyen bir adalet var,keyfi uygulamalar var. Yok diyen buyursun. Şunu kabul edelim ki,bu ülke de yok sayılan bir etnik,yasaklanan bir dil var. Yok diyen buyursun. Ahmet Kaya diyeceğim,herkes dur diyecek.Ama Ahmet Kaya ile görülen bir tahammülsüzlük var bu ülke de.Lütfen yapmayın.Yazık,gerçekten yazık. Kürtler sorunlu olabilirdi,ama asıl sorun Kürtler değildi. Yanlış yapan Kürtler olabilirdi,ama Türkler de masum değil.Masum değiliz.Halk olarak bizler de devletimiz de. Hukuk hukuk diye yasalar yaratan,ama uygulayamayan bir kader. Bu ülke de kanunlar var,hukuk değil.Olmayan hukukun bedelini ödeyen Kürtler var. .................. Demokrasi ve diğer tüm kavramlar...hatta dinler bile kendi döneminin,coğrafyasının çocuğudur.İnsan ile farklılaşır,anlam kazanır. Bunu bilir,bunu söylerim. Aristokrasinin olan demokrasi de de zihniyet vardır,kendisine dönüştürülen demokrasi de de zihniyet var. Biz,o demokrasiyi de kendimize benzettik. Bizim gibi samimi olamayan,kafası karışık olan,bir tarafı yanan diğer tarafı ihbarlayan! Saygılar. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 7 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 7 Mart , 2009 Gökyüzü, hemen belirteyim, ben “Kürt yoktur, dağ Türkleri karda yürürken kürt kürt sesi çıkmış, ondan öyle denmiş” söylemlerine karşıyım. Böyle saçmalık tabii ki olmaz. İsterse hiçbir temeli, dayanağı olmasın. “Ben kendimi (atıyorum) Parok olarak adlandırıyorum ve öyle hissediyorum, ben Parok’um” diyen birileri de olabilir ve öyle hissedip öyle demeye hakları vardır. Oturup bir Parok dili icat edip bunu aralarında da konuşabilirler. Bu tabii ki bir yasaklama gerektirmez. Parok federasyonu, Parok özerkliği, ya da Parok devleti istemleri sorun yaratır. “Ben Türk değil Parok’um” söylemi sorunlu bir söylemdir. Çünkü burası Türkiye Cumhuriyeti. Siz nasıl adınıza mavi olmayan gökyüzünü yakıştırmışsanız, bir başkası mavi olan bir gökyüzünü yakıştırabilirse, bu ülkeye de kurucularına bir saygı ifadesi olarak Türkiye adı yakıştırılmış. Niye kuruculara bu kadarlık bir saygıyı fazla buluyorsunuz? Türkler gelmeden önce siz alsaydınız Bizans’tan Anadoluyu da “Kürdiye” deseydiniz, biz de ismen Kürt olurduk, bir sakınca da olmazdı. İlla “biz Kürt değiliz, olsa olsa Kürdiyeliyiz” diye bir abukluğa kalkışmazdık. “İnsan olamamak” diye bir söylemi ise kesinlikle kabul etmiyorum. Herhangi bir insanı insan yerine koymayan biri varsa, ona bütün benliğimle karşıyım. Böyle bir söylem olamaz. Varsa da yerin dibine batsın yani… Bir canlıyı canlı yerine koymayan, bir ağacı canlıdan saymayan, bir kayayı doğadan saymayan tüm anlayışlar yerin dibine hiç çıkamayacakları bir derinliğe kadar batsınlar. Dünyada bunlardan daha korkunç fikirler olamaz. Bu noktada tüm benliğimle seninle birlikteyiz, buna şüphe yok, olamaz… Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2009 Sevgili dostum, "insan olamamak",insanı olması gereken yere bırakmamaktır.Suç kimindir bilmem ama suçlunun olduğunu bilirim.Herşey "insan" yararına değildir bilirim ama insan yararına olanları bile insansızlaştıranların da insan olduğunu bilirim. asıl paradoks budur,nereye koyacağımı bilememek. İnsan özeldir,olması gereken yer yaşayacağı yerdir.Tek ve en vazgeçilmez hakkı yaşamak hakkıdır.Hiçbir din,ideoloji...bu yaşam hakkına müdahale edemez.İnsanı yok sayan herşey batsın,bitsin..... İşte "insana dair" düşüncelerim. Ama dostum bu çelişkiler,insanı da okunmaz kılıyor bende.Okuyamıyorum insanı,anlayamıyorum yapılanları. Demiştim ya;öldüren de ölen de insan... Toplum olarak bizler gerçekten kendi dünyamıza,değerimize sıkışık kalmışız dostum.O kadar sığ düşünüyoruz ki,o kadar basit düşünüyoruz ki Tam bunları yazarken,verdiğim sözü hatırladım...sadece umudu yazacağım,sözüm var ...... Gelelim söylemlere...kim olduğumu yada olmak istediğimi bir daha yazmayacağım,yaklaşımınız için de çok teşekkür ederim. Verdiğiniz örneği okudum,demek istediğinizi anladım. Siz diyorsunuz ki, "Ben Türk değil Parok?um? söylemi sorunlu bir söylemdir. Çünkü burası Türkiye Cumhuriyeti." bu noktada size katılmıyorum.