Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2009 16 yıl Dünyayı Heyecanlandıran Buluş Türk ve ABD'li bilim insanlarının ortak çalışmasıyla, vücut hareketi, ısı ve titreşimi enerjiye çevirmede kullanılan malzemeler, saç telinden 5 bin kat incelikte üretildi. Böylelikle kendi enerjisini üreten malzemelerin yolu açıldı Nanoteknolojiyle geliştirilen "piezoelektrik malzeme"lerle gelecekte hayal gibi gösterilen kendi enerjisini üreten otomobiller ve güdümlü ilaç sistemlerinde yeni çözümler geliştirilmesinin de yolu açıldı. Nanoteknoloji üzerine özgün araştırmaları nedeniyle 1999'da dünyanın en prestijli ödüllerinden Feynman Nanoteknoloji ödülünü alan ve alternatif yakıt teknolojileri üzerinde 20 yıldır ABD ve Türkiye'den pek çok araştırma grubuyla çalışan Teksas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Çağın, piezoelektrik malzemelerin bazı kristal ve seramik materyallerde bulunduğunu ve bu malzemelerin yıllardır elektronik ve mekatronik aygıtlarda yaygın biçimde kullanıldığını anlattı. Bu malzemelere baskı uygulanması ya da esnetilmesi sonucu oluşan kutuplaşma ile kendi enerjilerini üretebileceğini anlatan Çağın, "bu malzemelerin ayrıca ayak ve vücut hareketlerinden elektriğin üretebileceğini ve böylece kendini ısıtan kıyafetlerin yolu açılacak.Yada ısı ve titreşim olarak kaybedilen enerjinin bir bölümünü dönüştürerek kendi enerjisini üreten otomobiller yapılabileceğini, güdümlü nano ilaç taşıyıcı sistemleri ile kendi enerjisini üreten küçük ilaç kapsüllerini ürettikleri enerjiyi kullanarak vucutta istedikleri yere yollayabileceklerini" söyledi. HAYAL TEKNOLOJİLER 15 YIL SONRA GERÇEKLEŞECEK Çağın, mekanik enerjiyi kullanılabilir elektrik enerjisine çeviren piezomalzemelerin üretildiği materyallerin kimyasını, alaşımlarını ve nano yapılarını optimize etmeyi hedeflediklerini belirterek şöyle konuştu: "Özellikle fosil yakıtlara dayanan teknolojilerin yerine koyacağımız yeni enerjileri araştırıyoruz. Çalışmalarımızla zaten kullanılan bu piezoelektrik malzemeleri maksimum verim alacak seviyeye getirdik. Fosil yakıtların yerine sürdürebilir üretim ve yaşam bağlamında kayıp ısıyı kullanılabilir enerjiye dönüştüren termoelektrik sistemler, hidrojen ekonomisinde önemli rol oynayacak yakıt pilleri için hidrojen depolama ve taşıyıcı sistemler, yüksek verimli katalizörler ve membranlar ışık enerjisinin dönüştürülmesinde önemli kazanım sağlayacak nano sistemler yürüttüğümüz araştırmaların odağını oluşturuyor. Bu nano yapılı malzemeler, örneğin bir ilacı taşıyan kapsülün vücudun belirli bir yerine gönderilmesi için etraftaki mekanik enerjiyi kullanmasında nano yapılı jenerator olarak kapsülün yapısında kullanılabilir. Bu nano yapılı piezomalzeme ilaç taşıyıcı kapsülleri güdümleme için gerekli küçücük enerjileri taşıma ortamında var olan salınımlardan kendileri üretebilecek. Bu salt mekanik enerjinin dönüştürülmesiyle sınırlı değil, benzer şekilde atık ısı, güneş enerjisinin dönüştürülmesinde de verimin uygun teknolojik cihazlarla en yükseğe çıkartılması mümkün." Çağın, tüm dönüştürücülerin yüksek teknoloji cihazlarında hali hazırda kullanıldığını, verimin optimize edilmesiyle bunların yakın gelecekte tüketicilerin de kullandığı gündelik aygıtlarda yer bulacağını da kaydederek, "Bunlar şu an hayal gibi, ancak 5-10 sene sonra insanlar bunları sıklıkla kullanabilecekler" diye konuştu. Prof. Dr. Çağın, çalışmalarının uluslararası bilim dergileri Physical Review, Applied Physics Letters, Chemical Physics de yayınlandığını, benzer konularla ilgili patent başvurularının olduğunu da sözlerine ekledi.
Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2009 16 yıl Dünyayı Heyecanlandıran Buluş Türk ve ABD'li bilim insanlarının ortak çalışmasıyla, vücut hareketi, ısı ve titreşimi enerjiye çevirmede kullanılan malzemeler, saç telinden 5 bin kat incelikte üretildi. Böylelikle kendi enerjisini üreten malzemelerin yolu açıldı Sayin birce bende cok heyacanlandim..heyacandan yaziyi tekrar tekrar okudum üc biraya mal oldu gözümün önünde buz gibi efes birasi tütüyor
Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2009 16 yıl Sayin birce bende cok heyacanlandim..heyacandan yaziyi tekrar tekrar okudum üc biraya mal oldu gözümün önünde buz gibi efes birasi tütüyor bende mi alsam diyorum ama 4 yudumdan fazlası koyuyor bana, yazık etmeyim şimdi... Bazen düşünüyorum da bu buluşlarin, gercek anlamın da faydalarını görebilecekmiyiz.. Yoksa coğu hayalden öteye gecemeyenler arasın da olanlardanmıdır... Birde madem ki onca "akılı" insanlarımız var dünya' da.. Onca caba gösteriyorlar gercekten... Birşeyler buluyor' lar ( her ne ise ) Hep bir araya gelip' te.... Bu Dünya' yı bir düzene koyacak, birşey Neden bulamıyor'lar Demek istediğim... Herkez kendi kendine birşeylerin peşin' de Coğu yarıda bırakılmış olan araştırmalar bile vardır... sonuc elde edilemediğinden dolayı... Oysa bir başkasının yardımı ile.... Istenilen sonuc "belki" ayni olmasa da.... yarım kalan birsey olmaz, birşekil de sonuca varılır. Saygılar
Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2009 16 yıl bende mi alsam diyorum ama 4 yudumdan fazlası koyuyor bana, yazık etmeyim şimdi... Bazen düşünüyorum da bu buluşlarin, gercek anlamın da faydalarını görebilecekmiyiz.. Yoksa coğu hayalden öteye gecemeyenler arasın da olanlardanmıdır... Birde madem ki onca "akılı" insanlarımız var dünya' da.. Onca caba gösteriyorlar gercekten... Birşeyler buluyor' lar ( her ne ise ) Hep bir araya gelip' te.... Bu Dünya' yı bir düzene koyacak, birşey Neden bulamıyor'lar Demek istediğim... Herkez kendi kendine birşeylerin peşin' de Coğu yarıda bırakılmış olan araştırmalar bile vardır... sonuc elde edilemediğinden dolayı... Oysa bir başkasının yardımı ile.... Istenilen sonuc "belki" ayni olmasa da.... yarım kalan birsey olmaz, birşekil de sonuca varılır. Saygılar Sayin birce ama sununda farkinda olmakda yarar var diye düsünüyorum en azindan saglikli olarak birseylere kavusuyoruz..örnegin bakin internetde birseyleri su anda senle paylasiyoruz vede pc.suratimizda patlamiyor..hani deneylerde olur ya patlar... Hep bir araya gelip' te.... Bu Dünya' yı bir düzene koyacak, birşey Neden bulamıyor'lar demekki bilim adamlari bizleri bir arada paylasimi saglayan saglik yönünden olsun düzene koyacak yönden olsun bak burda güzel bir paylasim düzeni icindeyiz ama 4 yudumdan fazlası koyuyor bana, yazık etmeyim şimdi... bak efes birasi sorun yaratmaz sürekli mutlu eder
Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2009 16 yıl Sayin birce ama sununda farkinda olmakda yarar var diye düsünüyorum en azindan saglikli olarak birseylere kavusuyoruz..örnegin bakin internetde birseyleri su anda senle paylasiyoruz vede pc.suratimizda patlamiyor..hani deneylerde olur ya patlar... Bir patlama olarak belki değil... fakat tüm Eletronic cihazların, sinsi sinsi, yavaş yavaş verdiği işinlar, farkına bile varmadigimiz hemen hemen aynı sonuc' a varmıyor mu sizce... demekki bilim adamlari bizleri bir arada paylasimi saglayan saglik yönünden olsun düzene koyacak yönden olsun bak burda güzel bir paylasim düzeni icindeyiz gercekten de sağlik' lı olduğundan eminmisiniz... ~~~ Hep bir araya gelip' te.... Bu Dünya' yı bir düzene koyacak, birşey Neden bulamıyor'lar evet bu soruyu kendime bugün sordugum da, her ne kadar da asil düsüncelerimi anlatmaya kalksam da anlatamazdim... fakat bir tesadüf ki...düsüncelerim' me, sorularima tercüman olan bir yazi ile karsilaşdim bugün yine... Kötü Bir Haber Kötü bir kehanet gibi ama yüzyılın sonuna doğru dünyada sadece 3 milyar insan insanca yaşayabilecek. Bunu söyleyen ve uyaran bilim adamları... Amerikalı bilim adamlarının iklim değişikliği konusunda bilgisayar modellemeleriyle yaptıkları öngörüler, tropikal ve subtropikal bölgelerde sıcaklıkların artmasıyla ürünün önemli ölçüde azalacağını gösteriyor. EN KÖTÜ İHTİMAL Stanford Üniversitesi'nden Robamond Naylor, "Science" dergisinin son sayısında yayınlanan makalede, en kötü ihtimali gözönünde bulundurduklarını söyledi. İklim değişikliğini gözönüne alarak tarım sisteminin bütünüyle gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Naylor, ortaya çıkacak sıcak ve kuraklık şartlarına uyum sağlama yönünde adımlar atılmazsa, geleceğin hiç de parlak olmadığına işaret etti ve özellikle yoksul ülkelerde bugün tarımdan geçinen nüfusun büyük kısmının bu faaliyetin dışına düşeceğini vurguladı. TARIMA OLUMSUZ ETKİ DEVASA BOYUTLARDA OLACAK Washington Üniversitesi'nden David Battisti de Naylor ile birlikte kaleme aldığı aynı makalede, sadece sıcaklık artışının bile dünya tarımına olumsuz etkisinin devasa boyutlarda olacağını bildirdi ve öngörülerinde su miktarının azalacak olmasını hesaba bile katmadıklarını kaydetti. MISIR VE PİRİNÇ ÜRETİMİ YÜZDE 40 AZALACAK Araştırmacılara göre, tropikal bölgelerde artan sıcaklıklar yüzünden mısır ve pirinç gibi temel gıda maddeleri üretimi yüzde 40 oranında azalacak. Toprakta nem oranının azalmasıyla ürün daha da azalabilecek. DAHA SICAK BİR DÜNYADA YAŞAM Dünya nüfusunun yarısı -3 milyar- bugün tropikal ve subtropikal bölgelerde yaşıyor. Bu sayı, yüzyılın sonuna kadar muhtemelen ikiye katlanacak. Araştırmacılara göre, bu bölgelerdeki az gelişmiş ülkelerde nice insan günde 2 dolardan az parayla geçiniyor ve hayatta kalabilmek için tarımda çalışıyor. Uzmanlar, "daha sıcak bir dünyaya ayak uydurabilmek için" şimdiden gerekli yatırımların yapılması gerektiğini hatırlatıyor. ÜRKÜTEN İFADE Naylor, makalede şu çarpıcı ifadeyi kullandı: "Tarih boyunca belli dönemlerde yiyecek sıkıntısı ortaya çıkınca insanlar başka yerlere gidip karnını doyurabildi. Ama gıda kaynaklarını gözden geçirmezsek, ilerde yiyecek bulunacak başka yerler olmayacak." ~~~ Şimdi sormak isterim, onca araştıranlar, onca yeni buluşlar ortaya cıkaranlar Elimizde var olan' lar yetmiyor ... daha iyisi yapılıyor iken... daha hızlısı yapiliyor ken Gözler önün' de olan....... ve yine bilim adamların tarafından araştırılmış...bu tehşisi koyanlar Kötü bir Haber diyenler... Devamlı hizlandirilan Technologie peşinde Neden aynı ilgiyi, gördükleri halde, bildikleri halde...önümüze koydukları halde.... aynı hız ile bunu engeleyebilecek birşey Hepsi bir araya gelip te bulamıyorlar.. ? Saygılar
Gönderi tarihi: 11 Ocak , 2009 16 yıl Sayin Birce Aslinda dunyayi heyecanlandiran bulusun bugun bulunduguna ben pek inanmiyorum cunku insan bilmedigi gormedigi birsey hakkinda fikir sahibi yada bir film yapamaz vucud isisi ile kuruyan kiyafetler falan filan bu buluslar aslinda yillar once bulunmustur... en guzel ornegini Back to the future filminde gorduk orada simdi soylenen teknolojinin hepsi mevcuttu yada kara simsekte konusan bir araba ozaman bunlar biliniyordu bilinmesi icinde demekki bir ornegi mevcuttu yoksa bilmediginiz birseyi hayal etmeniz imkansizdir.. fakat maliyeti ve uretimi cok pahali oldugu icin vede baska nedenlerden dolayi genelde uretim bekletiliyor.. Mesela kanser tedavisinde kullanilan igne bulunmustur fakat maliyeti ve pahali oldugu icin henuz piyasaya surulmuyor surulsede kimsenin alim gucu olmaz.. Bugun hayatimizda hersey elektronik bu elektronik aletler radyasyon sacmakta cevremize ama bunun belki farkindayiz belkide degiliz.. dogayi kendi kendimize yok etmekteyiz bugun yagmur ormanlari hergecen gun yok olmakta ama kimse birsey yapmiyor.. dunyanin her yerinde savas var bu savaslarda kullanilan silahlar birakin insanlarin olumene sebepvermekte ayri zamanda dogayada zarar vermekte .. Bugun kuresel isinmanin nedenlerinden en buyuk nedenlerinden biriside arabalar neredeyse insanlardan cok araba var yeryuzunde ve cevreyi kirletmekte sagligimizla acikca oynuyoruz ama kimsede yok arabasiz yapamam demiyor ... Pirinc zaten suanda normal uretiminin cok cok alinta tarim urunleri azalacak nasil azalmasinki herkes hormonlu sebze uretmekte topraga hic kullanmadigimiz kadarindan fazla hormon aktariyoruz buda ister istemez topraklari zamanlar verimsizlestirip kurumasina neden olacaktir.. Bugun dunyanin pek cok yerinde hormonlardan zarar gormus canlilar gormekteyiz bir bacagi kopmus kurbagalar yada iki basli baliklar bizim cevreyi nekadar acimasizca hunharca kullangimizin en guzel isaretleridir.. Tum Bilim adamlarinin bir araya gelip birseyler yapmalari icin dunyada tum insanin once bilinlenmesi gerekir once kendimiz bilinclenecegiz ve birseyler yapacagizki daha sonra bilim adamlarindan birseyler bekleyecegiz.. Degilse bilim adamlari hic birzaman bos durmuyorlar herzaman yeni birsey icat ediyorlar onemli olan biz o icatlari nasil degerlendiriyoruz o icatlarin hakkini veriyormuyuz mesele budur.. saygilar
Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2009 16 yıl Bir patlama olarak belki değil... fakat tüm Eletronic cihazların, sinsi sinsi, yavaş yavaş verdiği işinlar, farkına bile varmadigimiz hemen hemen aynı sonuc' a varmıyor mu sizce... gercekten de sağlik' lı olduğundan eminmisiniz... ~~~ TARIMA OLUMSUZ ETKİ DEVASA BOYUTLARDA OLACAK evet bu soruyu kendime bugün sordugum da, her ne kadar da asil düsüncelerimi anlatmaya kalksam da anlatamazdim... fakat bir tesadüf ki...düsüncelerim' me, sorularima tercüman olan bir yazi ile karsilaşdim bugün yine... Saygılar Sayin birce ben gercekten sağlik' lı olduklarini düsünüyorum aldigimiz besinler insanlarin varoluslarindan beri ne kadar sagliksizsa.. Senin sinsi sinsi, işinlar´da okadar sagliksiz.. yok aslinda birbirlerinden farklari.. Efes´le Tuborg´un ne kadar farki olur..bir düsün birde düsün: Maya´li iceceklerden sonra insan ömrü artmistir.. senin işinlarda ciktiktan sonra iki kat artmistir.. teknik caktirmadan insan ömrünü tekrar 70.lerde tutmaya calisiyor..65.de emekli ol 70.de öl.. Onun icin bu konulara fazla kafani takma beraber ucmayalim... Hep bir araya gelip' te.... Bu Dünya' yı bir düzene koyacak, birşey Neden bulamıyor'lar Düzene koymak isteyen koyuyor onun icin tasalanma.. bugünle yarin dünyanin her kösesinin hissetmesi tabiiki olanaksiz hokuspokusla olmuyor bu isler.. bizim ülkemiz daha bir küfürü düzene sokamadi? ormanlarini nasil düzene soksun.. belki sam amca gelir birgün düzene sokar.. bakin Nazim´la agladi bizim emine!.. Neden Sivas´ta lokantaya cevrilen otele karsi hassasiyetini gösteremedi? aglamasinada gerek yoktu otelin önüne gelip etrafina bakislarinla süsüp burasi müze olacak demesi yeterliydi... Onun icin üzülme bizler bulamasakda birileri bizim icin buluyor..Bakin Almanya geldi tecavüzcüsünü alip gitti biliyorsun antalyadaki olayi.. Bizimkiler ne yapti küfür ettigi icin sudiarabistan da idama carptirilan genc icin.. tisss degilmi tisssssss koca bir tisssssss öylemi koca bir tisssss.. Ne yapilirdi? giderdin adam gibi adam o genci alir getirirdin cölün ortasindan.. ve bir tasla iki kus vurmaz üc kus vururdun ne olurdu.. giderdin sudi kralin ayagina diz cökerdin nasil olsa bu reflekleslerde aliskanlik var zorlukda olmazdi..Kralcim derdin birak bizim genci ben onu alip götüreyim cezasini orda vereyim.. Söz derdin gidince ülkeme yeni yasa teklif edicem inanclara küfür edene büyük cezalar gelicek diye ülkemde böyle cezalar yok onu hayata gecirecem derdin.. kralda herhalde özel bir arzusunla beraber böyle olaya sicak bakip gencimizi teslim ederdi..bir kus asagiya inmis olacakti..ikinci kus ülkene geldiginde yeni bir yasa teklifiyle küfüre ceza uygulamasi.. küfürle hakarete ugrayan kisi dava actiginda o kisi küfür ettigi kisiye avrupada oldugu gibi direk ona ödemek zorunda kalmasi.. küfür edilende afiyetle küfür edenin parasini yemesi.. tabii avrupada bu az bir parada degil.. sonra avrupada bizdeki gibi agir küfürde yoktur anasina küfür yoktur etsen anlamazlar..burda iki kusu birden indirirsin avrupaya uyum..ülkemizde küfürle islenen olaylari büyük capta önlem zamanlada dogal küfüre yönelmesine saglamak essek inek gibi ya sayin birce demek istedigim daha bizim bilimin önünde küfür duruyor..timsah göz yaslari duruyor hangi bir araya gelmeden bahsediyorsun.. soyutsuz bir basbakan olurmu bilimsiz bir basbakan olurmu bizim gibi ülkelerde oluyor yasalar izin vermesede kafalar izin veriyor.. onlar bir araya geliyor onlar istesin üretimi bir günde on katina cikarirlar onlar istesin bugün cöle suya bogarlar.. inanin bu böyle, onlar günlük hareket etmez onlar yol aliyor üzülme.. biz icindeyiz hersey anlatilmaz basit bir kac sey söyleyeyim.. avrupada yetismeyen dogal ortamda hic birsey yoktur hersey yetisiyor tarim alanlarida okadar bol okadar düzenli isteseler dedigim gibi üretimi on katina degil yüz katinada cikarirlar.. sakin kimse aldanmasin onlar tarim ülkelerine muhtac yok öyle birsey.. tam aksi belki tarimda biz onlara muhtaciz sakin onlar jormonlu demeyin asil bizler hormonlandik!!!.. almanya örnegi soguk ülke bilirmisiniz burda findikta yetisir seftali kiraz ceviz ayva incir dahi vede birinci sinif.. normal ortamda artik gerisini siz kavrayin.. buranin ne suyu biter nede ormanlari.. bakin bizdeki gibi duble yolun pesinde kosmazlar biliyorsun bizdeki duble yolda arabalar kafa kafaya carpisir.. nasil duble yolsa herneyse.. bakin bunlarda son yillarda hummali bir calisma örnegi daha vereyim daha fazlasinada veremem ajanlik olur demi! bakin yollarin belli kesimlerini yani baslarini gölete ceviriyorlar sasanliklar yapiyorlar bu ülkenin her yani nehir göl oldugu halde!!! zaten her kasabaya ugrayan nehirleri otoyol gibi hareketlidir.. Nasil mi yapiyorlar altina minder bile dösüyorlar inanilmasi zor teknikleri uyguluyorlar.. okadar anlatilacak sey var ki onlar yolda bizler hanci hesabi.. nedeyelim bir gün darisi bizim basimiza...Hoscakal
Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2009 16 yıl Tum Bilim adamlarinin bir araya gelip birseyler yapmalari icin dunyada tum insanin once bilinlenmesi gerekir once kendimiz bilinclenecegiz ve birseyler yapacagizki daha sonra bilim adamlarindan birseyler bekleyecegiz.. Degilse bilim adamlari hic birzaman bos durmuyorlar herzaman yeni birsey icat ediyorlar onemli olan biz o icatlari nasil degerlendiriyoruz o icatlarin hakkini veriyormuyuz mesele budur..saygilar hangi bir araya gelmeden bahsediyorsun.. soyutsuz bir basbakan olurmu bilimsiz bir basbakan olurmu Sayın Yakisikli ve Efendi Türkler Eğer ki bu haber Kötü Bir Haber icerikliğini okumuşsunuz dur...yer alıyor ise Gazeteler de ve bizlere sunluyor ise... Bu değil sadece Türkiyenin sorunu Tüm Dünyanın Sorunudur bence Bu yüzden diyorum herkez kendi kapına sığınmaktan vaz gecse Ayrıca onca icatların kime faydası olacak, bir zaman sonra Asıl soruna cözüm bulunmaz ise... Saygilar