Çünkü; "Parok federasyonu, Parok özerkliği, ya da Parok devleti istemleri sorun yaratır." şeklinde ki düşünceleriniz çok farklı söylemlerdir. Ben etnik kimlik olarak Türk değilim,bu demek değildir ki benim özerklik yada devlet istemim vardır. Dostum,ben bir Kürt olarak bu istemi dile getirenlere "dur bakalım,burası bizimdir,hepimizin,senin veya benim değil"diyor ve ekliyorum; "bizim varsa konuşalacak bir sorunumuz,o da sistemle ilgilidir,devletin ve halkın kendisi ile değil." Ha diyebilirsiniz ki,"arkadaşım Anayasa da ki Türk kavramı etnik kimlik ile açıklanmıyor zaten." ben de derim ki ama uygulamalar benim etniğimi yok sayıyor(du). İşin ilginç tarafı uygulamaların keyfiyeti. Sevgili arkadaşım,bölgede çıkarların ve dengelerin hesabı yok. Bir tarafımız zorbalık iken diğer tarafımız o zorbalığın üstünlüğü.Nasıl mı? PKK bölge de taşlar ile oynarken,karşısında Hizbullah. Biz bunu ABD ve AB arasında ki çıkarlar ile hesaplarken,yine kendimizden koruyucular yarattık. Yangın yerine odun taşındı,su değil. Ve şuna emin olun ki benim başka bir etnik kimlikle veya dinle veya değerle hiçbir sorunum yok.Olduğu gün öldüğüm gün olsun.Hele ki Türk kimliği,o bana sadece baş tacı edilecek insan gerekliliğini değil aynı zamanda kader ortaklığını anımsatıyor(etnik anlamda) Yalnız,benim yaşananlarla ve izlenen politikalarla sorunum var.Kürt yada Türk halkı değil,tüm halklarımız da en az sistemin kendisi kadar bu yaşananlardan sorumludur. Ben bir 12 Eylül'ü konuşurum,yanında bu sürece tepkisizleri koyarak! Ben bir Diyarbakır Cezaevlerini konuşurum,yanında uygulamaları yazarak! saygılar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 9 Mart , 2009 Sevgili gökyüzü dostum, söylediklerini çok iyi anlıyorum. "Uygulamadaki yanlışlık ve çarpıklıklar" evet bu ülkenin sorunu bu zaten... Hiç bir zaman tam yerleştirilememeiş ağır aksak, kör topal bir demokrasi. Bu Kürt konusuna has bir durum değil. Her alanda böyle. Kağıt üzerinde, yasalarda bir sorun yok. Uygulayıcılar düzgün uygulasa, sorun olmayacak. Bütün derdimiz de bu aksamaları gidermek değil mi? Bu ülke tarihi olarak da coğrafi olarak da çelişkiler ülkesi. Çok derin çelişkiler yaşanıyor. İki arada bir derede kalma durumu dedikleri durum çok yoğun. Benim her zaman en önde gördüğüm sorun, adalet nasıl oluyor da işletilemiyor, akıl sır erdiremiyorum. Yahu ben bu ülkenin cumhurbaşkanı olsam, uykuyu huzuru kaybederim. Deliye dönerim. Nasıl olur da canavarları utandıracak bir vahşetin işlendiği bir evin sakinleri serbest bırakılır, benim bunu aklım almıyor! Kan izleri silinmiş, deliller yok edilmeye çalışılmış, alenen suça iştirak var! Ben sorumlu olsam uyku muyku bana haram olur, bu soruşturmayı kim yapmış, kararı kim vermiş, neye dayanmış, öğrenmeden gözüme uyku girmez! Bunları kim serbest bıraktı? Nasıl bıraktı? Daha nice örnekler... Biri arabayı rasgele sürmüş, dehşet saçmış, serbest... Yahu nasıl olur? Bunun silahla etrafa rasgele ateş açılmasından ne farkı var? Bazen nefret ediyorum. Koyver ipini, inceldiği yerden kopsun, layığı neyse onu bulsun diyeceğim geliyor. Olmayacaksa olmayacaktır bir şey yahu! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 9 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 9 Mart , 2009 Sevgili Demirefe, "uygulamalarda ki çarpıkklıkların bittiği gün" bizim herşeyi ile "kendimize döndüğümüz" gün olacaktır. evde anne-babalarımızın,okullarda öğretmenlerimiz,dış dünya da çevremizin...devletimizin bize "insani hak ve demokratik değerlerini" aşıladığı gündür. ama en güzelinden,en doğrusundan. sevgili dostum okuduklarında samimiyetini,dürüstlüğünü gördüm.teşekkür ederim. umut,umut,umut... ve mücadale...bunun için burdayız,güzel bir yarın için!bunu da aşacağız düşüncelerinize ve bu konuda ki duygularınıza ortağım.sevgiler! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.