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2009 16 yıl Sayın Yakisikli ve Efendi Türkler Eğer ki bu haber icerikliğini okumuşsunuz dur...yer alıyor ise Gazeteler de ve bizlere sunluyor ise... Bu değil sadece Türkiyenin sorunu Tüm Dünyanın Sorunudur bence Bu yüzden diyorum herkez kendi kapına sığınmaktan vaz gecse Ayrıca onca icatların kime faydası olacak, bir zaman sonra Asıl soruna cözüm bulunmaz ise... Saygilar Sayin birce Elbetteki bu sadece Turkiyenin sorunu degildir eger bu gezegen her milletin ve her insanin ise sorunlarimizda ortaktir.. Ortak sorunlarada hep beraber oturup cozmek cozum aramak gerek ama su bir gercekki dunyanin hic ama hic bir yerinde sagduyulu dort dortluk bir insan yoktur kimileri cok bazilari az duyarlilardir buda breylerin yeterince bilgilendirilmemelerinden kaynaklaniyor bilgilenmek icin illaki universite bitirmek gerekmiyor insanlar universite bitirmedende kendini gelistirebilir ama kendini gelistiren cok az insan vardir.. Bugun dunyadan baska yasanacak bir gezegen yoktur her nekadar NASA arastirsada bulacaklarinida sanmiyorum diyelimki buldular oyuzdenmi Dunyayi bukadar somurmekteyiz yok etme cabasindayiz.. Elimizdekinin degerini bilmezsek baska seylerin degerini nasil anlayacagiz ?? Bugun cikarlar olmazsa belkide dunya bukadar yaslanmazdi bukadar yok olmanin esigine gelmezdi.. Bilim adamlarinin icatlari insanlarin hayatini kolaylastirmak icin ama dedigim gibi Eger insanlar bir an once silkinip kendisine gelmezse bilim adamlarinin ugraslari bosunadir.. Sizinde yazmis oldugunuz gibi herkes kendi evinin onunden baslayabilir, agac dikerek birbirini severek sayaraktan baslayabilirlerki .. Sevgi saygi bugun en kolay bulunani ve maddiyat gerekmiyor yeterki icimizden gelsin bizler birbirimizi nekadar cok sever sayarsak okadar buyuk adimlar atmis olur en buyuk problemlerin ustesinden gelmis oluruz saygilar
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2009 16 yıl Sayin Birce Aslinda dunyayi heyecanlandiran bulusun bugun bulunduguna ben pek inanmiyorum cunku insan bilmedigi gormedigi birsey hakkinda fikir sahibi yada bir film yapamaz vucud isisi ile kuruyan kiyafetler falan filan bu buluslar aslinda yillar once bulunmustur... en guzel ornegini Back to the future filminde gorduk orada simdi soylenen teknolojinin hepsi mevcuttu yada kara simsekte konusan bir araba ozaman bunlar biliniyordu bilinmesi icinde demekki bir ornegi mevcuttu yoksa bilmediginiz birseyi hayal etmeniz imkansizdir.. fakat maliyeti ve uretimi cok pahali oldugu icin vede baska nedenlerden dolayi genelde uretim bekletiliyor.. Mesela kanser tedavisinde kullanilan igne bulunmustur fakat maliyeti ve pahali oldugu icin henuz piyasaya surulmuyor surulsede kimsenin alim gucu olmaz.. arkadaşım hayalgücü, bilimkurgu, bu kavramlar yabancı mı geliyor ? Yani back to the future serisinde olduğu gibi zaman makinesi aslında var ama, pahalı olduğu için henüz piyasaya mı sürülmüyor ? Ya da zaman makinesinin bir örneği vardıda ona bakarak mı çekti filmi adamlar ? "bilmediğiniz bir şeyi hayal etmeniz imkansızdır" bu ne arkadaşım. bütün teknolojik icatlar hayal olarak ortaya çıkmıştır önce. o yüzden yaratıcılıkta hayal gücü şarttır. "cunku insan bilmedigi gormedigi birsey hakkinda fikir sahibi yada bir film yapamaz" yani bu varsayımdan sonra verilen örnek filme bakınca. Demekki 1984 yılında zaman makinesi icad edilmiş, adamlarda ona bakarak film çekmişler
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2009 16 yıl Arkadasim ya benim yazdiklarimi yeterince dikkatli okumamissiniz yada sirf yorum olsun diye birseyler yapmissiniz.. Ben zaman makinesi var ama pahali diyemi uretilmiyor demisim dikkatli okuyun oradaki teknolojinin cogu bugun mevcuttur demistim.. Sen bilmedigin birseyin ismini veyahut nasil bir sey olacagi hakkinda hayalini nasil kuruyorsun ilginc hayal etmek ayridir icat etmek ayri icat ederken dahi ismini bilemezsiniz yada ne sekil alacagini bilemezsiniz.. Halen akliniz zaman makinesinde desenize sizin ) ne o zamani degistirmek gibi bir niyetinizmi var
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2009 16 yıl Arkadasim ya benim yazdiklarimi yeterince dikkatli okumamissiniz yada sirf yorum olsun diye birseyler yapmissiniz.. Ben zaman makinesi var ama pahali diyemi uretilmiyor demisim dikkatli okuyun oradaki teknolojinin cogu bugun mevcuttur demistim.. Sen bilmedigin birseyin ismini veyahut nasil bir sey olacagi hakkinda hayalini nasil kuruyorsun ilginc hayal etmek ayridir icat etmek ayri icat ederken dahi ismini bilemezsiniz yada ne sekil alacagini bilemezsiniz.. Halen akliniz zaman makinesinde desenize sizin ) ne o zamani degistirmek gibi bir niyetinizmi var arkadaşım sen kendi yazdıklarını tekrar oku ; Aslinda dunyayi heyecanlandiran bulusun bugun bulunduguna ben pek inanmiyorum cunku insan bilmedigi gormedigi birsey hakkinda fikir sahibi yada bir film yapamaz vucud isisi ile kuruyan kiyafetler falan filan bu buluslar aslinda yillar once bulunmustur... en guzel ornegini Back to the future filminde gorduk orada simdi soylenen teknolojinin hepsi mevcuttu yada kara simsekte konusan bir araba ozaman bunlar biliniyordu bilinmesi icinde demekki bir ornegi mevcuttu yoksa bilmediginiz birseyi hayal etmeniz imkansizdir.. fakat maliyeti ve uretimi cok pahali oldugu icin vede baska nedenlerden dolayi genelde uretim bekletiliyor.. "bunlar biliniyordu bilinmesi içinde demek ki bir örneği mevcuttu" onu diyorum zaman makinesi mi vardı ? 1984'te Sen leonardo Da Vinci'nin 15. yy da uçak tasarımları çizdiğini biliyor musun ? Julius Verne'in 19. yyda, içinde denizaltıların, uzay araçlarının olduğu romanlar yazdığını biliyor musun ? Birer örneği mi vardıda bu araçların adam romanını yazdı ?
Gönderi tarihi: 14 Ocak , 2009 16 yıl arkadaşım sen kendi yazdıklarını tekrar oku ; "bunlar biliniyordu bilinmesi içinde demek ki bir örneği mevcuttu" onu diyorum zaman makinesi mi vardı ? 1984'te Sen leonardo Da Vinci'nin 15. yy da uçak tasarımları çizdiğini biliyor musun ? Julius Verne'in 19. yyda, içinde denizaltıların, uzay araçlarının olduğu romanlar yazdığını biliyor musun ? Birer örneği mi vardıda bu araçların adam romanını yazdı ? Arkadasim Bugünkü anlamı ile ilk denizaltı'yı gerçekleştirme şerefi, Hollandalı fizikçi Cornelius Van Drebbel'e aittir.Drebbel,1620 yılında tek kişilik ve elle çalışan bir denizaltı yapmayı başardı. Bu denizaltı'nın içten elle idare edilen eklemli kürekler vasıtası ile hareket ediyordu.. Julius vernde 19 yuzyilda roman yazmasi gayet dogaldir.. ilk ucak ise Farablı İsmail Cevheri söylediğini yaptı ve kendisini boşluğa bırakıp uçmaya başladı. Bir süre sonra yere inmek istedi ama başaramadı ve aniden düşüp parçalandı. Bu olay 1002 yılında olmuştu Bu durumda Da Vinci de 15yyda ucak tasarimi yapmasi normaldi... 1984 zaman makinesimi vardi onu bilemem demek filmi yapildigina gore vardi.. ama calisiyormuydu o biraz tartisilir zira zamanda yolculuga inanmiyorum acikcasi ben.. cunku universitedeyken profosorumun bir sozu suydu zaman makinesi yapilamaz nedeninide gel git olaylariyla aciklamisti uzun zaman oldugu icin suan aklimda degil.. Demek oluyorki ornekleri vardi adamlar romanlarini yazmislar saygilar
Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2009 16 yıl madem ki hayalgücü, bilimkurgu, zaman makinasi... filmler den söz edilmis ve diyorsunuz ki "cunku insan bilmedigi gormedigi birsey hakkinda fikir sahibi yada bir film yapamaz" bu dogru olabilir fakat Aklıma benim hep birşey takılı kalıyor du eskiden, eski filimleri izlerken Olmayan birşeyi varmış gibi gösteren filimler...bunlar gün gelecek olacak diyordum kendi kendime Hep takılı kaldığım ise... plastik sandalyeler olmuşdur.. Uzaya ucuyorlar.. yemek odaların da olsun... diğer odalar da olsun... hep plastik sandalye vardı.. Bi bakayım dedim, bu plastik sandalyeler hakında neler bulabilecem diye... ilk plastik sandalyeyi italyan tasarimcisi joe colombo 1965 yilinda tasarlamis tek parca halinde uretilen plastik sandalye'nin babasi, 1967 yilinda "kesvedilmis". 1980 lerin basindan beri her 70 saniyede bir bildigimiz tek parca sandalye press'den cikiyor Science-Fiction Filimlerin den ise......... Star Trek dizisini biliyorsunuzdur, ilk düsünceler bu film üzerine 1960 yıların da başlıyor ve 1966 senesinden sonra ise yayın da ve bu plastik sandalyeler orada da vardı doğru hatırlıyor isem... Nereye getirmek istediğimi anlatabildim değil mi... Diyelim ki bu yazdiklarim da bir yerler de hata var... Baska Haber ise... Gecen de yine Amerikan Bilim adamları söz konusuydu, haberi aradım fakat bulamadım.. gözükmez yapabilmek icin calışmaları olduğuna dahil bir haber di, belki okumuşsunuzdur. Burada ise, dikatimi cekmesinin sebebi ... Bir şeyin üzerin de calışılıyor Fakat aynı anda... haberin iceriğin de... söz konusu Tanklar dı Onları da gözükmez yapabileceklerinden söz ediliyor du... Bu icat kime ve nasıl, yada hangi durumlar da yararlı olur, kullanabiliriz........söz konusu bile değil di. Onca Film izlemissizdir gözükmez adamlar la, cizgi film dahil... Burada da nereye getirmek istediğimi anlatabilmişimdir umarım Bir diger haber Sihirbazlık değil... Amerikalı bilim insanları, cisimleri havada tutmanın nasıl başarılabileceğinin yolunu buldu. http://www.haberkapisi.com/haber/bilim-ada...bulus-72972.htm Hicmi cizgi film olsun görmedik, ucan adamlar cocuklar ile .. ki bunlar henüz ilk denemeler... Siz ne düşünüyorsunuz bu konu da... Bence Dünyayı Heyecanlandıran Buluş dedikleri olsun ... Yada herhangi başka bircoğu icin önem taşıyan bir buluş olsun... Gercek anlamında Tarafsizca Tüm Dünya üzerinde kullanılan olumlu sonuclar getirebilen Bir buluş olmadıkca, onca buluşun ne anlamı kalıyor Birsey bulunuyor, kim kullanabiliyor, kimler... Karsiligini verebilecek gücte olabilenler degil mi Ya veremeyenler, ne olacak Saglik konusunda da onca gelismeler var... Bilim Adamların tarafından...... Elin de imkanı olmayanlar icin, bu buluşların ne faydası oluyor... Benim kafami kurcalayan bunlar... O yüzden diyorum bulacaklar ise birsey, her ne ise... Tüm Dünya ya yarayabilecek birsey olsun... Saygilar
Gönderi tarihi: 24 Ocak , 2009 16 yıl Türk ve ABD'li bilim insanlarının ortak çalışmasıyla, vücut hareketi, ısı ve titreşimi enerjiye çevirmede kullanılan malzemeler, saç telinden 5 bin kat incelikte üretildi. Böylelikle kendi enerjisini üreten malzemelerin yolu açıldı Teksas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Çağın, piezoelektrik malzemelerin bazı kristal ve seramik materyallerde bulunduğunu ve bu malzemelerin yıllardır elektronik ve mekatronik aygıtlarda yaygın biçimde kullanıldığını anlattı. HAYAL TEKNOLOJİLER 15 YIL SONRA GERÇEKLEŞECEK Çağın, mekanik enerjiyi kullanılabilir elektrik enerjisine çeviren piezomalzemelerin üretildiği materyallerin kimyasını, alaşımlarını ve nano yapılarını optimize etmeyi hedeflediklerini belirterek şöyle konuştu: "Bunlar şu an hayal gibi, ancak 5-10 sene sonra insanlar bunları sıklıkla kullanabilecekler" diye konuştu. Prof. Dr. Çağın, çalışmalarının uluslararası bilim dergileri Physical Review, Applied Physics Letters, Chemical Physics de yayınlandığını, benzer konularla ilgili patent başvurularının olduğunu da sözlerine ekledi. Gerçekten heyecan verici bir buluş! Gönül isterdi ki, Prof.Çağın, araştırmalarını yeterli ödenek ve imkan sağlansaydı da ülkemizde yapabilseydi.
Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2009 16 yıl Sayın CYRANO ben yine sizin, bu cumlenizi alıntı alıcam "cunku insan bilmedigi gormedigi birsey hakkinda fikir sahibi yada bir film yapamaz" yani bu varsayımdan sonra verilen örnek filme bakınca. Demekki 1984 yılında zaman makinesi icad edilmiş, adamlarda ona bakarak film çekmişler madem ki hayalgücü, bilimkurgu, zaman makinasi... filmler den söz edilmis Hep takılı kaldığım ise... plastik sandalyeler olmuşdur.. Uzaya ucuyorlar.. yemek odaların da olsun... diğer odalar da olsun... hep plastik sandalye vardı.. Bi bakayım dedim, bu plastik sandalyeler hakında neler bulabilecem diye... ilk plastik sandalyeyi italyan tasarimcisi joe colombo 1965 yilinda tasarlamis tek parca halinde uretilen plastik sandalye'nin babasi, 1967 yilinda "kesvedilmis". 1980 lerin basindan beri her 70 saniyede bir bildigimiz tek parca sandalye press'den cikiyor Science-Fiction Filimlerin den ise......... Star Trek dizisini biliyorsunuzdur, ilk düsünceler bu film üzerine 1960 yıların da başlıyor ve 1966 senesinden sonra ise yayın da ve bu plastik sandalyeler orada da vardı doğru hatırlıyor isem... Nereye getirmek istediğimi anlatabildim değil mi... Diyelim ki bu yazdiklarim da bir yerler de hata var... . . Onca Film izlemissizdir gözükmez adamlar la, cizgi film dahil... Burada da nereye getirmek istediğimi anlatabilmişimdir umarım Türk araştırmacıdan görünmezlik pelerini Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) araştırmacıları, cisimleri belli frekanslarda görünmez kılan nanoteknoloji tabanlı malzeme geliştirdi AA-Türkiye’nin tek Descartes bilim ödülü sahibi olan Bilkent Üniversitesi NANOTAM Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay’ın başkanlığını yürüttüğü projede doktora öğrencisi Atilla Özgür Çakmak tarafından geliştirilen ’’görünmezlik pelerini’’ teknolojisi, askeri araçların üzerine kaplanacak bir metamalzeme sayesinde istenilen frekans bandında, tankların hatta havadaki uçakların görünmezliğine olanak sağlıyor. Görünmezlik pelerini, parazit ve gürültü oluşturmadığından dünya literatürüne de pek çok yenilik katıyor. Prof. Dr. Özbay, son yıllarda dünyanın en önde gelen araştırma merkezlerinin, üniversitelerinin tam ve kesin bir görünmezliğe ulaşabilecek teknolojileri geliştirmeye odaklandığını ifade etti. Bu rekabete Türk araştırmacılar olarak kendilerinin de katıldığını dile getiren Özbay, NANOTAM’da geliştirdikleri metamalzeme tabanlı ’’görünmezlik pelerinin’’ dünyadaki benzerlerine göre yenilikler içerdiğini kaydetti. ’’Görme’’ ya da ’’algılama’’nın, bir cisimden yayılan ya da üzerine çarpıp saçılan elektromanyetik dalgaların algılayıcılara geri dönmesiyle gerçekleşen bir süreç olduğunu anlatan Özbay, ’’Görünmezlik sağlamak için yapılacak şey, saklanacak cismin elektromanyetik dalgaları saçmasını önlemek, dalgaların çarpmasını engellemek ya da çarpan dalgaların gelişigüzel saçılmasını önlemekle gerçekleşebilir. Herhangi bir cismin üzerine kaplanacak bu özel pelerin sayesinde cisimler görünmez kılınabiliniyor’’ bilgisini verdi. "CİSİMLER ’GÖRÜNMEZ’ HALE GELEBİLDİ’’ Prof. Dr. Özbay, merkezde yaptıkları başarılı deneyde, alıcı ve verici arasına konan metal bir silindirin elektromanyetik ifadelerle ’’görünmez’’ kılındığını bildirdi. ’’Görünmezlik pelerini’’ olarak adlandırılan tam görünmezliğin, teorik olarak uzayda arındırılmış bir bölge yaratmakla mümkün olacağını belirten Özbay, geliştirdikleri metamalzemelerle saklanmak istenilen cismin etrafı kaplandığında cismi belli elektromanyetik dalgalar için görünmez kılmanın mümkün hale geldiğini kaydetti. Bilim çevrelerinde ’’halının altına saklamak’’ olarak isimlendirilen pelerinleme yöntemi ile Bilkent Üniversitesinde gerçekleştirilen deneylerde radyo frekanslarında bir metal silindirin elektromanyetik ifadelerle görünmez hale getirildiğini bildiren Özbay, şöyle konuştu: ’’Normalde metal bir yüzeyin üzerine gelen dalgaları saçılıma uğratması ve hatta arkasında gölge bırakması beklenir. Oysa ki metal silindirin etrafına metamalzemeler kullanılarak örülen pelerin sayesinde elektromanyetik dalgaların yollarına hiç bir bozulma yaşamaksızın devam etmesi sağlandı. Bu çeşit bir sistemi dışarıdan elektromanyetik dalgalar yardımı ile tarayan bir okuyucunun ortaya yerleştirilen metal silindiri fark etmesi imkansızlaştırıldı.’’ ’’ULUSLARARASI LİTERATÜRDE TÜRK BAŞARISI’’ Türkiye’nin bu çalışma ile birlikte görünmezlik pelerinini üretme teknolojisine erişebilen ABD ve iki Avrupa Birliği üyesi ülkenin ardından 4. ülke konumuna geldiğini bildiren Özbay, ’’Bilim merkezleri arasında bir rekabete olanak sağlayan bu yarış nefes kesici. Mükemmel görünmezliği elde etmek için sürekli geliştirilen ve güncellenen yeni tasarıların sanayiye ve askeri kullanımlara uyarlanmasıysa tahmin edilenden daha kısa sürede gerçekleşecek’’ dedi. Ar-Ge çalışmalarının bu yılın başında ’’New Journal of Physics’’ dergisinde yayımlanarak literatüre girdiğini bildiren Özbay, görünmezlik deneyine dair detaylı bilgilerin popüler bilim dergisi ’’NTV Bilim’’in Ağustos sayısında yayımlandığını belirtti. Metamalzemeleri ’’doğada kendiliğinden var olmayan özellikler gösterebilen sihirli materyaller’’ olarak tanımlayan Özbay, görünmezlik pelerininin temel çalışma prensibinin J. K. Rowling’in romanlarındaki Harry Potter’ın görünmezlik pelerinlerinini hatırlattığını söyledi. Görünmezlik pelerininin roman boyunca Harry’e düşmanlarının gözlerinden ve sezilerinden uzak, güvenli bir ortam sunduğunu vurgulayan Özbay, ülkelerin savunma sanayilerinin hedeflerinin yalnız filmlerde rastlanan bu teknolojilere benzer olduğunu ifade etti. Görünmezliğin, bu teknolojiyi elinde tutabilen ülkelere üstün istihbarat yetileri kazandıracağını dile getiren Özbay, bunun çok uzakta olmadığını belirtti.Özbay, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Askeri araçların üzerine örülecek bir pelerin sayesinde istenilen frekans bandında, tankların hatta havadaki uçakların bile görünmezliğine olanak sağlanabilecek. Pelerin günümüzde görünmezlik teknolojilerinde kullanılan örneklerinin aksine herhangi bir ekstra yayın yaparak parazit oluşturma ve düşmanın aklını karıştırmaya ihtiyaç duymadığından elektromanyetik açıdan herhangi bir gürültü yaratmasına gerek kalmayacak. Aracı kumanda eden askeri personel için çok daha sağlıklı bir seçim olabilecek. Çalışmamızda mevcut yöntemleri daha da ileriye taşıdık. Eskiden havada asılı kalan cisimler görünmez kılınmakla uğraşılırken şimdi karada duran bir tankı da görünmez kılmak mümkün hale gelecek.’’ ’’GÖLGE SORUNU DA ORTADAN KALKTI’’ Özbay, dünyadaki mevcut görünmezlik pelerini çalışmalarının henüz kesin bir görünmezlik sağlayabildiğini söylemenin mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti: ’’Soğurulan elektromanyetik dalgalar, yerlerinde nüfuz edilememiş hareketli bir gölge bırakıyor. Bizim geliştirdiğimiz malzemeler ise bu gölge problemini de ortadan kaldırıyor. Görünmez kılınmak istenen cisme gönderilen elektromanyetik dalgaları yansıtmamak ve saçılıma uğratmamak artık tek amaç değil; ana hedef, bu arada arkada herhangi bir gölge de bırakmamak. İşin asıl zor kısmı bu. Bu söylenilenler doğrultusunda gerçekleştirilebilecek bir pelerinin çok maliyetli olacağı düşünülebilir. Oysa sözkonusu yapılar tamamen yalıtkan ve metallerden oluşuyor. Çok ufak boyutlardaki yapıtaşlarından oluşacak pelerin, bu boyutlardaki imalat tekniklerinin gelişmişliğinin getirdiği yüksek üretim hızı ve hammaddesinin kolay temini ile gelen ucuzluk sayesinde şu anda yaygın tekniklerden çok daha az maliyetli olacak.’’ ’’MANZARAYI BOZAN AĞAÇ GÖRÜNMEZ YAPILABİLECEK’’ Görünmezlik pelerininin sivil uygulama alanlarının da bulunacağını aktaran Özbay, vücudunda metalik implant ya da kalp pili taşıyanların da bu teknoloji ile güvenle MRI’a girmesinin sağlanabileceğini söyledi. Özbay, medikal cihazların pelerinlenmesinin alışveriş merkezlerinde, havalimanları gibi güvenlik kontrol noktalarında da işleri hızlandıracağını, hastaların sürekli bir açıklama getirmek durumunda kalmayacağını dile getirdi. Cep telefonu sinyallerinin rotalarını engellerden en az etkilenecek şekilde yönlendirmenin de bu teknoloji ile mümkün olacağını kaydeden Özbay, şöyle konuştu: ’’Rota üzerinde bulunan coğrafi engeller elektromanyetik dalgalar için ölümcül olabiliyor. Bir dalga kılavuzu rolünü üstlenecek olan pelerinleme teknikleri sayesinde bilgi taşıyan dalgalarımızı istediğimiz doğrultularda ve nispeten az kayıplarla yönlendirebileceğiz. Belki düşük kayıplar sayesinde daha az baz istasyonuna ihtiyaç duyabileceğiz. Duyarlı ekipmanları radyo dalgalarından, elektrik ve manyetik alanlardan koruyabileceğiz. Hatta daha da cüretkar konuşursak, bu malzemelerle ileride manzaranızı kapatan bir ağacı da pelerinleyerek, kesmeden görüş sahanızın dışına çıkarabileceksiniz.’’ ~~~ Konu tartışıldığı vakitler, buna benzer bi yazı gazetlerimiz de yer almış dı sonradan bulup ekleyemedigim... Gerci henüz kesin birsey yok Gercekleşirmi dersiniz... Birde bu yazıda bir cümleye takılı kaldım, daha doğrusu başlığa ’’MANZARAYI BOZAN AĞAÇ GÖRÜNMEZ YAPILABİLECEK’’ Var sayalım gercekleşdi Ağac yerinde duruyor ( yok olmuyor ) ( gözükmez oluyor ) ve herhangi birisi evinin manzarasını bozuyor diye... gözükmez yaptı Peki yoldan gecen bi araba bunu görmediği vakit kaza yapmaz mı... yada insanlar yolda yürürken üzerine giderler ise.. Hem neden bula bula ağacı misal olarak vermişler ki... Asıl oncası gözükmez yapılması gereken var iken... Saygılar
Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2009 16 yıl Ben bunu yabancı bir öğrencinin bulduğunu okumuştum haberlerde.Arabasını görünmez yapmıştı
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.